Tek Gıda İş Sendikası Başkanlar Kurulu Toplantısı Rize'de Toplandı. Tek Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Ve Türk-iş Genel Sekreteri Mustafa Türkel, "Vergi Kurumu, Yandaş Siyasi Güç Ve Sermaye Yaratma Ya Da Sindirme Aracı Olarak Kullanılmaktadır" Dedi.
Rize Dedeman Otel'de düzenlenen Tek Gıda İş Sendikası Başkanlar Kurulu Toplantısı gerçekleşti. Tek Gıda İş Sendikası Genel Başkanı ve Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel yaptığı konuşmada, ÇAYKUR'un özelleştirilmesi ve Emtia Borsasının kurulması ile ÇAYKUR'un pazarının yok edilmek istendiğini belirtti.
TEKGIDA-İŞ Sendikası, kurum içi faaliyetleri ile güncel ekonomik ve sosyal sorunları değerlendireceği Başkanlar Kurulu toplantısı gerçekleşti. Toplantıya Rize'nin özellikle seçildiğini ifade eden Türkel; Çaykur üzerinde oyunlar oynanmaktadır. Çalışma Bakanlığı Çaykur işçisini mağdur etmiştir" dedi.
Türkel konuşmasında; "ÇAYKUR işçisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı mağdurudur. Toplu sözleşme hakları ellerinden alınmıştır. Özgür iradesi hiçe sayılmıştır. Anayasa ve yasalar çiğnenmiştir. Ama TEKGIDA-İŞ'in ve ÇAYKUR işçisinin onuru satılık değildir. Yarım asrı aşan geleneğinde boyun eğmek, emir almak değil, mücadele etmek ve direnmek vardır. Kendilerine emir kulu sendika yaratmak isteyenler işte bu noktada yanılmış ve dersini almıştır. " dedi.
Bakanlık Tezgâh Kuruyor!
Türkel konuşmasının devamında "Buna benzer bir oyun TEKEL'de de oynanmıştır. Düzmece bir işkolu tespitiyle TEKEL işçisinin toplu sözleşme hakları da elinden alınmıştır. Tezgâhın başında yine Bakanlık, yine Hak-iş vardır. Her iki meselede de konu yargıdadır ve yargıya, adaletin tecelli edeceğine güvenimiz tamdır.
Sendikal Bağımsızlığa İhtiyaç Var!
Başkanlar Kurulu gündemimizin temel başlıklarından birini, yaşadığımız bu siyaset ve hukuk faciaları nedeniyle Sendikalar Yasası'nda yapılması gereken değişiklikler oluşturmaktadır. 12 Eylül hukukunun ağırlığını üzerinde taşıyan Sendikalar Kanunu'nun, sendikal bağımsızlık ve özgürlük ilkesi temelinde yeni bir felsefeye ihtiyacı vardır. Bunun için de öncelikli ve tartışmasız bir şekilde, sistem, siyasi vesayetten ve Çalışma Bakanlığı sultasından kurtarılmalıdır.
Yetkili sendikanın belirlenmesi dâhil, sisteme ilişkin tüm usulü işlemlerin Bakanlık yerine bağımsız, tarafsızlığını koruyan bir "Toplu İş İlişkileri Kurulu" bünyesinde toplanması ve yetkinin bu bağımsız kurula ait olması gerekmektedir. Mevcut yapı örgütlenmenin önüne adeta duvar örmüştür ve yıkılmalıdır. Özgür sendikacılığın temeli ise, bağımsızlıkta yatmaktadır"
Başkanlar Kurulumuzun gündem başlıklarından bir diğerini, ekonomik kriz ve beraberinde gelen işsizlik, yoksulluk oluşturmaktadır" diyen Türkel; "Finans sistemi ayakta kalabildiği halde, ekonomisi en fazla küçülen ülkelerin başlarında yer alan Türkiye için, ne IMF ne Dünya Bankası, ne de çıkar beklentisi içindeki gelişmiş ülkelerin sahte "ekonomik başarı" övgüleri bizi ilgilendirmemektedir. İşsizlik toplumun belini bükmüştür. Yoksulluk sosyal dokuda büyük bir tahribat yaratmıştır ve derinleşmeye devam etmektedir. Bu gidişat, siyasal ve sosyal barışı tehdit etmektedir. Toplumsal tepkileri, demokratik muhalif hareketleri giderek sertleşen polisiye tedbirlerle yok edeceğini, sindireceğini sananlar, kendilerini kandırmakta ve aslında "rüzgâr ekmektedir.
Sağlık Hizmetleri Paralı Hale Geldi
Onca yoksulluk ve açlık içinde, en azından temel insani hizmetler, başta sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması beklenirken, katılım payı adı altında sağlık hizmetleri paralı hale getirilmiştir. Artık işçisi, memuru, emeklisi, çiftçisi ile dar gelirli, kıt kanaat yaşayan insanlar için sağlıklı yaşam hayal olmuştur.
Sosyal güvenlik sistemi değişikliğini "reform" adı altında yutturanlar, maliyetlerin artacağı uyarısına inatla kulak tıkarken, şimdi basiretsizliklerini unutup, bütçe açıklarından söz etmekte, faturayı da halka çıkarmaktadır. Görünen o ki; reformlarının(!) da reforma ihtiyacı vardır. Reforme ediyoruz derken, deforme ettiklerinin artık gizlenir tarafı kalmamıştır.
Çöküşün Nedeni Özelleşmedir
Eğitim hizmetleri çökmüştür. Kaliteli eğitim sadece parası olanlar için vardır. Beşeri sermayemiz ve nihayetinde ülkemizin geleceği karartılmıştır. İmalat sanayi ekonomik krizle küçülürken, yeni istihdam ve kalkınma adına yatırımın lafı bile edilmemektedir. Tam tersi hala büyük bir aymazlıkla Hükümet programına özelleştirme hedefleri konmuştur. Bu gün yaşadığımız ağır ekonomik bunalımın, tarımdaki çöküşün temelinde yatan en büyük etken özelleştirmelerdir. Özelleştirme projeleri derhal gündemden çıkarılmalıdır.
Vergiler Siyasi Rant İçin Kullanılmaktadır!
Sosyal devlet, sosyal adalet içi boşaltılmış kavram ve kurumlar haline gelmiştir. Vergi kurumu, yandaş siyasi güç ve sermaye yaratma ya da sindirme aracı olarak kullanılmaktadır. Vergi sisteminin, kazanandan vergi alma, geliri yeniden dağıtma ve sosyal adalet adına gerçek bir reforma ihtiyacı vardır.
Tüm bu ekonomik ve sosyal sorunların ağırlığı altında ezilirken, etkili toplumsal güç olarak, hak ve özgürlük mücadelesinde asıl sorumluluk işçi sendikalarına aittir. İşçi sendikaları bu sorumluluklarını bir kenara itemezler. Dayandığı gücü ve ortaya koyabileceği enerjiyi yok saymaya ya da yok etmeye eğilimli bir sendikal anlayışı kabul etmek mümkün değildir. İşçi sendikaları "sahibinin sesi" değil, işçinin sesi olmak zorundadır.
Bu noktada, Türkiye Kamu-Sen ile KESK'in, kamu çalışanları olarak 25 Kasım'da yapacakları iş bırakma eyleminde yanlarında olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Kamu çalışanları ile dayanışma içinde olarak, hak ve özgürlük arayışlarına sonuna kadar destek verdiğimizi bir kez daha kamuoyuna açıklıyoruz.
Başkanlar Kurulumuz, yaşanmakta olan sorunların tüm ağırlığına rağmen, asıl olarak gücünü, bağımsız ve özgür sendikacılık ilkesinde bütünleşmiş emek hareketine yeni bir ivme kazandırmak için harcayacaktır" dedi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 15.10.2009 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle