Büyümez Ölü Çocuklar...
Hamdi Murat Güven
Yaşam - 25/08/2012
Durdu Dört Masum Çocuğun Yüreği.







Bayram öncesi anne babasının aldığı kıyafetleri birçoğumuzun çocukken yaptığı gibi yatağının başucuna koyup öyle uyumuştu belkide 11 yaşındaki Sevgi Gülperi. 3 yaşındaki Süleyman, en çok yeni ayakkabısını beğenmiş, onu koymuştu yatarken yastığının yanıbaşına belkide. 12 yaşındaki Sena minik yüreği pır pır ederek uyanmıştı belki bayram sabahına. Ya Almina Melisa'ya ne demeli? Henüz bir yaşında iken, Askerden izine gelen babasının kucağında gülücükler saçıyordu etrafa. Almina Melisa'ya göre Dünyanın en güçlü babasıydı o. Babasının güvenli kollarındayken ona kimse zarar veremezdi.

Hemen her sabah şehit haberleriyle güne başladığımız, yüreklerimizin yangın yerine döndüğü bu zor günlerde Mübarek bayram günü, ikisi bebek, ikisi çocuk dokuz kardeşimizin acı haberiyle bir kez daha yıkıldık.

Çocukların milliyeti olmaz, ister Japon ister Türk, ister Arap ister Kürt olsun anne babaları, onlar çocuk milletine mensup, dünyanın en masum en güzel varlıkları. Gözlerine, bakışlarına yansır temizlikleri, saflıkları. Ceylan mahmurluğunda bakan gözleri vardır hepsinin. Hiç mi hiç akıllarına gelmez güzel bir bayram günü bir yerlerde bir bombanın patlayacağı, onları daha hayatlarının başında yaşamdan koparacağı. Çünkü çocuktur onlar, çocuklara kimse kötülük yapmaz, büyükler her zaman koruyup kollar çocukları.

Bayram günü Gaziantep'te söndü dört masum bakış. Büyüyemeden, genç kız yada delikanlı olamadan, yaşayamadan doyasıya güzel günleri, okullarına başlayıp bitiremeden, gelecek bayramlarda yeni bayramlıklarını yataklarının başucuna koyup uyuyamadan durdu dört masum çocuğun yüreği. Avuçlarında bayram şekerleri, tertemiz yüreklerinden yüzlerine yansıyan bayram sevinçleriyle.

Dünyanın neresinde olursa olsun çocukları ya da masum insanları gözünü kırpmadan öldürebilen acımasız zihniyetleri lanetliyorum. Onların kanlı hesapları varsa Allah'ın da onlar için bir hesabı vardır. Zaman belki bazı şeyleri unutturabilir ama bebek katilleri alınlarındaki bu kara lekeyi ebediyen taşımaya mahkûmdur!

KIZ ÇOCUĞU

Kapıları çalan benim,

kapıları birer birer.

Gözünüze görünemem,

göze görünmez ölüler.

Hiroşima'da öleli,

oluyor bir on yıl kadar.

Yedi yaşında bir kızım,

büyümez ölü çocuklar.

Saçlarım tutuştu önce,

gözlerim yandı kavruldu.

Bir avuç kül oluverdim,

külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için,

hiçbir şey istediğim yok.

Şeker bile yiyemez ki,

kâat gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,

teyze, amca, bir imza ver.

Çocuklar öldürülmesin,

şeker de yiyebilsinler.

Nazım Hikmet Ran

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz köşe yazısı sitemize 25.08.2012 tarihinde Hamdi Murat Güven tarafından girilmiştir. Metnin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, köşe yazısı metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu yazarın iznine tabidir.
Hamdi Murat Güven Arşivi
 » Bir Çocuğun Gözünden 12 Eylül...
 » Atmacacılığı Bir De Benden Dinleyin...
 » Ben Kâzım Koyuncu......
 » Bu Dünya'dan Bir Şemsettin Aşık Geç...
 » Sundura'dan Ortahopa'ya Yürümek......
 » Gurbette Kadın Olmak......
 » Hopa'da Ramazan......
 » Bir Yalnız Adam; Hamdi Güven......
 » Ve Birand Bir Anda......
 » Yaşamaya Dair......
 » Hopa'da Sonbahar......
 » Atmacacılığı Bir De Benden Dinleyin...
 » Hopa'da Ramazan...
 » Şair, Yazar, Ressam... Hepsinden Ön...
 » Şengün Güven...
 » Sekiz Yaşındaki Küçük Kenan...
 » Çocukluğuma Gittim Bu Fotoğraflara...
 » Kemençeci Küçük Muzaffer Amca...