Derelerin Kardeşliği Platformu dönem sözcüsü Ömer Şan su günü nedeniyle yaptığı açıklamada “Dünyanın SU'yunu Bir Güne Sığdıramazsınız! Bize Her Gün SU Günü. . . SU Yaşamdır, Satılamaz!
SU’ya Dokunmayın!” dedi.
Ömer Şan tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi “Her geçen gün, her zamankinden daha büyük yaşamsal sorunlarla karşı karşıya kalan ve milyonlarca yıldır, üzerindeki canlılar için yaşam kaynağı olan Dünyamız; her geçen gün varlığımızı sürdürmek için bütünüyle bağımlı olduğumuz doğal sistemlerini ve varlıklarını da kaybediyor.
Yaşadığımız değişiklikler, iklim farklılıkları, seller, heyelanlar, fırtınalar, eriyen buz dağları hafife alınıyor! Hava, toprak ve SU kirliliği, erozyon, ormansızlaşma, asit yağmurları, radyasyon, radyoaktif kirlilikler yaşamı daha da zorlaştırıyor.
Doğal varlıklarımız, geri gelmemek üzere yok ediliyor…
Vahşi kapitalizm, parasına para katmak için sözde, ‘enerji üretimi’ bahanesiyle binlerce HES projesini, onlarca termik ve nükleer santrali, zehir saçan madencilik çalışmalarını, taşocaklarını ülkemizin başına ve doğasına bela etmeye, bir kanser virüsü gibi bütün vadilerimiz ve yaşam alanlarımıza enjekte etmeye çalışıyor…
Doğası ve yaşam alanlarını, SU’yunu, toprağını korumaya çalışanlarla; ‘daha çok üretim, ille de tüketim’ diyenlerin kıyasıya savaşımında ne yazık ki para ve rant, çıkar hesapları ağır basıyor.
Bugün, bu ranta dayalı sözde zenginliğin, gelecek kuşaklarda yaratacağı yoksulluk ve çaresizliğin farkına vardıkları halde, dünyamızı yok etmekte direnenlere doğa, gerekli dersleri vermekten yoruldu.
SU, Mal Değil, Yaşam Hakkıdır!
Ülkemiz, yüzde 1’lik oranla Dünya’da, Avrupa’da ise yüzde 16’lık oranla ‘SU Fakiri’ sayılan ülkeler arasında yer almaktadır. Bu durumda dahi su varlıklarımız vahşi saldırılarla karşı karşıya kalıyor!
Platformumuz, tüm canlıların yaşam kaynağı olan SU’yun, salt bir enerji kaynağı ve para kazanma aracı olarak görülmesini, bu amaçla ticarileştirilmesini her koşulda reddetmektedir.
SU, ticari bir mal-meta değil, tüm canlıların yaşamını sürdürebilmek adına ulaşma hakkı olan doğal bir varlık, ekosistemin vazgeçilmez hakkıdır.
Sadece insanın değil tüm canlıların SU’dan yararlanma hakkı vardır. Hiçbir canlı, kendisinin SU ihtiyacının diğerlerinden daha önemli ve SU’ya ulaşma hakkının diğerlerinden daha öncelikli olduğunu ileri süremez, iddia edemez.
SU, bulunduğu ortamın asli unsurudur. Hiçbir şekilde yatağı değiştirilemez, bulunduğu alandan başka bir alana taşınamaz.
Doğal yaşam ile SU ilişkisini dikkate almayan hiçbir karar, uygulama ve yasal düzenleme kabul edilemez.
SU’yun kullanımı ekolojik, çevresel, kültürel ve sosyal sürdürülebilirlikten uzak ele alınamaz.
HES’ler Temiz Enerji Kaynağı Olarak Görülemez!
Bütün bu yaşananlar, bilimsel çalışmalar ve karşı karşıya olduğumuz gerçekler karşısında, ülkemizde yaşanması olası ‘susuzluk ve kuraklığa’ karşı hiçbir önlem alınmadığı gibi; yaşamı ve doğal alanlarımızı, SU varlıklarımızı katleden HES projeleri, başta iktidar olmak üzere rant ve paylaşım çevrelerince çözüm olarak kamuoyu önüne konmaktadır!
Milyonlarca yıldır yaşamı var ederek varlığını sürdüren SU’yun beslediği ekosistemleri yok edecek HES projeleri, hiçbir koşulda ‘yenilenebilir temiz enerji’ kaynağı olarak görülemez, gösterilemez!
Bu bağlamda, yaşamın bitme noktasını ifade eden, ölüm döşeğindeki bir insanın dudaklarına pamukla damlatılan SU’yu, toprağa atılan tohuma, dikilen fidana verilen bir bardak SU’yu ifade eden ‘Can Suyu’ kavramı kesinlikle kabul edilemez…
Nasıl ki ormanlarımız ciğerlerimiz ise derelerimizde, nehirlerimizde, ırmaklarımızda akan sular da damarlarımızda akan kandır! Ne ciğerlerimizi, ne de kanımızı vahşi kapitalizme ve emperyalizme teslim etmeyeceğiz!
Başta halkını, Anayasayı, hukuku, uluslararası anlaşmaları, yasa ve yönetmelikler ile yargı kararlarını hiçe sayarak, vadilerimiz ve doğal yaşam alanlarımıza geri dönüşümsüz zararlar veren; sularımızın özelleştirilerek, uluslararası şirketlerin kontrolüne veren bütün HES projeleri durdurulup; üretim lisansları ve ‘Su Kullanım Anlaşmaları’ iptal edilmelidir.
Bütün dere ve vadilerimiz, doğal yaşam alanlarımız ile birlikte SU varlıklarımız ivedilikle koruma altına alınmalıdır.
Bütün karar vericiler ve taraflar; başka canlılar, çocuklar yokmuş, gelecek kuşaklar olmayacakmış gibi sürdürdükleri bu bencil davranışlardan, anlayışlardan vazgeçmelidir.
Ülkemizdeki dünyadaki kuraklık ve susuzluk sorunu, derelerin ve akarsuların önündeki bentlerin kaldırılarak, hapsedildikleri tünellerden kurtulması ve kendi yataklarında özgürce akmasıyla ortadan kalkacaktır.
Dünyanın SU'yunu bir güne sığdıramazsınız! Sığarsa ticarileşir, ranta açılır. . . Sadece 22 Mart değil. . . Bize her gün SU Günüdür. . . SU yaşamdır… Ekosistemin hakkıdır. . . Satılamaz!. .
Ve unutulmamalıdır ki, bugün SU’yuna, toprağına, havasına sahip çıkmayanlar, yarın ne bağımsızlığına ve ne de özgürlüğüne sahip çıkamazlar… Uğruna mücadele edecek hiçbir varlık bulamazlar!”
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 23.03.2015 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle