Tekkale Hes’e Yürütmeyi Durdurma Kararı

18/08/2012 09:41

Yusufeli’nde Hes Projelerine Bir Bir Durdurma Geliyor.


Haber: Tolga Gül







Yusufeli Belediyesi tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine açılan Tekkale HES Projesi’nde yürütmeyi durdurma talebine ilişkin olarak Rize İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Rize İdare Mahkemesi’nden Artvin İli, Yusufeli İlçesi, Tekkale Köyü sınırları içerisinde kurulması planlanan Tekkale HES projesi hakkında 25. 03. 2008 tarihli karar ile verilen ÇED Gerekli Değildir kararının; Yusufeli ilçe merkezinin 5753 sayılı kanun ile değiştirilmesine karar verildiği, ilçe merkezinin taşınacağı yerde kullanılacak olan içme ve kullanma suyunun dava konusu su olduğu, havza planlaması yapılmadığı, doğal hayatın etkilenmemesi için gereken tedbirlerin alınmadığı, sağlıklı bir ölçümle debi belirlenmesi yapılmadığı, bırakılacak can suyu miktarının ilgili şirketin inisiyatifine bırakıldığı, proje tanıtım dosyasının bilimsellikten uzak olduğu öne sürülerek yürütmesinin durdurulması ve iptali istenildi.

Mahkeme tarafından bu talep ile ilgili olarak alınan kararda; “Karar veren Rize İdare Mahkemesi’nce yürütmenin durdurulması istemi hakkında işin gereği görüşüldü: Dava dosyasının incelenmesinden; Artvin İli Yusufeli İlçesi Tekkale Köyü sınırları içerisinde projelendirilen ve yapılacağı bildirilen Tekkale HES ve Regülâtörlerine ilişkin Mülga Çevre ve Orman Bakanlığının 25. 03. 2008 tarihli kararı ile "ÇED gerekli değildir" kararının verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 27/2. maddesinde; Danıştay veya idari mahkemelerin, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecekleri hükme bağlanmıştır.

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 17. maddesinde, herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu, 56. maddesinde ise; herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu belirtilmiştir.

2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 1. maddesinde; kanunun amacının, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamak olduğu hüküm altına alınmış olup, 3. maddesinde çevrenin korunmasına, iyileştirilmesine ve kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkelere yer verilmiş ve arazi ve kaynak kullanım kararlarını veren ve proje değerlendirmesi yapan yetkili kuruluşların karar alma süreçlerinde sürdürülebilir kalkınma ilkesini gözetmesi, yapılacak ekonomik faaliyetlerin faydası ile doğal kaynaklar üzerindeki etkisi sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde uzun dönemli olarak değerlendirilmesi ve çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkının esas tutularak, Bakanlık ve yerel yönetimlerin meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların çevre hakkını kullanacakları katılım ortamını yaratmakla yükümlü olmaları ilkeleri bu genel ilkeler arasında kabul edilmiştir.

Aynı kanun'un 9. maddesinde; çevrenin korunması amacıyla; "Doğal çevreyi oluşturan biyolojik çeşitlilik ile bu çeşitliliği barındıran ekosistemin korunması esastır. Biyolojik çeşitliliği koruma ve kullanım esasları, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve ilgili diğer kuruluşların görüşleri alınarak belirlenir. Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50. 000-1/100. 000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Ulusal mevzuat ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınarak koruma statüsü kazandırılmış alanlar ve ekolojik değeri olan hassas alanların her tür ölçekteki plânlarda gösterilmesi zorunludur. Koruma statüsü kazandırılmış alanlar ve ekolojik değeri olan alanlar, plân kararı dışında kullanılamaz. " hükümlerine yer verilmiştir. Kanun'un 10. maddesinde ise; "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir. " hükmüne yer verilmiştir.

Çevre Kanunu'nun yukarıda aktarılan maddelerinden de görüleceği üzere; bütün vatandaşların ortak varlığı olan çevrenin korunması, iyileştirilmesi; kırsal ve kentsel alanda arazinin ve doğal kaynakların en uygun şekilde kullanılması ve korunması; su, toprak ve hava kirlenmesinin önlenmesi; ülkenin bitki ve hayvan varlığı ile doğal ve tarihsel zenginliklerinin korunarak, bugünkü ve gelecek kuşakların sağlık, uygarlık ve yaşam düzeyinin geliştirilmesi ve güvence altına alınması için yapılacak düzenlemeleri ve alınacak önlemleri, ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleriyle uyumlu olarak belirli hukuki ve teknik esaslara göre düzenlenmesi amaçlanarak, çevre planlamasının yapılması hedeflenmiştir.

Yine dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde uyulacak idari ve teknik usul ve esasların düzenlenmesi amacıyla çıkarılan ve 16. 12. 2003 tarih 25318 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 4. maddesinde Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED); gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar olarak tanımlanmış, aynı madde içinde Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı ise; Yönetmeliğin Ek-II listesindeki projelerin önemli çevresel etkilerinin olmadığı ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanmasına gerek bulunmadığını belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmıştır.

Anılan Yönetmeliğin 6. maddesinde; bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişilerin Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeler için Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu, Ek-II’ye tabi projeler için ise proje tanıtım dosyası hazırlamak, ilgili makamlara sunmak ve projelerini verilen karara göre gerçekleştirmekle yükümlü oldukları, kamu kurum ve kuruluşlarının, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin isteyeceği her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlü oldukları, bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelere hiç bir teşvik, onay (Çevre düzeni plan tadilatı onayları dahil), izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemeyeceği, proje için yatırıma başlanamayacağı, 7. maddesinde ise; bu Yönetmeliğin EK-I listesinde yer alan projeler ile Ek-II listesinde bulunup “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir” kararı verilen projeler için Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan; kurulu gücü 50MW ve üzeri olan nehir tipi santraller 16. 12. 2003 tarihinde yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin EK-I listesinde, kurulu gücü 10MW ve üzeri olan nehir tipi santraller Ek-II listesinde sayılmıştır.

Yine aynı Yönetmeliği'nin 15. maddesinin (a) bendinde; EK-II listesinde yer alan projelerin Bakanlıkça değerlendirileceği, 16. maddesinde; proje sahibinin, projesi için Çevresel Etki Değerlendirmesi uygulamasının gerekli olup olmadığının araştırılması amacıyla bir dilekçe ekinde Ek-IV’ e göre hazırlayacağı üç adet Proje tanıtım dosyası ile hazırladığı proje tanıtım dosyasında ve eklerinde yer alan bilgi belgelerin doğru olduğunu belirtir taahhüt yazısını ve imza sirkülerini Bakanlığa sunacağı, Bakanlığın, proje için hazırlanan proje tanıtım dosyasını Ek-IV de yer alan kriterler çerçevesinde beş işgünü içinde inceleyeceği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde eksikliklerin bulunması halinde bunların tamamlanmasının proje sahibinden isteneceği, Bakanlığın gerekli gördüğü hallerde proje alanını yerinde inceleyebileceği veya inceletebileceği belirtilmiştir.

ÇED Yönetmeliği'nin 17. maddesinde ise; Bakanlığın 15 inci maddenin (a), (b), (c) bendinde yer alan projeleri, EK-IV’ deki kriterler çerçevesinde inceleyip, değerlendireceği, Bakanlığın, bu aşamada gerekli görülmesi halinde proje sahibinden projesi ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebileceği, Bakanlığın on beş işgünü içinde inceleme ve değerlendirmelerini tamamlayarak proje hakkında “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir” veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararını beş işgünü içinde verip, kararı Valiliğe ve proje sahibine bildireceği, Valiliğin bu kararı taşra teşkilatlarına ve halka duyuracağı, ''Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir'' kararı verilen proje için 5 yıl içinde yatırıma başlanmaması durumunda Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir kararının geçersiz sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Hidroelektrik santrallerinin kuruluş maliyetlerinin diğer elektrik üretim santral çeşitlerine göre daha düşük olması ve ortalama kullanım ömürlerinin daha uzun olması gibi nedenlerle bu santrallerin daha ekonomik olduğu, diğer santrallere göre daha az sera gazı salınımına sebebiyet vermesi nedeniyle daha çevreci olduğu, öz kaynaklarımızdan olan ve ülkemizde bol miktarda bulunan su gücüne dayandığından elektrik üretiminde dışa bağımlılığı azaltması ve böylece ulusal kalkınmanın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesine olanak sağlaması nedeniyle stratejik yönden daha elverişli olduğu tartışmasızdır.

Küresel ısınma ve buzulların erimesi sorununun Kyoto Protokolü gereğince ülkelere CO2 emisyonlarını azaltma, dolayısıyla fosil yakıt kullanımını azaltma zorunluluğunu getirdiği, fosil yakıtların başında gelen fuel-oil ve doğal gaz gibi yakıtlar dikkate alındığında, ülkemizin önemli ölçüde dışa bağımlı olduğunun görüldüğü, bu bağımlılığın azaltılmasının ülkemiz enerji kaynaklarının değerlendirilebilmesi ile mümkün olabileceği, bu yönüyle bakıldığında nehir santrallerinin önemli bir yenilenebilir enerji seçeneği olarak öne çıktığı, Türkiye'nin enerji bakımından yurt dışı bağımlılığının azaltılması, etkin bir koruma-kullanma dengesinin kurulmasının yanı sıra çevre faktörlerinin de korunması suretiyle sağlanmasının mümkün olduğu, bu açıdan bakıldığında nehir santralleri gibi yenilenebilir enerji üretim potansiyeline sahip kaynakların kamu-özel sektör işbirliği ile değerlendirilmesinin teşvikinin önem taşıdığı, bu alandaki faaliyetlerin Kyoto protokolü uyarınca fosil yakıtlara bağımlılığın azaltılması doğrultusundaki küresel eğilim ve politikalarla da uyumlu olduğu, nitekim hidroelektrik santrallerin çevre dostu olma özellikleri dikkate alınarak özellikle küçük ve orta ölçekli santrallerle gerçekleştirilen hidroelektrik üretiminin Avrupa Birliği’nce de teşvik edildiği hususları birlikte dikkate alınıp değerlendirildiğinde, hidroelektrik santrallerinin kurulması sağlıklı ve sürdürülebilir bir ulusal kalkınma bakımından zorunluluk arz etmektedir.

Bakılan davada, Artvin İli Yusufeli İlçesi Tekkale Köyü sınırları içerisinde kurulması planlanan Tekkale hidroelektrik santralinin gerçekleştirileceği alanın orman vasfını taşıyıp taşımadığı, bu alanda doğal yapının ne tür bir özellik arz ettiği, bu alanda yapılacak proje sonucunda çevredeki bitki örtüsünün ve doğal yaşamın hangi yönde ve ne düzeyde etkileneceği, yer yapısının nasıl bir özellik arz ettiği, heyelanlı bölge olup olmadığı, ağaç kesimi ve patlatma gibi yapılacak çalışmaların bu yüzeyde heyelan ve benzeri bir yeryüzü hareketliliğine sebep olup olmayacağı, çalışmada ne kadar pasa malzemesinin çıkacağı, bunun ne kadarının kullanılacağı, ne kadarının depo edileceği ve depo alanın bunu alacak kapasitede olup olmadığının, yapılacak ağaç kesimlerinin heyelan riski üzerinde ne kadar etkili olacağı, yapılacak çalışma sonucunda bu bölgelerin tekrar ağaçlandırılmasının mümkün olup olmadığı, bahse konu projenin sonuçlarının bölge ekosistemine olumlu olumsuz etkilerinin neler olacağı, aynı dere yatağı üzerinde birden fazla hidroelektrik santral planlanıp planlanmadığı, proje kapsamında üzerinde çalışılacak akarsuyun ortalama debisinin ne olduğu, cansuyu olarak tabir edilen bırakılacak suyun sucul canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için yeterli miktarı taşıyıp taşımadığı, bırakılacak suyun neye göre hesaplandığı, sucul canlıların yaşam alanları için ne tür tedbirler alındığı, alınan tedbirlerin yeterli nitelik taşıyıp taşımadığı, projede balık geçitleri için verilen ölçütler ve kullanılan metot değerlendirilerek bu geçitlerin herhangi bir olumsuzluk taşıyıp taşımadığı ile sucul canlıların yaşamlarının sürdürebilmeleri için bu tedbirlerin yeterli olup olmadığının belirlenmesi amacıyla mahkememizce mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, b u amaçla konunun uzmanı bilirkişiler İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Adem Tekinay, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Su Kaynakları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Alper Baba, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Alten ile birlikte 16. 04. 2012 tarihinde yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; " Artvin İli Yusufeli İlçesi Tekkale Köyü sınırları içerisinde Çoruh nehrinin yan kolu olan Güngörmez deresinin üzerinde kurulması planlanan toplam kurulu gücü 17, 48 MW olan Tekkale I-II Hidroelektrik Santrali Göngörmez deresinin mevcut su potansiyelinden yararlanarak enerji üretmek amacı ile 1. 430 m kotunda Regülatörü, 7. 442 m uzunluğundaki iletim tüneli, yükleme odası, 1195 m uzunluğundaki cebri boru ve 850 m kotundaki hidroelektrik santralden oluşturulması planlanan Tekkale HES üretim tesisi ile ilgili henüz bir mühendislik çalışması gerçekleştirilmemiştir. Tekkale HES proje tanıtım dosyası raporunda olması gereken konu başlıklarının önemli bir bölümünü içermektedir ve çevresel etkiler yaratacak çeşitli konular hakkında değerlendirmeler vardır. Proje Tanıtım Dosyasının, gerek şekilsel, gerekse teknik bakımdan eksik hazırlandığı, asgari gereklilikleri taşımadığı ve hazırlanırken proje sahası ile ilgili olarak yeterli uzmanlıklardan faydalanılmadığı görülmüştür. Böyle bir projede su yapıları, havza planlama gibi konularda tacrübe sahibi hidrojeoloji ve hidrolik anabilim dalında eğitim görmüş mühendislerin yer alması uygun olurdu. Kapsam genelde yeterli olmakta beraber bazı hususlara ilişkin etkiler (heyelan etkisi, sucul yaşama etkiler, patlatma etkileri, su kaynaklarına etkisi, sosyal-kültürel ve turizm etkileri) yeterince irdelenmemiştir. Kitle olayları ve havza planlanması gibi konular yeterli şekilde irdelenmemiştir. Patlatma yöntemine alternatif bir metot belirtilmemiştir. Patlatmanın etkileri ve sonuçları konusunda PTD Raporu'nda bilgiye rastlanmamıştır. PTD’ de Yusufeli Belediyesi'nden alınmış hafriyat atıklarının alana kabul edileceğine dair bir protokolün olmaması da ciddi bir eksikliktir. Çıkan hafriyatın ne kadarının kullanılacağı, ne kadarının ise Yusufeli Belediyesi hafriyat döküm alanına gönderileceği konusunda PTD''de bilgiye rastlanmamıştır. Yol çalışmalarında uygulanacak inşaat teknikleri (örneğin patlatma yapılıp yapılmayacağı), toplam ne kadar yol açılacağı, kesilecek ağaç sayısı, çıkacak pasa malzemesi gibi konular hakkına bilgi verilmemiştir. Yolların bu tip projelerin ayrılmaz bir parçası olduğu düşünülürse, bu konuda yeterli bilginin PTD’ de yer almadığı söylenebilir. Bu sebeple oluşabilecek birçok riskin değerlendirilmesi mümkün olmamaktadır. PTD'nin muhtelif yerlerinde, özellikle zeminin sert olduğu yerlerde malzemeyi gevşetebilmek için çok düşük dozlarda patlayıcılar kullanılarak patlatma yapılacağı belirtilmektedir. Burada sözü edilen düşük dozun ne olduğu, çalışanlar ve yöre halkı için risk yaratmaması için ne tip tedbirler alınacağı, ne tür patlayıcılar kullanılacağı konusunda herhangi bir bilgi verilmemektedir. Proje kapsamında inşa edilecek foseptik hakkında hiçbir teknik bilgi proje tanıtım dosyasında yer almamaktadır. Ayrıca Yusufeli Belediyesi'nde deşarj için alınan bir izin belgesine de dosyada rastlanmamıştır. Tarım alanları üzerinde meydana gelebilecek olumsuz etkiler konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. PTD'da inşa çalışmaları tamamlandıktan sonra arazi ıslah çalışmalarına ilişkin ne tür uygulamaların planlandığı konusunda da bilgi bulunmamaktadır. Derede yaşayan sucul canlılara yönelik verilmesi gereken en önemli parametre olan can suyu miktarı konusunda çelişkili ifadeler bulunması projenin sağlıklı gerçekleştirilmesi konusunda endişeler oluşturmuştur. Proje tanıtım dosyasında balık geçitleri ile ilgili ayrıntılı bir bilgiye rastlanmamıştır. Su kaynaklarının sürdürülebilirliği için dava konusu projenin kurulacağı akarsuyun (Güngörmez derenin) havza boyutunda incelenmesi son derece önemlidir. Keşif esnasında bu alanın yöre içme suyu kaynakları açısından da önemli olduğu vurgulanmıştır. Söz konusu projenin yapılması planlandığı bu dere üzerinde yeni HES'lerin yapılacağı belirtilmiştir. Bu faaliyetlerin çevresel etkileri ve özellikle dere yatağına olan etkilerinin ÇED gerekli değildir kararı verilirken dikkate alınmadığı görüşü hakim durumdadır. Projede suya ilişkin değerlendirmenin sadece hidrolojik açıdan yapıldığı, yapılan çalışmaların dere yataklarına olası etkilerinin sosyo-ekonomik, ekolojik, yerleşim alanları, sosyal ve kültürel faaliyetler yönlerinden yeterince ele alınmadığı görülmüştür. Gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetin gerek çevreye gerekse sucul ekosisteme verebileceği zararların boyutu, yukarda sunulan bütün hususlar dikkate alındığında bu proje tanıtım dosyasında yeterince açıklanmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar Çevresel Etki Değerlendirilmesi Yönetmeliği gereği kurulu gücü 25 MW 'ın altında olan nehir tipi santrallerde Çevresel Etki Değerlendirme raporu hazırlanması gerekli olmasa da, bu projede yaşanabilecek sorunların net bir şekilde ortaya koyabilmek amacıyla Çevresel Etki Değerlendirme raporu hazırlanması faydalı ve gerekli olacaktır. " görüş ve kanaatine varılmıştır.

Kararımıza esas alınabilecek nitelikte bulunan bilirkişi raporundaki gözlem, tespit ve açıklamalar karşısında davalı idare tarafından rapora yapılan itirazlar raporu kusurlandırıcı nitelikte bulunmadığından itibar edilmemiştir.

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda özetlenerek aktarılan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu projeye ilişkin olarak Proje Tanıtım Dosyasının, gerek şekilsel, gerekse teknik bakımdan eksik hazırlandığı, asgari gereklilikleri taşımadığı ve hazırlanırken proje sahası ile ilgili olarak yeterli uzmanlıklardan faydalanılmadığı, bu boyutta bir projede su yapıları, havza planlama gibi konularda tecrübe sahibi hidrojeoloji ve hidrolik anabilim dalında eğitim görmüş mühendislerin yer almasının uygun olacağı, gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetin gerek çevreye gerekse sucul ekosisteme verebileceği zararların boyutu ve alınacak tedbirlerin proje tanıtım dosyasında yeterince açıklanmadığı, birçok hususun yeterince irdelenmediği, yaşanabilecek sorunları net bir şekilde ortaya koyabilmek amacıyla Çevresel Etki Değerlendirme raporu hazırlanmasının faydalı ve gerekli olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, Artvin İli, Yusufeli İlçesi, Tekkale Köyü sınırları içerisinde kurulması planlanan Tekkale HES projesi hakkında hazırlanan proje tanıtım dosyasının gerek şekilsel, gerekse teknik bakımdan eksik hazırlandığı, asgari gereklilikleri taşımadığı ve hazırlanırken proje sahası ile ilgili olarak yeterli uzmanlıklardan faydalanılmadığı, gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetin gerek çevreye gerekse sucul ekosisteme verebileceği zararların boyutu ve alınacak tedbirlerin yeterince açıklanmadığından, yaşanabilecek sorunları net bir şekilde ortaya koyabilmek amacıyla Çevresel Etki Değerlendirme raporu hazırlanması gerektiği sonucuna ulaşılmış olup, " ÇED gerekli değildir" kararı verilmesine ilişkin uyuşmazlık konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde Trabzon Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz yolu açık olmak üzere 04. 07. 2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ”ifadelerine yer verildi.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 18.08.2012 tarihinde Tolga Gül tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Şehir Plancıları Hopa’nın Haritasın...
 » Hopa’da Gergin Anlar...
 » Makedonyalı Türk Gençler Çaykur'un...
 » Hopa Uluslararası Lojistik Kongresi...
 » Dsi Artvin Bölge Müdürü Yıldız’dan...
 » Tiflis - Trabzon Direkt Uçuşları Ba...
 » Bakan Uraloğlu’ndan Rize - Artvin H...
 » Kemalpaşa Kaymakamı Ayaz Denetime Ç...
 » Kokarca Böceği İstilasına Rize Bele...
 » Başkan Erhan Yılmaz’dan İşadamı İsm...