1 Eylül Dünya Barış Günü’nde DİSK, KESK, ve TMMOB tarafından ortak basın açıklaması gerçekleştirildi.
Kızılay İş Hanı önünde gerçekleşen basın açıklamasına DİSK, KESK, TMMOB üyelerinin yanı sıra STK’lar, Siyasi partiler ve vatandaşla katıldı. Disk, KESK, TMMOB bileşenleri adına ortak basın açıklamasını TMMOB Artvin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve Jeofizik Mühendisleri Odası Artvin İl Temsilcisi Hakan Yavuz gerçekleştirdi.
Yavuz yaptığı açıklamada; “İkinci Büyük Emperyalist Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya’yı işgaliyle başladı. Ardında elli iki milyon ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile büyük bir acı ve gözyaşı bıraktı. İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi.
1 Eylül 2015 Türkiye’sinde Dünya Barış Günü’nde Barış Gününüz kutlu olsun diyebiliyor muyuz?
Ülkemiz yeniden yangın yerine döndü. Çatışma, gözyaşı ve acı dört bir yanımızı sardı. Böylesi bir ortamda giriyoruz Dünya "Barış" Günü'ne. . .
ABD gibi küresel emperyalist güçlerin isteği ve yönlendirmesiyle, uzun süredir Suriye ve Irak’ta savaş sürüyor. Hala kadınlar, çocuklar, gençler ölüyor, sakat kalıyor, salgın hastalıklar, evsizler, sığınmacılar çoğalıyor. Çağdışı cihatçı IŞİD vb örgütler en çok kadınların hayatını cehenneme çeviriyor, Ortadoğu halklarına dünyayı dar ediyor. Milyonlarca savaş mağduru çok kötü koşullarda hayatlarını sürdürmeye çalışıyor, binlercesi, çıktığı umuda yolculuk adı verilen göç yollarında can veriyor
En tepedeki demokrasi tanımaz, iktidar saplantılı akıl, Suriye’deki savaşa nasıl benzin döktüyse, ülkemizde de çatışmaları başlatıp büyüterek, kan ve gözyaşı üzerinden iktidarını sürdürmeye çalışıyor.
Her yer yanıyor, yüreklerimiz de! Hiç iyi değiliz!
Yüksek katılımlı Haziran genel seçimlerinde çıkan sonuç Saray’dakinin tüm hesaplarını alt üst etti. Huzuru ve istikrarı 400 vekil şartına bağlayanlar, istediklerini alamayınca zor kullanmaya başladılar! Son yıllarda tüm ülkeye iyi gelen çatışmasızlık bitirildi. Ülkenin en güzel gençleri Suruç’ta katlettirildi. Silopi, Tatvan, Nusaybin, Lice, Silvan, Varto’da büyük çatışmalar yaşandı, ortalık kan gölüne döndü. Hastaneler, sağlık çalışanları saldırıya uğradı, aciller dahil sağlık hizmetlerine erişim sağlanamadı.
Bu savaş bizim savaşımız değil, savaşa mecbur olan AKP’nin ve halka rağmen yönetim darbesi yaparak anayasal suç işleyen Saray’ın savaşıdır.
Bu çılgınlıkta ısrar etmek ülkemizi çıkmaz bir felakete sürükleyecek, halklarımızı hedef haline getirecektir. Ortadoğu iç savaşlarla, etnik ve dini boğazlaşmalarla debelenirken, Türkiye de bu kaosun parçası olarak Reyhanlı’da, Roboski’de, Suruç’ta yaşanılanlar gibi daha büyük acılarla yüz yüze kalacaktır.
Bizler, bir can daha yitmesin, salgın hastalıklar, sakatlıklar toplu ölümler olmasın, insanlar evlerini terk etmesin, doğaya kıyılmasın diye bu çılgınlığı durdurmak istiyoruz. Dahası Suruç Katliamı’nı gerçekleştirenlerin, Ortadoğu’da savaş suçu işleyenlerin, cihatçı çeteleri besleyenlerin ortaya çıkarılıp cezalandırılması gerektiğini söylüyoruz. Akan kan, toprağa düşen canlar üzerinden iktidar ve oy hesabı yapanları bin kez lanetliyoruz…
Bizler, Kürt sorununda; ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet odaklı politikaların derhal terk edilmesini, barışçıl ve demokratik yollarla çözüm için gerekli adımların acilen atılmasını istiyoruz.
Barışa dair tüm çabalar, eylemler yaşamsaldır.
Ülkenin dört bir yanında barışı sahiplenecek ve barışa ses vereceğiz. Hiçbir zaman unutulmasın ki, bu ülkedeki darbelerin, savaşların ve ekonomik krizlerin bedelini halkımız ve emekçiler ödemektedir. Savaş naraları atanların çocukları değil, yoksul halkımızın çocuklarının kanı akıtılmaktadır. Bu nedenle demokrasi için, barış için, adalet için mücadeleyi duraksamadan sürdürmeliyiz, sürdüreceğiz.
Biz emek meslek örgütleri DİSK, KESK, ve TMMOB olarak; Çocuklarımız ölmesin barış hemen şimdi diyoruz. Kirli hesaplara kurban edilecek bir tek canımız bile yok. Barışın iyileştirici gücüne hepimizin ihtiyacı var” ifadelerine yer verdi.
Basın açıklamasının ardından grup sessiz bir şekilde dağıldı.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 01.09.2015 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle