Hopa Ödp’den Zama-zulme-savaşa-tecritlere Hayır Açıklaması

04/11/2012 18:22

Haber: Hayati Akbaş

AKP’nin sürdürdüğü savaş taraflı politikasına yurdun her köşesinden tepkiler yükselmeye başladı. Bu tepkilerden biri de Hopa’da gerçekleştirildi. Özgürlük ve Dayanışma Partisi Hopa İlçe Örgütü tarafından düzenlenen ve Fındıklı ve Pazar ÖDP İlçe örgütlerinin de destek verdiği mitingde “Gün gelecek, devran dönecek AKP halka hesap verecek”, Ölüm değil, yaşam kazansın”, “zam-zulüm-işkence işte AKP” sloganları atıldı.

Hopa Belediye parkında toplanan grup alkışlar ve sloganlar eşliğinde İnönü Caddesi üzerinden başlattığı yürüyüşü Pazar meydanından ve Dumlupınar Caddesinden geçerek Cumhuriyet meydanına geldi. Cumhuriyet meydanında ÖDP Hopa İlçe Başkanı Nefise Yenigül “AKP’nin 2023 manifestosu, yine zam, yine zulüm” getirdi diyerek başladı.

Nefise Yenigül tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi. “AKP Hükümeti kongrenin gürültüsünü

De arkasına alarak jet hızıyla doğalgaz ve elektriğe ve akaryakıta zam yaptı. AKP yeni zamlarla yeni dönem de zengin dostu, yoksul düşmanı politikaların karalı bir uygulayıcısı göstererek yeni dönem manifestosunu zamlarla ilan etti. Bir ailenin aylık enerji faturası 225 TL’ye yükselmiştir.

AKP hem ülkemizden hem de bölgede savaş çığırtkanlığı yaparak işçi ve memurların güvencesiz, sendikasız çalışmalarının yasasını mecliste onaylattı. Suriye’^deki iç savaşın derinleştirilmesi için silah ve para yardımları yapmaya devam ediyor. Suriye’deki iç savaşın ve Kürt sorununda demokratik çözüm yerine silah ve şiddetteki ısrarın sonucu son aylarda askeri harcamalar 20 milyar TL’ye yaklaşmıştır. Van depremzedelerini aç susuz ve evsiz iken Suriye’den gelen sığınmacılara anında yer ve çadır tahsis edilmesi Suriye iç savaşının devam etmesi için uğraşıldığının kanıtıdır.

AKP ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, köleleştirici politikalarına devam ediyor. Egemen zihniyete teslim olanlara çıkar vaat ederken, muhalif kesimi yok etmek için elinden geleni ardına koymuyor. Hükümet eliyle Kürt-Türk, Alevi-Sünni ayrıştırma politikalarını sürdürerek iç savaşın devam etmesi için çalışıyor. 50 gündür süren ve Kürt sorununa karşı çözüm taleplerini dillendiren açlık grevindeki onlarca insanın göz göre göre ölüme terk edilişleri bunun en acımasız kanıtıdır.

Her şey güllük gülistanlıkmış tabloları çizenler yüzyılın tiyatrocuları unvanıyla oy depolamaya devam ediyorlar. Yıllardır adalet, eşitlik ve barışı savunanları da düşman ilan ederek yok etmeye çalışan zihniyetlere diyoruz ki; emekçi çocukları sizin tezgâhladığınız savaşlarda ölürken sizin çocuklarınız Amerikalarda okuyup holding patronluğu yapıyor. Savaşların yıkım ölüm ve yoksulluk getirdiğini bizler biliyoruz. Sermayenin kar hırsı yüzünden hiçbir gencimizin ölmesine izin vermeyeceğiz.

Zamlar ve yeni vergilerle AKP bütçede oluşan açığı emekçi yoksul halkın sırtından kapatmaya çalışıyor. Oysa bütçe açığının da ekonomide yaşanan krizinde sorumlusu halk değil, AKP’dir. Türkiye ekonomisi tam anlamıyla dışa bağımlıdır. Türkiye ekonomisinin kontrolü, uluslararası sermayenin elindedir. AKP’de Uluslar arası tekelci sermayenin taşeronudur.

“Her şeyin bir bedeli var” sözleriyle zamları ve savaşı savunan Enerji BAKANI VE Hükümetin bedel ödeme günleri yakındır. AKP ‘nin bedeli yoksul halka ödettirmesine karşı sessiz olmayacağız

“SESSİZ KALMA BU KEZ ÖLÜM DEĞİL YAŞAM KAZANSIN”

Sevgili Hopalılar Cezaevlerinde süren açlık grevlerinde artık ölüme ramak kaldı. AKP İktidarı ise ölümleri durduracak somut bir adım atmak yerine sokakta polis eliyle düşük yoğunlukta bir iç savaş sürdürüyor. Başbakan Erdoğan’da psikolojik harp taktikleri ile bu savaşın komutanlığına soyunmuş durumda. Başbakan pervasızca “şov” yaparken ölüm orucunda yalnızca 1 kişinin olduğunu söylüyor. Velev ki 1 kişi var Başbakan! Velev ki 1 kişi! 1 kişi dahi olsa ölümüne seyirci kalmak zalimliğin daniskasıdır. Biz bu zalimliği biliyoruz, bu zalimleri tanıyoruz. Bu kez ölümün değil yaşamın kazanması için hep birlikte sesimizi daha fazla yükseltmeliyiz. Çocukları ölüme yatan anaların feryadını, barış için ölümden başka bir yol bulamayanların sesini, gaz bombasına boğulan sokaklardan yükselen kardeşlik talebini savunarak bu kez ölümleri durdurabiliriz. Artık bir insanımızın dahi ölümüne kimsenin tahamulu kalmamıştır. Zamanın yeni ölümlere doğru hızla aktığı bugünlerde herkes bilmeli ki yarın barıştan ve kardeşlikten söz etmek hala mümkün olabilecekse bunun yolu bugün ölümleri durdurmaktan geçiyor. Bunun yolu ise barıştan, barış için ve demokratik çözüm için adım atmaktır. Açlık grevlerinde olan yüzlerce tutuklunun talebi de budur. Ana dilde savunma, ana dilde eğitim ve Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebi Kürt sorununa demokratik çözümün de yolunu açacak ve bir adım olarak görülerek bu talepler karşılanmalıdır. Bu kez ölüm değil yaşam kazansın” denildi.

Grup basın açıklaması yaptıktan sonra dağıldı.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 04.11.2012 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.