Unesco’dan Macahel’deki Hes’e Tepki

08/05/2014 12:23

Unesco’nun Korumaya Aldığı Maçahel’deki Uğur Hes’in Çevreciliğini Savunan Bakanlık Yetkilileri Ve Avukatlardan Tarihi Çıkış...


Haber: Hayati Akbaş







Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 2006 yılında, ‘Dünya Biyosfer Rezerv Alanı’ olarak ilan edilen ve koruma altına alınan Artvin’in Borçka ilçesine bağlı 6 köyden oluşan Camili (Maçahel) yöresi de HES’lerin sarmal altına aldığı vadilerden biri.

Çeşitli çevre örgütlerinin de doğal yaşam alanları listesinde ilk sıraya aldığı Maçahel’de geliştirilen 8 ayrı HES projesinden biri olan ve yörenin Uğurlu Köyünde, Polat Holdinge bağlı Uğur Enerji şirketi tarafından yapımı planlanan Uğur 1-2 Regülâtörleri ve HES projesi için köylüler bir süre önce yargı mücadelesi başlattı.

Rize İdare Mahkemesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın proje için verdiği ÇED Olumlu Raporu’nun ‘yürütmesinin durdurulması ve iptali’ istemiyle açılan davanın karar duruşması tarafların katılımıyla yapıldı.

Uğurlu köylüleri adına Av. Yakup Okumuşoğlu’nun katıldığı davaya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, Artvin il Müdürlüğü yetkilileri ile HES şirketinin yetkilileri, avukatlar HES karşıtı ve HES yanlısı köylüler de katıldı.

Duruşmayı aynı zamanda, Rize’nin Salarha Vadisine bağlı Küçükçayır Köyünde, ineğini satıp, banka kredisi kullanarak HES’lere dava açan ve Yurttaş Kazım olarak tanınan Kazım Delal, Senoz Vadisi Koruma Platformundan A. Ali Kork, Gençlik Muhalefeti temsilcileri, HES’lere karşı çıktığı için Rize Belediyesindeki işinden atılan Yusuf Esir, TEMA Rize Temsilcisi Nevzat Özer, Derelerin Kardeşliği Platformu Sözcüsü Ömer Şan ile DEKAP temsilcileri de izledi.

Türkiye’de İlk ve Tek. .

Duruşmanın ilk bölümünde konuşan Av. Okumuşoğlu, duruşma öncesinde mahkemenin kararıyla hazırlanan Bilirkişi Raporunda da belirtildiği gibi Maçahel’in (Camili), Dünyada 22 tane olan ve Türkiye’deki ilk ve tek ‘Biyosfer Rezerv Alanı’ olduğuna işaret ederek; “Türkiye'de bir Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vardır ve bu bakanlık çevreyi koruyamamakta, görevlerini yapmamaktadır” dedi.

Yaşamın Katli. .

Mahkemelerden çıkan kararları dikkate almayan Bakanlığın, çoğu zaman bu kararlardaki vurgulara göre yönetmelik ve yasalarda değişiklikler yaparak, HES’lerin ve şirketlerin önünü açmaya çalıştığına vurgu yapan Okumuşoğlu, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, vatandaşın tepki ve taleplerini dikkate almadan, HES şirketlerinin isteklerine göre ranta dayalı çalışmaktadır. Yaşama can veren derelerin beslediği her vadide onlarca HES projesi geliştirilmiş! Dünya Biyosfer Rezerv Alanı Maçahel'de 8, İkizdere'de 26, Trabzon Solaklı'da 36 HES projesi var. Sadece Doğu Karadeniz'de 750'ye, Akdeniz'de 300'e yakın HES yapılması planlanıyor. Bu yaşamın katlidir! Maalesef Anadolu'da serbestçe akan su kalmamış, uluslararası şirketlere satılmış, peşkeş çekilmiştir. Bizlerin burada sürdürdüğü mücadele, bu mahkeme, aynı zamanda tarihe de not düşürmektedir! HES'lere karşı verilen mücadele Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve siyasi iktidarın, yaşamı katleden bu icraatlarını tarihe not düşürmektedir! Enerji safsatasıyla geliştirilen HES'ler bütün enerjimizi almakta, yaşamı katletmekte, suyu tünellere hapsederek, geleceğimizi karartmaktadır! Hukukun bağımsızlığına güvenerek, yasaların el verdiği ölçüde; Çevre Bakanlığına karşı çevre ve yaşam mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

Tarihi Savunma. .

Bakanlık adına söz alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, söz konusu HES projesiyle ilgili bütün prosedürün yasa ve yönetmelikler çerçevesinde yerine getirildiği ve projenin çevreye herhangi bir zararının olmayacağını savundu.

Savunma adına söz alan Bakanlık ve HES şirketinin avukatı ise, Av. Okumuşoğlu’nun anlattıklarına hak vererek; ‘Bir gün gelecek beyaz adam paranın yenilmeyeceğini anlayacak’ şeklindeki Kızılderili atasözüyle HES'lerin çevreciliğini savunmaya çalıştı.

Biyosfer Rezerv Alanı da Ne?

Savunmasında, Mahkeme tarafından atanan Bilirkişi Heyeti tarafından hazırlanan Bilirkişi Raporunu eleştiren ve eksik olduğunu ileri süren HES şirketi avukatı, ‘Biyosfer Rezerv Alanı’ nedir bilmediğini ifade ederek; ‘Su akar Türk bakar’ söylemini ise, ‘atasözü’ olarak değerlendirdi.

Bilirkişi Bilmiş.

HES şirketi avukatı ayrıca, “Ben Regülâtör yapısı nedir bilmem. İtirazımız Bilirkişi Raporundaki eksikliklere! Biyosfer Alanı diye kesip atıyorlar! Bilirkişi bilmiş ama bunların açıklaması olması gerekirdi. Biz de çevreye önem veriyoruz ve hatta bölgede çevresel çalışmalar ve arıcılık yapan TEMA’ya da düzenli bağışlarda bulunuyoruz. Bu nedenle herhangi bir biyolojik zarar gördüğümüzde biz zaten bunu yapmayız, zarara uğrasak da bu hassasiyeti gösterir ve projeden vazgeçeriz” şeklinde savunmasını sürdürdü.

Biz Manyakmıyız?

Bakanlık yetkilileri ve avukatların savunmaları üzerine yeniden söz alan Uğur Köylülerinin ve aynı zamanda DEKAP’ın gönüllü avukatlarından Yakup Okumuşoğlu, Bakanlık ve HES şirketi yetkilileri ile avukatlarının, ilginç ifadelerle HES’lerin çevreciliğini savunduğuna dikkat çekerek; “Ortadaki bilimsel raporlar, uluslararası anlaşmalar ve yaşanan katliamlar var. Bunlara karşı hala bu projeler çevreci deniyor ise o zaman biz manyak, mazoşist miyiz? Niye kendimizi yırtıyoruz? Kazım dayı ineğini niye satıyor” diye sorular yönetti.

Yaşam Hakkı.

Türkiye’deki ÇED Yönetmeliğine göre her yere her şeyin yapılabileceğini ve hatta Başbakanlık konutunun bahçesine bile HES dikilebileceğini anlatan Okumuşoğlu, “Bizim için asıl olan, Anayasa, uluslararası anlaşmalar, yaşam hakkı ve yaşadıklarımızdır! Sürdürülebilir kalkınma ve çevreden yaşamdan söz ediliyor! Siz bunu HES’lerle yuvası bozulan karıncaya, yavrusunu kaybeden kuşa sorabilir misiniz? İşte bizim bu mücadelemiz aynı zamanda onların yaşam hakkı içindir de” diye konuştu.

Asıl Tehlike Enerji İletim Hatları

Savunmasında aynı zamanda HES’lerle direkt bağlantılı olan ‘yüksek gerilim hatlarına’ da değinen Okumuşoğlu, “Tehlike sadece HES yapmakla bitmiyor! Aynı zamanda HES'lerde üretilen yüksek gerilimli elektrik iletim hatları ve onların dağıtımı için kurulacak şalt sahaları da tehlikenin diğer boyutudur! Yıllardır buna da dikkat çekmeye çalıştık ama olmadı. Elektrik iletim hatları HES'lerin olmazsa olmazı, ayrılmaz parçasıdır, entegredir ve birlikte değerlendirilmelidir! Bunu ısrarla ayrı tutuyorlar ve HES’ler bittikten sonra iletim hatları için ayrı bir ÇED süreci başlatıyorlar. Böyle bir uygulama kabul edilemez, iletim hatları için ayrı ÇED yapılamaz, HES projeleriyle bütün olarak ele alınmalıdır” dedi.

Bedeli Ödenirse Herkes Bilgilenir.

Avukat Okumuşoğlu’nun Bakanlığın bir çok projede duyuru ve ilanları açık ve anlaşılmayacak şekilde yaptığını, bazı çalışmaların gizli-kapaklı sürdürüldüğü iddiaları karşısında söz alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilisi ise böyle bir durumun söz konusu olmadığını ileri sürerek; “Bedeli ödendiği taktirde herkes her bilgi ve ÇED Raporlarını alabilir, gizlimiz saklımız yok” diye konuştu.

Yapılan savunmaların ardından Mahkeme Heyeti, davayla ilgili kararın daha sonra açıklanacağını kaydederek duruşmayı bitirdi.

Yaşamın Delileri.

Duruşma sonrasında yaşanan gelişmeleri ve HESLere karşı sürdürülen hukuksal mücadeleyi değerlendiren DEKAP Sözcüsü Ömer Şan, yaklaşık 7 yıldır HES’ler başta olmak üzere taşocakları, maden aramaları, termik ve nükleer santrallere karşı sürdürülen yaşam mücadelesinde önemli kazanımlar elde edildiğini kaydetti.

Siyasi iktidarın yasa ve yönetmeliklerde yaptığı değişiklikler, yurttaşların önüne konulan engellemeler ve yargıya müdahalelere dikkat çeken Şan, “Bu mücadele süresince bize 3-5 çapulcu, vatan sevmez, eşkıya gibi yakıştırmalar yapıldı. Biz yılmadan yaşamı savunduk ve savunmaya da devam edeceğiz. Bu duruşma sırasında bize bir yakıştırma daha yapıldı, yaşamın delileri, diye! Bunu da kabul ettik. Kalkınma ve enerji safsatalarıyla vadilerimize, doğal yaşam alanlarımıza dayatılan bu rant projelerine asla izin vermeyeceğiz. Su, ekosistemin ve yaşamın hakkıdır. Hiçbir canlı suya ulaşım hakkının diğerlerinden öncelikli olduğunu ileri süremez, iddia edemez. Bu nedenledir ki su, sırf bir enerji üretim aracı, alınıp-satılan bir meta olarak görülemez. Okumuşoğlu zaten duruşma sırasında bizim söylemlerimizi de sıraladı. İşte bizim mücadelemiz ve tarihe not düşmemiz bunun içindir” diye konuştu.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 08.05.2014 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Şehir Plancıları Hopa’nın Haritasın...
 » Hopa’da Gergin Anlar...
 » Makedonyalı Türk Gençler Çaykur'un...
 » Hopa Uluslararası Lojistik Kongresi...
 » Dsi Artvin Bölge Müdürü Yıldız’dan...
 » Tiflis - Trabzon Direkt Uçuşları Ba...
 » Bakan Uraloğlu’ndan Rize - Artvin H...
 » Kemalpaşa Kaymakamı Ayaz Denetime Ç...
 » Kokarca Böceği İstilasına Rize Bele...
 » Başkan Erhan Yılmaz’dan İşadamı İsm...