8 Mart Dünya emekçi kadınlar günü kadınlarımızı yılda bir gün de olsa anımsamak, onların varlığını betimlemek, kadınların sınıflı toplumlarda nasıl ve ne şekilde ezildiğini dile getirmek amacıyla yılda bir gün de olsa kutlanmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde kadın cinayetlerinin ayyuka çıktığı, kadına yönelik cinsel istismarların küçük çocuklar dâhil olağan hale geldiği, bu cinsel istismar ve kadın cinayetlerini önleyebilmek için en önemli bir konumda bulunan yargı erkinin "iyi hal" indirimler bahaneleri ile eli kanlı katillere ve istismarcılara ödül gibi "cezaların" verildiğini maalesef ibretle izlemekteyiz. Sorun öyle bir kangren bir durum almıştır ki, kadına yönelik cinsel tacizleri önlemesi gereken kollukta bile kolluk içerisindeki kişinin bile kadına yönelik aleni olarak tacize varan tutum ve davranışlarda bulunduğu iddiaları medyada yer bulmaya başlamış bu durum toplumca esefle ve de ibretle izlenmiştir.
Kadına bakış açısı ve değer verme sembolikte olsa senede bir gün onu kutsama olamamalıdır. Kadının ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel, sportif vb. yani yaşamın her alanında temsiliyeti mutlak suretle sağlanmalıdır. Kadınların bu belirtilen yaşam alanlarında katılımları sembolik düzeyde ve aksesuar görüntüsünde olmamalıdır. Kadına senede bir gün methiyeler dizerek, senenin 364 günü zehirli diller kullanıp, bir gün bülbüller gibi şakırdamak hiç de samimi bir tutum değildir. Kadınlar senede bir gün değil senede her gün yaşamın her alanında yeterli derecede ve düzeyde söz sahibi olmalıdırlar. Yoksa senede bir gün çiçeklerle ve rengârenk balonlarla sokaklarda aksesuar gösterimi yapmak toplumda kadına gerçek anlamda yer vermek değildir. Toplumun kadına yönelik cinsiyetçi, feodal ve aşağılayıcı bakış açısını kırmanın tek ve biricik yolu kadına yaşamın her alanında temsiliyetine yeterli düzeyde yer vermekten ve onların bu alanlarda yeterli olarak yer almasından geçmektedir. Aksi bir tutum havanda su dövmekten öteye geçmeyecektir.
Sonuç olarak kadınlarımıza hak ettikleri değeri vermenin yolu senede bir gün şatafatlı anmadan değil senede her gün yaşamın her alanında kendilerine doğru bir şeklide yer verilmesinden geçmektedir.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz köşe yazısı sitemize 07.03.2019 tarihinde Hasan Azaklı tarafından girilmiştir. Metnin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, köşe yazısı metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu yazarın iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle