Başta HES projeleri olmak üzere, termik ve nükleer santrallara, çimento fabrikalarına, siyanürlü altın madenlerine, taşocaklarına ve kendilerine sorulmadan, doğaya etkileri gözetilmeden planlanan pek çok projeye karşı mücadele eden Karadenizliler, Derelerin Kardeşliği Platformu'nun (DEKAP) çağrısıyla Trabzon’da buluştu.
‘Karadeniz Kararmasın, Geleceğimiz Solmasın’ sloganıyla DEKAP’ın yaptığı çağrıya kulak vererek, Trabzon eski Tedaş yokuşunda buluşan binlerce yaşam mücadelecisi, çevreci ve köylü, toplanma alanına sığmadı. Yürüyüş kolu oluşturmak için cadde ve sokakların kesildiği Trabzon’da bazı provokatörlerin sözlü sataşmaları ise mitinge gölge düşüremedi.
Başta Trabzon, Rize, Giresun, Artvin, Ordu, Samsun, Sinop olmak üzere ülkenin birçok yerinden gelen binlerce yurttaş, polisin aldığı güvenlik önlemleri arasında hiçbir sataşma olmadan Maraş Caddesi boyunca yürüyerek Trabzon kent merkezindeki Atatürk Alanı’nda toplandı. Mitinge katılan 6 bini aşkın kişi, 'Derelerimiz, yaylalarımız, ormanlarımız satılık değil', 'Gezi’den Soma’ya Kobane’den Karadeniz’e doğaya, emeğe ve insanlığa sahip çıkıyoruz' yazılı pankart ve dövizlerle yürüyüş yaptı.
Mitinge katılanlar aynı zamanda kıyıların yağmalanmasına, projelendirme aşamasında olan Yeşil Yol Projesi’ne karşı yaşam hakkını da savundu, hükümeti uyardı. Miting sonrasında Trabzon'da çevre mücadelesinde ön saflarda olan Tonya Çevre Platformundan emekli öğretmen Bekir Elvan'ın cenazesi da alana getirilerek, alkışlarla memleketi Tonya’ya uğurlandı.
Çok sayıda dernek, oda ve sendika temsilcisinin de destek amacıyla katıldığı yürüyüşte, hükümetin çevreyi ve yaşam alanlarının talan edilmesini destekleyen politikası ile sermayenin yaşam hakkına kasteden projelerini protesto eden sloganlar atıldı, pankart ve dövizler taşındı. Yılcalı’da zeytin ağaçlarını korumak için mücadele eden köylülere selam gönderildi.
CHP’li milletvekilleri Melda Onur ile Volkan Canalioğlu’nun da destek verdiği mitingde sık sık “Doğanın katili AKP hesap verecek, ” “Dereler özgürdür, özgür akacak”, “Madene, HES’lere, siyanüre hayır” sloganları atıldı.
Yaşamı savunuyoruz' yazılı pankartlar eşliğinde, ‘Dereler özgürdür özgür akacak' sloganları atan grupta bulunan yöresel kıyafetli kadınlar da dikkat çekti. Yürüyüşe Artvin'den katılan bir gösterici, derelere sahip çıkmak ve balıkların yaşam alanlarına dokunulmamasına dikkat çekmek için, üzerine ağ giyip, çay ve lahana yapraklarını taşıdı.
Mitingde sırasıyla, Tertip komitesi adına Gültekin Yücesan, DEKAP Sözcüsü Ömer Şan, Tonya Çevre Platformu'ndan Bekir Uzun ve Hasan Kalyoncu, Avukat Remzi Kazmaz, Amasya, Sinop, Fındıklı, Fatsa Derelerin Kardeşliği Platformu ve DEKAP Yürütme Kurulu üyesi Resul Şahin, Arhavi Doğa Koruma Platformu adına gazeteci Şükran Özçakmak ve diğer bölgelerden temsilciler konuştu.
Yerel Mücadeleler Toplandı
DEKAP’ın çağrısıyla bir araya gelen yerel inisiyatifler, yaşam mücadelesini büyütecekleri mesajı verdi. Siyanürlü altın madenciliğine karşı mücadele edenler, “Tarlamdan mısır bahçemden fındık yiyebilmek için siyanüre hayır” yazılı dövizler taşıdı.
Metin Lokumcu Unutulmadı
Mitinge katılan Karadenizli yurttaşlar 2011’de Hopa’da polisin biber gazlı saldırısında yaşamını yitiren Metin Lokumcu’yu unutmadı.
Lokumcu’nun fotoğraflarının taşındığı mitinge HES’lere ve çimento fabrikası projelerine karşı mücadele eden Tonya Çevre Platformu, Sinop Nükleer Karşıtı Platform, Yeşil Gerze Çevre Platformunun da aralarında olduğu pek çok yurttaş inisiyatifi, Doğu Karadeniz’in pek çok noktasındaki HES projelerinin geleneksel yaşamlarını ortadan kaldırmaması için hukuk mücadelesi veren yurttaşlar ve Trabzonlular katıldı.
‘Mücadeleyi Siz Yazıyorsunuz’
Düzenleme komitesi tarafından açış konuşmasını yapan Gültekin Yücesan, hükümetin yaşam hakkına saldırı anlamı taşıyan projeleri gözden geçirmesini istedi.
DEKAP Sözcüsü ve gazeteci Ömer Şan mitingi, “Size mücadelemizi anlatmayacağım çünkü siz yazıyorsunuz mücadeleyi” sözleriyle açtı.
Yaşam alanlarının gelecek nesillere aktarılmasının hayati öneme sahip olduğunu aktaran Şan, “Yerli şirketlerin ve arkalarındaki yabancı şirketlerin saldırıları sadece suyla sınırlı değil. Yaylalarımıza, meralarımızı, ormanlarımıza ve yeraltı varlıklarımıza da göz dikmiş durumdalar” dedi.
Yeşil Yol Rant Projesi
Samsun ile Artvin arasında kalan yaylaları birbirine karayoluyla bağlaması öngörülen Yeşil Yol projesine de değinen Şan, şu ifadeleri kullandı; "Cennet yolu dedikleri, şirketler için daha kolay yağma ve rant yolu demektir. Bu projenin yeşil yol veya cennet yolu diye adlandırılması, bu yağmanın Karadeniz halkı nezdinde şirin gösterilmesi için atılan bir adımdır. Bölgedeki tüm yeraltı ve yer üstü varlıkların iktidar yanlısı şirketlerin emrine sunarak ranta açacak bu proje, iktidar, siyaset ve şirket ilişkisinin parasal döngüsünün kurulması projesidir. "
DEKAP Sözcüsü Ömer Şan, dereler ve vadiler olmak üzere tüm çevrenin AKP Hükümeti’nin kontrolündeki şirketlerin yoğun saldırısı altında olduğunu, ‘enerji ihtiyacımız var’ söylemi altında vadilerin HES’lerle doldurulduğunu, yaşamsal önemi bulunan suyun ticari bir metaya dönüştürülerek yaşam hakkına doğrudan saldırıda bulunulduğunu savundu.
Suyun kullanım hakkının 49 yıllığına kiralanması, HES inşaatlarının yarattığı tahribatlar ve HES’lerin yapıldığı ya da yapılacağı yerlerdeki köylülerin suya ulaşmada yaşadığı zorlukların, kuruyan derelerle halk tarafından çok daha net biçimde anlaşıldığını belirten Şan, şöyle konuştu: “Ancak yerli şirketlerin ve arkalarındaki yabancı şirketlerin saldırıları sadece suyla sınırlı değil! Yaylalarımıza, meralarımıza, ormanlarımıza ve yeraltı varlıklarımıza da göz dikmiş durumdalar. Hükümet, işbirliği içinde olmuş olduğu bu yapıların yağması için her türlü yasal düzenlemeyi yapıyor. Yeni projelendirilen Yeşil Yol, bölge için zülüm yoludur. ‘Cennet yolu’ dedikleri, şirketler için daha kolay yağma ve rant yolu demektir. Samsun’dan başlayarak, Artvin’e kadar devam eden ve bölgedeki tüm yer altı ve yerüstü varlıklarının, iktidar yanlısı şirketlerin emrine sunarak ranta açan bu proje; iktidar/siyaset/şirket ilişkisinin parasal döngüsünün kurulması projesidir. ”
Vatan HES’lerinizse, Nükleer ve Termik Santrallarınızsa…
Ömer ŞAN, Yeşil Yol Projesi ile halkın mülksüzleştirileceği, binlerce yıldır yaşadığı topraklardan ve yarattığı kültürden kopartılması uzaklaştırılacağı savundu ve termik ve nükleer santrallerle, siyanürlü maden arama çalışmalarıyla yaşamların tehlikeye atıldığını, sağlıklı yaşam hakkının insanların elinden alındığını, doğada onarılamayacak yaralar açıldığını söyledi.
Şan, “Bize ‘vatan haini, vatan sevmez’, dediler, lobilerin adamları dediler. Tonya’lı teyzeler burada, biz onların lobisinin adamıyız? Suyunu, toprağını, havasını, demokrasiyi, anayasayı korumak mı vatan sevmezlik? Eğer termikler ve nükleer santrallerse, HES’lerse vatanı sevmek, eğer siyanürse, ormanları, kıyıları tahrip etmekse vatanı sevmek, biz öyle bir vatanı sevmiyoruz. Biz vatan, doğayı, varlığı, suyu, ormanı, börtü böceği korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak için mücadele ediyoruz” dedi.
Mitinge çeşitli bölgelerden katılan yaşam savunucuları, çevreciler ve köylüler de yaşadıkları mücadeleleri anlatarak güç birliği çağrısında bulundular.
Yaşamı Devletten Korumaya Devam
Mitingde Tonya Çevre Platformu adına konuşan ve “Normalde devlet vatandaşını korurken, biz cebimize giren parayı biriktirip kendimizi devletten koruyoruz” diyerek, yargıdan dönen enerji projelerinin tekrar karşılarına çıkmasına tepki gösteren ve aynı zamanda DEKAP Yürütme Kurulu Üyesi de olan Bekir Uzunoğlu, Fol Deresine HES kurdurmayacaklarını yineleyerek; “Dereler orada, buyursunlar denesinler” dedi.
Mitingin sona ermesinin ardından Trabzon'daki çevre mücadelelerine katılan emekli öğretme ve sendikacı Bekir Elvan'ın cenazesi de alana getirildi. Elvan’ın cenazesi, alkışlarla memleketi Tonya’ya uğurlandı.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 12.11.2014 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle