Türk Eğitim Sen Artvin Şubesi Başkanı İsrafil Bayrak ve yönetim kurulu üyeleri basın mensuplarıyla bir araya gelerek; Artvin yerelinde tespit edilen aksaklıkları ve bazı hususlara dönük çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaştı.
Artvin’de Eğitimdeki aksaklıkları her fırsatta cesur bir şekilde basın mensupları aracılığıyla kamuoyuyla paylaşan Türk Eğitim Sen Artvin Şubesi ailesi bu kez, 2018-2019 Eğitim Öğretim yılı içerisinde yaptıkları alan çalışmasını ve eğitimcilerden aldıkları bilgiler doğrultusunda bir rapor hazırladı. Ayrıca hazırladıkları raporsun sonunda çözüm önerilerini de basınla paylaştı.
Grand Artvin Otelde basın mensuplarıyla bir araya gelen Türk Eğitim Sen ailesi verimli bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya Türk Eğitim Sen Şube Başkanı İsrafil Bayrak ve yönetim kurulu üyeleri katılırken ayrıca ilimizde görev yapan yerel ve ulusal medya temsilcileri de katıldı.
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı İsrafil Bayrak hazırlanan raporu basın mensupları aracılığıyla kamuoyu ile paylaştı.
İşte Türk Eğitim Sen’in Artvin Özelindeki Eğitim Raporu:
Türk Eğitim-Sen Artvin Şubesi olarak, ilimiz bünyesindeki okullarda/kurumlarda yaptığımız alan çalışmalarında gözlemlediğimiz ve tarafımıza iletilen şikâyetler doğrultusunda belirlediğimiz sorunlar ve bazı hususlara dönük çözün önerileri bu raporda maddeler halinde sunulmuştur.
Kırsal bölgelerde, özellikle iç kesimde yer alan ilçelerimizdeki okullarımızda kadrolu öğretmen açığı çok fazla olmakla birlikte, eğitim- öğretim yıl içerisinde sürekli bir sirkülasyona tabi tutulan ücretli öğretmenlerle sağlanmaktır. Örneğin 2017-2018 eğitim-öğretim yılında ilimiz bünyesinde 617 boş norm 384 ücretli öğretmenle doldurulmaya çalışılmıştır. Birçok okulda idareci haricindeki branş öğretmenlerinin neredeyse tamamı ücretli öğretmenlerden oluşmaktadır. İl Milli Eğitim Müdürlüğü resmi verilerine göre; ilimizde 1847 kadrolu ve sözleşmeli öğretmen olduğu düşünüldüğünde 617 normun boş olması mevcut öğretmenlere oranla 1/3 oranına tekabül etmektedir. Öte yandan eğitim-öğretim dönemi içerisinde çeşitli sebeplerle (görevden ayrılma, doğum, izin işlemleri) görevlendirmelerde de aksaklıkların yaşandığı da aşikârdır. Bu da eğitimde nasıl bir durum içerisinde olduğumuzu gözler önüne sermektedir.
Öğretmenler arası farklılık; kadrolu öğretmenlik, sözleşmeli öğretmenlik, ücretli öğretmenlik öğretmenin itibarını zedelemektedir. Öğrenci-Veli ve en önemlisi de görev yapan sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin çalışma şevkini kırmakta, psikolojilerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bir ücretli öğretmenin İŞKUR elemanının maaşının altında bir ücret alıyor olması ücretli öğretmenlerin ne kadar vahim durumda olduğunun göstergesidir.
Milli Eğitimin önemli sorunlarının başından gelenlerinden birisi de liyakatin göz ardı edilmesidir. İlimizde ve ülke genelinde MEB'e hâkim olan sendikal vesayettir. İl-ilçe Milli Eğitim Müdürlerinin ve Müdür Yardımcılarının sadece bir sendika yöneticileri ve üyelerinden atanması/görevlendirilmesidir.
Sadece mülakatla (sendika referansıyla) atanan şube müdürleri, MEB yönetici atama kanunu değişikliği sonucu tamamen sendika siyaset işbirliğiyle atanan okul müdür ve müdür yardımcıları, bu yöneticilerin atanmasında ehliyet, liyakat, eğitim başarısı gözetilmemiştir. Sendikada hazırlanmış listeler mülakat komisyonlarında onaylanmıştır.
Bu şekilde oluşan ilimiz MEM yönetici kadroları, aynı zamanda bir sendikanın işyeri temsilciliğini üstlenmişler, bu sendika dışındaki öğretmen, memur, hizmetlilerin işlerinin yürümeyeceği algısını bilinçli olarak oluşturmuşlardır. Aday öğretmen eğitim seminerlerinde sendika propagandası yapılmış, bir sendikanın şube başkanı bilinçli olarak seminerde görevlendirilmiş ve bu sendika şube başkanının telkinleriyle o sendika üyesi olmaları ima edilmiştir. Olmayanların adaylığının kalkmayacağı, sözleşmeli öğretmenlere sözleşmelerinin iptal edileceği, başlarına bir iş gelebileceği ima edilmiştir. Görevlendirmeler sendika referansıyla, memur ve hizmetlilerin yer değiştirmesi sendika referansıyla, ücretli öğretmen alımı bile sendika referansıyla yapılmaya başlanmıştır.
Taşra Teşkilatında Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Teşkilatından gelen emir ve direktiflerden çok, yerelde etkin olan Cemaat, Dernek, Vakıf ve Sendika görünümlü yapıların sözü geçmektedir. Birçok yönetici bu görevlere sözü edilen yapılar tarafından atandığı için Milli Eğitimin amaç ve ilkeleri dışında kendilerini bu göreve getiren yapının emrine girmektedir. Bu yapılar Devletin çıkarını değil kendi yapılarının çıkarını düşünmektedir.
Daha açık bir ifade ile; yönetici olabilmek için bir sendikaya (An itibarıyla üye sayısı en fazla olan sendika) üye olmak şartı koşulmuştur. Bunu bilen liyakatsiz ve menfaatperest birçok kişi o sendikaya üye olarak yönetici olabilmiştir.
Mülakat başlamadan kimin nereye atanacağı masa başında belirlenmiş, puanlar hesaplanmıştır.
Yeni inşa edilen okullarda fiziki bakımdan tehlike oluşturacak unsurlar ve kalitesizlik/özensizlik tespit edilmiş, bazı eski okullarımızda ise çökme tehlikesi yaşanabileceği gözlenmiştir. Okul arsalarında yapılan zemin etütlerinin ihtiyacı karşılayacak nitelikte olmaması, istinat duvarıyla desteklenen okul bahçelerinde ortaya çıkan maliyetin bir hayli yüksek olması/olacağı tespit edilmiştir. (Seyitler TOKİ Şehit Onur İlhan İlköğretim Okulu)
Proje okullarında görevlendirilen idarecilerin ve öğretmenlerin seçiminde yanlı bir tutum izlenmesi, oluşturulan kadroların sendikal ayrıma tabi tutulması liyakat ilkesini zedelemektedir.
MEB ile imzalanan protokoller aracılığıyla çeşitli vakıf, dernek ve cemaatler okullara sızmış, eğitim-öğretim görevi ile yükümlü öğretmenler kaynağı belirsiz toplulukların “Değerler Eğitimi” adı altındaki çalışmaları sebebiyle pasifize edilerek itibarsızlaştırılmıştır.
Destekleme ve yetiştirme kurslarında okullarda branş öğretmeni olmasına ve kurs açmak istemelerine rağmen okul idarecileri ders saatlerinin büyük çoğunluğunu kendilerine ayırmışlardır/uyarlamışlardır.
Destekleme ve yetiştirme kurslarında öğrenci talep dilekçelerini göz ardı eden idareciler ders saatlerinin dağıtımını adaletsiz ve yanlı bir tutumla gerçekleştirmiş, birçok öğretmenin maddi ve manevi yönden zarara uğramasına sebep olmuştur.
Okulların/kurumların norm güncelleme dönemlerinde sendika/cemaat/siyaset/yandaşlık gibi çeşitli saiklerle normlar üzerinde oyunlar oynayarak kendisinden farklı düşüncedeki öğretmenleri mağdur etmektedir.
Muhakkiklik sistemi içerisinde görevlendirilen muhakkikler, vazifelendirildikleri soruşturmalarda gereken özeni göstermemiş/baskılanarak birçok dosya aslına uygun olmayan şekilde ya kapatılmış ya da siyasi/sendikal/cemaat ayrımı gözetilerek yandaşlığa kurban edilip hak ve adaletin tecellisinin önüne geçilmiştir.
Öğrencilerimizin okul seçme sınav sistemlerinin sık değiştirilmesi hem öğrencilerimizin hem de öğretmenlerimizin yeni sisteme uyumunu zorlaştırmakta, başarısızlığı tetiklemektedir. Derinlemesine bir araştırma/değerlendirme sonucu oluşturulacak bir sınav sisteminin pilot bölgelerde uygulamasından gelen dönütlere göre bir kez daha değerlendirilip belirlenmesi daha uygun olacaktır.
Ortaokul ve liselerde ders saatlerinin 40 dakika olması bazı dersler açısından olumsuzluk teşkil etmekte olup, işin uzmanlarınca bilimsel açıdan yeniden değerlendirilebilir.
Okula başlama yaşı; 4+4+4 eğitim sistemi sonrası oluşan okula başlama yaşı alandan gelen geri dönütler neticesinde olumsuz bir sonuç ortaya çıkarmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bilimsel verilerle okula başlama yaşını yeniden güncellemesi elzemdir.
Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklarımızın mevcut şartlarda eğitime kazandırılması mümkün olmamaktadır. Yapılacak yeni saha araştırmalarıyla ve bilimsel yöntemlerle, daha uygun rehberlik eğitim ortamlarında rehberlik çalışmaları yürütülmelidir.
Özel eğitim gereksinimi olan öğrencilerin RAM’lara yönlendirilmelerinde velilerden kaynaklı sorunlar ortaya çıkmaktadır. Velilerin RAM ve benzeri kurumların iş ve işlevlerini bilmemesi ya da yeterince bilmemeleri bu kurumlara karşı önyargı oluşturmaktadır.
Öğretmenlerimizin üzerine atılı bulunan evrak vb iş yükü dolayısıyla eğitim-öğretim işlerine yeteri kadar zaman ayıramamakta ve kafa yoramamaktadır. Öğretmenlerin iş yükleri yoğun evrak vb den arındırılarak eğitim-öğretime daha fazla yönlendirilmelerinin önü açılmalıdır.
Yabancı Dil derslerinde kılavuz kitapların olmayışı öğretmenler açısından bir eksiklik olarak görülmektedir. Bilginin sunulup verilmesinde aksaklıklar oluşturmaktadır. Öğretmen ve öğrencilerde kaynak kitap ihtiyacı ortaya çıkarmaktadır.
Okullarda bulunan Bilişim Teknolojileri sınıfları güncelliğini kaybetmiş, günün şartlarına uyum sağlamamaktadır.
Öğrencilere dağıtılan ders kitaplarının her yıl dağıtılması milli servet açısından maddi külfet oluşturmaktadır. Ders içeriği açısından da istikrarsızlık göstermektedir.
Beden Eğitimi ve Spor derslerinin daha etkin ve amacına uygun bir şekilde işlenebilmesi için spor malzemelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Birçok okulumuzda ilgili malzemelerin olmayışı derslerin işlenmesinde sorun teşkil etmektedir. Dersin ruhuna aykırılık oluşturmaktadır.
Fen Bilimleri alanında eğitim-öğretim veren okulların laboratuvar vb çalışma alanları amacına uygun halden çok uzaktadır. Malzeme ve ilgili ders araç-gereçleri ihtiyacı karşılamamaktadır.
Meslek liseleri ve Çok Programlı Anadolu Liseleri öğrenciler tarafından tercih edilmemektedir.
Okul ve kurumlar arasında maddi ihtiyacın uyumsuz ve adaletsiz bir şekilde paylaşımı/dağıtımı okulların asli görevlerinin işleyişinin aksamasına neden olmaktadır.
4+4+4 eğitim sistemiyle ortaokul kısmına dönüştürülen 5. Sınıfların yaş, ruhsal gelişim ve fiziki durumlarında görülen yetersizlik/eksiklik; bu sınıf öğrencilerinin yukarı ki sınıflarda başarısız olmalarının önündeki başlıca engellerdendir.
Ortaokul ve liselerin birlikte eğitim-öğretim yaptığı okullarda (İmam Hatip Liseleri gibi) öğrenciler arasında yaş, diğer psikolojik ve fiziki uyumsuzluk okullarda eğitim-öğretimi olumsuz etkilemektedir.
Taşımalı eğitim kapsamındaki okulların belirlenmesinde ve taşıma kapsamına alınan mahallerin okullara dağıtımında farklı saiklerin devreye girmesi okulların akademik başarısına olumsuz etki olarak yansımaktadır.
Okulların güvenliği için belirlenen güvenlik görevlilerinin dağıtımında belli okulların anlaşılmaz gerekçelerle ayrımcılığa tabi tutulduğu algısı okullara hâkim olmuştur. Bu eşitsiz durum algısının bertaraf edilerek yapılan dağıtımın gerekçelendirilmesi gerekmektedir.
Genel idare hizmetleri sınıfında çalışan memurların, yüksekokul ve lisans mezunu olmaları halinin kadro-derecelerine yansıtılmaması personel üzerinde eşitsiz bir durum oluşturmaktadır.
Nakil/tayin işlemlerinde “Sıra tayin/sıramatik” sistemine işlerlik kazandırılarak yaşanan mağduriyetlerin asgari düzeye indirilmesi elzemdir.
Özür grubu tayinlerinde mahalle/köy statüsünde bulunan uzak yerleşim yerlerinin ilçe ve il merkezlerine olan uzaklıkları göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir.
Pansiyonlu okullardaki belletmen ihtiyacını karşılama, sorun haline dönüştürülmüştür. Görev alacak bayan öğretmenlerin seçiminde/belirlenmesinde tarafgirlik/yandaşlık/hatırlılık gözetilmektedir. Özellikle bekâr bayan öğretmenlere aşırı görev verme durumları görev alan öğretmenleri bezdirmektedir. Görevlendirilen öğretmenlerin seçiminde/belirlenmesinde adalet gözetilerek ikna edici yöntemlere başvurulması sorunu çözecektir.
Nöbet sırasında yaşanan olaylarda nöbetçi öğretmenlere ağır sorumluluk ve yükümlülük baskısı ve zan altında bırakılması imaları, haksız cezai müeyyidelerle vazifeden soğutulmaları, pansiyonlarda güvenliği ve sükûneti tehlikeye düşürmektedir. Öğretmenlerin görevden kaçmalarına sebep olmaktadır. MEB merkez ve taşra teşkilatları bu konuda nöbetçi/belletmen öğretmenlere sahip çıkmalı, teşvik edici çözümlerle öğretmenleri ikna yoluna gitmelidir.
Kariyer ve Liyakat Sistemine uyulmadan yapılan atamalar ile Taşra Teşkilatında büyük sıkıntılar çekilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı Taşra Teşkilatında Okul Müdür Yardımcısı, Okul Müdürü ve Şube Müdürlüğü gibi görevler için sadece sınava dayalı Görevde Yükselme kriteri getirilmelidir. Sözlü + Mülakat şeklinde yapılan atamalarda bile haksızlıklar yaşanmaktadır. Adil bir Yönetici Atama Sistemi Oluşturulmadan adaletin, kurum içi barışın sağlanması mümkün olmayacaktır. Hatta daha önce Sınav puanı dikkate alınmadan sadece sözlü puanlarla yapılan Şube Müdürlüğü, Okul Müdürlüğü ve Müdür Yardımcılığı sınavları iptal edilerek sadece sınava dayalı bir atamanın yapılması elzemdir. Güvenlik Soruşturması + Sınav tek ölçüt olmalıdır. MEB'in her kademe yönetici atamalarında ve öğretmenlerin ilk atamalarında mülakat kaldırılmalı, objektif kriterlere dayalı yönetici atama yönetmeliği çıkartılmalıdır.
Öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmelidir.
Memurların ek gösterge puanları artırılmalı ve yardımcı hizmetler sınıfına ek gösterge verilmelidir.
Eğitim öğretim ödeneği tüm eğitim çalışanlarına verilmelidir.
Vergi diliminden kaynaklanan ekonomik kaybın giderilmesi için vergi matrahlarında düzenleme yapılmalıdır.
İlimizde 3 yılını dolduran öğretmenlerin büyük çoğunluğu tayin isteyip başka bölgelere gitmektedir. Tam bölgeyi tanıyıp faydalı olacakları bir zamanda gitmeleri ilimiz için büyük bir kayıptır. Bizim gibi illerde tüm öğretmenlere şayet maliyet açısından çok yük getirecek ise zorunlu hizmetini tamamlayıp görev yapmaya devam eden öğretmenlere ek bir tazminat verilerek bu bölgede çalışmaları teşvik edilmelidir.
Sözleşmeli olarak görev yapan öğretmenlerimizden yapılan kesintiden vazgeçilerek diğer öğretmenler ile aralarındaki fark giderilmelidir. Bölgede öğretmen tutmanın yolu Sözleşmeli öğretmen alımı olmamalıdır. Öğretmenler kadrolu olarak alınmalı ve bu bölgede zorunlu görev yapma süresi artırılarak da sorun çözülebilir. Eşinin bölgeye gelme imkânı olmayan sözleşmeli öğretmenlerimizin aile bütünlüğü sağlanmalıdır. Emniyet ve Silahlı Kuvvetler ile koordineli bir çalışma yapılmalıdır. Öğretmenin bu bölgedeki görev süreleri ile onların görev süreleri eş zamanlı olarak ayarlanmalıdır.
RAM ve benzeri kurumların iş ve işlevi hakkında velilere ve okul yöneticilerine ve öğretmenlere dönük seminer/kursların açılarak yeterli bilginin verilmesi sağlanmalıdır.
İlimiz coğrafi yapısı göz önüne alındığında, Arhavi-Hopa-Kemalpaşa ilçelerimizi kapsayan sahil kesimine hizmet sunacak bir Rehberlik Araştırma Merkezi kurulması rehberlik hizmetlerinin sunumuna olumlu yönde bir katkı sağlayacaktır.
Okullardaki rehberlik hizmetleriyle ilgili iş ve işlemlerin elektronik ortama taşınarak işlemler kayıt altına alınmalı ve ilgili evraklar için kağıt sarfiyatının asgari düzeye indirilerek israfın önüne geçilmelidir.
Yabancı Dil derslerinde öğretmenler için yeniden kılavuz kitaplar hazırlatılmalı, öğrencilerin yabancı dile ilgisinin artırılması için okullarda yabancı dil laboratuvarları oluşturulmalıdır.
Okullarda bulunan Bilişim Teknolojileri sınıfları günün şartlarına uyumlu hale getirilmelidir.
Devletimiz tarafından öğrencilerimize her yıl dağıtılan kitapların içeriğinde bir standardizasyonun sağlanarak istikrarlı bir şekilde birkaç yıl kullanılabilmesinin önü açılmalıdır. Kitapların öğrenciler tarafından sağlıklı kullanılması temin edilmeli, yılsonunda toplanılmalıdır. Kullanılabilecekler belirlenmeli, ihtiyaç dâhilinde kitap sayısı bakanlığa bildirilmeli ve israfın önüne geçilmelidir.
Meslek liseleri ve Çok Programlı Anadolu Liselerinin öğrenciler tarafından tercih edilebilmesi için bu okulların teşvik edilmesi adına, okulların niteliğinin artırılarak mezuniyet sonrası devamı niteliğinde yüksekokulların önünün açılması, mezuniyetlerinde iş alanlarının genişletilerek iş olanaklarının artırılması sağlanmalıdır.
Fen Bilimleri alanında (Fen, Fizik, Kimya, Biyoloji) eğitim-öğretim veren okulların laboratuvar vb çalışma alanlarının amacına uygun hale getirilmesi için; malzeme ve ilgili ders araç-gereçleri ve donanım ihtiyaçları karşılanmalıdır.
Bilişim Teknolojileri öğretmenlerinin “Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenliği” görevini de yürüttüğü dikkate alınarak kurum/okul sayısı, etkileşimli tahta sayısına göre norm belirlenmelidir.
Öğrenci sorunlarının önceden belirlenerek oluşabilecek sıkıntıların önlenmesi açısından her okula rehber öğretmen normu verilmelidir. Ayrıca öğrencilere rehberlik faaliyetlerinin yapılacağı en önemli zaman olan teneffüs saatlerinde rehber öğretmenlere nöbet görevi yazılması, rehberlik faaliyetlerinin engellenmesine neden olmaktadır. Bu uygulama kaldırılmalıdır” denildi.
Öte yandan Türk Eğitim Sendikası tarafından toplantı sonunda yaşanan ekonomik gelişmeler neticesinde memurun enflasyon rakamlarına göre durumu da özet olarak paylaşıldı. Bu açıklamalar yarınki sayımızda yerini alacak. ”
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 09.10.2018 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle