Orjinal Dildeki MetinDADİ İDU KONİKİDU, . . . .Dido mcveşi orapes zoğapicis nago3azin umiteli do umuteli ar svas ar köyi kortu. Em köyis; meyvape, livadepe, didi ontulepe, dido meçamura letape do mskva tipepuna kala zenepe kortu. Ek nacups pucepe do mçxurepe birtum diqvetu. Karta oxoriş 3oxle didi ğalepes qini 3karepe gitu. Zoğasti çxomiş iri çeşidi kodolobğutu. Köyiş xolos (yakınında) namudgin mtkas (ormanda) didi ncaepes nagedgin karvanepeşen 3onei, nostonei şuroni topurepe didi batmanepeten birtum bağus keladgitu. Kotumepek jur guroni markvalepe skuptes. Çkva muepe do muepe Entepe otkuten çkamu içoden. Muren ki ne köyiş bakkalis do ne ti manzagere köyepeşi çkaris ar pin3ki cumu varuğutes. Köylepes cumu ar cadi oxorcak meçaptu. Hem mupei cadi Anksi, beti, mondrikei do gondginei ar laneti oxorca. Am cadi, cumuten kidei ar didii sarayis molaxetu do mçimaten varndğulasten nçeişi, pi3ariten noxveni saçağepe opeteşi gverdişakis gamantxei uğutu. Sarayişi gomorgvasti dazepe gudgitu do sarayişa miti varti nançinetu. Cumu naunon köylepe çumandele jur saatişeni mulutes, daz`epes nagoşadgin tikşaişen amites do oputes kukuibğetes. Oxorişen namuğan oçkomale do dolokunepe cadis meçaptes do ancax ar ndğas nadubağunonan konai cumu xre3inei- xre3inei cadis kagu3umetes do oxorişa kakuniktetes. Cadiş sarayi köyişi gale, mtkaşi xolos rtu. Mara (ama) emuşi xolosti ar badi do dadi jur oda nauğun ar kaluis komeşaxetes. Dido kai guroni em papuli do nandidis iri köylepek dido qoroptes. Ar ndğas, irik ontulepes naiçalişeptes onğeiş mçxopanobas badi do dadi oxoris kelacantes. Gale mjorak iri svape çuptu, xaluptu. Badik dadis; -Çkini Memetik andğa cadis nanuğu qvalişeni cadik, Aya buğei ren, variçkomen. Yado vargu3uğeen. Eti vardubağu do dido pati nenapeten atxozeen. Manti çkini cumuşi gverdi Memetis komepçi. Çkini limcinei gari m3ika ucumeli iqvasnati komevuxondut, mupat, yado cumuş xesapi komeçuşkule kodvancires. M3ika ora mikiluşi dadik badis nuntxu; -Mitxanik neknas nokankaps. Hele mexti do mi ren koxovo3onat, ya u3uşi badik; -Man mutu varvogni mara oki kagopku3xi, ar kogovo3keda yado nikunkulu do neknaşa komextu. Badik nekna nagon3ku kala; -Amaaann. . Antepe muren? Oxorca hele unkapi do moxti. Akonaşi dixas dolocinei ar oxorca do 3-4 3anei ar bere renan yado dadis ducoxu. Mtinişiti neknaş 3oxle okonağureli ar oxorca kogo3acantu. Gobri3ei, gostikei, kuçxe teteli do nunku pici mjoraten goçvei. Beresti yeşili tolepe, lebiten okon3axei sari tomape do emusti nunku pici goçvei uğutu. Badi do dadik manişa oxorca köseles do oxorişa kamiqones. Okuleti xe kuçxe qini 3kariten dubonesşi oxorca kamuiselu. 3oxle beremuşi muigoru. Bere kai koziru do badi do dadikti mutepe namuşletinu koxo3onuşi ar kapeti do raxati şuri komuişvanu. Oxorcak toli kagon3kuşi badi do daditi diraxates. Okuleti entepe dobones, do3xones do paği dolokunupe kodolokunes. Beres badişi dolokunupe mboli namuxtuşeniti dido izi3es. Dadi do badik am trangiş musafirepes dido kai nenape u3ves. Okuleti sufra kodudges. Sağanepeten mja do yoğurti koçes. Mundeşkule oxorcak tis namuxtupe tito tito osvarus kogöçku. -Man a sum otxo 3ana 3oxle ar biçis dovaqoropi mara muxtai nartu babaçkimi razi variqu. Manti em berekala köyişen kagamapti do vimtit. Namemarges en 3oxleni köyiş imamis axti dovoxvenapit do eşopeten dovikimoci. Kimoli çkimik çkva köyepes dulya goruptu do so dulya zirasna ek içalişeptu. Ar köyis mem3xvei dulya navariziretuşeni birtum köyişen köyişa govitit. Em orapes ar bereti domaqves. Eşo goxtimuten sum 3ana mikilu. Ar ndğas ar çiftluğis dulya kobzirit do ek kodovibargit. Çiftluğisti jur 3ana ancax domadgines. Çkin, konağiş tudeni ar odas molabcantit. Ar ndğas gomçumalepe (soyguncular) konağişa komoxtes. Artikartis tufeğepe astolesşi sum gomçumale do ağa çkini diqviles. Kimoli çkimiti kai xeşa diyaralu. 4-5 saatişkuleti doğuru. Şuri yuxteptuşi, Sum- otxo ndğaşi oçkomale kezdi, bereti kapulas komuikidi do mjora nagantonenşkele igzali. Am tereşen kagamaxti. Sum otxo ndğaşkule zoğa kozirop. Trangişa emaneti iqvit. ya mi3`u do beres konacunduşkule doğuru. Çkin otxo ndğa ren ki gzas voret. Gzas çkar köyi varbzirit. Oçkomale domaçodes. Namoiskedinit mçkidiş punçxape ğomamci beres kopçi. Man mutu varmiçkomun. Çkin a3i ne mutu miğunan neti miti miqonunan yado nena doçoduşkule şikinei-şikinei omgarus kogöçku. Em oras badiş tolepesti çalamurepe doloquptu. Oxorcas; -Sin derdi mozdip. A3işkule sin kulani çkini, bereti mota çkini ren. Çkin namiğunan am didi dixa naginonstei ixmari. Am oxoriti tkvani ren. Guri raxati gaqvan ya u3u. Okule xolo sufra kododges. Bakiiş siniten Tu3a mçkidi, luqu kankei, yoğurti do qvali getağanei kododges. Berek, markvali getaxei goruşi dadik; -Sin emuş derdi giğuni? Aha a3i gegitaxup yado beres sum markvali kogütaxu do komuğu. Berek ar mandvala naamindu do; -Nana, amus cumu varuğun yado markvali varçkomu. Dadik zaten dido çita nauğutu cumumuşi majurani garepes dixmareleetu. Badis mendo3kedu do; -Cadişa vidaminon do cumu go3avuğaminon ya u3u do oxorişen kagamaxtu, igzalu. Omgarinuş xali uğutu. Cadi mukonai umetua nartu kuçkitu. Cadiş tikşais konodgitu do nucoxu; -Cadepeşi en didi, cadepeşi en mskva do en mo3ipxei! Ar mcixi cumu komomçi, Manti ar tekerleği qvali mekçap. Oxoris musafii miqonun. Ucumeli mookonomoktinap mu iqven ya u3uşi cadik; -Minditiyi, igzali. Raxatoba çkimis mo elamçap yado guktu do cumu varmeçu. Oxre3inuten variquşi, dadik dazepes goşavila do oputeşa kamaptana beki m3ika cumu kago3amağen yado nisimaduşkule dazepe oko3ku do mişituşi dazepe dadis kogvakiru. Mukonai badgaluna, dazepe eko çkva kogvağu. Dadi dazepes kai xeşa konikidu. (Dadi idu konikidu. ) Nagüxteps di3xirepe koziruşi, mukti oqorus kogöçku. Badik dadiş sersi ognuşi emus tis namuxtupe koxo3onu do argunis nanankapustei, Ulan çinka, sin vargoxre3kinaşa oxori çkimişa arçkva varokonavikte. Yado qureli qureli cadis kogökitxuşkule nkapinei cadiş sarayişa komextu. Cadik em orapes pencereşen o3kertu do xirxinei izi3aptu. Muşeburot; Hade, moro komoxti do hele mu gaxvenas ar kogzira. Ya icoptu. Badik dazepe gokireli dadi ziruşi tis nosi minduxtu do dazepe onçvaruşeni arguni guinkinuşi hem argunik dazepe varkvatu, hemti dazepes dido çkva komanzinu. Arguni arçkva fara dido kapeti komuinkinuşi xe kamoşastu do xe muşis koxoskidu. Badis ar kele godi3xireli oxorcamuşişi 3irobapeti tis komişuxtuşi varnaxondinu do tura didelu. Dazepes moja3xontinu nisimadu do m3ika kukuniktuşkule xes naokaçutu bigaten gekitxei-gekitxei unkapu do tam dazepes muju3xontutuşi dazepe kaguinzdu. Badis ek mu axvenetu ki. Tam dazepeşi oşkenas, Dadiş xolos kogoşalu. (Badi idu komakidu. ) Mukonai badgaluna eko çkva dazepe kogvakiru. Şuris nakaçu. Dazi me3igei yerepeşen di3xirepe güxtept`u. Xoloti, Iıh! ya varmeçaptu. Am dulyape iqvetuşi musafiri oxorcak iri şei koxo3onuşi köylepes ducoxu do entepe kokobğu. Entepesti dido pati a3ones mara, Cadiş dulya ren, movoşumertat. Varna dido pati mutupe domoğodapan. Ya tkumertes. Ar keleti , cadi varişumasten Dazi ya varzopontes do Mskva pukirepe ya zopontes. Cadik entepes o3kertu do muşeburot izi3aptu. Musafii oxorcak hem imgars hemti am kai koçepeşi moşletinuşeni Trangis oxre3aptu. Em oras bere muşi ziruşi; -Na qvi dulya mog3ondui! Skanda cumu momaluşeni am kai koçepe ğurunan. Manişa sinti Trangis oxre3`i! Yado beres uquru. Berekti omgarinus kogöçku do xeepe ke3ozduşkule; -Şurimşine trangi çkimi, em kai koçepe çkimişeni ğurunan. Mu iqven, entepe kamuşletini. Goxre3ap, mu iqven Berek trangis dido oxre3uşi Trangikti bereş nena kognu. Emedeni n3a kokom3kupu. Dido kapeti ar ixi kamoşaxtu. Eşo mç'ima mçimu ki iri svas ğvai kogedgitu. İxi eşo dido baru ki mçimaşi 3apape mteli sarayis nobğaptu. Köylepe guişaşes. En dido 3anei ar badik, -Andğaşakis ak aşo didi mçima çkar varmçimapun ya zopontu. M3ika çkvaşi, mçima nanabğu tudeni katişi kidape ondğulus kogöçku. Toli me3komileis em didii sarayi kai kai dilixvetu. Cadis sarayi muşi varmaşletinuşi, okosales gexedu do imtu, n3aşa keputxu. Muren ki xon3u kala nagonvalu do tomapes daçxiri kogvaklimu. Cadi eşopeten qureli, 3ireli diçu do doxro3ku. Em oras emedeni dazepe kagondunu, sarayiti kodilixu do dondğulu. Dadi do badi kamuçitesşikule taroni kagontanu, mjora kextu do iri sva doxomu. Sarayişi 3kariti kexomuşi cumupe kodoskidu. Em cumupe köylepes şilya 3anapes kodubağes do a3i ti eya ixmaran. Em oraşkule dadi do badi kulani do motamuşepe kala dido 3anapes kainobapeten skides. Em didii Lazonas em orapes, Dadi idu konikidu. Badi idu komakidu ten naitkvinu nena, andğaşakis vargondunu. Gemtkvalu: Dr. Nizamettin ALKUMRU Gem3uranu: M. Yılmaz AVCI | Türkçe MetinNİNE GİTTİ TAKILDIÇok eski zamanlarda sahilde ıssız, tenha bir yerde bir köy varmış. Sebzeleri bol bahçeleri, çeşitli meyveleri, verimli tarlaları ve güzel çayırlarla ovacıkları varmış. Buralarda devamlı olarak koyunlarla inekler otlar dururlarmış. Her evin önünden soğuk sular akan pınarlar, denizinde çeşit çeşit balıklar ve köyün çevresindeki ormandaki ağaçlara yerleştirilmiş kovanlardan alınan ballarla her evin kilerindeki çömlekler her zaman dolu dururmuş. Tavukların çift sarılı yumurtaları da bu köydeki bolluk ve bereketin bir başka göstergesiydi. Ne var ki, o devirlerde ne köyün içinde ne de komşu köylerde tuz bulunmuyormuş. Köylüler tuz ihtiyaçlarını, o civarda tuzdan yapılmış büyük bir saray içinde tek başına yaşamakta olan huysuz ve ihtiyar bir kadın görünümündeki bir cadıdan temin ederlermiş. Sarayın saçakları tuzdan zarar görmemesi için çok geniş yapılmış, çevresi ise kimsenin girememesi için dikenlerle bir duvar gibi çevrili imiş. Tuza ihtiyacı olan köylüler sabahları iki saat için dikenlerin arasındaki giriş yerinden geçip sarayın önünde toplanırlar, getirdikleri yiyecek ve giyecek karşılığında cadının verdiği çok az miktardaki tuzu alıp evlerine dönerlermiş. Cadının sarayının yakınlarındaki iki odalı küçük bir kulübede bütün köylülerin çok sevdiği orta halli, yaşlı bir karı-koca (Dadi ile Badi) oturmaktaymış. Günün birinde, herkesin işte olduğu bir öğle saatinde dadi ile badi evlerinde istirahat etmekteyken badi dadiye: -Bizim Mehmedin sabahleyin cadıya götürdüğü peyniri, küflü diye cadı kabul etmemiş. Ona tuz vermediği gibi hakaret ederek onu kovmuş. Ben de aldığım tuzun yarısını Mehmede verdim. Onun için bu akşamki yemeğin tuzu biraz noksan olacak diye bir açıklamada bulunduktan sonra ikisi birden uyuyakalmışlar. Uyku esnasında bir kapı tıkırtısı duyulunca Dadi Badiye; -Kapıda bir ses duydum. Git, bak bakalım kimmiş! Deyince, Badi; -Ben bir şey duymadım ama madem ki sen duydun gidip bir bakayım demiş ve kapıya yönelmiş. Badi kapıyı açar açmaz; -Aman Hanım buraya koş! Burada yerde yatan bir kadınla 3-4 yaşlarında bir çocuk var diye seslenmiş. Dadi koşmuş. Gerçekten de yerde ölü gibi yatan üstü başı perişan, ayakları çıplak, yüzü güneşten yanmış bir kadın varmış. Yanında da kirli sarı saçları yapış yapış, sıska , mavi gözlü zayıf bir çocuk varmış. Kadın baygın durumda olduğundan konuşamıyormuş. Badi ile dadi ikisini de evlerine alıp yüzlerini soğuk su ile yıkamışlar. Kadın kendine gelince önce oğlunu aramış sonra da emniyette olduklarını görünce rahat bir nefes almış. Dadi ile badi bu tanri misafirlerine sevgi ve şefkatle yaklaşmışlar ve onlara süt ve yoğurt ikram etmişler. Neden sonra kadın kadın başlarından geçenleri anlatmaya başlamış. -Üç-dört sene kadar önce çok sevdiğim bir delikanlı ile evlenmek istedim ama köy muhtarı olan babası bu evliliğe karşı çıktı. Bunun üzerine biz de beraberce köyü terk ettik. Yol üstündeki bir caminin imamı bizim nikahımızı kıydı ve evlenmiş olduk. Kocam köylerde çalışıp evi idare ediyordu ama hiçbir yerde devamlı bir iş bulamadı. Bu nedenle de devamlı köy köy gezerken bir de çocuğumuz oldu. Üç yıl kadar sonra bir çiftlikte iş bulduk ve iki sene kadar orada çalıştık. Biz konağın alt katındaki bir odada yatıyorduk. Bir gece yarısı haydutlar konağı soymak için baskın yaptılar. Karşılıklı olarak birbirlerine ateş ettiler. Üç haydut ile çiftlğin ağası öldüler. Ağır yaralanan kocam da birkaç saat sonra öldü. Son sözü de bana, 3-4 günlük erzak al, çocukla beraber güneşin battığı tarafa doğru git. Bu lanet ülkeyi terk et! Üç dört gün sonra denize varırsın. Allaha emanet olun. şeklinde oldu. Sonra da oğlunu öptükten sonra ruhunu teslim etti. Bu nedenle de biz dört gündür yollardayız. Yiyeceğimiz bitti. Ekmeğin son kırıntıları dün gece çocuğa yedirdim. Ben ise bir şey yemedim. Gördüğünüz gibi şu anda yetim hem de öksüz durumdayız diyerek de sözünü bitirmiş. Dadi hıçkırıklarını tutamamış. Badinin de gözlerinden yaşlar akıyormuş. Kadına dönüp;-Sen artık bizim kızımız, çocuğun da torunumuz sayılırsınız. Bizim ekip biçemediğimiz kadar geniş arazimiz var. Bu ev de sizin sayılır. İçiniz rahat olsun demişler. Sonra da güzelce yıkayıp temizlemişler ve çocuğa da Badinin çamaşırlarından giydirmişler. Çocuğun komik durumuna ise bol bol gülmüşler. Ondan sonra da sofraya sıcak mısır ekmeği, peynir tava, karalahana ve yoğurt koymuşlar ama çocuğun canı yumurta istemiş. Dadi; -Elbet yavrum, hemen pişiririm demiş ve tavada üç yumurta pişirip getirmiş. Çocuk daha ilk lokmada annesine; -Anne bu yumurtanın hiç tuzu yok. Ben bunu yemem demiş. Dadi zaten azıcık olan tuzunu mısır ekmeği ve peynir tavada kullandığı için yumurtayı tuzsuz yapmıştı. Badiye dönüp; -Gidip cadıdan tuz isteyeceğim diyerek evden çıkmış. Cadının ne kadar merhametsiz olduğunu bildiği için de ağlayacak halde imiş. Cadının bahçe kapısına gelip ona seslenmiş; -Cadıların en büyüğü, en güzeli! Sana bir tekerlek peynir getirdim. Evde tanrı misafirim var. Bana bir parça tuz ver de beni eve eli boş gönderme, ne olur diye yalvarmış. Cadı ise; -Defol git! Beni bir daha da rahatsız etme! Diye bağırmış. Dadi ise dikenlerin arasından geçip peynir karşılığında belki bir parça tuz alabilirim diye dikenlerin arasından geçmeye çalışınca dikenler vücudunu sarmaya başlamış. Çırpındıkça dikenler daha çok batıyor ve nefes alamıyormuş. Dikenlere takılmış kendini kurtaramıyormuş. (Dadi idu konik`idu. - Nine gitti takıldı. ) Sonra da her tarafından kanlar akmaya başlamış. Sonunda ise acılara dayanamayıp feryat etmiş. Badi ise karısının feryatlarını duyunca durumu anlamış ve baltayı kaptığı gibi cadıya; -Pis cadı! Seni öldüreceğim diye bağırarak saraya kadar koşarak gitmiş. Cadı ise pencereden bakıp hain hain gülüyor ve -Hadi bakalım, ne yapacaksan yap da görelim diyormuş. Badi ise öfkeden çıldırıyormuş. Baltayı vurdukça dikenler daha da çoğalıyormuş. Bir seferinde balta sapından çıkmış ve Badinin elinde sadece sapı kalmış. Badi bunun üzerine daha da sinirlenmiş. Karısının acılarına ve bağırmalarına dayanamadığı için dikenlerin üstünden atlayıp cadıya ulaşmayı ve onu öldürmeyi tasarlamış. Bu nedenle de elindeki sapı sıkıca kavramış ve geriye çekildikten sonra dikenlerin üstünden atlamış ama dikenler gittikçe genişlemiş ve üstünde kalakalmış. Badi idu komak`idu. -Dede gitti abandı. Sorasında ise onu da dikenler sardıkça sarmış. Canı yanmaya , nefesi sıkışmaya başlamış ama Badi yine de Ih demiyormuş. Bu arada durumu gören misafir kadın olanca sesiyle bağırıp köylülerden yardım istemiş. Köylüler bir anda toplanmış ve duruma çok üzülmüşler. Birbirlerine durumu anlatırken diken kelimesi yerine güzel çiçekler demeye de özen göstermişler. Çünkü cadı diken lafını kullananlara tuz vermiyormuş. Bu arada cadı kıs kıs gülerken misafir kadın da onların kurtulmaları için Allaha dua ediyormuş. Sonra da oğluna öfke ile; -Yaptığını beğendin mi! O iyi insanlar sana tuz getirmek için orada acılar içinde ölecekler. Sen de Allaha yalvar diye bağırmış. Tabii çocuk da hem üzülüyor hem de ağlıyordu. O da ellerini yukarıya kaldırıp; -Sevgili Allah baba, ninemle dedemi kurtar. Buna ben sebep oldum. Ne olur diye yalvarmış. İşte o anda ne olduysa oldu. Allah bu çocuğun yalvarmalarını duymuş ve yardım etmeye karar vermiş. Birdenbire gökyüzünü kapkara bulutlar kapatmış, gök gürültüsüyle beraber şimşek çakmaya başlamış. Bir anda sağanak halinde yağmaya başlayan yağmur, şiddetli rüzgarın etkisiyle sarayın duvarlarına vurmaya başlamış. Köylüler de ilk defa gördükleri böylesine büyük bir fırtına karşısında şaşırıp kalmışlar. Yarım saat kadar sonra da sarayın alt katının duvarları erimiş ve duvar çökmeye başlamış. Durumu gören cadı, hemen süpürgesine binip göğe yükselmiş ve kaçmaya başlamış ama o anda çakan bir şimşekle saçları tutuşmuş ve bağıra bağıra yanarak ölmüş. O anda da sarayı kuşatan dikenden duvar da yok olmuş ve dadi ile badi da kurtulmuşlar. Ondan sonra güneş açmış, her taraf pırıl pırıl olmuş. Sarayın eriyen tuzları yeniden katılaşmış ve köylülere yüzlerce yıl yetecek kadar tuz ortaya çıkmış. Dadi ile Badi ise kızları ve torunları ile beraber mutluluk içinde yaşamışlar. Tüm Lazistanda, Dadi idu konik`idu. Badi idu komak`idu. deyimi hiçbir zaman unutulmayıp bugünlere kadar ulaştı. |