Hopa Atatürkçü Düşünce Derneği Açılışı Da Muhteşem Oldu

08/03/2017 10:20

“Birleştirici” Hopa Add.


Haber: Hayati Akbaş







Birçok farklı siyasi anlayış ve Cumhuriyet sevdalısı Hopa’da Atatürkçü Düşünce Derneği açılışında bir araya gelerek Türkiye’ye önemli bir mesaj verdiler.

Hopa Atatürkçü Düşünce Derneği açılışı ile birlikte yapılan panelde Anayasa değişikliği konuşuldu. Panelin konukları Gazeteci –Yazar Ayşenur Aslan, YARSAV Kurucusu Ömer Faruk Eminağaoğlu, Bir şey Yapmalı Platform sözcüsü Ali Mutlu Köylüoğlu katıldı. Açılışa ve panele CHP Artvin İl Başkanı Ali Yücel Kurt, Saadet Partisi Hopa İlçe Başkanı Ferit Sevinç, CHP Hopa İlçe Başkanı Adnan İskender, Arhavi CHP İlçe Başkanı Engin Erkan, MHP, DP, ÖDP ve Halkevleri yöneticileri, Kemalpaşa Belediye Başkanı Ergül Akçiçek, CHP Kemalpaşa Belde Başkanı Fehmi Şahin, CHP Gençlik İl Başkanı Anıl Öztürk, CHP Kadın Kolları İlçe Başkanı Sultan Akbıyık, AFGAD Başkanı İsmet Başar katıldı.

Panelin ilk konuşmacısı Gazeteci Ayşenur Aslan, “Hopa’ya ilk kez 1978 yılında gelmiştim, çok değişmiş ve gelişmiş. Ben siyasetçi değilim ve dolayısıyla size bunu veya şunu yapın diyemeyeceğim. Ama genel olarak hem Türkiye’nin gündeminden hem bizi bekleyenlerden hem de medya mahallesinden bahsedeceğim. Medya mahallesi derken, sarayın kalemleri haline gelen bir grup gazeteciden söz ediyorum. Kalanı malum işsiz veya cezaevinde.

Öncelikle Saadet Partisi İlçe Başkanı buradayken, Mehmet Yılmaz’ın köşesinde ilginç bir yazı var. Mehmet Yılmaz diyor ki;“SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun açıkladığına göre, belediyeler ve valilikler, anma etkinliklerinin düzenlenmesini engelliyorlar.

Karamollaoğlu şöyle diyor: “Türkiye’nin dört bir yanında Erbakan hocamızı anma toplantıları tertip ederken, her yerde belediyeler, valilikler önümüzü kesmeye çalışıyor. Bize tahsis edilen belediyenin imkânlarını ‘Kusura bakmayın biz bunu başka yere tahsis ettik’ diyorlar. Valilik, programları iptal ediyor. ””

Bugün Saadet Partisi’ne bunu yapanlar acaba yarın ne yapmazlar! Yaşadıklarımız zaten yaşayacaklarımızın göstergesi. Biz bunu özellikle medya mahallesinde çok yaşıyoruz. Yaşadıklarımız derken şunu anlamakta zorluk çekiyorum. Bugün enflasyon rakamları açıklandı. Bu rakamlar çift haneli. En çok kalem tütün alkol mamullerinde ama asıl ulaştırma önemli bir kalem ve tüfede %15 artış gösteriyor. %15 artış demek büyükşehirlerde yaşayanlar için paranın sokağa çıktığı gibi erimesi demek. Bütün ürünlere zam verildi. Metropol araştırma şirketinin araştırmalarına göre halkın %45, 8’i yani yarıya yakını ekonomi kötüye gidiyor demiş. %57. 1’i yani yarıdan fazlası benim ekonomik durumum kötüye gidiyor yani refah, alım düzeyim giderek kötüleşiyor demiş. Bunu dedikten sonra ekonominin yönetimi nasıl gidiyor sorusuna nasıl yanıt verilir.

Alım gücüm kötüye gidiyor diyorsanız. Enflasyon size verilen zammın çok üzerindeyse zaten zamlar dolaylı vergilerle cebinizden çıkıyorsa bunun bir karşılığı olması gerekir. Bu karşılık sandıklarda somutlaşır. 7 Haziran’da somutlaşır gibi oldu sonra göz korkuttu terör diye 1 Kasım’da kaos korkusuyla ortalık biraz daha süt liman ve AKP iktidara tek başına geri geldi.

16 Nisan’daki referandumda yönetim değiştirmeyeceğiz bu bir seçim değil ama hayır çıkarsa gelecek bir erken seçimde gösteriyor olması lazım.

Referandumda hayır çıkma oranı yüksek ama hiç belli olmaz. Evet de çıkabilir hayır da ama kolay lokma olmadığımızı, Cumhuriyet’i kolaylıkla teslim etmeyeceğimizi gösteren bir hayır oranına ulaşmalıyız. Önemli olan hayırın oranıdır.

Hayır, için bir araya gelenler gelecek seçimde dağılacağız.

Burada görev herkese düşüyor ama en çokta CHP’ye düşüyor. CHP’nin muhtemel bir erken seçime veya 2019 seçimine hazırlanması gerekiyor. Sarayın başkanlığı fiili ya da meşru fark etmez neler yapabildiğini görüyoruz, biliyoruz.

Bir Şey Yapmalı Platform sözcüsü Dr. Ali Mutlu Köylüoğlu da konuşmasında; “Değerli misafirler Öncelikle Artvin Hopa Atatürkçü Düşünce Derneği şube başkanımız Hakan gör ve Ekibi üyelerine ve Artvin Faal Gazeteciler Derneği başkanı İsmet Başar’a ve yönetim kurulu üyelerine çok teşekkür ediyorum.

Şimdi Efendim ben bir ufak hikâye anlatmak istiyorum sonra da Geleceğe yönelik düşüncelerimizi paylaşmak istiyorum. Benim dedem derdi ki Beşer bencildir, ben siz hepimiz benciliz, Biz birlikte yaşayacaksak bir düzenimiz olması lazım bir hukukumuzun olması lazım sürekliliği olmaması lazım derdi. Kuvvetler ayrılığı çok önemli olan bir konu, kuvvetler ayrılığı kadar çok ama çok önemli olan bir konu var, kuvvetlerin bireysel bir konumda mı olduğu, kurumsal bir konumda mı olduğudur. Kurumsal bir konumda olmak gerekiyor.

Düşüncemiz o ki bu anayasa değişikliği teklifi, rejim değişikliğine yol açarak, demokrasimiz, hukuk düzenimiz ve iş ve sosyal hayatımız açısından siyasi darbe niteliğindedir, bunu kabul etmek bir anlamda kendimizi inkar etmek gibi bir şeydir. Bir başka özelliği daha var bunun o da şu bu değişiklik çıkarsa bir yangın gibi siyasi tercih ayırt etmeden başka farklılıkları gözetmeden önüne geleni yakıp geçecek niteliktedir. Bu çok önemlidir, sağcılar ve Solcularda hatta ak partililerde bir eve çıktığı takdirde Ak pli seçmeninin bir kıymeti kalmayacak. Evet çıktığı halde bundan sonraki seçimlerinin bir kıymeti kalmayacak, Evet çıktığı halde mevcut siyasi partilerin çalışmasına yürütmesinin bir amacı kalmayacak, Evet çıktığı taktirde yeni bir siyasi partinin tercihi geçerliliği ortamı kalmayacak, Ak partili belediye başkanları iş adamları hepsi düşünsün, düşünmesi gerekir.

Mesela bu 18 yaş niye geldi? Oraya gen. Çocuklar neden yerleştirildi. Şu aşamada sanki orada çok düşünmeyen askerlik yapacak gençlere oraya geldiler ne yapacak neyi tartışacak ne düşünecek burada ciddi sıkıntılar var. Dedik ya bu bir yangın Bu yangın siyasi tercih veya siyasi parti gözetmeden yakıp geçer o zaman hep beraber bu yangın söndürmemiz lazım. Bu konuda da Saadet Partisi Olur Büyük Birlik Partisi olur hangi parti olursa olsun birlikte olmamız lazım.

Cumhuriyete Parlamenter rejime yapılan bir şeydir. Peki, Cumhuriyet nasıl kuruldu, Sivas kongresinde Mustafa Atatürk diyor ki biz cumhuriyetin temelini Sivas'ta Attık diyor, Neden Çünkü Sivas'taki toplandı ilk Ulus ulusal Meclis, ulusal toplantıdır. Bir takım kararlar almışlardır ve cumhuriyetin şeklini almıştır. Bunun bilincinde olarak Kuvveyi Milliye ruhuyla çalışmamız lazım mücadele etmemiz lazım. Hacılar, Hocalar, esnaflar hepsi bir arada cumhuriyetin temelini attılar Şimdi Hani risklerle karşı karşıya da aynı şekilde yaklaşmamız lazım Kuvayi Milliye ruhu oluşturmamız lazım.

Bu çerçevede çok toplantıları yaptık bir tanesini Sivas'ta yaptık, Yaklaşık 40 a yakın temsilciler geldi çok değişik görüşler paylaşıldı, 3 meclis başkanımız vardı. 3 ‘de ayrı siyasi partilerden gelen liderler üçü de birlikte bu toplantıda Hayır noktasın da birleşen ve ortak demeçler verdiler. Hatta bir tanesini okumak isterim; ’’ yurttaşlarım Sivas Kongresi 1919 yılında cumhuriyetimizin kurumsal ve anayasal kimliğini çizmiştir. Ulusal egemenliğin mimarıdır, bugüne kadar ki kararları yürürlüktedir, yeni anayasa teklifi devletimizin kökünü değiştiriyor. Sivas kongresinde, Kuvayi Milliye de, İstiklal Savaşında tümü anayasalarda Kahraman millet meclisidir, cumhuriyetin temeli ve yapısı da saldırıya uğruyor, bu büyük kıyımlar bir devlet sorunudur, bir kişinin dayatmasıdır, Türkiye bir kişiden büyüktür, millet cumhuriyetin kurucu iadesine demokrasinin kapısına sahip çıkmalıdır aslında bu gerici teklif, Kenan Evren gibi bir zorbalık benzeridir, o dönemi hatırlatıyor.

Yüce meclisimize Bir danışma Meclisi haline dönüştürüyor. Güçleri yok ediyor, durdurulmalıdır. Cumhuriyetimize sahip çıkalım, haksız, nedensiz, gereksiz, gerekçesiz, yersiz ve ön görgüsüz, kişilerin işgal girişimine Hayır diyelim karar verelim.

Bu üç kişinin bu yangını söndürmek için birlikte katkı vermiş olduklarını görüyoruz bu noktada bir şey daha paylaşmak istiyorum özellikle bir toplantı yaptık ve bu toplantı da 3 maddeden oluşan bir karar alındı şöyle k; Kuvayı milliye temalı 18 Şubat 1917 Sivas toplantısında alınan kararlar, 1. Rejim değişikliğine yol açarak siyasal darbe niteliğinde olan anayasal değişikliği ile karşı karşıyayız. Anayasa değişikliğine Hayır çıkması denilmesine karar verilmiştir.

2. Söz konusu rejim değişikliği bir büyük yangın gibi Herhangi bir tercih veya farklı tanımadan herkes yakabilecek niteliktedir, bu büyük yangını ancak Kuvayı Milliye ruhu ile söndürebiliriz bu konudaki mücadelemizi siyasi tercihlerimizi ve her türlü farklılıklarımıza bir kenara bırakarak insani değerler ve ahlaki Erdemler ortak payda buluşarak,

3. madde Cumhuriyetimize ve demokrasimize sahip çıkarak bu Tarihi Sorumluluğu hep beraber atlatmalıyız.

Bu3 madde de Kuvayı Milliye ile mücadele yapmamız gerektiği ruhen size de yankı uyandırmıyor mu Bununla ilgili çok büyük kapsamlı çalışmalar yapılacak Edirne'de İstanbul'da Ankara'da şu noktada Ben bir şey söylemek istiyorum birincisi bu konu da en büyük mağdurlar AKP’liler olacak onları düşünmeye sevk ediyorum, düşününce bir AKP li belediye başkanının bir iş adamının bir milletvekili düşündükleri takdirde bunun en büyük mağdurları onlar olacaklar ortada biz zaten mağduruz bizim çocuklarımız kendi insanlarımız iş kurmakta zorlanıyor zaten. İkincisi de şu anda çok sık kullanıyoruz şu andaki cumhurbaşkanımızı biz çok seviyoruz O yüzden Evet diyoruz, gün gelir başka biri seçilirse o zaman ne yapıyoruz yani bu isteği anlamsız, haksız, nedensiz, gereksiz, yersiz, Öngörüsüz, Bunun bir amacı yok Ak partilere de düşünmeye sevk edersek Onların da hayır diyeceklerine inanıyorum.

Ben 16 Nisan'da Hayır çıkacağına inanıyorum onun için de çalışıyorum. Ama şu da çok önemli 16 Nisan son değil bir başlangıç olacak çünkü Bundan daha çok korkunç olan bir sahne var çok daha tehlikeli, Birisi düşünüyor, birisi kâğıda yazıyor birisi komisyona gönderiyor birisi görmeden imzalıyor nasıl orada birisi bunu yazar nasıl olur da bunu bir komisyon kabul ederim nasıl olur da bunu meclisten geçirirler. Bu patronlu başkan dediğimiz olay toplumun kültürel sosyal maalesef Silmeye çalışıyorum şu anda siyasi partilerden tutun Dernek yönetimleri ne kadar her yerde patronlu başkanlık resimleri uygulamalarını görüyorsunuz apartman yönetimi ne kadar, asıl 16 Nisan'dan sonra onunla mücadele başlıyor. Son olarak birincisi lütfen sağ seçmeni ve AKP seçmeni düşünmeye sevk edelim ikincisi de 6 gün önce çok yoğun bir şekilde Artvin ilçelerinde olacağız Hepinize çok teşekkür ediyorum dinlediğiniz için.

Son olarak söz alan YARSAV kurucusu Ömer Faruk Eminağaoğlu yaptığı konuşmasında, “ Değerli hemşerilerim, değerli cumhuriyetçi arkadaşlarım, Hepinizi en içten Sevgilerimi ve selamlarımı iletiyorum bizlere bu ortamı sağlayan Hopa ADD şubesi yöneticilerine ve Artvin Faal Gazeteciler Derneğine Ayrıca en içten şükranlarımı sunuyorum.

Bugün karşı karşıya kaldığımız anayasa değişikliği ne getiriyor konusunda, bilgi alışverişi hem sorularınızı yanıtlamak anlamında bir aradayız. Ancak bugünün ayrı bir anlamı var Bugün 3 Mart Hopa’dayız, 3 Martta cumhuriyetin kurucu değerlerinin içeren 3 Devrim yasasının kabul edildiği bu anlayışla Hopa’dayız, 3 Devrim yasası cumhuriyetin, Cumhuriyet değerlerinin bugüne kadar gelmesinde en temel yasalardan, uygulamayı oluşturan yasalar içerisinde yer alan bir konu Bunun içerisinde tevhidi Tedrisat var, Bunun içerisinde Şehriye vekâletinin kaldırılması var, Bunun içerisinde hilafetin kaldırılması var, bakın bugün neredeyiz.

Cumhuriyet Yeni Bir bu anlayışla Başlangıç yaparken işte az önce ifade ediliyordu Saadet Partisi çeşitli etkinler yapacak engellerle karşılaşıyor, bu törende her hafta Türkiye'nin her yerindeyiz bizde türlü engellerle karşılaşıyoruz bakın 7 Mart'ta Artvin'de yapacağımız bir etkinlikte Atatürk üstüne Çelik koymamıza izin verilmiyor, nereye gidiyoruz un bir örneğidir, Türkiye nereye gidiyor Türkiye cumhuriyetle doğduysa cumhuriyetin kurucu değerleriyle doğduysa Türkiye'nin yol haritası cumhuriyettir, Türkiye’nin Cumhuriyet dışında bir politikası yoktur ve bu yol haritasında Saptırılamaz.

Şimdi anayasa değişikliği adı altında bizim önümüze getirilen aslında bir anayasa değişikliği değil anayasal değişikliğiyle adı altında getirilen Cumhuriyet ve değerlerini yönelen kurtuluşa, kurtuluşa, bağımsızlığa, yönelen en büyük saldırıdır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu değerlerinden uzaklaştırılan cumhuriyet öncesi döneme çevrilen bir anlayıştır. Bunu anayasa değişikliği adı altında dayatmaktır. 90 yıllık bütün Cumhuriyet basamaklarının anayasa değişikliği adı altında ortadan kaldırmaktır. Bakın bağımsızlığımızı, Kurtuluşumuzu kurtuluşumuzun kazanmak için bu coğrafyada bu topraklar üzerinde yaşayan Herkes Ama herkes her türlü farklılıklarıyla bir araya gelerek Kurtuluş mücadelesi verdi amaç nedir, amaç bağımsızlıktır, amaç kurtuluştur, amaç Cumhuriyeti ortaya koymakta. İşte bu şekilde egemenliğinden alan halk, tek adama Hayır diyerek halkın egemenliğine verilen mücadele bu, Kurtuluş mücadelesi Türkiye’yi Doğurdu. Nasıl halk kendi egemenliğini bizzat farklı bir yolla bizzat kullanarak bizzat Bu mücadele vererek Bugün ne yapılıyor Halkın egemenliği halktan alınarak bir kişiye verilmek isteniyor. böyle bir tablo böyle bir 1920 öncesi Tek Adam egemenliği döneminin getirilmesi demektir.

O zaman bu bağımsızlık mücadelesi neden verildi, Bu Kurtuluş mücadelesi neden verildi, Türkiye Cumhuriyeti nasıl ortaya çıktı Bunları çok net bir şekilde görmek irdelemek düşünmek gerekiyor işte hepimiz Elbette hayır diyoruz Dünyada yaşayan hiçbir ülke olmadı anayasalar her zaman vatandaşlardan o coğrafya da yaşayan insanların bütün hak ve özgürlüklerini güvence altına aldı devletinin siyasal rejimini güvence altına alır onun için o coğrafyada yaşayan herkesin her türlü hakkını güvence altına aldığı için, iktidarı sınırlandırır, aksi halde sınırlandırmaya hiçbir anayasanın hakkı yoktur. Çünkü iktidar sınırlandırılmazsa baskısı her yerde kendini hissettireceği için anayasalarla iktidarı saldırılarımı ihtiyacı ortaya çıkar. Bugün hazırlanan anayasa değişikliğine baktığımızda bu anayasa değişikliğini kim nerede nasıl hazırlandı ve bunu anayasal değişikliğini hazırlayan parti bile bilmiyor, Parti Milletvekilleri bilmiyor.

Türkiye'de darbeler zamanında dahi böyle bir anayasal, böyle bir anayasa değişikliği hazırlanmadı 316 tane milletvekili imzası olan anayasa değişikliği teklifine bakıyoruz 10 Aralık, hafızamızı yokluyoruz 10 Aralık öncesinde 316 tane milletvekili nerede nasıl hangi toplantıda bir araya geldi ve o 316 kişinin imzası toplandı, bunun o imzayı atanlara soruyoruz. Milletvekilleri o tarafa sürüklenirsin tekrardan bugün böyle bir yapı ortaya çıkarırsa Yarın Hangi yapılar bizi bekliyor bunları çok net bir biçimde görmek gerekiyor Bu anayasal değişiklik Türkiye'nin ufkunu açacaksa neden herkesin görüşü alınmadan böyle bir değişiklik yapılıyor. Amaç herkesin görüşünü almak değil, herkesin görüşünü dayatılması böyle bir anayasal Dünyada hiçbir ülkede görülmedi duyulmadı yaşanmadı. Cumhuriyet derken Türkiye'den Cumhuriyeti'nin en büyük Kazancı Türkiye'nin kurucu organları adı altında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin egemenliği doğrudan kullanan organdır. Bakalım bugün bu anayasa değişikliğine ne yapılıyor bu anayasa değişikliği ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yani halkın temsil eden Bu organın yetkileri yine bir kişiyle toplanıyor, bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi bu ülkeyi Kuran kurucu önderi Mustafa Kemal'e dahi vermedi. Neden vermedi tek adamlık Her kim olursa olsun tekrar adama Hayır dendiği için verilmedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi yasa çıkarırken yarın ne olacak çıkarılan o yasaları doğrudan her kim Cumhurbaşkanı olursa olsun o Cumhurbaşkanı aynı yasaları çıkaracak ve deniyor ki meclisin çıkardığı yasalar cumhurbaşkanının çıkardı kara nağme ile çakışırsa meclisin dediği geçerli. Peki soruyorum Bu çatışmaya kim karar verecek, çatışmaya karar verene kadar Ülkenin doğusunda Cumhurbaşkanının kata nağmesi, ülkenin batısında Meclisi'nin çıkardığı yasa doğuya gidersin başka bir uygulama batıya gidersin başka bir uygulama, böyle bir ülke olabilir mi. Ve Millet Meclisi'nin bütün yetkileri dönüp dolaşılır bir kişiye Cumhurbaşkanın elinde toplanır ve Şura son derece önemli bakın partilerinin seçimleri yapılıyor, partilerde kurultaylar Yapılıyor, genel kurullar yapılıyor, partilerde yapılan seçimlerde partilerin Başkanı kim seçilirse Parti'nin organları da Parti başkanının listesindeki aynı kişi oluyor Yani Parti'nin karar organı ile partinin başkanı farklı olmuyor, şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimi ile meclis başkanı seçimi aynı gün Bunun anlamını Cumhurbaşkanlığı yüzde 50 ile Cumhurbaşkanı seçimi meclis seçimi aynı gün olunca Cumhurbaşkanı da Partili olunca Cumhurbaşkanı yapacağı liste aynı gün Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi seçilecek yani Cumhurbaşkanı kimse Onun yaptığı liste mecliste çoğunluk olacak Bunun anlamı bir tane Parti Bugünkü Sayısal çoğunlukla çok çok ilerisinde mecliste yer alacak diğer partilerin bugünkü yetkileri dahi söz konusu olmayacak yani Türkiye'deki diğer partiler bugünkü güçlerinden daha da aşağıya çekilecek demokrasi demesine rağmen tek bir parti bir tek bir iktidar partisi oda cumhurbaşkanının Partisi Cumhurbaşkanı her kimse cumhurbaşkanının Partisi mecliste olacak.

O zaman meclise ne gerek var böyle bir sistem istiyor muyuz ve Artvin'de hepimiz iliklerimize kadar cerattepe olayı yaşıyoruz iliklerimize kadar birçok sorunu yaşıyoruz bakın olağanüstü hal sürecinde anayasa diyor ki cumhurbaşkanı anayasa ya hak ve özgürlüklere ilişkin güvenceleri her konuda aykırı kararname çıkarabilir. O Cumhurbaşkanı Her kim olursa olsun bir olağanüstü hal sürecinde her sabah uyandığın da çevre hakkı değil hangi konu gelirse gelsin istediği her konuda her şeyi kararname konusu edilebilir dünyanın hangi ülkesinde böyle bir şey söz konusu böyle bir ülke yok bakın Amerika'da başkanlık diyor ama Amerika'da başkanı ne yaptın Müslüman ülke vatandaşlarının Amerika’ya girişini engelledi Amerika da yargı Hayır dedim şimdi böyle bir yargı getiriliyor ki şu anki kaymaları hayır diyen bir yargı çıkabildi mi Türkiye'de Elbette çıkamadı böyle bir tablodan Cumhurbaşkanlığı yapacağı düzenlemeye Hayır diyebilen bir yargı olmayacak ki Amerika'da başkanlık denilmiyor Amerika da hiçbir yetkisi yoktur Türkiye'de yargıyı Cumhurbaşkanı belirliyor böyle bir başkanlık olur mu ve dönüyor ki “Türk tipi başkanlık”, tarihte Türk tipi böyle bir başkanlık nerede var Cumhuriyet kurulmuş. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana başbakanlık var, niye Başbakanın bütün yetkileri Cumhurbaşkanına yükleniyor. Türk tipi başkanlık deniyor. Osmanlı'ya Selçuklu ‘ya dönelim sadrazamlık vezirlik var, böyle bir kavram padişahtan sonra 2. adam varmış getirilen sistemi ikinci adam diye bir şey yok, sadece ve sadece tek adam. Nerede Bunun tarihteki yeri.

Türkiye Cumhuriyeti 90 yıllık bütün mirasımız bir tür kazanımlarımız yok ediliyor hükümet yetkisi yürütme yetkisi sadece bir kişiye veriliyor bir kişinin iki dudağı arasına veriliyor. Bir ülkenin bütün kaderini Her kim olursa olsun bir kişinin iki dudağının arasına abisi ediyoruz Böyle bir şey olabilir mi?”dedi.

Yapılan konuşmaların ardından Hopa ADD’nin yeni merkezinin açılış kurdelesi Dernek Başkanı Hakan Gül ve panele katılan katılımcı konuklar tarafından kesilerek açıldı.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 08.03.2017 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Şehir Plancıları Hopa’nın Haritasın...
 » Hopa’da Gergin Anlar...
 » Makedonyalı Türk Gençler Çaykur'un...
 » Hopa Uluslararası Lojistik Kongresi...
 » Dsi Artvin Bölge Müdürü Yıldız’dan...
 » Tiflis - Trabzon Direkt Uçuşları Ba...
 » Bakan Uraloğlu’ndan Rize - Artvin H...
 » Kemalpaşa Kaymakamı Ayaz Denetime Ç...
 » Kokarca Böceği İstilasına Rize Bele...
 » Hopa’da 2’nci Lojistik Çalıştayı Dü...