Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yapımı planlanan HES projelerine karşı sürdürülen hukuksal mücadelede yargı bir kez daha hukuka uyarlılık bulunmadığı' gerekçesiyle HES'lere dur' dedi.
Bölgedeki vadiler üzerinde kurulması planlanan yaklaşık 700 HES projesine karşı özellikle de Derelerin Kardeşliği Platformu öncülüğünde sürdürülen mücadeleler sonrasında açılan davalarda ilk kez lisans iptali' kararı çıktı. Artvin'in Yusufeli ilçesi Demirdöven Köyü sınırları içerisinde Ekin Elektrik Üretim Ltd. Şti. tarafından yapımı planlanan 9 megavat kurulu gücündeki Demirdöven Regülatörü ve HES projesi için, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) tarafından verilen üretim lisansı', Ankara 8. İdare Mahkemesi'nin 2010/1653 Esas ve 2011/73 no'lu kararı ile iptal edildi.
Artvin'in Yusufeli ilçesinde yapımı planlanan proje için Demirdöven Köylüleri Avukat Recep Akyürek aracılığıyla, söz konusu projenin yapılacağı vadide turizm geliri elde edildiği, projenin uygulanması halinde vadideki doğal yaşamın sona ereceği ve turizm sektörünün yok olacağı' ve EPDK tarafından verilen üretim lisansı'nın hukuka aykırı' olduğu gerekçesiyle iptal' edilmesi için EPDK'ya başvuruda bulundu.
Yapılan başvuruyu değerlendiren EPDK, söz konusu başvuruyu reddedince köylüler bu kez, "Artvin'in Yusufeli İlçesi Demirdöven Köyü sınırları içinde bulunan vadide Demirdöven Regülâtörü ve HES yapımını planlayan Ekin Enerji Elektrik Üretim Ltd. Şti. 'ne EPDK tarafından verilen 22. 10. 2009 tarih ve 34361 sayılı Elektrik Üretim Lisansı'nın iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlem nedeniyle" Ankara 8. İdare Mahkemesi'nde dava açtı.
Ankara 8. İdare Mahkemesi'nde görülen davada köylülerin Avukatı Recep Akyürek, ilgili mevzuat gereği işletilmesi gerekli sürecin usulüne uygun olarak işletilmediği, davalı idarece gerekli inceleme ve araştırma yapılıp somut verilere ulaşılmadan, lisans verildiği, yapılacak santral ile elde edilecek elektriğin sağlayacağı maddi gelirden çok bu vadide turizm geliri elde edildiği, bu projenin uygulanması halinde vadideki doğal yaşamın sona ereceği ve turizm sektörünün de yok olacağı bu haliyle dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu' gerekçesiyle üretim lisansının' iptalini istedi.
Ankara 8. İdare Mahkemesi'nde görülen davanın 25 Ocak 2011 günkü duruşmasına sadece EPDK Avukatı Elif Yıldırım katılırken; EPDK'nın usule ilişkin itirazları' yerinde görülmedi.
Davanın gerekçeli kararında, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun ilgili maddelerine göndermelerde bulunularak; Kanun'un Lisans Genel Esasları ve Türleri' başlıklı 3. maddesinde belirtilen hüküm ve belirlemelere yer verildi.
Kararda ayrıca, 04. 08. 2002 günlü 24836 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği'nin çeşitli maddelerinde yer alan hüküm ve belirlemelere de dikkat çekilirken; İnceleme ve Değerlendirmenin Sonuçlandırılması' başlıklı değişik 10. maddesindeki hükümlere de yer verildi.
Aynı Yönetmeliğin, Lisansların İptali' başlıklı 16. maddesine de yer verilen Mahkeme kararında, "Dava dosyasının incelenmesinden; davacı vekili tarafından 16. 10. 2009 ve 18. 09. 2009 tarihli ve davalı kurum kayıtlarına 24. 09. 2009 ve 25. 09. 2009 tarihlerinde giren dilekçeler ile Demirdöven Köyü sınırları içerisinde yapımı planlanan HES projesi ihalesinin yapıldığı, bu baraj sebebiyle Türk Turizminin, doğanın, çevrenin ve yaban hayatının kaybına sebep olunacağı, yörede tüm yaşam turizme bağlı bulunduğundan, çevrenin de zarar görmesi sebebiyle yöre halkının ekonomik olarak işsiz ve aç kalacağı, yörede ÇED raporu düzenlenmeden ve bölgede yaşayan insanların görüşü alınmadan baraj yapımının çağdaş yatırım zihniyeti ve yasalarla uyuşmadığı, bu sebeple HES barajı projesinden ve su kullanım anlaşmasından vazgeçilmesi talebinde bulunulduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Elektrik Piyasası Dairesi Başkanlığı'nın 22. 10. 2009 tarih ve 34361 sayılı işlemi ile Demirdöven ve Altıparmak Vadisine yapılacak HES projelerinin uygun bulunduğu veya lisans almış tüzel kişilere, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği (ÇED) kapsamında alınması gereken karar için belirli süreler içerisinde ilgili Kuruma başvuruda bulunma ve gerekli kararı Kurumlarına sunma zorunluluğunun getirildiğinden bahisle taleplerinin reddedildiği, üretim lisansının iptal edilmesi yönünde yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır" denildi.
Mahkeme kararında, yetki'nin bir idari makamı belirli bir işlemi yapabilme yetkisi olarak tanımlanabileceğine' vurgu yapılarak; "İdari makamlar yetkilerini Anayasa ve Kanunlardan alırlar. İdare hukuku alanındaki yetkiler bu yetkileri kullanacak kişilere kamu yararının gerçekleşmesi amacıyla bir görev olarak tanınmış ve kanunlarla verilmiş yetkilerdir. Bu itibarla idari makamlar kanunların açık izni olmaksızın sahip oldukları yetkileri ne özel kişilere, ne de başka bir idari makama devredebilir. Dolayısıyla kanun ve kanun gücünde düzenleyici işlemler dışındaki düzenleyici işlemlerle yetkinin devredilmesi mümkün değildir" hükümlerine yer verildi.
Söz konusu mevzuat hükümleri uyarınca, elektrik enerjisi piyasasında üretim yapmak isteyen tüzel kişilere lisansın verilme usulü ve türlerinin nasıl verileceğinin belirtildiği, lisansların verilmesi, tadili ve iptalinin kurul kararıyla sonuçlandırılacağı hükme bağlandığı ifade edilen kararda, "Somut olayda, davacılar tarafından farklı tarihlerde aynı konuda ve aynı içerik ile yapılan idari başvuruların Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'na hitaben yazıldığı halde lisansların iptali ile ilgili olarak yapılan bu başvuruların reddine dair işlemin davalı idare Elektrik Piyasası Dairesi Başkanlığı'nca tesis edildiği görülmekte olup, davacıların talepleri hususunda karar verme yetkisinin Kurulda bulunması nedeniyle davacıların taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği konusunda başvuru dilekçelerinin kurula sunulması, talebin incelenerek değerlendirilmesi ve başvurunun mevzuata uygun olup olmadığı, kabul edilip edilmeyeceği konusunda Kurulca bir karar verilmesi gerekirken davacının başvurusunun Kurula sunulmadan, davalı Kurumca reddedilmesi yolunda tesis edilen işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır" denildi.
Mahkemenin, 28 Ocak 2011 tarihinde oy birliğiyle verdiği iptal' kararında 30 gün içerisinde Danıştay'da temyiz yolunun açık olduğu da belirtildi.
Davanın avukatlığını üstlenen Av. Recep Akyürek, söz konusu kararın HES'lerle mücadele açısından önemli bir emsal niteliğinde olduğunu belirterek, bütün HES projelerine karşı bu tür hukuksal işlemlerin de yapılabileceğini kaydetti.
Kararı değerlendiren ve özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki HES projelerine karşı hukuksal ve demokratik mücadelelerini sürdüren Derelerin Kardeşliği Platformu Yürütme Kurulu Başkanı Mehmet Gürkan ise özellikle bu kararın HES'lerin hukuksuzluğunu' ve yasalara aykırı bir şekilde bölgedeki vadilere dayatıldığının bir kez daha kanıtladığına dikkat çekti.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 01.03.2011 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle