Tarih insanlığın geçmişi, bugünü ve geleceği arasında bağ kurmayı sağlayan bir bilim dalıdır. Tarih biliminin ele alınması ve öğretilmesi, sadece olayların tarihsel olarak kronolojik şekilde sıralanması ve bu sıralamayı bazı tarihsel vakaları, argümanları hikâyeleştirerek yapılması bilimsel bir yöntemle tarih öğretmek değildir. Tarih bilimi ve tarihsel olayların öğretilmesi bilimsel olarak ele alındığında, tarih sadece olayların kronolojik olarak sıralanması ile öğretilmez. Gerçek tarih öğretimi tarihsel olayların nedenlerini, sonuçlarını irdeleyen, sorgulayan, toplumsal olayların evirilmesini her yönüyle ele alan bir öğretim stratejisi şeklinde ele alınmalıdır. Genel olarak tarih öğretimi üzerinde durulurken yerel bazda yerel tarihin ele alınması, yerel tarihin incelenip irdelenmesi gerekmektedir. Tarih öğretiminde yerel tarih irdelenmesi yapılırken, yakın çevredeki tarihi yapılar, kalıntılar, buluntular, kuleler, mabetler, köprüler v. b. detaylı olarak ele alınıp incelenmeli, bu yapıların tarihlendirilmesi yapılmalı, bu tarihi yapılarla sosyal ilişkiler ortaya çıkarılmalı, geçmişten günümüze yerel anlamda tarihsel gelişim akıl süzgecinden geçirilerek yakın çevrenin tarihsel gelişimi bilimsel temelde ele alınıp öğretilmelidir. Daha sonra yerel tarihten ülke ve dünya tarihine gidilmeli, tarih öğretiminde bu zincirleme ilişki sağlıklı bir yapıya oturtulmalıdır. Tarih öğretiminde klasik anlamda Baltacı Mehmet-Katerina ilişkisi olarak pespayene bir şekilde ele alınması hiç de bilimsel bir yaklaşım değildir. Bu yaklaşım temelinde tarih öğretimi sadece skolâstik bir yaklaşımla öğretimi içermektedir. Böyle yaklaşımla verilmek istenen tarih anlayışı bireylerde sağlıklı bir tarihsel bakış açısını oluşturmaz ancak ezberci bir mantalitenin ortaya koyulmasına yol açılmasına neden olur. Tarih öğretimi yapılan savaşların sonucunda bağıtlanan anlaşmaların sadece tarihlerinin öğretilmesi sınırlılıkları ile kalmamalıdır. Tarih öğretimi o haklı, şu haksız diye ele alınan bir yaklaşımla yapılmamalıdır. Tarih öğretiminde tarihsel olayların gelişimi, nedenleri, etkileri, bir sonraki toplumsal yaşama olumlu veya olumsuz yönde katkıları v. b. durumlar detaylı olarak analiz edilmeli, bu yapılan tarihsel analizler sentezlenerek bilimsel bir tarih öğretimi yapılandırılmalıdır.
Ülkemizde gerek üniversitelerimizde gerekse örgün eğitim kurumlarımızda tarih öğretiminde bilimsel yaklaşım ne yazık ki istenen trendi yakalamakta henüz uzak bir durumdadır. Tüm eğitim kurumlarımızda ve eğitim örgütlerinde bu durum detaylı bir şekilde sorgulanmalıdır.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz köşe yazısı sitemize 31.12.2013 tarihinde Hasan Azaklı tarafından girilmiştir. Metnin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, köşe yazısı metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu yazarın iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle