Kemalpaşa Halk Festivaline Katılan 5 Bin Kişi Ferhat Tunç'un Türküleriyle Coştu Tunç "Kardeşliğin Ve Barışın Yolu Diyarbakır'dan Değil Karadeniz'den Geçiyor" Dedi.
Kemalpaşa halk festivaline katılan 5 bin kişi Ferhat Tunç'un türküleriyle coştuTunç "kardeşliğin ve barışın yolu Diyarbakır'dan değil Karadeniz'den geçiyor"
Hopa ve Kemalpaşa halkevi tarafından bu yıl 5. düzenlenen Hopa, Kemalpaşa halk festivali sanatçı Ferhat tunç'un verdiği konserle sona erdi.
Halk Festivaline 3 gün boyunca binlerce kişi katıldı. 9 Ağustos'ta açılış yürüyüşüyle başlayan festival gündüz paneller ve akşam halkoyunları, şiir dinletileri, slâyt gösterimleri ve konserlerle devam etti. Festivalin ilk günü "Yaşanılabilir bir çevre ve su hakkı" paneline Yrd. Doç. Dr. Metin Erten ve derelerin kardeşliği platformu adına Mehmet Gürkan katıldı. 2. gün "Yerel yönetimler, sol ve halkın hakları" paneline Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün ve Halkevleri Örgütlenme Sekreteri Samut Karabulut katıldı. Festival alanında yapılan panele yaklaşık 400 kişi katıldı. 3. gün düzenlenen "Kadınlar, yoksulluk ve toplumsal roller" paneline ise yaklaşık 100 kişi katıldı. Festivalde panellerin yanı sıra akşamları kurulan sahnede çeşitli etkinlikler yapıldı. Halkoyunları, şiir dinletileri ve skeçlerin yanı sıra her akşam çeşitli müzik grupları ve sanatçılar sahne aldı. Festivalde yer alan sanatçı ve topluluklar şöyle; Bizim Yaşar, Grup Dalepe Nena, Ferhat Tunç, Grup Üçkuşak, Borçka Halkevi Rock Müzik Topluluğu, Köprücü Köyü Müzik Topluluğu, Grup Viya, Grup Helesa ve Kemalpaşa Çocuk Korosu.
Ferhat Tunç "anaların gözyaşı kardeştir"
Festivalin en son gecesinde Yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı açık hava konserinde sahne alan Ferhat Tunç, İki yıl önce arkadaşlar beni buraya davet ettiler. Aradan iki yıl geçti olmadı gelemedim. Vermiş olduğum bir sözüm vardı ve bu sözü tutmalıydım, işte bugün sizlerleyim, diyerek Kaçkar dağlarında yaşadığı bir ansını anlatarak şunları söyledi "Bugün Kaçkarların eteğinde bir yaylada idim. Yaylada Artvinli yaşlı kadınlarımız vardı, bizi ağırladılar çadırlarında. Onların yemeklerini yedik, sonra "2500 metre yüksekliğe gelirsinde bir türkü söylemeden gitmek olur mu?" diye söylediler.
Ben analarımıza türkü söyledim ama bir baktım ki analarımız ağlıyor, gözyaşı akıtıyor. Bende ağladım onlarla birlikte hepimiz ağladık. Analarımız yaralı, yüreği yaralı analarımızın. Diyarbakır'da söylediğim ezgilerden analar nasıl ağladıysa, o yaylada analardan biriside askere yolladığı yirmi yaşındaki evladını yitirdiği için ağlıyordu, isyan ediyordu. Neden, niye diye sormaya başladı bana. Neden ölsün, benim çocuğum yasasaydı bugün otuz yaşında olacaktı. Ama neden bu ülkenin çocukları birbirlerini vuruyor neden ölüyorlar dedi. Bin yıllardır bu topraklarda süren kardeşlik aslında gerçektir. Bu kardeşliği gerçek kılanda analarımızın gözyaşlarıdır. Çünkü bu ülkenin gözyaşları kardeştir. Bu gün huzurlarınızda bu kardeşlik duygularıyla bulunuyorum.
Biz seksen darbesi üzerinde onlarca yıl geçmiş olmasına rağmen halen o faşist darbecilerin anayasası ile yönetilen bir ülkede yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Bu ülkede demokrasiyi bir aldatmacadan ibaret kılan bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. İktidarı ellerinde bulunduranlar kişiler bu ülkede durumlarını sağlamlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ben sanatçıyım karşınıza çıkıp siyasal söylemlerde bulunmak istemiyorum ama bence bu ülkede sanatçılarında konuşmak gibi bir derdi olmalı.
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki sadece şarkı söylemekle yetinmek bir yana bu yaşadığımız can alıcı konular için düşüncelerimizi, görüşlerimizi belirtmek sizlerle paylaşmak durumunda kalıyoruz. İşte bunlardan bir tanesi de sevgi ve aşk şarkıları ile gönlümüze taht kuran sevgili Ahmet Kaya'ydı onu özlüyoruz.
"Barışın yolu Karadeniz'den geçiyor"
Siz Kazım Koyuncunun yoldaşlarısınız, siz barışın ve kardeşliğin ne anlama geldiğini neyi ifade ettiğini herkes kadar biliyorsunuz. Barışın yolu birileri Diyarbakır'dan geçiyor diyorlar ya, bana kalırsa barışın yolu Karadeniz'den geçiyor, Hopa'dan geçiyor, Artvin'den geçiyor bu geçiş ülkemizi aydınlığa demokratik ve özgür bir geleceğe taşıyabilmelidir. Bugün on yaşında bir çocuk adı İrem, İrem'in söylediği şeyler beni şaşırtmadı ama bu ülkeyi yönetenleri şaşırtmalı. Bu ülkede yöneticiler bu çocuğun sesine kulak verse bazı gerçekleri çok iyi anlayacaklar. İrem'e Türkiye'nin gidişatının nasıl gittiğini söyler misin diye sorduğumda bana; Türkiye'nin gidişatını hiç iyi bulmuyorum. Sonuçta herkes nasıl gittiğini bilmekte ama bunu görmezden geliyorlar" dedi. Bu sözcükler bile bu ülkede çocuklarımızı nasıl bir gelecek beklediğinin göstergesi değimli? Bu gün iktidarı yönetenler bu çocukların geleceğini düşünmüyor, bu çocukların geleceğini düşünmeden ülkeyi yönetiyorlar. Bunu yaptıkları içinde ülkede ne Kürt sorunu ne alevi sorunu çözülüyor. Ve de piyasaya sürdükleri sözüm ona adına Ergenekon dedikleri o kişileri doğru dürüst yargılayabilir ve bir gelecek bize yaratabileceklerŞunu da itiraf edeyim. Yakında bir mayısı yaşadık. Bir mayısta İstanbul sokakları abluka altına alındı ve bir bir yüzünü gördük. Hani kendine çok demokrat kendine çok özgürlükçü bu hükümetin aslında bu ülkede demokrasiyi kurumsallaştıramayacağını gördük. Bir mayısta bizde o saldırılardan üzerimize düşeni aldık. Ben bu yaşıma gelmiş bir insan olarak böyle bir zulüm görmedim. Ve böyle bir zülüm uygulayan hükümetin Türkiye'de demokrasiyi kurumsallaştırmasının imkânsız olduğuna inanıyorum.
Bir şey daha var, oda asla umutsuz olmamalıyız. Biz çaresiz değiliz. 12 Eylülle birlikte cezaevlerinde işkence tezgâhlarından geçen onlarca, yüzlerce binlerce insanımız var. Onların hepsi burada aranızda ve onlar bu ülkeyi yönetebilirler ve biz bu ülkeyi yönetebiliriz. Türk'ü ile Kürdü ile alevi si ile sunisi ile emekçisi ile çaresiz değiliz. Bu ülkeyi yönetmeye hakkımız var. Yönetecek insanlarımız da var. Barış budur kardeşlik budur" diye kalabalığa seslendi.
Ferhat Tunç, eski türküleri yanı sıra Ahmet kaya'ya ait türkülerle kalabalığa unutulmayacak bir konserle coşturdu.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 18.08.2008 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle