Dekap Meclisinden Manifesto Gibi Açıklama

18/06/2014 09:24

“Hayatın Akışına Kelepçe Vurdurmayacağız!”


Haber: Hayati Akbaş







16 İl ve 87 bileşenden 96 temsilcinin katılımıyla Rize’de toplanan Derelerin Kardeşliği Platformu Meclisinden Manifesto gibi sonuç bildirisi geldi. “Hayatın Akışına Kelepçe Vurdurmayacağız!” diye açıklanan sonuç bildirisinde şu ifadelere yer verildi. “Özellikle Karadeniz Bölgesi’nde yapılması planlanan ve doğal yaşam alanlarına verdiği geri dönüşümsüz zararlar bilimsel raporlar ve yargı kararlarıyla ortaya konulan HES projelerine karşı mücadele eden Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP), bir kez daha vadileri Meclis çatısı altında buluşturdu.

DEKAP’ın dönemsel olarak yapılan ‘Bölge Koordinasyon Kurulu Toplantısı’ yerine oluşturulan Meclis, 3. toplantısını da Rize’de gerçekleştirdi.

41 Vadiden 96 Temsilci

Bölgedeki 16 il, 45 vadi ve 87 bileşenden 96 temsilcinin katıldığı toplantı sonrasında hazırlanan sonuç bildirisi, adeta ‘Derelerin Manifestosuna’ dönüştü.

DEKAP Meclisinin sonuç bildirisinde, “Derelerimize, vadilerimize, doğal yaşam alanlarımıza göz diken; gözünü kar hırsı bürümüş bir takım çevreler, ellerindeki gücü kullanarak yasa ve uygulamalarıyla ölüm fermanımızı hazırlıyorlar” denildi.

“Sularımızı Alarak Bizi Yurtsuzlaştırıyorlar!”

‘Enerji açığı, enerjide dışa bağımlılık’ gibi söylemlerle kamuoyunun yanıltılmaya çalışıldığına işaret edilen açıklamada, hidroelektrik santrallerin (HES), ülkemizdeki uygulamalarıyla yenilenebilir enerji kaynağı değil, yıkım projeleri olduğu savunuldu.

Derelerde akan, bulunduğu bölgelere yaşam kaynağı olan, doğal yaşam alanlarına, etrafındaki bütün canlılara can veren suların, alınıp-satılabilen bir meta olarak sadece enerji kaynağı şeklinde görüldüğü ifade edilen bildiride, “Sularımızı, topraklarımızı elimizden alarak, bizi göçe zorluyorlar; yurtsuzlaştırıyorlar” denildi.

Paranın Gücüne Karşı Derelerin Kardeşliği!

Yaklaşık 8 yıldır, sürdürülen demokratik ve hukuksal mücadelede alınan yargı kararlarına karşın, HES projeleri, yüksek gerilimli iletim hatları, taşocakları ve maden arama çalışmaları, nükleer ve termik santraller nedeniyle doğal yaşam alanlarının, katledildiği, geri dönüşümsüz tahrip edildiği kaydedilen bildiride, “Gözünü rant ve para hırsı bürümüş emperyalist paylaşım gurupları, su varlıklarımıza, vadi ve derelerimize, doğal yaşam alanlarımıza planlı bir şekilde saldırmaya devam ediyorlar. Sularımız, ‘Su Kullanım Hakkı Anlaşmaları’ ile 49 yıllığına satılarak, binlerce yıldır hayat verdiği coğrafyada kelepçeleniyor, önüne setler çekiliyor ve karanlık tünellere hapsediliyor. Oysaki su, yaşamın en temel varlığı, bütün canlıların hakkı, dünümüz ve yarınımızdır! Asla boşa akmayan derelerimiz, binlerce yıldır bereketli tarlalarımızı suluyor. Ekmek oluyor, geçim oluyor, iş oluyor, aş oluyor. . . Vadilerimizde hayatı yeniden ve yenileyerek var ediyor. Suyumuza sahip çıkarak toprağımıza, ürünümüze, hayatımıza, dünümüze, bugünümüze ve de yarınımıza sahip çıktığımızı biliyoruz. Suyumuza sahip çıkarak binlerce yıllık türkülerimize, boz ayıya, alabalığa, göğe yükselen çamlara, ladinlere, çınarlara, çaya, fındığa, uçsuz bucaksız tarlalara, yaylalara, ovalara sahip çıktığımızı da biliyoruz. Bizler, bu vadilerde doğanlar, bu vadilerde atalarımızla yan yana gömülmeyi arzu edenler; buralarda ürettiklerimizle geçinenleriz. Bu vadilerin ayrılmaz parçaları, kadın ve erkekler, genç ve çocuklarız… Binler, on binler, yüz binler, milyonlarız. Hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye inanıyor; bilim ve aklın bizim yanımızda olduğunu biliyoruz. Paranın gücüne karşı Derelerin Kardeşliğine inananlar olarak, suya sahip olma hırsının bir aracı şeklinde ortaya konan HES projelerine karşı çok yönlü mücadelemizi tavizsiz ve kararlılıkla sürdüreceğiz!

“Susuz Yaşam Düşünülemez!”

HES’lerin aynı zamanda suyun ticarileştirilmesinin altyapısı olduğu ve asıl hedefinin suya ve toprağa sahip olmak olduğu iddia edilen bildiride, “Yaşamın temel kaynağı olan su, ticari bir mal/meta değil, tüm canlıların yaşamını sürdürmek için ulaşım hakkının eşit olduğu doğal bir varlık, ekosistemin vazgeçilmez parçasıdır. Tüm canlıların sudan yararlanma hakkı vardır ve hiçbir canlı kendi su ihtiyacının diğerlerinden daha önemli ve öncelikli olduğunu ileri süremez! Su, bulunduğu ortamın asli unsurudur. Hiçbir şekilde yatağı değiştirilemez, bulunduğu alandan başka bir alana taşınamaz! Kullanım hakkı hiçbir şekilde devredilemez! Doğal yaşam ile su ilişkisini dikkate almayan hiçbir karar, uygulama, yasal düzenleme kabul edilemez! Suyun kullanımı; çevresel, kültürel ve sosyal sürdürülebilirlikten uzak ele alınamaz. Canlı türlerinin yok olma noktasındaki suyu ifade eden ‘Can Suyu’ kavramı veya böyle bir adalet anlayışı kabul edilemez, ahlaki görülemez; ‘Can Suyu’ tartışması dahi yapılamaz”

Köylüler, Terörist!

DEKAP Bildirisinde ayrıca, vadi ve köylerinde yaşam mücadelesi verenlerin ötekileştirilmeye çalıştırıldığına vurgu yapılarak; “Dere ve sularımıza el koymak üzere, iş makinelerini vadilerimize sürenler, siyasi iktidarın yol göstericiliğinde, her türlü hukuksuzluğa ve düzenbazlığa başvurarak, yerel direnişleri alt etmek için büyük bir çaba sarf ediyorlar. Kolluk kuvvetleri, polis ve jandarma da bu çabanın ön safında yer alırken; köylülerimiz ‘terörist’ ve ‘vatan sevmez’ olarak nitelendirilmekte, toplum algısı yanıltılmaktadır! Bunun için vadi ve doğal yaşam alanlarında devam eden, başlayan yerel mücadelelerle dayanışmaya, desteklemeye, bir ve beraber olmayı sürdüreceğiz. Mücadeleye yeni başlayan/başlayacak vadilere her türlü desteği sunmaktan, enerjimizi, bilgi birikimimizi ve olanaklarımızı paylaşmaktan geri durmayacağız.

Dayanışma Görevi!

Su hakkı mücadelesinin, toprak ve yaşam mücadelesinden ayrı düşünülemeyeceği vurgusu yapılan Bildiride, şu ifadelere de yer verildi: “Ülkemizdeki çevre ve toprak mücadeleleriyle dayanışma içinde olmayı, görev olarak önümüze koyuyoruz. Yerellerden başlayan, yerellerin önceliğinde gelişen mücadelenin, tüm ülkede ortak bir dil, ortak bir eyleme dönüşmesi için çaba harcayacağız. İktidarın mücadelemizi kırmak, HES ve benzeri projeleri hayata geçirmek, ulusal ve uluslararası sermaye guruplarının derelerimiz, vadi ve sularımızla, doğal yaşam alanlarımıza topyekûn saldırmasının önünü açmak için hazırladığı ‘Yıkım Yasası’ niteliğindeki Kanun Tasarıları karşısında aynı şekilde direneceğiz! İstedikleri kanun ve yasal düzenlemeleri yapsalar dahi, bu projelerini, şirketlerini ve bunları savunanları vadilerimize, dere kenarları ve doğal yaşam alanlarımıza sokmayacağız… Derelerin Kardeşliği Platformu olarak bu zorlu süreçte büyük bir sorumlulukla karşı karşıya olduğumuzun bilinci ile hareket edeceğiz. ”

Projeler Durdurulup, İptal Edilsin!

Doğal yaşam alanlarına zarar veren bütün projelerin durdurulup iptal edilmesi çağrısında bulunulan DEKAP Meclis Toplantısı Sonuç Bildirisi şöyle tamamlandı: “Bu kararlılık ve inançla bütün karar vericileri, tarafları; başka canlılar, çocuklar yokmuş gibi, gelecek kuşaklar olmayacakmış gibi, sürdürdükleri bu bencil, akıl, bilim, hukuk ve yasadışı davranışlardan vazgeçmeye çağırıyoruz. Bütün HES projeleri durdurulmalı, ‘Su Kullanım Hakkı Anlaşmaları’ ile üretim lisansları iptal edilmelidir. Büyük bir sorumluluk duygusu ile doğasını, toprağını, suyunu, tarihini, kültürünü savunan yöre halkına ve onların sivil örgütlerini ve özellikle de, tamamen bağımsız yerel bir halk hareketi olarak, halkın mücadelesi ile gelişen Derelerin Kardeşliği Platformunu hedef haline getiren saldırılara son verilmelidir. Her ne koşulda olursa olsun, ülkemizin su kaynaklarına yapılan bu planlı saldırıların önünde durarak, HES’lere karşı sürdürdüğümüz demokratik ve hukuksal mücadelemizi Anayasal hak ve ödevlerimiz, hukukun üstünlüğüne olan bağlılığımız, demokrasiye olan inancımız ve yerel halk mücadelemizden aldığımız güçle; Bütün bu projeler durdurulup, Su Kullanım Hakkı Anlaşmaları ve Üretim Lisansları iptal edilinceye, doğal yaşam alanlarımızdaki katliam ve saldırılar durdurulup, suyun ticarileştirilmesinin önüne geçinceye kadar bundan sonra da var gücümüzle devam ettirme kararlılığındayız!. . ”

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 18.06.2014 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
 » Derelerin Kardeşliği Platformu 1.me...
 » Derelerin Kardeşliği Platformu Rize...
 » Derelerin Kardeşliği Platformundan...
 » Dekap’dan Su Günü Açıklaması Geldi...
 » Derelerin Kardeşliği Meclis Toplant...
 » Su Yaşamdır, Satılamaz, Su'ya Dokun...
 » Dekap’dan Orman Ve Su İşleri Bakanı...
 » Dekap Dönem Sözcüsü Ömer Şan'dan An...
 » Dekap’dan Çağrı...
 » Tehditlerin Altında Dünya Çevre Gün...
 » Danıştay’dan Hes’lerle İlgili Öneml...
 » Kardeş Dereler Mücadele İçin Toplan...
 » Rize’de Hes’e Karşı Mücadeleyi Yurt...
 » Unesco’dan Macahel’deki Hes’e Tepki...
 » Hopa'da Bir Gözaltı Dalgası Daha...
 » Dekap "Rize Belediyesi Bir An Önce...
 » Dereler Trabzon’a Aktı...
 » İkizdere’de Köylülere Hes Gözaltısı...
 » Türkiye Su Meclisinden "Su Manifest...
 » Dekap “Ağasar Dereleri Özgür Aksın”...



En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Şehir Plancıları Hopa’nın Haritasın...
 » Hopa’da Gergin Anlar...
 » Makedonyalı Türk Gençler Çaykur'un...
 » Hopa Uluslararası Lojistik Kongresi...
 » Dsi Artvin Bölge Müdürü Yıldız’dan...
 » Tiflis - Trabzon Direkt Uçuşları Ba...
 » Bakan Uraloğlu’ndan Rize - Artvin H...
 » Kemalpaşa Kaymakamı Ayaz Denetime Ç...
 » Kokarca Böceği İstilasına Rize Bele...
 » Başkan Erhan Yılmaz’dan İşadamı İsm...