Adalet ve Kalkınma Partisi Artvin İl Teşkilatı İl Danışma Meclis Toplantısı geniş katılım ile gerçekleştirildi. Toplantı da konuşmacılar 15 Temmuz akşamı yaşananları anlatırken, toplantıda birlik ve beraberliğe her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapıldı.
Artvin Çoruh Üniversitesi Ali Nihat Gökyiğit Kongre Merkezinde düzenlenen toplantıya AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Bölge Koordinatörü Mehmet Yüksektepe, AK Parti Artvin Milletvekili İsrafil Kışla, AK Parti İl Başkanı Erkan Balta, Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe, Yusufeli Belediye Başkanı Eyüp Aytekin, Hopa Belediye Başkanı Nedim Cihan, Borçka Belediye Başkanı Aslan Atan, Murgul Belediye Başkanı Hasan Çavuş, İl Genel Meclis Başkanı Hasan Dilberoğlu ve il genel meclis üyeleri, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Reyhan Güneri, Gençlik Kolları Başkanı Burak Coşkun, ilçe başkanları, belediye meclis üyeleri ve partililer katıldı. İstiklal Marşı’nın okunması ve saygı duruşunda bulunulmasının ardından Divan Başkanlığı için İl Yerel Yönetimlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Yüksel Kantar, Başkan Yardımcılığı için AK Parti İl Seçim İşleri Başkanı Şenol Alpaslan, Katip Üyelik için İl Genel Meclis Üyesi Selman Güney, Divan Üyeliği için İl Gençlik Kolları Halkla İlişkiler Başkanı Murat Arslan ile İl Kadın Kolları ARGE Başkanı Sevinur Ata önerildi. Önerinin kabulü ile birlikte Divan yerini alarak toplantı başlatıldı.
AK Parti İl Danışma toplantısı Divan Başkanlığını yapan AK Parti Artvin Yerel Yönetimler Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Yüksel Kantar, 15 Temmuz 2016 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yuvalanmış FETO/ PYD hain terör örgütünün darbe girişimi sonucunda şehit olan 241 vatandaşa ve terörle mücadele sonucu şehit olan güvenlik güçlerinin ruhlarına Fatiha okutarak toplantıya başlayan Kantar, Ülke genelinde ve Artvin’de 27 gün boyunca Milli İrade ve Demokrasi nöbeti tutarak olası darbeye karşı duran Türkiye sevdalılarına divan kurulu adına teşekkür ederek toplantı gündemini açtı.
Erkan Balta: Bu darbe kalkışması AK Parti’ye değil milletin Bütünlüğüne karşı yapıldı
AK Parti Artvin İl Başkanı Erkan Balta Artvin İl Danışma Meclisi açılış konuşmasına programa katılanları selamlayarak başladı.
15 Temmuz FETÖ ( Fethullahçı Terör Örgütü) Darbe girişimi ve milletimizin bu girişim karşısındaki dik duruşunun dünya ve Türkiye demokrasi tarihi açısından çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Erkan Balta 15 Temmuz sonrasında AK Parti Artvin İl Teşkilatları olarak ilk defa bir araya geldiklerini bu nedenle de bu toplantıyı biraz daha anlamlı ve değerli bulduğunu söyledi.
Erkan Balta “15 Temmuz darbe girişimi Türkiye’de sadece belli bir guruba, belli bir partiye, ya da belli bir kişiye karşı düzenlenen bir saldırı değildir. Belki ülkemizin birliğini temsil etmesi açısından Recep Tayyip Erdoğan ve Hükümeti temsili noktasında AK Parti gibi görünse de, esasen milletin birliğine, geleceğine yapılmış bir saldırıydı. Yaklaşık 2 aydır darbe teşebbüsü hakkında çokça konuşuldu ve konuşulmakta. Çokça da konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Darbe teşebbüsün ilk saatlerinde, ellerinde çeşitli hava saldırı gücü bulunan darbeciler ilk olarak MİT Binasını, Genel Kurmay’ı, Emniyet Genel Müdürlüğü’nü, Meclis gibi ülkemiz için çok stratejik kurumları vurmaya başladı. Darbe kötüye gitti diye vurmaya başlamadılar. Direk Türkiye’nin en hayatı kuruluşlarını vurarak darbeye başladılar. Bu şunu gösteriyor ki, bu darbe girişimi rejim yada hükümet değişikliğini hedeflemiş değildi. Türkiye’nin en can alıcı en hayati kurumlarını hedefe alarak Türkiye’nin geleceğini yok etmekti hedef. Bu darbe girişimi Türkiye’yi sonu gelmez bir kargaşa içine sokarak, bu ülkeyi dünyada ki hakim güçlerin payandası haline getirecek bir teşebbüstü” dedi.
AK Parti İl Binasının önüne de geldiler
Erkan Balta “İstanbul’da Bayrampaşa’da ki bir birlikte darbeci komutanlardan birisi AK Parti İl Başkanlığını PKK’lılar bastı diye askerlerimizi kandırarak AK Parti İl başkanlığının önüne götürdüler.
Darbeciler il başkanlığını basacak diye poliste oraya gelir. Karşılıklı vaziyet alırlar. Darbeci komutan askere polise ateş edin emrini verir. Burada Artvinli bir yiğit askerimiz ben polise ateş etmem der. Darbeci komutan ateş edeceksin, yönetimi biz devraldık, sıkıyönetim ilan edilmiştir diye emir verir. Yiğit askerimiz ben ateş etmem der tekrar. Bunun üzerine orada ki diğer askerlerde orada polise ateş etmez ve orada olası bir çatışma ortadan kalkar. Bu esnada bölgeye gelen bir binbaşıda bu komutanın darbeci olduğunu söyler ve o kişi oradan kaçar gider. Komutanın emri karşısında orada ki Artvinli o yiğit askerimiz uyanık davranmazsa en azından zaman kazanmazsa orada askerle polis bir biriyle çatışacak. Benzeri hadiseyi bir il emniyet müdürü anlatmıştı. Darbe girişimi duyulunca emniyet tüm izinleri iptal edip herkesi göreve çağırarak emniyette tedbir almak için hazırlık yapmakta. Asker hareket edebilir diye emniyeti korumak için tedbir alıyorlar. Bu heyecan telaş içinde herkes pozisyonunu alıyor. Tüm hazırlıklar yapıldıktan sonra emniyetteki polisler eğer asker gelirse biz askere ateş mi açacağız diye sormaya başlamış. Allah’tan asker oraya gelmedi. Gelseydi ülkemizde beler yaşanacaktı bunları iyi idrak edelim diye bunları anlatıyorum.
Dursun Acar’ın babası derki benim oğlumu kim şehit etti. Benim oğlumu PKK’mı DHKPC’mi şehit etti. Benim oğlu Rus Bombalarıyla mı parçalandı. Kaymakamımız buna cevap vermedi. Buna kim cevap verebilir. Bu ülkeyi kardeş kavgasına nasıl sürüklüyorlardı milletimiz bunları biliyor. Bu nasıl gözü dönmüşlüktür anlamak mümkün değil.
Bizi keşke düşman vursaydı bu kardeş deliklerimizin yerine, kardeş bildiğimiz bu hainlerin yerine. Bu daha acı bir şey. Bu millet çok büyük bir badire atlattı. Eğer duruma hakim olunmasaydı meler yaşayacağımızı inanın hayal bile etmek istemezseniz. Çok şükür ki bu saldıra başta Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bu milletinde tüm dünyaya ders olacak bir şekilde kahramanca darbecilerin karşısında duruşuyla bu saldırı bertaraf edildi. Bu saldırı bertaraf edildi ama her şey bitmiş değil. 18’inci yüzyıldan sonra dünyanın her yerinde darbeler oldu, darbe teşebbüsleri oldu. Bu Fransa’da da İspanya’da da diğer Avrupa ülkelerinde de oldu. Bu darbelerinin hiç birinin karşısında ülkemizde ki gibi milli bir direniş olmadı. Böyle bir örnek dünyada yok. Bu dünya demokrasi tarihinde emsali olmayan bir zaferdir. Bu vesile ile bu darbe girişimi karşında bu millet için can veren şehitlerimizden Allah razı olsun. Şehit yakınlarımıza Allah sabırlar diliyorum. Gazilerimize acil şifalar diliyorum.
Balta: Batının İki Yüzlülüğünü Bir Kez Daha Gördük
Bu darbe girişimi sonrası batının ikiyüzlülüğünü bir kez daha gördük. Mısır’da bir darbe oldu. Halk Mursi’yi iktidar yaptı. Mursi darbe girişimi ile iktidardan indirilip hapse atıldığında Batı buna sessiz kaldı. Çıkarcı bir anlayışla bu gitti biz gelenle işimize bakalım dediler. Türkiye’de darbeciler başarılı olmadı ki bu batının muhatabı yine Erdoğan ve AK Parti Hükümeti. Buna rağmen bu sessizlik niyedir. Türkiye’de bir gazeteci terör örgütüne destekçiliğinden ötürü içeri alınınca Türkiye’nin demokrasisi hakkında endişe duyuyoruz diye Avrupa Devletleri nerede. Ülkede seçilmiş iktidar zorla alaşağı edilmeye çalışılıyor. Siz niye endişelenmiyorsunuz. Ben şunu gördüm eğer Batı Türkiye ile ilgili bir şeyden endişe ediyorsa demek ki Türkiye’de iyi bir şeyler yapılıyor. Onların endişeleri Türkiye’de güzel şeylerin olması. Bu ülkenin varlığı birliği tehdit altına alındığında Batı’nın hiçbir endişesi yok. Demek ki Batı’nın demokrasi havariliği de, insan hakları savunuculuğu da, özgürlükçülüğü samimi değildir. Sahtedir. Dünya’da demokrasinin ve özgürlüğün yegane savunucusu Türkiye’dir. Batı’nın demokrasi düzeni kukla bir lider ortay çıkarıyorsa orada düzenle demokrasi ile hiçbir sıkıntıları yok. Ama bu demokrasi düzeni Erdoğan gibi bir lider ortaya çıkarıyorsa bu demokrasi ile sorunları var. O ülkeyle uğraşmaya devam ediyorlar.
15 Temmuz hadisesi bu ülkenin geleceği açısından çok önemli dersler çıkaracağımız bir hadisedir. Bu bakımından ne kadar üzerinde dursak azdır. Ülkemiz sıradan bir coğrafya değil. Bu coğrafya tarihin seyrinin şekil aldığı bir coğrafyadır Anadolu coğrafyası. Bu coğrafyada ya biz hakim oluruz, ya başkaları hakim olur. Ya söz dinleyen bir iktidar olur ya da söz dinleten bir iktidar olur. Kimsenin başıboş bırakacağı bir coğrafya değil. Bu coğrafyanın hakkını vermek için çok bedel ödedik gerekirse yine de ödeyeceğiz” diyerek konuşmasını tamamladı. Balta’nın konuşması da sık sık alkışlarla kesilirken, bu etkili konuşmanın ardından Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe kürsüye çağrıldı.
Başkan Kocatepe: Yeniden Büyük Türkiye, hedefine adım adım yürürken, kıskananlar böylesi bir hainlik içerisinde oldular
Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe, Yeniden büyük Türkiye için hedeflerine adım adım giderken engeller olduğunu söyleyerek “Elbette düşmanların eski Türkiye’yi özleyen iş birlikçileriyle ayağımıza pranga takıp belimizden geri asılacaklar, kolumuzdan tutacaklar, tutmaya da devam edecekler” dedi. Kocatepe, “ Bizler 15 Temmuz’la birlikte yeniden silkelendik. Yeniden kendimize geldik canlandık öyle ki 27 gece sokaklardaydık. Valilik meydanındaydık ve biz o valilik meydanını milli irade meydanına çevirdik.
Darbenin geçiştirilmesinde başta sayın Cumhurbaşkanımızın dirayeti dik duruşu vardı. Kendini merminin önüne atan resmi askerler vardı. Kendini tankın önüne atıp diğer tankı gözetleyen yürekli insanlar vardı. Birde bütün bunları özellikle sürecin devam etmesinde koordine eden insanlar vardı işte onlar AK Parti teşkilatlarıydı hepinizi tebrik ediyorum.
O gün ben Ankara’daydım Allah’ın bir lütfuydu gazi olmak şehit olmak nasip olmadı bizler Genel Merkezimizin önünde nöbetteydik. O acıları o sesi o psikolojiyi yaşadık. Biz oradayken Artvin’de de aynı heyecan ve gerçek dava adamlarının Türk bayraklarını alarak Atapark’a Belediyemize Parti binamıza koştuğunu duyduk bu bizi ayrıca mutlu etti.
15 Temmuz dış güçlerin ülkemizi işgal edebilmesi için bir alt yapı çalışması olduğunu demokrasi nöbetlerinde sürekli söyledik söylemeye de devam ediyoruz. Bir bahane bulup Anadolu’ya bu nöbet mahalline hâkim olmak isteyen güçler var. Bunlar dünde vardı yarında olacak. Bizler bu güçleri bilerek kendi teşkilatlarımız başta olmak üzere halkımızla bir bütün olarak top yekün olarak hani topun bile sindiremeyeceği yürekleri vurabilirsek bu yapılan projeler, hesaplar komplolar milletin sinesinde çarpıp düşmeye devam edecek. Dolayısıyla dün hangi tehlikeler vardıysa yarında aynı tehlikeler olacak. Dün o tehlikelere karşı nasıl durduysak yarında durmak zorundayız. Kâinatın var oluşundan bugüne kadar devam etmiş olan hak batıl mücadelesinin günümüzde ki tarafları olma şansına sahip olup hakkın yanında yer almaktır. Kardeşlerim kalemi Allah yazar. Allah bize ne yazdıysa başımıza o gelecek ama iyi ama kötü. Bunu yaparken bizim nasıl ve nerde durduğumuz çok önemli. Biz ondan hesaba çekileceğiz. Biz Zafer’den değil Sefer’den mükellefiz hepimiz sefere hazır olmalıyız. ” diyerek ülkenin gündemine dair açıklamalarını tamamladı.
Söz verdiklerimizin yüzde 72’sini 2. 5 yılda tamamladık
Belediye hizmetlerinden de kısaca bahseden Başkan Kocatepe, seçim2, 5 yılda söz verdiklerinin yüzde 72’ini yaptıklarını yüzde 18’lik kısmını söz verdikleri halde başlayamadıklarını belirterek “ Belediye başkanlığı görevini aldıktan sonra yaklaşık 2, 5 yıl geçtik. Burada kendi istatistiklerimizi iyi yapmamız lazım. Ben bakıyorum da söz verdiğimiz projelerin yarısından fazlasını hayata geçirmişiz. Söz verdiğimiz halde başlayamadığımız yüzde 18 lik kısmı en kısa sürede daha hızlı başlayıp tamamlamamız lazım. Ayda en az iki üç açılış yaparak hizmetlerimizi gerçekleştirmek zorundayız. Biz Artvin’de büyük sorunları çözüp ismini unuttuğumuz o kadar proje vardı. Bunların en başında büyük bir çöp sorunu vardı. CHP Merkez ilçe başkanı fotoğrafları çekip paylaşmasa bizde unutmuştuk çöp sorunun bittiğini. Bizde yine çıkıp anlattık Çöp sorununu nasıl çözdüğümüzü.
Su sorunu yine çözüyoruz. Yaklaşık 2 kilometresi yapıldı çalışmalar hızla devam ediyor yakında buda çözülecek.
Yollar, Şehrin girişinden Kafkasör’e kadar kilometrelerce asfaltlanmış bariyerlenmiş yollar. Belki Cumhuriyet tarihin de Artvin’de bu kadar kısa zamanda asfalt yapılmamıştır. 2, 5 yıl içersin de 20 kilometreye yakın asfalt yaptık. Bunları sizlerin Milletvekilimiz İsrafil Kışla’nın gayretiyle yaptık.
Hapishane’den İskebe’ye alttan yol yapıyoruz. Daha da güzeli bu ayın sonuna doğru ihalesi yapılacak olan Şimşek Mermer den Alabalık çiftliğinin orada Atatepe yoluna kadar alternatif yolla çıkıyoruz. Şehir merkezinde alt Haypet ile üst Haypet arsını birleştiriyoruz. Sosyal projelerimiz Evde temizlik ten Aş Evine Yeni Doğan dan Cenaze hizmetlerine aklınıza ne kadar sosyal faaliyet geliyorsa. Engelsiz yaşam merkezi, hanımlar lokali gibi. İletişim noktasında Beyaz Masamız büyük bir eksikliği çözdü. Vatandaş artık mahallesinde ki sorunu fotoğraf çekip belediyemize iletiyor ve çözümü yapıldığında bizde çözülmüş halini vatandaşımıza fotoğrafla iletiyoruz.
Hal Hamam Mezbahanesi olmayan bir kent aldık. Çok şükür Mezbahanemizi yaptık, bitirdik artık kendi hayvanımızı kendi mezbaha nemizde kesip kasaplarımıza götürebiliyoruz.
Hal ile ilgili projelerimizi yaptık en kısa zamanda onu da hayata geçireceğiz.
Hamamı da suyu ala firmaya yaptırıyoruz. Hal Hamam Mezbahanesi olan bir il haline geleceğiz yeniden. Nasıl mutluluk verici oluyor değil mi? Nasıl bir belediye aldığımızı anlamanız için bunları söylüyoruz. Hal’iyle Hamam’ıyla Mezbane’siyle övünen bir belediyeye dönüşüyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Milletvekili Kışla: Allah’a hamdolsun ki gerçekten böyle necip bir milletin evlatlarıyız
AK Parti Artvin Milletvekili Dr. İsrafil Kışla bir konuşma yaptı. 15 Temmuz olayları ve Artvin’e yapılan yatırımlardan bahseden Kışla konuşmasında; “Allah’a hamdolsun ki gerçekten böyle necip bir milletin evlatlarıyız. Böyle bir milletin fertleri olmaktan hepimiz iftihar etmek durumundayız. Allah’a hamdolsun. Ve yine Allah’a şükürler olsun ki böyle bir partinin AK Parti’nin mensuplarıyız. Ve yine Allah’a hamdolsun ki böyle bir liderin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yol arkadaşlarıyız. Değerli yol arkadaşlarım hepinizi kutluyorum. Hepinizi tebrik ediyorum. Hepinize gönülden teşekkür ediyorum. Bu partinin kuruluşundan bugüne kadar miskal kadar bile olsa emeği olan bütün kardeşlerimize gönülden teşekkür ediyoruz. Allah onardan razı olsun. Gözü yaşlı insanlar dua edenler yaşlılar dedeler nineler gerçekten bu partinin bugünlere gelmesinde hem maddi hem manevi emeği olan bu millet ki bu milletin yüzde 50’sinin oyunu alabilmek nasip oluyor. Böyle bir bahtiyar insanlarız. Böyle bir teşkilatın mensuplarıyız. Ne kadar iftihar etsek azdır. Allah’a şükürler olsun. Ve yine bu cennet vatanı bize vatan olarak emanet eden aziz şehitlerimiz bu Al Bayrağı kanlarıyla suladılar ve bize emanet ettiler. Hamdolsun ki 15 Temmuz’da da buna şahit olduk. Bu millet yine vatan için bayrak için bu devlet için bu geleceğimiz için çocuklarımız için seve seve canını vermeye ve bu bayrağı ıslatmaya bu bayrağı yine kanları ile sulamaya hazırdır. O 2 bin 400 şehidimize de minnet borçluyuz. Allah mekanlarını cennet etsin. Allah onlardan razı olsun. Ve yine seve seve elinde hiçbir silahı ve malzemesi olmamasına rağmen yaşlısıyla, kızıyla, genciyle, tankın, topun uçağın, helikopterin ateşine maruz kalarak gazi olan kardeşlerimize de Allah’tan acil şifalar diliyorum. Bütün ailelerine herkese gerçekten sabırlar diliyorum. Ve inşallah onlara haklarını helal ettirecek hem şehitlerimizin hem gazilerimizin haklarını helal ettirecek güzel işler yapmayı Rabbim bu kadroya bizlere nasip etsin diyorum. Çok değerli dava arkadaşlarım, çok değerleri yol arkadaşlarım zor bir coğrafyadayız belki sadece bir meclis üyeliği gibi iş yapıyor olabiliriz. Belki sadece ilçe teşkilat yönetim kurulu gibi iş yapıyor olabiliriz. Belki bir üyelik gibi pozisyonumuz olabilir. Ama gerçekten eğer bunu global anlamda bakarsanız bu sadece Artvin için değil bu sadece Türkiye için değil gerçekten büyük bir iş yaptığımızı çok büyük bir siyaset yaptığımızın bilincinde olmak zorundayız. Yaptığınız iş sıradan bir iş değil gerçekten. Çok büyük bir iş yapıyoruz. Ve Türkiye’nin siyaseti AK Parti’nin siyaseti AK Parti hudutlarının çok çok ötesine taşan bir etkinliğe sahip. O bakımdan kişisel meseleler artık gözümüzle görünen meseleler değil çünkü o kadar Dünya çapında bir mesele ile karşı karşıyayız. Böyle bir davanın mensuplarıyız ki artık bu büyüklük içerisinde bu büyüklüğün gerçekten azameti içerisinde ezilmemek mümkün değil. Neden diyeceksiniz? Bakın belki 79 milyon bir Türkiye’yiz. Ama Türkiye sıradan diğer ülkeler yani 100 milyonluk ülkeleri de alsanız Türkiye onlar gibi değil. Türkiye’nin bir geçmişi var. Türkiye 600 yıl Dünyaya hakim olmuş bir devletin bakiyesi ve bir ecdadın torunlarıyız. Türkiye konuşulduğu zaman sadece bugünkü anlamda bir Türkiye algılanmıyor. Geçmişi ile beraber algılanıyor. Birileri geçmişi ile rahatsızlık duyanlar o günleri hatırlıyor. Birileri de geçmişte Osmanlı’dan Osmanlı’nın adaletinden nasip dar olmuşlarsa Türkiye’ye o umutlarla bakıyor. Onun için ülkemiz bütün dünyayı ilgilendiriyor. Bir taraftan Batıyı ilgilendiriyor. Bir taraftan Doğuyu ilgilendiriyor. Bir taraftan Balkanları Kafkasları Afrika Ülkelerini ve Dünya’nın her tarafını ilgilendiriyor. Böyle bir coğrafyada böyle bir etki alanı olan siyasetin merkezinde olan bir partiyiz. 2001 Türk siyasi tarihinde bir milattır demişimdir. Gerçekten öyle. Siyasi tarihi yazanlar Türk siyasi tarihini yazanlar Ak Parti’nin kuruluşunu bir milat olarak yazacaklardır göreceksiniz. Ve AK Parti ile beraber yeni bir dönem başlamıştır. Artık eski siyaset ideolojik siyaset dönemi bitmiştir. Hizmet dönemi başlamıştır. Kurucu Genel Başkanımız Recep Tayip Erdoğan’ın dediği gibi hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak demiştir. Ve bir vizyonla bir misyonla yola çıkılmıştır. Bir erdemliler hareketi yola çıkmıştır. 2023, 2050, 2071 hedefleri konmuştur. İki ay sonrasını göremeyen bir Türkiye 2023 hedeflerini ortaya koyabiliyor. Çok büyük işler yaptık. Çok büyük reformlar yaptık. Bütün reformları ile Türkiye bambaşka bir noktaya taşındı. İki nokta çok önemliydi. Bunlardan biri ekonomi diğeri de uluslar arası ilişkilerdi. Ekonomide TÜSİAD iki ay sonrasını göremiyor diyordu şimdi dediğim gibi on yıl sonrasının yirmi yıl sonrasının hedefleri yapılabiliyor. İşte o yıllarda memur maaşını ödeyemeyen Türkiye bugün IMF’ye borcunu ödemiş bir Türkiye durumuna geldik. Gayri safi milli hasılası sekiz yüz milyar dolarında fert başına milli geliri on milyar dolar olan bir Türkiye haline geldik. Hedeflerimiz daha büyük. Ekonomide gerçekten geçmişle kıyaslanmayacak şeyleri bu 14 yıl içerisinde Türkiye yaptı. Ve dış ilişkilerde de fevkalade bütün bizimle geçmişi olan ülkelerin Türkiye’den umut var duruma geldik. Birilerinin de çekindiği ülke durumuna geldik. Peki 2011’e kadar bakın 2011 seçimlerine kadar arkadaşlar, Cumhurbaşkanımızla batı ülkelerinin ilişkileri iyi idi. Türkiye’de muhalefete bakarsanız, Türkiye’deki zinde güçlere bakarsanız hedefte kurucu Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan yoktu hedefte AK Parti vardı. AK Parti’nin çıkardığı her türlü yasa meşru mudur? Değil midir ? Şeriatı getirecek zemini de tartışılıyordu. Bunların arka planında bir şeyleri var deniliyordu. Hep AK Parti hedef alındı. Ve e muhtıra ile kapatma davası ile K Parti’nin tüzel kişiliği yitirilmeye çalışıldı. Ama 2011 seçimlerinde AK Parti yine yüzde 50 oy ile iktidara gelince bu sefer hedefi değiştirdiler. Hedef lider hedef gösterdiler. Ve iç siyasette de hep Recep Tayyip Erdoğan hedef alındı. Diktatördür şudur budur. İşte gezi olaylarında diktatör diye toplumda itibar kaybını yaşatmak için genel başkanımız hedef gösterildi. Ve yine 17 Aralık 25 Aralık darbe girişimlerinde yolsuzluk yapıldı diye hep genel başkanımız itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Ve ne zamanki “one minute” hadisesinden sonra Türkiye artık diplomatik yollar ile siyaseti bıraktı . artık Türkiye gelmiş olduğu noktada zalimlerin karşısında duran mazlumlara sahip çıkan bir siyaset gütmeye başladı. Ve en son BM’deki konuşmasında da artık bu BM düzeninin ne kadar adil olmadığını yüzlerine defalarca söylediği gibi bu toplantıda söyledi ve sesiniz tüm dünya devletlerinin huzurunda deklare etti. Tabii o zaman hedef kim olmalı Recep Tayyip Erdoğan olmalı. Ve Batı ülkelerinin yıllardır süper güçlerin diğer ülkeler ile ilişkileri ile Türkiye2nin ilişkileri arasında ben dört temel farklılık görüyorum. Afrika ülkeleri ile hangisi olursa olsun her biri ile ilişkileri ekonomik olarak asla güçlü ve bağımsız hale gelmesini istemezler. Ekonomik olarak belirli seviyede tutmak isterler ve kendilerine bağımlı kalmasını isterler. İşte Türkiye bunun tersini yaptı. O ülkeleri sömürmek için istifade ederler. Hiçbir ülkede halkın iktidar olmasına tahammülleri yoktur. AK Parti en büyük gücünü de halktan alıyor. O ülkelerde de halkın iktidar olmasını halkın söz sahibi olmasını savunmuştur. Onun için buda çok temel farklılıktır. Ve bu farklılıklardan dolayıdır ki arkadaşlar AK Parti’nin siyasetinin Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu liderlik Afrika ülkelerinin Balkan ülkelerindeki halkla Kafkaslarla İslam dünyasında çok ciddi bir yankı bulmakta. Bu yüzden Recep Tayyip Erdoğan’dan büyük bir beklentileri var. Bunun karşısında da öyle bir durum ki kurulu bir düzen devam ediyor. İşte beşli güvenlik konseyi üyeleri 190 ülkenin her türlü meselesi o beş tane temsilcinin dudağının arasında. Şimdi bizde sizinle ortak olalım demiyoruz. Desek belki gelin diyecekler. Biz bunların sistemine çomak sokuyoruz. Biz bunların yüzüne karşı yahu yanlış yapıyorsunuz adil değilsiniz o düzeni bozmayı çalışıyoruz. E şimdi böyle yapınca da 15 Temmuz hadisesi sadece burada kalacağa benzemiyor arkadaşlar. Bu Türkiye’nin işgali meselesidir. Türkiye’yi durdurmak Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak için Batının ve süper güçlerin asla hedefleri projeleri bitmeyecek demektir. 15 Temmuz’daki darbeye bu dış güçler üzülemediler. Sevinemediler. Halkın zaferine de sevinemediler. Ve böyle açıkta yakalandılar. Artık bizim çok daha güçlü olmamız lazım. Ve o gece yine darbeye karşı birlik oluşturan diğer siyasi liderlere de teşekkür ediyorum medyalarına da teşekkür ediyorum. Böyle iken biz çok daha sımsıkı sarılacağız. Çok daha iyi kenetleneceğiz. Çünkü bu millet bizden çok şey bekliyor. Diğer ülkeler bizden çok şey bekliyor. Dünya Türkiye’den çok şey bekliyor. Allah’a şükür ki böyle bir partinin mensuplarıyız arkadaşlar. Belediye başkanımız kısaca bir noktaya değindi. Belki kurumsal ilişkiler bir eksikliğimiz vardır. Çünkü belediyeleri yeni aldık ya bazı eksiklerimiz vardır. Olabilir bunları gidermemiz lazım. Bizim elhamdülillah hiç birinizi art niyetli değiliz. Bunları çözeceğiz. Ben bütün samimiyetimle söylüyorum diğer belediyelerin 15 yılda yapamadığını 5 yılda yapacaklar Allah’ın izniyle inanıyoruz. Güveniyoruz. Bugün teşkilatta aktif olarak görev yapan kardeşlerimizin bir ve beraber oldukları için teşekkür ediyorum. Artvin’e laik olarak güzel işler yapmaya nasip etsin. Bir darbenin ardından bile her türlü yatırıma devam edildi. Sarp Sınır Kapısı’nın ihalesi yapıldı, doğalgazın ihalesi yapıldı. İşte Artvin’imize havalimanı ihalesi inşallah yakında yapılacak. Teleferiğin ihalesi yakında yapılacak. Artvin’in bağlantı yolu 10 buçuk kilometre bağlantı yolu duble yol olacak inşallah proje ihalesi biter inşallah. Yani her ilçede birçok ihale yapıldı. Yapılamaya da devam ediyor. Hopa tüneli yakıda bitecek. Güleşen Köprüsü’nün bu ay sonu ihale tarihi belli olacak. Varyantı baypas edecek 8 kilometre tünelin projeleri inşallah genel müdürlüğe gönderildi. Dsi ve Karayolları Genel Müdürlü Artvin’de olacak. Yusufeli ile ilgili koordinasyon toplantısı yapacağız. İnanıyorum ki ilçelerde 2019’a kadar şu yatırıma ihtiyacımız kalmayacak.
Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın Allah bu ülkeyi bölmek ve parçalamak isteyen terör örgütlerine fırsat vermesin. Hepinize teşekkür ediyorum. Allah’a hepinizden razı olsun” ifadelerini kullandı.
AK Parti Bölge Sorumlusu Mehmet Yüksektepe 15 Temmuz gecesi Genel Merkez’de yaşananları anlattı
Son olarak kürsüye AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Bölge Koordinatörü Mehmet Yüksektepe geldi. AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Bölge Koordinatörü Mehmet Yüksektepe selamlamasını yaptıktan sonra konuşmasına geçti. Yüksektepe konuşmasının ilk bölümünde 15 Temmuz gecesi yaşananları anlatırken, “ Bugün kardeşliğimizi güçlendirme zamanı. Benim Artvin’e ilk gelişim. Sizlerle Artvin’de olmak birlikte olmak benim için büyük onur. Sayın Milletvekilim ile Artvin’e gelirken biraz Artvin’i konuştuk. Sayın Vekilim Artvin’e yapılan hizmetlerin birazını az önce konuştu ancak birazda ben bahsetmek istiyorum. Artvin’e hakikaten çok güzel hizmetler yapılmış. Barajlar, tüneller, yollar… İletişim, yol, medeniyet önemli. Artvin, Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılayan önemli illerimizden biri. Artvin, Türkiye’ye enerji veriyor. Artvin Türkiye’ye sevgi veriyor. Artvin, Türkiye’ye hoşgörü veriyor. Bu teşkilat, bu birliktelik, Artvin’i birlikte, omuz omuza yönetmesi Türkiye’ye onur veriyor. Biz sizlerle gurur duyuyoruz, sizlerle. Artvin’de gerek milletvekilimiz ile, gerek il başkanımız ve teşkilatın tüm birim başkanları ile, belediye başkanlarımız ile Artvin’de gerçekten muhteşem bir durum var. Allah nazarlardan korusun. Ve tüm illerimizde, özellikle de benim sorumlu olduğum 13 ilde de Artvin’de olan bu birlik beraberliğin, bu omuz omuza oluşun olmasını temenni ve dua ediyorum. Bundan dolayı da hepinize tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Hepinizi kutluyorum. Teşkilatçılık zor, çileli ve meşakkatli bir iştir. Bu kardeşiniz 2001’de Denizli’de teşkilatı kuran ve il başkanlığı yapan, Sayın Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte yola çıkan bir kardeşinizdir. O günleri hatırlıyoruz, çok zor günlerdi. Öyle bir özgüven ve birlik beraberlik var idi ki, öyle bir kardeşlik vardı ki işte bugün o kardeşlik ve birliktelik nedeniyle bugün yüzde elli oy alır seviyesine geldik. Ben biraz ilçelerimizin oy oranlarına baktım. Sayın Cumhurbaşkanımız’ın Cumhurbaşkanlığı seçimindeki oy oranlarına baktım. Arkadaşlar yüzde 74 oy almışız, ‘nereden’ Yusufeli’nden. Yusufelili arkadaşlarımızı yürekten kutluyorum. Yüzde 47 Merkez, Borçka yüzde 64 oy vermiş Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Arhavi 55, Ardanuç yüzde 41, Murgul 42, Şavşat 47 oy vermiş. Arkadaşlar bunlar önemli oylar. Teşkilatçılıkta esas düsturumuz şu olmalı: Biz sabah Artvin’e doğan güneş gibi olmalıyız. Nasıl ki sabah doğan güneş Artvin’de yaşayan tüm kardeşlerimizin üzerine doğuyor ise bizde Artvin’de yaşayan kardeşlerimizin her birine güneş gibi aynı sevgi, hoşgörü, aydınlıkla yaklaşmak durumundayız. Cumhurbaşkanımız için yüzde 74 oy aldığımız Yusufeli’nde son seçimlerde yüzde 67 oy almışız. Demek ki arkadaşlar biz Yusufeli’nde oylarımızı yüzde 74’e, 75’e çıkarabiliriz. Bizde bu potansiyel var demektir. Şimdi toplam Artvin’deki sandık sayısına ben bir göz attım, 621 sandık var. Seçmen sayımız 129 bin 365, bizdeki kayıtlarımız. Bu seçmen sayısını 621 sandığa böldüğümüzde her sandığa yaklaşık 207 kişi falan düşüyor. Dolayısıyla bizim ana kademedeki asil ve yedek üyeler ile birlikte, ilçelerdeki ana ve yedek üyelerimiz ile birlikte, beldelerdeki asil yedek, kadın kollarımızdaki asil ve yedek, gençlik kollarımızdaki asil ve yedeklerle birlikte yine 620 civarı yapıyoruz. Dolayısıyla bir teşkilatlarımızdaki asil ve yedek üyelerle birlikte her bir sandıktaki bu 200 civarındaki seçmenin her birini tek tek markaja almak durumundayız. Bunları konuşurken de, basın da burada olduğu için, yarın seçim mi var şeklinde anlaşılmasın. Sayın il başkanımız, vekilimiz ve belediye başkanımızda bahsettiler önemli bir coğrafyada da yaşadığımızı. Bütün Dünya mazlum Müslümanlarının bu coğrafyada ki, bu Al Bayrak altındaki bu necip milletin birliğine, vatanın ve milletin bütünlüğüne ihtiyacı var. Elbette bizimde ihtiyacımız var. Dolayısıyla biz teşkilatlarımız ile öyle sıkı bir çalışma gerçekleştirmeliyiz ki, önümüzde hangi sıkıntıların olabileceğini bilmiyoruz. Bugün sosyal medya ve bazı basın yayın kuruluşlarında bir çok şey yazılıyor. Ne yazdıkları bence umurumuzda değil arkadaşlar. Biz 15 Temmuz akşamı olduğu gibi bu necip millet vatanı için, milleti için, bayrağı için canını vermeye hazırdır. Ve bunu gösterdi. Değerli kardeşlerim ben 50 yaşındayım. Ben vatan için canını hiçe saymayı, topun altına yatmayı, tüfeğe siper etmeyi Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Malazgirt’te yaptığımızı hep tarih kitaplarında okuduk. Ama 15 Temmuz gecesi, belediye başkanımızda ifade etti, bende Sayın Teşkilat Başkanımızın talimatları ile o gece teşkilatımızdaki bazı arkadaşlarımız ile birlikte hemen genel merkeze intikal ettik. Saat 21. 50 civarı idi. Ve derhal il başkanlarımız ile hızlı bir şekilde temas kurduk. Ve bu süreç içerisinde hem Sayın Teşkilat Başkanımız Mustafa Ataş bey ile hem da Sayın Başbakanımız ile sürekli temas halindeydik. Ve 81 ildeki tüm teşkilat başkanlarımız ile temas halindeydik. Tüm bu iletişimin o gün genel merkezde bulunan 3 teşkilat başkan yardımcısı arkadaşımız ile birlikte yürüttük, sevk ve idare ettik. Teşkilatımızdaki 9 Buçuk Milyon üyemize mesaj attık o saatte. 23. 21 civarıydı galiba. Ben kaleme almıştım o mesajı, Sayın Teşkilat Başkanımıza ve Sayın Başbakanımıza o mesajı okutup onaylatarak tüm teşkilatımıza gönderdik. Henüz Sayın Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız konuşmamıştı. O anlarda Emniyet Yetkilileri geldiler genel merkeze, dediler ki ‘ Biz üstlerimizden, amirlerimizden talimat aldık, ciddi bir istihbarat var. Derhal genel merkezi boşaltmanız gerekiyor çünkü burayı bombalayacaklar. Değerli kardeşlerim ben 2007’de milletvekilliğini bıraktım. Ondan sonra aday olmadım. Ne il başkanlığına, ne milletvekilliğine, ne de belediye başkanlığına aday olmadım ama partimize hizmet etmeye devam ettim. Sayın Mustafa Ataş teşkilat başkanı olduktan sonra dedi ki, ‘Mehmet Bey, teşkilatta birlikte çalışacağız’, hiç hayır demedim. Sayın Başbakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Teşkilat Başkanımız uygun gördü ise görevden kaçılmaz. Ama o gece öyle durumlar yaşadık ki. Değerli arkadaşlar buraya gelirken sayın başkanımız ve vekilimiz ile de konuştuk, benim dört yaşında bir oğlum var. İki evladım var, ablası 24 yaşında. O uçakların her geçişinde önce evladım aklıma geldi, sonra vatanım aklıma geldi, sonra ülkem aklıma geldi ve çalışmaya devam ettim. Ve asla ve asla genel merkezi terk etmeyi düşünmedim. Dedik ki, şehit olacak isek burada şehit olalım. Dedim ki emniyet görevlisine, ‘Değerli kardeşim siz tedbirinizi nerede alacak iseniz alın. İster bina içerisinde isterse de bina dışında tedbirinizi alın ama bize karışmayın. Biz genel merkezdeyiz ve bütün katların ışıklarını yaktırdık, 7. kattaydık ve o katın tüm ışıkları zaten yanık idi, diğer katları da yaktırdık ve teşkilatımızda görevli tüm arkadaşlarımızı, uzman arkadaşlarımızı çağırdık o gece sabaha kadar tüm gelişmeleri saniye saniye takip ettik. Basında gördüğünüz olayları takip ettik. Bütün o süreçteki Genel Kurmay’ın, Ankara Emniyeti’nin, TRT’nin, TURKSAT’ın, MİT’in ve diğer birimlerin kurtarılmasındaki rol alan tüm teşkilat mensuplarımızın oralara intikal etmesini biz sevk ve idare ettik. Arkadaşlar o tanklar genel merkeze de geldi. O gece daha tanklar genel merkezin önüne gelmeden insanlarımız, yaklaşık 10 bin kişi, genel merkezin önüne koşmaya başladı. Kadın, erkek, genç, yaşlı, herkes tankların önüne doğru koştular, hiç tereddüt etmez. Bizde 7. kattan izliyoruz. Ve kuşattılar hani arının peteği savunur gibi aynı o şekilde korkusuzca binlerce kişi genel merkezi savunmaya geçti. Ve tankı süren o çocuklar şaşırdılar. Onlara demişler ki, genelkurmaya saldırı oldu ve biz onun için gidiyoruz. Öyle bir paniklediler ki, başladılar tankın etrafında dönmeye. Bu sırada en az 10, 15 kişi yaralandı ama insanlar yılmadı. İşte öyle bir imana sahip ki, öyle bir yüreği var ki vatanı için. Biz bu yürek ve iman olduğu sürece, bu birlik ve beraberlik olduğu sürece, bu vatan toprağından bir tek çakıl taşı vermeyeceğiz. Güçleri yetmeyecek. Bu ülkeyi bölmeyi ve parçalamayı asla ve asla başaramayacaklar” şeklinde konuşarak 15 Temmuz’da yaşadıklarını anlattı.
AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Bölge Koordinatörü Mehmet Yüksektepe “Şimdi geriye dönüp şöyle bir soru sormamız lazım. 15 Temmuz niye oldu? Fazla bir şey değil birkaç fazla bir şey değil. Arkadaşlar bu coğrafya önemli bir coğrafya. Sayın vekilimizde benden önce bahsetti. Biz her an tetikte olmak zorundayız. Şimdi siz kalkar kendi uçağınızı kendiniz yaparsanız, kendi uzun menzilli füzelerinizi kendiniz yaparsanız denizaltınızı, milli tüfeğimizi ve her türlü mühimmatınızı yapmaya başlarsanız işte hedef Tayyip Erdoğan’dır. Bakın hedef Tayyip Erdoğan. Şimdi amaç ne? Bugüne kadar onlar yaptılar. Biz kazandık, vergilerimizi ödedik. Ülke kalkınmadan bütün vergilerimizi bu silahlara yatırdık. Ama kendi tankını kendi denizaltını yapmaya başlayınca kendi zırhlı araçlarını yapmaya başlayınca arkadaşlar bir ülkenin bağımsızlık sembolünün en önemli unsuru güçlü ordusudur. Aynı zamanda ordunun kullandığı mühimmatın silah ve envanterinin kendisinin üretmesidir. İşte onları rahatsız eden bunlardı arkadaşlar” dedi.
Konuşmasının devamında Yüksektepe; “Ama onlar bilmiyorlardı! Recep Tayyip Erdoğan halkım ölecekse bende öleceğim duygusunu ve cesaretini hesap edemediler. Ve o gece halk, ülkenin her bir köşesinde sokağa çıktı. Arkadaşlar AK Partilisi, CHP’lisi, MHP’lisi sokaktaydı. Bu önemliydi. Çünkü bu ülkeyi 80 yıldır ilerici gerici, muhafazakar sosyal demokrat, yok Kürt yok Türk, yok alevi yok Sünni gibi kavramlarla bölmeye çalıştılar. Zaten onlarında temel prensipleri temel argümanları bunlardı. Önce toplumu kamplara bölerler bu dünyanın birçok ülkesinde sonra onları birbirleri ile kavga ettirirler ve sonuçta zayıflatırlar. Siyasi iktidarları zayıflatırlar, iktidarları zayıflatırlar ve ondan sonra kolayca yönetirler. Ama 2001’de sayın Cumhurbaşkanı’mızın idealindeki bu hareket kurulurken hiçbir şey eskisi gibi olmayacak dediğinde bunun en anlama geldiğini hiç kimse fark edemedi. Ama bugün fark ettiler ama geç oldu. Ve o gün sayın Cumhurbaşkanı’mız bir dünya lideri bir dünya vizyonu AK Parti’nin de dokuz buçuk milyon üyesi ile dünyanın en güçlü sivil toplum organizasyonu olmayı hedeflediğinde hiç kimse buna inanmamıştı” ifadelerini kullandı.
Konuşmasına yaşadığı bir anısını anlatarak devam eden Yüksektepe, “Bakın Denizli’den bir anımı anlatayım. Denizli Havaalanı’ndan Denizli’ye gidiyoruz. Mesafe 70 kilometre, dolayısıyla programda birazcık gecikti. Konvoy hızlı bir şekilde gidiyor. Yolun kenarında bir kadın iki tane çocuğu var. Çırpınıyor. El hareketleri yapıyor ne dediği tabi ki duyulmuyor. Sayın başbakanımız o dönemde dedi ki şoföre dur. Otobüsün içindekiler dedi ki sayın başbakanım program gecikti geç kaldık. Başbakan dedi ki benim işime karışmayın. Durdu ve kadıncağız dedi ki, “sayın başbakanım ben sizi rüyamda görmüştüm” dedi. Başbakanımız da kadına bir ihtiyacınız var mı? Ve çocuklarına oyuncaklar verdi. Kadında sürekli ben sizi rüyamda görmüştüm sade dediği o. Başbakan Allaha ısmarladık diyor. Kadın duymuyor. Ve yine diyor ki ben sizi rüyamda görmüştüm. İşte sevgi bu. Ve kapıyı kapattık. Bu insanın o gönlündeki sevgiyi hiç kimse ama hiçbir güç engelleyemez. İşte bizlerde arkadaşlar teşkilat olarak öyle büyük bir misyona ve büyük bir sorumluluğa sahibiz ki hem bu sorumlulukla bu görevle gurur duymalıyız” şeklinde konuşmasına devam etti.
Aynı zamanda Artvin’in girilmedik hiçbir sokağı hiçbir elini sıkılmadık, hal hatır sorulmadık hiçbir kardeşi kalmamalı şeklinde açıklamalarda bulunan Yüksektepe; “Ve biz 15 Temmuz gecesi vatandaşımızın teşkilatımızın hiç tereddütsüz sokağa çıkmasındaki en büyük paylardan bir tanesi de il başkanlarımız çabasıdır. Hepinize teşekkür ediyorum arkadaşlar. Ve bunun çok büyük faydasını gördük. Bizler dokuz buçuk milyon üyemizle bağımızı, kardeşliğimizi partimizi güçlendirdik ve adeta kendimizi yeniledik. Bilmiyorduk 15 Temmuz olacağını. Ama bunun gerekli olduğunu düşünüyorduk. Çünkü Sayın Teşkilat Başkanımız Mustafa Ataş hakikaten çok deneyimli çok tecrübeli bir ağabeyimizdir” dedi.
Mahalle Yönetim Kurulları Oluşturacağız
Konuşmasının son bölümünde Artvin ve ilçelerindeki AK Parti Teşkilatlarına seslenen Yüksektepe, “Arkadaşlar, sizlerden şu ricayı istiyorum. Özellikle ilçe başkanlarım hakikaten Artvin’de büyük bir başarı elde edildi. Ama bu başarıyı yükseltmek zorundayız. Sekiz ilçeden yedi ilçeyi belediyemiz merkezle beraber bizde. Bir ilçemizle bir beldemiz CHP’de. Öncelikle bunları da almak zorundayız ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığımız oyun üzerine nasıl çıkarız arkadaşlar? Her bir ilçe başkanımız, kadın kolları ve gençlik kolları başkanları ile birlikte bunları düşüreceğiz. Ve şimdiden mahalle başkanları ile bir araya geleceğiz. Mahalle yönetim kurulları oluşturacağız. Bundan sonraki hedefimiz budur. Ve seçimlerde her bir sandığı sandık kurulu oluşturarak adeta zimmetleyeceğiz. Ve herkes o sandıkta oy kullanacak 20 kişiden hemen hemen tümüne nasıl ulaşabilirim? Nasıl ikna edebilirim? Bunun cabası ve gayreti içinde olacak olmak zorundayız. Biz il danışma toplantılarımızı aile içi istişare olarak değerlendiriyoruz. Herkes uygun bir dille kırmadan dökmeden ifade edeceğiz. İzah edeceğiz. Bunu yapmak zorundayız. Ben sizlerden bunun yapılacağını umut ediyorum bundan sonrada çalışmalarımızı bu şekilde devam ettireceğimize inanıyorum. Hepinize katılımız için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullanarak konuşmasını sonlandırdı.
Bu konuşmanın ardından toplantının basına açık bölümü sonlanmış oldu. Toplantı basına kapalı bölüm ile devam etti.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 26.09.2016 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle