Kaygı, gelmesi olası bir tehlikeden korkma hali olarak tanımlanmaktadır. Kaygıların en önemli özelliği, insanın normal davranışlarına etki etmeleridir. İnsan kaygılı olduğu zaman davranışları bozulur. Öğrenme etkililiğini ve beceri mükemmelliğini kaybeder. Öğrencinin sınavlardaki kaygılı olma hali heyecan ve korku durumunun oluşmasına neden olmakta, bu durum çocuğun olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır.
Önümüzdeki haftalar, gerek İlköğretim sonrası Ortaöğretime yönlenme gerek Ortaöğrenim sonrası üniversitelere yönlenmelerin belirleneceği sınavların yapılacağı bir maratona girilmektedir. 10 Haziran 2007 tarihinde yapılacak OKS(Ortaöğretim Kurumlar Sınavı) ve 17 Haziran 2007 tarihinde yapılacak ÖSS(Öğrenci Seçme Sınavı)şimdiden aileleri ve öğrencileri büyük bir sınav stresi, heyecanı içerisine sokmuş bulunmaktadır. Çocuklarımızın geleceklerine yön verecek ve bir gün içerisinde birkaç saat içine sığdırılarak gerçekleştirilen bu sınavlar doğal olarak çocuklarımız üzerinde yüksek düzeyde kaygı, korku ve heyecan oluşmasına yol açmaktadır. Bu olumsuz koşullara bir de anne-babanın dolaylı veya dolaysız “ bu sınavı kazanmalısın”şeklinde söylem ve tutumlarını içeren davranışlar eklendiğinde, çocuklarımızda üst düzeyde heyecan, korku ve kaygı oluşumu meydana gelmektedir. Bu psikolojik atmosferle sınava giren çocuk “başarabilecek miyim? Ya başaramazsam?” gibi soruları sürekli kendi kendine sormakta, sonuçta çocuk üzerinde depresif tutum ve davranışların oluşması hızlanmaktadır. Bu ruh haliyle sınava giren birey, sınavda başarılı olmak bir yana kendi iç dünyasıyla sürekli savaşmaktadır. Bireyde oluşan bu heyecan, korku ve kaygı ileride bireyin kişiliğinin olumsuz şekilde etkilemesine yol açacaktır. Gerek okul yöneticileri, gerek öğretmenler gerekse anne ve babalar çocukta oluşabilecek olumsuz kişiliğin önüne geçilmesi için gerekli özeni göstermeli, çocuğa sınav fobisi verilmemeli, çocuk mümkün olduğunca sınav stresinden arındırılmalı, çocuktaki sınav kaygısı, heyecanı törpülenmeli ve söndürülmelidir. Unutulmamalı ki, kaygı, heyecan ve korku düzeyinin yüksek olması bireyin sınavlarda rahatlıkla doğru yanıtlayabileceği soruları bile yanıtlayamamasına yol açmaktadır.
Esas olarak eğitim sürecinde ele alınması gereken temel yaklaşım;çocuklarımızın çok yönlü, tüm yetileri ve yeteneklerini geliştirmeyi, onları tek boyutlu işbölümünün esiri olmayan, tek bir uzmanlık alanının içinde körelmeyecek insan yaratmayı hedefleyen eğitimsel yaklaşım olmalıdır.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz köşe yazısı sitemize 13.04.2018 tarihinde Hasan Azaklı tarafından girilmiştir. Metnin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, köşe yazısı metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu yazarın iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle