Tek Gıda İş Sendikası Başkanlar Kurulu toplantısı genel başkan Mustafa Türkel’in başkanlığında Rize Tek gıda İş Sendikası konferans salonunda başladı.
Toplantıya Tek Gıda İş Sendikası genel merkez yöneticileri yanı sıra Tek Gıda İş Sendikası şube başkanları da katıldı.
Toplantının açılış konuşmasına yapan genel başkan Mustafa Türkel 12 Eylül yaslarından Başbakan’a, Çalışma Bakanına ve Tuk İş’in teslimiyetçi tavrına yönelik ağır eleştirilerde bulundu. “Zor bir süreç atlattık zor bir süreç yaşadık. Baskılar, zulümler, iş birlikçilerin usulsüzlükleri biz bunların hepsini sizinle aşa aşa geldik. Bugünleri gece gündüz fedakârlık yapan ve bugünleri örgütü ile birlikte kol kola yol arkadaşlığı yaparak inancını, birlikteliğini hep koruyan sizlere de örgütün tüm organları adına çok teşekkür ediyor minnetlerimi sunuyorum” dedi.
“Basın Tarafsızlığını Kaybederse Sonuçlar Kirliliğe Yol Açar”
Türkel “bu yöreden çıkan bu sesin Türkiye’ye yayılmasına etkili olan basına burada da Sendikam adına Sendikamın Organları adına bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Çünkü çok önemli bu, basın tarafsızlığını kaybederse, basın işlevini yerine getirmez kamuoyunu aydınlatma görevini yanlı yapar ise sonuçlar çok kirliliğe yol açacak şekilde olumsuz gelişir ve bu ülkede taşlar yerinden oynar adeta. Şimdi özellikle bu süreçte basın ile birlikte yargının, yargının göstermiş olduğu hassasiyetle Çaykur sürecinde çalışma bakanlığının, kimi ÇAYKUR yöneticileri ile birlikte yapmış olduğu usulsüz ve haksız işlemlerin yargı tarafından sağlıklı bir incelemeye tabir tutularak sonuçların kamu vicdanını rahatlatacak şekilde çıkmasında katkısı olan yargı mensuplarının adaletin varlığını bize hissettiren o adaletin tecellisinde ve bu ülkede iyi ki hâkimler vardı dedirttirenlere de izin verirseniz teşekkür etmek istiyorum” dedi.
“Baskılarla, Zulümler İle İnsanlar Huzursuz Edildiler Bu Süreç Bitti Artık”
Türkel konuşmasına şöyle devam etti; “Dört buçuk yıla yakın bir sürede Çaykur işçileri, tek gıda iş sendikası üyeleri mağdur oldu. Çaykur üreticisi ve bu bölgenin esnafı da bu olaydan etkilendi ve psikolojisi bozuldu insanların. Baskılarla, zulümler ile insanlar huzursuz edildiler bu süreç bitti artık. Bu süreci yok saymadan ama üzerini hafif bir şalla kapatarak yenik bir şekilde yeni bir yol açmak için sizler ile birlikteyiz. Bu süreç bugüne kadar gelen süreçte biz eksikliklerimizi, noksanlarımızı her birimiz kendimizi gözden geçirerek bugünlere geldik. Geldiğimiz noktada artık hata yapma lüksümüzün olmadığı bilinci ile hareket ediyoruz.
“ÇAYKUR İşçisine Eskiden Daha Fazla Sahip Çıkacağız”
Bizler ÇAYKUR’a, ÇAYKUR işçisine eskiden daha çok sahip çıkmak, Rize’ye, Trabzon’a, Artvin’e çay ve çay ile ilgilenen bu yöredeki işsizlere bu yörede ki esnafa halk ile olan ilişkilerimizi yeniden gözden geçirerek, sosyal hayatın ve kültürel hayatın daha etkin bir şekilde içinde olabilmek için daha sorumlu olmamız gerektiğinin bilinci ile artık yol açacağız.
“ÇAYKUR Toplu İş Sözleşmeleri Artık Heyetlerle Yapılacak”
Toplu sözleşmeler taslak çalışmaları arkadaşlarımız tarafından hazırlandıktan sonra izlenilecek yol ve yöntemi de arkadaşlarımız ile birlikte belirledik. Bu sefer ve bundan sonra ki süreçler de toplu iş sözleşmesi görüşmeleri ÇAYKUR’da her fabrikadan asgari bir kişi olacak şekilde yürütülecektir. Bu süreç daha sağlıklı daha şeffaf ve daha demokratik ama gerçek anlamda işçinin de o toplu sözleşmesi görüşmelerinde katkısı ve söz hakkı olduğu şekilde planlanacak ve bundan sonra ki ilk toplantıda gerçekleştirdiğimiz gibi ÇAYKUR toplu iş sözleşmeleri artık heyetlerle yapılacaktır.
“Gerekirse Grevde Yaparız”
Biz Çaykur işçisi için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmak için elimizden geleni yapacağız. Bunun sonu grev olursa ne olur? Denilmiş ki Çaykur greve gitmez. Hayır, eğer bir işçi sendikasıysak ve Çaykur işçisinin alın teri için bir şey yapılacaksa bunun için greve kadar gideriz. Ama şunu söylüyoruz, bizim işimiz üzüm yemek. Bizim işimiz işletmemize zarar vermeden çalışanlarla birlikte, işçisiyle üreteniyle birlikte bu işletmeleri güçlü ve haksız rekabete engel olabilir şekilde güçlü kılmaktır. Biz Tek Gıda olarak üreticilerimiz adına da bu sorumluluğu taşıyan bir sendikayız.
Çaykur’u ve Çaykur işçisini kendi emelleri dâhilinde kullanmak isteyen, sendikal mücadele altında Çaykur’u sahada bitirmek isteyen, kimi zaman buna alet olan yerel siyasiler, yerel bürokratlar ve bu işin içerisine dâhil olan herkesi uyarıyoruz. Onlar Çaykur’u bizim kadar sevemezler ve düşünemezler. Mücadelemizi Çaykur düşmanlığına çevirmek isteyenlerin alnını karışlarız. Bir üretimimizi de yapacağız, aynı çayı fabrikamıza götürüp satabileceğiz. Müstahsilimiz çayı üretmek için nasıl gayret sarf ediyorsa, o çayı fabrikalarda işleyip en kaliteli çayı üretmek için alın teri döken işçimizin hak ettiği parayı alması için mücadele edeceğiz.
“Çaykur Sözleşmesinden Sadece Tek Gıda Sendika Üyeleri Yararlanabilecek”
Çaykur işçisi kayıplarını tedarik edecektir. Tek Gıda İş Sendikası bu kayıpları telafi etmek için göstermesi gerekeceği her türlü mücadeleyi gösterecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Çay kur’da yapılacak toplu iş sözleşmesinden de yalnızca Tek Gıda İş Sendikası üyeleri yararlanacaktır. Bu sözleşmeye imza attığımız tarihten itibaren bu sendikanın üyesi olmayanlar bu haklardan yararlanamaz. Yararlanmak isteyenlere son çağrıdır bu. O işçilerimizi kandıranlar, onları kendilerinin yetkili sendika olduğuna inandıranlar bu huylarından vazgeçsinler. Ve onlara inanlar bilsinler ki, bu sözleşme sonunda sadece Tek Gıda iş üyeleri bu imkânlardan yararlanacaktır. O işçilerimiz de yararlanmak isterlerse bizim muvaffakiyetimiz olmazsa tek kuruş alamazlar. Biz görevimizi yaptık ancak bundan sonraki süreçte herkes hak ettiğini alacaktır.
“İşçinin Rızkıyla Oynamayın Herkes İşine Baksın”
Yaklaşık 5 yıldır bu mücadeleyi verdik. Şimdi bu toplu iş sözleşmesi 2 yıllık bir süreyi kapsayacak. Bizler Çaykur işçisine haksızlık yapanlara son çağrımızı yapıyoruz. Artık işçinin rızkıyla oynamayın. Herkes işine baksın. Biz işimizi iyi yapan bir sendikayız, kimse bizi bu saatten sınamaya kalkmasın. Biz mücadelemizi her zaman adam gibi veririz. Büyüklük kompleksi içinde olanlardan değiliz. Hz. Ömer’in adaletini, onun adaletinden bahsederek sağlayamazsınız. Fırat’ın kenarında bulunan kuzunun hakkını da savunarak sağlayabilirsiniz. Bu ülkenin bakanı, başbakanı, bürokratı, herkes bu ülkenin özgür demokratik hakkına saygılı olmak zorundadır. Referandum hakkına da saygılıyız. Tek Gıda İş Sendikasının örgütlü olduğu her ilde yapılacak bir referandumda işçinin vereceği her karara saygılı olacağımızı bilmenizi isteriz. İşçi özgür iradesiyle sendika seçme hakkına her zaman sahip olacaktır. Sadece Çaykur için konuşmuyoruz. Örgütlü olduğumuz her işletme için konuşuyoruz. Diğer sendikalara da çağrıda bulunuyoruz. Gelin bir protokol yapalım, kimseyi mahkeme koridorlarında mağdur etmeyelim. Bundan sonra sizden gelen size dönecektir.
“Sendika Kurucusu Olmak İçin, O İşte Çalışma Zorunluluğu Kaldırılıyor”
Onlarca yıldır süren süre sonunda sendikalar yasası nihayet parlamentoya tasarı olarak sunuldu. Bu sendikalar yasası üzerinden tartışılıp konuşulan sendikalar yasası değil. 12 Eylül hukukunun da gerisinde bir yasa haline getirildi. Birkaç gündür arkadaşlarımız mecliste çeşitli görüşmeler yaparak bir takım düzeltmelerle ilgili baskılar yapıyorlar. Çok önemli ayrıntılar var, bizi rahatsız eden çok önemli detaylar var. Eğer bu yasa böyle çıkarsa ne olacak biliyor musunuz? Sendika kurucusu olabilmek için o iş kolunda çalışan birisi olma zorunluluğu kalkacak. 12 Eylül öncesinde de vardı bu. Yani sokaktaki Hasan Efendi, Hüseyin efendi bir araya gelerek sendika kurabilecek. O iş kolunda çalışıp çalışmamasının önemi olmayacak. 12 Eylül öncesinde böyle menfaat sendikaları oluşmuştu. Bunu faturası da 12 Eylül’de işçilere çıkartılmıştı.
“Bu Düzenleme Çirkinliktir, Dünyada Örneği Yoktur”
O iş kolunda çalışmayan insanların sendika kurucusu olması çirkinliktir, haksızlıktır, hukuksuzluktur ve dünyada da bir örneği yoktur. Örneğin Hak-İş’in kurucuları o işçi değildi, bürokrattılar ve o günün koşullarına göre bir araya gelerek sendika kurdular. Türkiye’de yeniden bunun önü açılıyor. Türkiye’de ısmarlama yasa çıkartılıyor ve biz bu yasalardan son derece rahatsızız. Artık 30 ve altında işçi çalıştıran firmalar işten attıkları elemanlar tarafından dava edilse de tazminat ödemeyecekler.
“Sendikalar Özgürlükleri Elinden Alınan Bir Yapıya Bağlanıyor”
Sendikalar Çalışma Bakanlığı altına bağlanarak özgürlükleri bakanlığın ipoteği altına sokularak, sendikaların bağımsızlığı ve özgürlüğü elinden alınan bir yapıya bağlanıyor. Eskiden yüzde 10 barajı vardı sendikal faaliyet sürdürülebilmesi için şimdi bu barajı yüzde bire çekmiş gibi gösterip daha da beter hale getirdiler. Yüzde bir 22 bin, yüzde iki 44 bin, yüzde üç ise 67 bindir. 67 bin tane üyeniz olmalı ki yüzde 3 barajını geçip sözleşme yapabilesiniz. Örneğin Türkiye’nin en büyük sendikasının 47 bin üyesi var ve barajın altında kalıyor. Yol İş sendikası da yüzde 3 barajını geçemeyip barajın altında kalacak. Bu da demek oluyor ki 4, 5 yıl sonra onlarca sendikanın kapısına kilit vurulacak. Efendim biz Türk-İş’le, Hak-İş’le protokol yaptık diyenleri tarih önünde vebal altında tutar, onları hainlikle suçlarız, buradan söylüyoruz. Yasalar, bu şekilde düzeltilmeden meclisten geçerse, Türk-İş’in, Hak-İş’in başkanı kim olursa olsun hakka ve emeğe ihanet etmiş olarak yargılayacağız onları. Bu kadar açık konuşuyoruz.
“Sendikalar Barajın Altında Yok Olup Gider”
Bu yasa kesinlikle bu şekilde geçmemeli. Üzerine basa basa söylüyoruz ki 5 yıl sonra bu şekilde Türkiye’de sendika kalmaz. Barajların altında yok olur gider sendikalar. Bu toplum da özgürlüğünü yitirmiş, emek hakkı kaybettirilmiş, köleleştirilmiş bir toplum olur. Taşeronlaşma ve özelleştirmeler de böyle bir sonuca götürüyor bizi. Buradan tüm sendikalara, tüm bu işle ilgili kişilere çağrıda bulunuyoruz. Türkiye’nin demokrasisine, geleceğine, sendikal hareketine ve emeğe haksızlık ve zulüm etmeyin. Bu yasa çıkarsa siz ve sizin çocuklarınız bile bu vebali veremezler. Sendika yasasını çıkartmak bir onurdur.
“Ecevit Yeni Bir Sendika Yasası Çıkartılmasına Vesile Olduğu İçin Rahmetle Anılır”
12 Eylül ürünü bu yasaları yok eden yeni bir yasayı çıkartmak herkese nasip olmaz. Rahmetli Ecevit Çalışma Bakanıyken yeni bir sendika yasası çıkartılmasına vesile olduğu için rahmetle anılır. Şimdi buradan Çalışma Bakanına ve Başbakana çağrıda bulunuyoruz. Bu yasanın yanlış olan yerlerine derhal müdahale edin ve düzeltin. Aksi takdirde sendikalar yasasını çıkartan bakan olarak anılmazsınız. Sendikalara ihanet eden bakan olarak anılırsınız.
İki gün sürecek toplantıya; Tek Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, Genel Sekreter Mecit Amaç, Genel Teşkilatlanma Sekreteri Recep Ali Çelik, Tek Gıda İş Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Akyürek, Rize Temsilcisi Özcan Mete, Rize 1 Nolu Şube Başkanı Ziya Aksoy, Rize 2 Nolu Şube Başkanı Hüseyin Çiftçi, 3 Nolu Şube Başkanı İsmail Rakıcı, 4 Nolu Şube Başkanı Fevzi Akınç, Trabzon Şube Başkanı Behzat Nuhoğlu, Doysan Temsilcisi Mustafa Yüksel, Ankara 1 Nolu Şube Başkanı Ayhan Türker, Ankara 2 Nolu Şube Başkanı Ali İhsan Çil, Eski Şehir Şube Başkanı İbrahim Ören, İzmir 7 Nolu şube Başkanı Kemal Köse, İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Nuri Yılmaz, İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Latif Gökçay, Balıkesir Şube Başkanı Naim Özmen, Bursa Mustafa Kemal Paşa Şube Başkanı Engin Öz, Bursa Şube Başkanı Zeki Ertürk, İstanbul Anadolu yakası Şube Başkanı Aslan Şirin, İstanbul Şube Başkanı Yunus Durdu katıldı.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 16.10.2012 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle