Artvin'de madencilik faaliyetlerine karşı mücadele yürüten Yeşil Artvin Derneği üyeleri, Cerattepe mevkiinde yaptıkları nöbet kulübeleri nedeniyle haklarında açılan 'Orman alanını işgal ve yararlanma' davasında ara karar açıklandı. Mahkeme, orman işgali sayılan kulübenin kaldırılmasına karar verdi. Kararın ardından çevreci dernek üyeleri ve vatandaşlar da 2 kulübeyi yıkarak bulunduğu alandan kaldırdı.
Kafkasör Yaylası Cerattepe mevkiindeki madencilik faaliyetlerine karşı mücadele yürüten Yeşil Artvin Derneği üyeleri, 3 yıl önce bölgede yaptıkları kulübelerde 245 gün aralıksız nöbet tuttu. Artvin Orman İşletme Müdürlüğü de bahse konu kulübe için Yeşil Artvin Derneği üyeleri hakkında orman işgali iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan ile yöneticiler Nursal Bülbül ve Hikmet Çelik hakkında Artvin Asliye Ceza Mahkemesi'nde, 'Orman alanını işgal ve yararlanma' suçundan dava açıldı. Bölgede bilirkişi heyeti inceleme yaptı. Mahkeme verdiği ara kararda orman işgali sayılan kulübelerin kaldırılması yönünde karar verdi. Carattepe mevkiine çıkan Yeşil Artvin Derneği üyeleri ve bazı vatandaşlar kulübeyi Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerine bırakmadan kendileri kaldırdı. Jandarma ve orman işletme personeli de müdahalede bulunmadığı kulübelerin yıkıldığına dair tutanak tuttu.
Kalın: Vatansever Bir Sivil Direnişti
Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu üyesi Av. Bedrettin Kalın, konuyla ilgili açıklamada bulunarak, çevrecilerin bu kulübelerde büyük özveriyle nöbet tuttuklarını belirterek “Bu kulübeler buraya ‘biz burada eğlenelim olay çıkartalım’ diye yapılmadı. Maden şirketinin yasa dışı olarak Cerattepe bölgesine çıkma girişimleri vardı; o nedenle insanlar buraya doğasını, ormanını korumak için çıkmak zorunda kaldı ve nöbet tutmaya başladı. Burada ‘Cerattepe bölgesine, ormanlara zarar verilmesin, buradaki eko sistem bozulmasın, Artvin halkı maden belasıyla karşı karşıya kalmasın’ diye nöbet tutmaya başladık. Çok vatansever bir sivil direnişti, insanlar burada büyük özveriyle nöbet tutular” dedi.
Karahan: Mücadelemiz Sonuna Kadar Sürecek
Yeşil Artvin Dernek Başkanı Nur Neşe Karahan ise, mahkeme kararına uyarak kulübeleri söktüklerini ifade ederek şöyle konuştu:“Artvin halkı 25 yıldır yaşamsal mücadelesini veriyor. Burası bizim yaşamsal mücadelemizin sembolik yeri. Bu kulübeleri mahkeme kararıyla söküyoruz. Ama bu demek değildir ki; mücadelemizden vazgeçtik, mücadelemizden çekiliyoruz. Biz her şeye rağmen yasalara saygılı davranmak zorundayız. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bir gün bu yanlıştan geri dönüleceğine inanıyoruz. Yoksa zaten Artvinlinin yaşam alanı olmaktan çıkacak, çok açık ve net üstelikte bir dünya mirasını da gelecek nesillere bırakamayacağız. O nedenle haklıyız kazanacağız. Bu geçici bir süreç; dileriz herkesin bir an önce aklı başına gelir ve buna son verirler”
Mücadele 23 Yıl Önce Başladı
Artvin’in Kafkasör Yaylası Cerattepe Mevkii'nde madencilik faaliyetlerinin planlanması üzerine 1995 yılında kurulan Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde birleşen Artvin halkı mücadele başlattı. 1996 yılında Kanadalı Cominco Madencilik şirketi bölgede faaliyet yapmak için ruhsat aldı. Ancak, aynı tarihte Artvin Valiliği Mahalli Çevre Kurulu’nun madencilikle ilgili olumsuz görüş bildiren raporu yayımlandı, 1998 yılında ise Maden Tetkik Araştırma (MTA) Genel Müdürlüğü bölgedeki heyelan risklerine dikkat çeken raporu açıklandı. 1998 yılında Artvin halkının 10 bini aşan imzalı metniyle dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı’na müracaat edildi ve proje tekrar incelenmek üzere durduruldu.
2002 Yılında Şirketler Çekildi
Kanadalı Cominco Şirketi, 2002 yılında projeden çekildi ve ruhsat hakkını yine Kanada merkezli Rize’de Çayeli Bakır Madeni'ni işleten INMET Mining Corporation'a devretti. 2005’te Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde projeye karşı açılan davada Rize İdare Mahkemesi önce, ‘Yürütmeyi durdurma’, ardından 2009 yılının sonunda da maden ruhsatının iptali yönünde karara verdi. Uzun süren yargı mücadelesi sonucunda Rize İdare Mahkemesi’nin maden ruhsatı iptali için verdiği kararı Danıştay 2002 yılında onadı. Artvin halkı böylece maden şirketlerinin bölgeden çekilmesini sağladı.
Maden Sahası Yeniden İhaleye Çıkarıldı
Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2011 yılında Artvin Cerattepe ve Genya dağındaki maden sahalarını ihale yoluyla ruhsatlandıracağını duyurdu. 17 Şubat 2012’de yapılan ihalede bu alanlar Özaltın İnşaat Ticaret ve Sanayii A. Ş. ’ye verildi. 2012 yılında ihalenin iptali ve ÇED raporu olmadan çalışmalara başlandığı gerekçesi ile Rize İdare Mahkemesi'nde 2 ayrı dava açıldı. İhale ile ilgili dava reddedilirken, ÇED davasında iptal kararı alındı. 2013 yılında da Özaltın A. Ş. ruhsatını Cengiz Holding’e ait Etibakır AŞ’ye devretti.
Türkiye’nin En Büyük Çevre Davası Oldu
Bakanlık, ihale süreci ardından bölgedeki bakır madeni için ÇED olumlu raporuna da onay verdi. Gelişme sonrasında Artvinliler, 2013 yılında yeni bir hukuk mücadelesi başlattı. Yeşil Artvin Derneği’nin Rize İdare Mahkemesi’ne açtığı davada mahkeme 24 Aralık 2014 tarihinde ‘ÇED Olumlu’ kararını iptal etti. Ardından firma yeni bir ÇED başvurusunda bulunarak 2 Haziran 2015’te yeniden, 'ÇED Olumlu' kararı aldı. Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde 751 kişi ile 61 avukat, 8 Temmuz 2015'te Rize İdare Mahkemesi’ne ÇED Olumlu raporunun yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Türkiye’nin en büyük çevre davasını açtı.
Dönemin Başbakanı Devreye Girdi, Çalışmalar Durdu
Eti Bakır A. Ş. , ÇED raporu ile ilgili verilmiş bir yargı kararı olmaması nedeniyle Artvin Valiliği’ne başvurarak 16 Şubat 2016 tarihinde iş makinelerini Cerattepe Bölgesi'ne çıkarmak istedi. Artvin halkı, araçları ile yola kurdukları barikatlarla iş makinelerinin bölgeye çıkmasına izin vermedi. 2 gün boyunca polis ve jandarmanın biber gazı, cop ve plastik mermi ile yaptığı müdahalelerin ardından iş makineleri Cerattepe Bölgesi'neçıkarıldı. Olayların büyümesi üzerine Artvin heyeti ile Ankara’da görüşen dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, hukuki süreç sona erene kadar Cerattepe ’de çalışma yapılmaması yönünde talimat verdi.
Ardından yargı süreci sonrasında çalışmalar yeniden başladı.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 15.04.2018 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle