Güneysu Gürgen Vadisinde Yapımı Planlanan ve 2011’de, ‘Açıkça Hukuka Aykırı’ bulunarak, ÇED Raporu İptal Edilen Alicik HES İçin Acil Kamulaştırma Kararı Alındı. Konu ile ilgili DEKAP tarafından yapılan basın açıklamasında Bakanlar Kurulu Açıkça Hukuksuzluk Yapıyor!. . ”denildi.
DEKAP tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi. “Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesindeki bütün vadiler üzerinde yapımı planlanan hidroelektrik santral (HES) projelerine karşı demokratik ve hukuksal mücadele devam ederken AKP Hükümetinin aldığı ‘yasadışı’ ve ‘hukuksuz’ kararlar da tepkilere neden oluyor.
Yasa ve yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle bir yandan köylülerin ve çevrecilerin HES’ler başta olmak üzere, doğal yaşam alanlarına geri dönüşümsüz zararlar veren benzeri projelere karşı hukuksal ve demokratik mücadelesinin önü kesilmeye çalışılıyor.
Savaş Hukuku!
Bakanlar Kurulu’nun, HES’lere karşı mücadelenin önünü kesebilme amacıyla uzun zamandan beri aldığı ve yargı tarafından yasa ve yönetmeliklerle hukuka açıkça aykırı bulduğu ve ‘savaş hukuku’ niteliğinde sayılan, ‘cebri kamulaştırma’ kararlarına her hafta yenleri eklenmeye devam ediyor.
Danıştay’ın önce yürütmesini durdurarak iptal ettiği kararlara karşın Bakanlar Kurulu bu kez de, Rize İdare Mahkemesinin iptal ettiği ve Danıştay’ın da onadığı; yasal ve hukuki olarak resmi hiçbir dayanağı olmayan, Rize’nin Güneysu ilçesine bağlı Gürgen Vadisinde yapımı planlanan Alicik 1-2 HES projesi için ‘Acele Kamulaştırma Kararı’ verdi.
Karara tepki gösteren Derelerin Kardeşliği Platformu Sözcüsü Ömer Şan, Bakanlar Kurulunun kararını, doğal yaşam alanlarına karşı ‘savaş ilanı’ olarak değerlendirirken; Güneysu Çevre Platformu Sözcüsü ve Handüzü Derneği Başkanı Ceyhun Kalender ise ‘mahkeme kararlarının yok sayıldığına’ dikkat çekti.
Açıkça Hukusuzluk
Bakanlar Kurulu’nun, bir savaş hukuku niteliğinde olan ‘acele kamulaştırma’ kararı ile ‘açıkça hukuksuzluk’ yaptığına dikkat çeken Şan, “Bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinde, hukukun üstünlüğünü koruyup kollaması gereken hükümet ve bakanlar kurulu, hukuku ve yargıyı ayaklar altına alıyor; açıkça yasalara aykırı ve hukuksuz kararlar alarak uygulamaya koymaya çalışıyor. Bakanlar Kurulunun son acele kamulaştırma kararı bunun en açık örneğidir. HES projesi iptal edilmiş ve bu iptal onanmıştır. Bunun yanında, Güneysu ve Gürgen Vadileri ile Salarha Vadisini kapsayan aynı zamanda DSİ tarafından ‘içme suyu havzası’ olarak tescil edilen Taşlıdere Havzasında; havza planlaması yapılmadan HES, taşocağı, hazır beton ve benzeri şekilde içme suyu da dahil olmak üzere herhangi bir proje geliştirilip yapılamayacağı da Rize İdare Mahkemesi tarafından karara bağlanmıştır. Bu durumda fiili, yasal ve hukuki olarak böyle bir projeden söz edilememesine karşın; Bakanlar Kurulunun böylesine askıda bir kamulaştırma kararı alması ne akla, ne mantığa, ne bilime, ne hukuka, yasa ve yönetmeliklere sığmaz. Bunun anlamı açıkça hukuksuzluk ve savaş ilanıdır” dedi.
Devlet, Varlığını Korumuyor!
Bakanlar Kurulunun bu kararını bu çerçevede tanımadıklarını ancak; bu kararların eğer doğal yaşam alanlarına açılmış açıkça bir saldırının ilanı olarak sayılması halinde vadi ve derelerde nöbette olacaklarına işaret eden Şan, “Devlet, eğer yurttaşları ve yaşan alanları var ise vardır ve aynı şekilde de hükümetler oluşur. Bu itibarladır ki devlet ve hükümetler, öncelikle yurttaşlarını hak ve hürriyetlerini ve doğal olarak da yaşam alanlarını, doğasını, çevreyi koruyup kollayarak, geliştirerek gelecek nesillere aktarmakla yükümlüdür. Yaşam, bu şekilde var olur! Ancak görüyoruz ki Bakanlar Kurulu ve dolaysıyla hükümet bu aslı görev ve yükümlülüklerini unutmuş, yargıyı, yasaları, anayasayı, uluslararası anlaşmaları yok sayarak çiğnemiş; doğal yaşam alanlarının katledilmesine, vahşi saldırılarla ranta ve paylaşıma açmış, yurttaşlarının yurtsuzlaştırılmasına adeta ön ayak olmaya başlamıştır. Bunun başka bir anlamı yoktur” diye konuştu.
Sorumluluk İzin Verenlerin Olacak!
DEKAP Sözcüsü Şan, açıklamalarını, “Bütün bunlara karşın bizler doğal yaşam alanlarımızda, su gözelerimizin başında, dere kenarlarında, vadilerimizde nöbette olacağız. Derelerimizi, sularımızı, vadilerimizi, doğal yaşam alanlarımızı bu emperyalist paylaşım hesaplarına teslim etmeyeceğiz, buna izin vermeyeceğiz. Bundan sonra meydana gelebilecek bütün olumsuzlukların sorumlusu, bu projelere izin veren, önünü açan ve altına imza atan ilgili ve yetkililer olacaktır!
Hukuksuzluğun Önü Açılıyor
Bakanlar Kurulu Kararına tepki gösteren ve söz konusu HES projesi hakkında bilgiler veren Güneysu Çevre Platformu Sözcüsü ve Handüzü Derneği Başkanı Ceyhun Kalender, “Güneysu Kale Dere ve Çak (Gürgen) Dere üzerinde Baro Enerji tarafından yapımı planlanan Alicik 1-2 regülatörü ve HES Projesi için verilen, ‘ÇED Olumlu’ kararının iptali için açtığımız davada, Rize İdare Mahkemesi, Bilirkişi İncelemesine ve mahkemeye sunduğumuz bilgi ve belgelere dayanarak; zamanın Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen ÇED Raporunu, açıkça hukuka aykırı bulmuş ve projenin geri dönüşü imkânsız zararlara sebep olabileceği gerekçesiyle 17. 11. 2011 tarihinde oy birliğiyle iptal etmişti. Ancak bugün geldiğimiz noktada proje sahasında herhangi bir çalışma yapılmaması ile ilgili mahkeme kararları dururken, ancak savaş ve seferberlik zamanlarında uygulanabilen ‘kamu yararı’ ilkesine dayanılarak, kamulaştırma kararı alındı. Adeta devlet kendi mahkemelerinin vermiş olduğu kararları hiçe sayarak ilgili firmaya hukuksuz çalışmalara başlama izni vermiştir. Bu kararla, HES inşaatı sahası üzerindeki tüm taşınmazlar vatandaşa sorulmadan kamulaştırılabilecek, firmanın istediği kamulaştırma bedeli esas olacaktır” dedi.
HES Şirketi Diretmesin!
Açıklamasında Güneysu’daki HES mücadelesine de değinen Kalender, “Ancak bilinmelidir ki, 2008 yılında Güneysu Vadisinde HES’lerin ilk konuşulmaya başlandığı, vatandaşların ‘iş ve yatırım’ yalanlarıyla kandırıldığı, karşı çıkanların da-o zaman bir elin parmaklarını geçmezdi-adeta aforoz edildiği dönemler artık geride kalmıştır. Artık vatandaşlar, canlı yaşamını tümüyle yok eden, vadileri bir çöplüğe dönüştüren, suyla beraber bu vadilerde yaşayan insanların hayatına kasteden HES’lerin ne olduğunu çok iyi bilmektedirler. Baro Enerji, vatandaşların yoğun tepkisi ve mahkeme kararları varken burada bu projeyi gerçekleştiremeyeceğini bilmesine rağmen, böyle bir karar çıkartmak için diretmesinin bir anlamı yoktur” diye konuştu.
Gürgen Deresi Özgürdür, Özgür Akacak
Açıklamasında, bir yandan turizm projeleri adı altında geliştirilen projeler ve bu vadilerdeki bütün doğal güzellikleri tahrip edecek olan HES’lerin yan yana geliştirilmesinin büyük bir tutarsızlık örneği olduğuna işaret eden Kalender, açıklamalarını şöyle tamamladı: “Biriyle çelişen tutarsız çalışmaların, bu işlerin ne kadar plansız-programsız yapıldığını göstermektedir. Sonuç olarak, Askoroz Deresi üzerinde, dağların zirvesinden denize kadar suya hiçbir nefes alma imkanı verilmeden borulara konulan ve hayata kastederek, yapılmaya çalışılan onlarca HES varken, biz bunlara seyirci kalamayız. Gürgen Deresindeki bu katliam, buradaki vatandaşların ve Derelerin Kardeşliği Platformu’nun büyük öz verisiyle, büyük bir iş başarılarak en azından 10 Km’lik bir alanda suyun canlı yaşamıyla buluşmasına imkan sağlandı. Buna bile tahammül edemeyen ve bu alana göz koyan her kimse, bilinmelidir ki, aynı zamanda burada yaşayan insanların hayatına göz koymuşlardır. Bize düşen de her türlü hukuki yolu kullanarak bu hukuksuzluğu durdurmak ve bu derenin sonsuza kadar özgürce akmasını sağlamaktır. ”
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 21.09.2014 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle