Kafkaslar Ve Orta Asya'daki Enerji Kaynaklarını Avrupa Kıtası'na Ulaştırmadaki Rolü Arttığı İçin Dünyanın İlgisini Çeken Karadeniz, Uluslararası Karadeniz Günü'nde 6 Ülkenin Bürokratları Tarafından Tartışıldı.
Karadeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması (Bükreş) Sözleşmesi'nin tarafı olan Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya, Ukrayna ve Türkiye'den yetkililer Samsun'da Uluslararası Karadeniz Günü'nde bir araya geldikten sonra, Kızılırmak Deltası'nı gezdi.
Dünyanın en verimli enerji kaynaklarıyla gelişmiş ülkeler arasında köprü görevini sürdüren Karadeniz ihmal edilen önemini kazanmaya başlıyor. Türkiye'nin çay ve fındık üretiminin tümünü, tüketilen balığın % 75'ini, , içilen tütünün % 12'sini, dünya fındığının % 65-75'ini tek başına sağlayan, kıyılarında 160 milyon insanın yaşadığı Karadeniz için toplanan 6 ülke 1996'da Bükreş Sözleşmesi'ni imzalamıştı. Sözleşmeyle, Karadeniz'i tehlikeye düşüren çevresel riskler ve alınacak önlemlerin konuşulacağı 31 Ekim Uluslararası Karadeniz Günü ilan edilirken, ilk kez bu yıl uluslararası bir çalıştay düzenlendi. Samsun'da, Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü'nün organize ettiği çalıştaya, Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya, Ukrayna ve Türkiye'den ilgili bakanlar, bürokratlar, akademisyenler, yerel yöneticiler ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.
Çalıştayda, Karadeniz için 6 ülkenin yaptığı çalışmalar anlatılırken, kirlenmeye karşı alınması gereken önlemler sıralandı. Etkinliklerde, Karadeniz ekosistemini korumak için gösterdikleri çaba nedeniyle 6 ülkeden birer kişiye "Karadeniz Ödülleri" verilecek. Bu yıl, Bulgaristan'dan Kara Kaynakli Kirleticiler Protokolü'nün yenilenmesini sağlayan Stela Todorova, Gürcistan'dan Çevre ve Doğal Kaynaklar Müdürlüğü'ndeki çalışmalarından dolayı Nodar Koncelidze, Romanya'dan 50 yılı aşkın bir süredir deniz bilimleri alanında çalışan Prof. Dr. Marian-Traian Gomoiu, Rusya'dan 2002'den beri Karadeniz Komisyonu'na verdiği hizmetlerden dolayı Natalia Tretiakova, Ukrayna'dan tüm ömrünü Karadeniz'e adamış 80 yaşındaki bilim adamı Prof. Dr. Yuvenalyi Petrovich Zaitsev, Türkiye'den ise Karadeniz üzerine uzun yıllardır özveriyle bilimsel çalışmalar yapan Prof. Dr. Halil İbrahim Sur'a ödül verildi. Etkinlikler çerçevesinde Karadeniz'in karşılaştığı ürkütücü kirlilik, Tuna nehri'nin taşıdığı atık maddeler, kıyılarında artan nüfus, deniz ticareti açısından önemi, Avrupa'nın enerji kaynaklarına ulaşmadaki görevi gibi konularda bildiriler okundu. Kızılırmak Deltası'na yapılacak geziyle Karadeniz ekosisteminin Türkiye'yi nasıl etkilediği anlatırken, açılan fotoğraf sergisiyle tedbirler gerektiği anlatıldı. Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Hasan Zuhuri Sarıkaya, Türkiye'nin, Karadeniz Komisyonu Daimi Sekretaryası'na ev sahipliği yaptığını belirtti.
Tükenen deniz Karadeniz
Kıyılarında 160 milyon insan yaşamakta. 200 metrelik üst tabakasının altı, jeolojik dönemlerde oksijensiz sularla (hidrojen sülfür) kaplandı. Son 30-40 yılda, kirlenmeye bağlı olarak canlıları barındıran üst tabaka iyice inceldi ve 100 metrenin altına düştü. Karadeniz'in kirlenmesinde % 75 oranında payı olan Tuna Nehri, Avrupa Kıtası'nın neden olduğu kirliliğin üçte birini Karadeniz'e ulaştırmakta. Tuna Nehri, doğduğu Almanya'dan Karadeniz'e doğru gelirken 81 milyon nüfusun yaşadığı yerleşmelerden ve yoğun sanayi bölgelerinden geçiyor. Her yıl Karadeniz'e 9 milyon 800 bin ton organik madde, 575 bin ton inorganik azot, 55 bin ton inorganik fosfor, 30 bin ton organik fosfor, 90 bin ton demir, 206 bin ton petrol kökenli kimyasallar, 48 bin ton deterjanlar, 12 bin ton çinko, 6 bin 700 ton manganez, 4 bin 500 ton kurşun, 2 bin 200 ton fenoller, 1700 ton arsenik ve 80 ton cıva getiriyor. Gelen bu atıklar aşırı miktarda azot ve fosfor içermekte. Bu maddeler Karadeniz'in besin zincirini olumsuz yönde etkilemekte ve balık üretiminde azalmaya yol açmakta. Ayrıca 150 milyon ton katı malzeme erozyon yoluyla Karadeniz'e taşınıyor; bunun sadece 17 milyon tonu Türkiye'den geliyor. Karadeniz, havzasında yer alan ülkelerdeki yoğun tarımsal faaliyet ve yüksek miktarda kullanılan tarım ilaçları nedeniyle de kirleniyor. Türkiye için son 10 yılda 600 milyon ABD doları olarak ekonomik kayıp tahmin ediliyor. Balık türlerinin % 40'ı tehlike altında. Bu nedenle, Karadeniz'de yaşayan yaklaşık 300 balık türünden 60'ının arttırılması gerekiyor. Gemilerin balast sularıyla geldiği sanılan, deniz anası benzeri yaratık (Mnemiopsis Leidyi) Karadeniz'in ıslak yaşam hacminin % 95'ini kapladı.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 03.11.2009 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle