HES’lere karşı geceli gündüzlü derelerinde ve su gözelerinin başında nöbet tutarak mücadele eden Rize’nin Fındıklı ilçesi köylüleri yeni bir hukuk mücadelesini daha kazandı.
Eski Çevre ve Orman Bakanlığının, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ilke Orman ve Su İşleri Bakanlığı olarak ikiye ayrılmasının ardından lağvedilen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Trabzon Bölge Kurulu tarafından Doğal SİT Alanı olarak ilan edilen Fındıklı’nın Arılı Vadisi SİT Alanı olarak kaldı.
Vadi boyunca HES projesi geliştiren firmaların Rize İdare Mahkemesi’ne itirazından sonra İdare Mahkemesinin verdiği ‘Yürütmeyi Durdurma’ kararına itiraz eden köylülerin başvurusu üzerine Danıştay 14. Dairesi, Rize İdare Mahkemesinin verdiği, ‘SİT Alanı’ kararının yürütmesini durdurma kararını iptal etti.
Fındıklı'da, bazı yöre sakinlerinin HES projelerine karşı verdiği mücadele ile birlikte Arılı Vadisi'nin Doğal SİT Alanı olarak tescil edilmesi için Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna yaptığı başvuru sonucunda vadi, 18 Şubat 2010 tarihinde 1. ve 3. derecede Doğal SİT Alanı olarak tescil edilmişti.
Vadide hidroelektrik santrali (HES) yapmak isteyen şirketler, kararın kaldırılması için Rize İdare Mahkemesine dava açmışlardı. Dava sonucunda 6 Aralık 2011 tarihinde Mahkeme, eski Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca Arılı Vadisi'nin SİT Alanı ilan edilmesi kararının yürütmesini durdurdu.
Bunun üzerine Fındıklı Derelerini Koruma Platformu ile Fındıklılı köylüler, Rize İdare Mahkemesinin verdiği ‘Yürütmeyi Durdurma’ kararının iptali için Danıştay’a başvurdu. Danıştay 14. Dairesinde görülen itiraz sonrasında Daire, Arılı Vadisinin SİT Alanı kararını iptal eden Rize İdare Mahkemesinin, ‘Yürütmeyi Durdurma’ kararını iptal etti. Böylece, zamanın Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun verdiği karar doğrultusunda, Arılı Vadisi'nin Doğal SİT Alanı olma özelliği korunmuş oldu.
Fındıklı Dereleri Koruma Platformu Sözcüsü Hüseyin Acar, yaptığı açıklamada, Arılı Vadisinde HES yapmak isteyen şirketler, vadinin SİT Alanından çıkarılması veya alanının daraltılarak Çatak HES bölgesinin SİT alanı dışına alınması amacıyla Rize İdare Mahkemesine dava açtıklarını söyledi.
Açıklamasında yaşanan süreç hakkında bilgiler veren Acar, “HES firmaları Doğal SİT Alanı kararının bozulmasını istemelerine rağmen bu kararı Danıştay’a taşımamız sonucu, bilim adamları raporları ve hukukçuların duyarlılığıyla 10 Temmuz 2012 tarihinde SİT 'ten çıkarılma talepleri oybirliğiyle reddedilmiştir” dedi.
Fındıklı halkının yaklaşık 5 yıldır sürdürmüş olduğu HES mücadelesinde bir kez daha hukuk mücadelesini kazandığını ve Arlı Vadisinin SİT Alanı olarak kaldığını kaydeden Acar, “Önce, ‘enerji gerekiyor, ihtiyaç var, size hizmet edeceğiz’ dediler. Sonra ihtiyaç olmadığını, yurt dışına bile enerji verdiğimizi, alternatiflerin ve tasarruf tedbirleri uygulanmaları, iletim hatları, baraj kapasiteleri, kayıp kaçaklarla kat kat daha fazla enerji üretebileceğini kabul etmek zorunda kaldılar. Daha sonra bitki, böcek, orman, yayla, maden, yol bahaneleri ile vadilerimize saldırdılar. Yine bu halkı kandıramadılar. Şimdi ise yayla yolları projeleri ile su ve maden kaynaklarına ulaşmanın yollarını arıyorlar. Aynı zamanda akarsuların kullanım hakkını ellerine geçiren şirketler bu sefer dere ıslah çalışmaları yoluyla dereleri işgal etmeye başladılar. Beş metrelik duvarlarla suyu hapsetmeye çalıştılar. Taşkınları önleme bahanesi ile 500 yıllık projelerle karşımıza çıktılar. Bütün derelerin her iki tarafına duvarlarla suları kontrol altına almak istediler” şeklinde açıklamalarını sürdürdü.
Fındıklı halkının gece-gündüz, kar-kış, yağmur-çamur demeden derelerinde ve sularının başında HES’lere ve bu projelere karşı nöbet tuttuğunu anlatan Acar, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Yüzyıllardır bu vadilerden akan bu derelerden hiçbir zarar görmememize karşın gece gündüz demeden ve hiçbir denetim yapılmadan dayatılıp yapılan duvarlar beş yüz sene değil ilk yağmurda yerle bir oldu. Dere yatağının daraltılması sonucu duvarları aşan sular ilçemizi daha fazla zarara uğratmıştır. Yaptığımız hukuki mücadeleler sonucu DSİ müdür ve yardımcıları başka taraflara gönderilmişlerdir. Yetkililer bu yanlışlıklarla hem halk, hem de devlet büyük zarara uğratılmıştır. Bu zarar ve ziyanların yetkililer tarafından ödenmesi gerekiyor. Biryandan vadileri imara açarlarken bir yandan da koruma diye dalga geçiliyor. Sonunda kazanan ise ne devlet, ne halk, kazanan şirketler olmaktadır. Tünellere veya duvarlara alınarak işgal edilen sulardan ne ekosistem, ne canlılar, ne de halk yararlanamamaktadır. Sucul yaşam yok edilmektedir. Dünyanın korunması gereken 200 Ekolojik Alanından birisi olan ve bozulmamış ekosistemi, tarihi ve kültürü ile bir turizm bölgesi olarak, ürettiği organik çay, fındık, kivi ve likapasıyla, organik arıcılık ve balıkçılığıyla dünyaya adını duyuran bu bölgenin halkı yok sayılmaktadır. Biz buna asla izin vermeyeceğiz ve bu değerlerimizi yok ettirmeyeceğiz. Kimse bunlara seyirci kalacağımızı zannetmesin!”
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 16.11.2012 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle