Maçahel'deki Sarnıç Ve Düzenli Hes'lere İptal

30/07/2011 08:15

Rize İdare Mahkemesi Bu Kez, Unesco Tarafından Dünya Biyosfer Rezerv Alanı İlan Edilen Artvin'in Camili Vadisinde Yapılmak İstenen 2 Ayrı Hes Projesi İçin ‘iptal' Kararı Verdi…


Haber: Hayati Akbaş







Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yapılması planlanan 700'e yakın hidroelektrik santral (HES) projesine karşı Derelerin Kardeşliği Platformu öncülüğünde başlatılıp sürdürülen demokratik ve hukuksal mücadelede çevreciler yeni kazanımlar elde etmeye devam ediyor.

Rize İdare Mahkemesi'nde görülen davalarda ‘yürütmeyi durdurma ve iptal' kararları birbiri ardına geldi. Mahkeme, son olarak, UNESCO tarafından Dünya Biyosfer Rezerv Alanı olarak ilan edilen Artvin'in Borçka ilçesine bağlı Camili (Maçahel) vadisi üzerinde yapılması planlanan 2 ayrı HES projesi için ‘iptal' kararı verdi.

Camili Deresi üzerinde, İÇTAŞ Enerji grubuna ait Dağlar Elektrik firması tarafından yapımı planlanan Sarnıç 1-2 Regülatörleri ve HES projesi için dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen ‘ÇED Gerekli Değildir' kararı ile yine aynı bölgede Kiler Holding'e bağlı Gülkar Enerji firması tarafından yapımı planlanan 5 megavat kurulu gücündeki Düzenli Regülatörü ve HES projesi için yine dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen 280 bin metrekarelik ‘ormanlık alan kullanım iznini' iptal edildi.

Hukuka Açıkça Aykırılık

Sarnıç HES için verilen ‘ÇED Gerekli Değildir' kararının açıkça hukuka aykırı olduğu ve ‘kamu yararına uygun bulunmayan bu işlemin telafisi güç zararlar doğuracağı' sonucuna varan Mahkeme, Düzenli HES için verilen ‘orman kullanım izni'nin ise doğal yaşama müdahale niteliği taşıyacağı ve bunun doğal yaşama ciddi bir tehdit oluşturacağına dikkat çekti. Mahkeme ayrıca, Orman Kanunu uyarınca bu işlem için ortada bir zaruret olmadığı gibi işlemde açıkça kamu yararına, mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığına da vurgu yaptı.

Sarnıç HES

Sarnıç HES için 18 kişinin açtığı davada Mahkeme ‘iptal' kararında, Anayasa'nın 17 ve 56. maddelerine göndermelerde bulunarak, Bakanlığın görev ve sorumluluklarını irdelediği kararında ayrıca Çevre Kanunu'nun ilgili maddeleri, yönetmelikler, Kyoto Protokolü ve uluslararası anlaşmalar ile Bilirkişi raporlarına da atıfta bulundu.

Bakanlığa Göre Yersiz Bir Dava!

Çevre ve Orman Bakanlığı'nın mahkemeye sunduğu savunmada, davanın yersiz olduğunu, davacıların bu davayı açma ehliyetlerinin olmadığını, dava süresinin geçtiğini ve dava dilekçesinde vurgulananların gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, mevzuata ve hukuka uygunluğunu savunması ise dikkat çekti.

Düzenli HES

Camili çevre koruma Derneği'nin yanı sıra 18 kişinin dava açtığı Düzenli HES projesi için Bakanlığın verdiği ‘orman kullanım izni' için verdiği kararda ise Mahkeme, yine Anayasa'nın 17 ve 56. maddelerine göndermelerde bulunarak, Çevre Kanunu ile Orman Kanunu'nun ilgili maddeleri, yönetmelikler, Kyoto Protokolü, uluslararası anlaşmalar, Bilirkişi Raporları ile UNESCO kararlarına vurgu yaptı.

Bakanlık: "Koruma Statüsü Yok"

Bakanlık bu dava ile ilgili savunmasında Camili Vadisi'nin UNESCO tarafından Dünya Biyosfer Rezerv Alanı ilan edilmesini ve HES projesi yapılacak alanında bu bölgenin içerisinde olduğunu bir ‘iddia' şeklinde vurgulayarak, söz konusu alanın resmi bir koruma statüsü bulunmadığını vurgulaması ise dikkat çeken diğer bir nokta oldu.

Temel Hak Mücadelesi

Doğu Karadeniz başta olmak üzere yurdun birçok bölgesinde çeşitli protesto eylemleri ve demokratik tepkilerle sürdürülen HES mücadelesinin artık, bir çevre ve doğa mücadelesi olarak değil, bir temel hak mücadelesi olarak kabul edildiğini anlatan Av. Yakup Şekip Okumuşoğlu, "Kaldı ki bu hak, sadece insanların değil, doğadaki tüm canlıların hakkıdır" dedi.

Su, Tüm Canlıların Hakkıdır!

Her iki davanın da avukatlığını üstlenen, çevrecilerin gönüllü avukatı Okumuşoğlu, ‘söz konusu her iki ‘İptal' kararını değerlendirdiği açıklamasında, ülkenin her köşesindeki hemen her dere üzerinde birbiri ardına projeler üretildiğine dikkat çekti. Okumuşoğlu, "Derelerin en az yüzde 90'ının, kaynağından denize kadar borulara, tünellere, kanallara hapsedilip, peş peşe onlarca HES projesinin planlandığı bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil. Aynı dere üzerinde birbirinin kopyası projeler ve ÇED Raporları ile su kaynaklarımızı en az 49 yıllığına elimizden alan bir anlayışa karşı yürüyen mücadelenin bir çevre ve doğa mücadelesinin ötesinde; bir su mücadelesi, bir su hakkı mücadelesi olduğu bilinmelidir. Suya erişimin, insanların sudan yararlanmasının temel bir insan hakkı olduğu BM'de 122 ülke tarafından kabul edilmiş bir temel insan hakkıdır. Dünya üzerinde su olmadan yaşam olamayacağından; su mücadelesi, diğer bir temel hak olan yaşama hakkı ile de doğrudan ilgilidir. Kaldı ki bu hak, sadece insanların değil, doğadaki tüm canlıların hakkıdır" şeklinde konuştu.

Bundan Sonra Mücadele, Su Hakkı İçin

Türkiye'de kurgulanan mevzuatlarla suyun, ham madde olarak görüldüğünü ve su madenciliği yapıldığını ileri süren avukat Okumuşoğlu, "Oysa suya erişim, insanlar gibi tüm canlılar açısından temel bir haktır. Suların ticaret konusu haline getirilmesi, şu veya bu gerekçe ile alınır satılır kılınması hak kavramı ile bağdaşmaz. Sular doğaya aittir. Doğadan kopartılıp, borulara, kanallara tünellere hapsedilemez. Suyun ‘şu kadarını, bu kadarını dere yatağına bıraktım' diyen bir anlayışla hazırlanıp, ‘çevreye zararı yok' diyen bir anlayış kabul edilemez. Bu anlayışla hukuk mücadelemiz bundan sonra daha çok ‘su hakkı' kavramı üzerinden yapacağımız tartışmalar ile sürecektir" dedi.

Politik Anlayış Değişmedikçe Sular Özelleşir!

Mahkeme'nin verdiği her iki iptal kararını da sevinçle karşıladıklarını ancak gelecek için endişelendiklerini anlatan Okumuşoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Mevcut politik anlayışta bir değişim olmadığı sürece, bu kararlar bir ‘son karar' olmayabilir. İdare tarafında bir görüş değişikliği olmadığı takdirde küçüklü büyüklü yaklaşık 4 bin 500 HES ile 2023 yılı itibarı ile küçüklü büyüklü Anadolu'nun tüm derelerindeki sular bir bakıma özelleştirilmiş olacak. Bu sürecin sonunda Anadolu kırsal yaşamının büyük bir ekolojik açmazla karşı karşıya kalacağını, aynı zamanda su hakkı üzerinden pek çok tartışmaya gebe bir geleceğin de bizi beklediğini düşünmekteyiz. "

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 30.07.2011 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
 » Yargıdan, Dünyanın Biyosfer Rezerv...
 » Rize’de Hes’e Karşı Mücadeleyi Yurt...
 » Danıştay’dan Hes’lerle İlgili Öneml...
 » Hes'lerde İlk Kez Bir Üretim Lisans...
 » Maçahel'de Hes Kamu Yararına Uygun...
 » Fındıklı Paşlar Hes Su Kullanım Hak...
 » Rize'de Ambarlı Hes'e Bir Kez Daha...
 » Aynı Hes'e 3 Ayrı Durdurma Kararı...
 » Tekkale Hes’e Yürütmeyi Durdurma Ka...
 » Çevreciler Bu Projeler Macahel'e İh...
 » Unesco’dan Macahel’deki Hes’e Tepki...
 » Bir Hes Projesi İptali De Borçka'da...
 » Yurttaş Kazım Ve Köylüleri Bir Kez...
 » Hes'ler Birbir Yargıdan Dönüyor...
 » Artvin Camili'deki Hes'e Durdurma K...
 » Yusufeli Barajının İptalini İstedil...
 » Senoz'da Yine Hes Toplantısı...
 » Artvin Cerattepe İçin Yürütmeyi Dur...
 » Rize’nin İçme Suyuna Hes’e Durdurma...
 » Hes Firmaları Güneysu'da Gürgen'e Ç...



En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Şehir Plancıları Hopa’nın Haritasın...
 » Hopa’da Gergin Anlar...
 » Makedonyalı Türk Gençler Çaykur'un...
 » Hopa Uluslararası Lojistik Kongresi...
 » Dsi Artvin Bölge Müdürü Yıldız’dan...
 » Tiflis - Trabzon Direkt Uçuşları Ba...
 » Bakan Uraloğlu’ndan Rize - Artvin H...
 » Kemalpaşa Kaymakamı Ayaz Denetime Ç...
 » Kokarca Böceği İstilasına Rize Bele...
 » Başkan Erhan Yılmaz’dan İşadamı İsm...