Artvin Cerattepe Madeni Mahkemelik

11/10/2014 11:27

Cerattepe’de İnceleme Yapan Bilirkişiler “Çed Raporu Önemli Eksiklikler Ve Belirsizlikler İçeriyor” Denildi.


Haber: Hayati Akbaş







Artvin Kafkasör Yaylası Genya ve Cerattepe Mevkii’nde gümüş, bakır ve siyanürle altın aranacak maden sahasını kapsayan alandaki bakır madeni için verilen “ÇED olumlu” raporunun iptali istemiyle Rize İdare Mahkemesi’nde açılan “yürütmeyi durdurma ve iptal” davası kapsamında bölgede ki teknik bilirkişi heyetinin raporunda ÇED Raporunun Önemli Eksiklikler ve Belirsizlikler İçerdiğine yer verilmesi yıllardır madene karşı mücadele veren Artvin Halkı tarafında olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde Artvin’de çeşitli STK’ların ve vatandaşların müdahilliğinde yaklaşık 283 gerçek ve tüzel kişinin taraf olduğu Cerattepe ÇED olumlu raporunun iptali istemiyle Rize İdare Mahkemesi’nde açılan yürütmeyi durdurma ve iptal davası kapsamında bölgede keşif ve incelemelerde bulunan bilirkişi ilgili kurum ve taraflara tebliğ edildi.

Davacı Yeşil Artvin Derneğini Temsilen Nur Neşe Karahan ve diğerleri vekili Av. Bedrettin Kalın ve diğerleri tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına karşı açılan davada, Artvin Cerattepe Mevkiinde R. N: 201200222 ruhsat numaralı sahada Özaltın İnşaat Tic. San. A. Ş. tarafından yapılması planlanan 'Cerattepe Bakır Madeni' projesinde şirkete verilen 18. 07. 2013 tarih ve 12045 sayılı ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava konusu olan yerde 21. 07. 2014 tarihinde yapılan keşif ve dosya incelemesi sonucu hazırlananın raporun sonuç kısmında şu ifadelere yer verildi.

Artvin İli Merkez Cerattepe Mevkiinde R. N: 201200222 ruhsat numaralı sahada Özaltın İnşaat Tic. San. A. Ş. tarafından yapılması planlanan Cerattepe Bakır Madeni' projesine ait anılan şirkete verilen

18. 07. 2013 tarih ve 12045 sayılı ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açılan davada su kaynaklarının korunması ve yönetimi üzerine teknik değerlendirmeler (havzalar ve yeraltı sulan) ile dosyadaki bilgi ve belgeler dikkate alınarak topluca değerlendirildiğinde; 21. 07. 2014 tarihinde gerçekleştirilen keşifte;

Projenin Çevresel ve Jeolojik Etkileri Açısından

1- ) Yapılması planlanan projenin ölçütleri ve çevreye olası etkileri konusunda teknik değerlendirmelerde noksanlıklar bulunduğu, bu konuda tarafımızdan düzenlenmiş rapor içinde ayrıntılı bilgilere yer verilmiş olduğu,

2- ) ÇED raporunda yapılacak projenin ne tür çevresel etkiler doğuracağı hususunda tespitler yapıldığı, olumsuzlukların en aza indirilmesi için tedbirler planlandığı, ancak, su kirliliği, orman tahribatı, ekosistem bütünlüğü vb. doğal ve pik durumlar (deprem, taşkın, sızdırmazlık sorunları, sondaj faaliyetleri, patlatmalar, iş kazaları gibi) için alternatif tedbirlerin belirtilmediği,

3- ) Davaya konu alanın ve çevresinin mülkiyeti devlete ait verimli ormanlar ile kaplı olduğu, madencilik yapılacak sahanın Hatila Vadisi Milli Parkı'na 600 metre ve Artvin Kafkasör Turizmi Koruma ve Geliştirme Bölgesi'ne bitişik, kısmen de bu alan içinde kaldığı dikkate alındığında, ekosistem bütünlüğünün telafi edilemez ölçüde bozulacağı, Bölgenin böcek tahribatı yönünden hassas olduğu, madencilik faaliyetinin böcek salgımnda patlamaya neden olabileceği, böcek salgınının özel statüde korunan alanları da tehdit edeceği, Fauna bakımından, Milli Park ve Turizm Bölgesindeki hayvanların üreme ve beslenmelerim de içeren yaşama alam içinde ve yırtıcı kuşların göç yolu üzerinde kaldığı ve hayvanların bu faaliyetten kabul edilemez ölçüde olumsuz etkileneceği, yine, Milli Park ve Turizm Bölgesi manzara bütünlüğü içinde bulunan bu sahada madencilik yapılması görsel açıdan, gürültü ve toz salımı bakımlarından da sorun oluşturacağı,

4- ) Proje sahasının bölgesel jeoloji bakımından Paleozoyik-Tersiyer yaş aralığmdaki kayaçlardan oluştuğu, ruhsat şahsında yer alan Cerattepe Maden Yatağının Kuroko-tipli volkanojenik masif sülfıt bir yatak özelliğinde olduğu ve Kretase yaşlı volkanik, intrüzif ve sedimanter kayaçları içerisinde bulunduğu, sahada jeolojik olarak çoğunlukla volkanik kayaçlann yer aldığı, volkanik kayaçların genel olarak ince dokülu, bozuşmuş toprak profillerini oluşturduğu, bu tip toprakların makaslama kuvvetlerinin oldukça düşük olduğu, yüksek yağışlı dönemlerde söz konusu alanlarda heyelan oluşabileceği, ÇED raporunda büyük ölçekli heyelanların olma olasılığının az olduğunun ifade edildiği ancak heyelan olma ihtimalinin az olmasının gerekçelerini açıklayan bilimsel-teknik açıklamaların ve olası büyük bir heyelanın meydana gelmemesi için alınacak önlemlerin ÇED raporunda yer almadığı, proje sahasının konum itibari ile Artvin şehir merkezinin kuş uçuşu yaklaşık olarak 4 km uzaklıkta olup şehrin güney batısında yer aldığı, proje sahasında meydana gelebilecek heyelan ve benzeri yeryüzü hareketliliklerinden şehir merkezinden önce proje sahasının bitişiğinde olan ve güney galeri karo sahasının bir kısmının da içinde yer aldığı, Artvin Kafkasör Turizmi Koruma ve Geliştirme Bölgesi'nin etkilenebileceği,

5- ) Projenin hayata geçirilmesi esnasında yapılacak olan inşai faaliyetler için herhangi bir patlatma yapılmayacağı, arazide yapılacak olan tesviye işlemleri sonrasında gerekli inşaat işlerinin gerçekleşebileceği, tesviye işlemleri somasında ortaya çıkacak . az miktarda hafriyatın yine madenin bulunduğu alanda depolanacağı, uygun yükseklikte ve miktarlarda depolanması durumunda heyelan gibi etkiler yaratmayacağı, bu hafriyatın bir kısmının yerüstü tesisleri etrafında peyzaj malzemesi olarak kullanılabileceği, bu durumun ise herhangi bir sakınca teşkil etmeyeceği,

6- ) ÇED raporunda projenin hayata geçirilmesi öncesi hazırlık çalışmaları sırasında (galeri açılması v. b. gibi) veya maden çıkarma faaliyeti ve kırma eleme tesisi inşası sırasında ''işletmeye geçildiğinde ana nakliye galerisi, taban yolları, cevher yaklaşım galerileri ve katlar arasında yapılacak olan rampadan çıkacak olan paşaların ocak ağzında kurulacak olan kırma eleme tesisinde kırılıp çimento karıştırılarak ocak içinde açılmış olan cevher üretimi sonunda oluşacak boşluklara doldurulacağı, proje kapsamında Kırma-Eleme Tesisi parçaları montaj şeklinde kurulacağı için herhangi bir inşaat söz konusu olmadığı, alanda yalnızca tesviye işlemleri yapılacağı, bu sebeple, proje kapsamında hafriyat oluşumu söz konusu olmayacağı, yapımı planlanan tesiste kullanılacak malzemenin, yeraltı galerisi açılması sırasında çıkacak olan malzemeden karşılanacağı, hazırlanan malzemelerin Cerattepe Bakır Madeni projesi yeraltı galerisi için kullanılacak beton agregasında ve tüm dolgu işlemlerinde kullanılacağı, söz konusu malzemelerin geçici olarak Cerattepe proje sahası içerisindeki yer alan karo sahasında bulunan ürün depo alanına götürüleceği, üretim sonucu açığa çıkacak olan pasa (malzemenin ortalama %5 'i kadar) malzemesi belirtilen pasa stok sahasında ilgili yönetmeliklere uygun olarak depolanacağı, faaliyet sırasında çıkacak hafriyat, temel ve çukur kısımların dolgusunda, tesis içi yolların yapımı işlemlerinde ve çevre düzenlemesi çalışmalarında kullanılacağından hafriyat artığı malzeme söz konusu olmayacağı, bitkisel toprak dışında alınacak hafriyatın, dolgu ve arazi tesviye işlemlerinde kullanılacağı, arta kalan kısmın ise yine çevre düzenleme ve peyzaj çalışmalarında değerlendirilerek bitkisel toprağın erozyona karşı korunacağı' belirtilmesine rağmen muhtemel hafriyat ve atıklar için depolama alanlarının tespit edilmediği, bu depolama alanlarının fiilen mevcut olmadığı, sadece galerilerden çıkarılacak ve 6 milyon m3 olarak tahmin edilen cevherin oluşturduğu galeri boşluğunun bile alternatif bir malzeme ile ne şekilde doldurulabileceğinin projede net bir şekilde ifade edilmediği,

7-) ÇED raporunda çıkarılan bakır madeninin zenginleştirileceği Murgul İlçesine nakli sırasında kullanılacak yollara ilişkin bir değerlendirme ve projelendirme yapıldığı, bu tür çalışmalarda bu aşamada projelendirme yapılmasının mümkün olduğu, bu amaçla yeni yolların yapılacağı, bu çalışmada 'yollar ve diğer toprak kazma işlemlerinin erozyona sebebiyet vermeyecek şekilde ekskavatör tipi makinelerle, B-Tipi orman standardında yapılacağı, ayrıca orman yollarının zarar görmesi durumunda bakım ve onarımı yapılacağı', bu çalışmadan %5Tik bir üretim kaybı (pasa) malzemesi çıkacağı, bu pasa malzemenin maden cevherinin çıkarıldığı galerilerin geri doldurulmasında çevre düzenlemesi çalışmalarında kullanılacağı, bu depolama ve kullanımın gerçekçi olmadığı,

8-) Proje kapsamında kesilecek ağaç sayısının 50300 adet olarak belirtildiği, bu rakamın gerçekçi olduğu, alandan ağaç kesilmesinin ve faaliyet sırasında ağaç yaralanmalarının, daha da önemlisi oluşacak tozlar ile madenden sızacak zararlı gazların çevredeki ağaçların zayıf düşmelerine, bunun sonucunda böcek tahribatında önlenemez artışlar neden olacağı, sürecin Bölgedeki tüm orman örtüsü için hayati tehdit oluşturacağı, ormanın devamlılığının tehdit altında kalacağı, alanda yeniden ağaçlandırma yapılmasının yukarıda sıralanan olumsuzlukları gideremeyeceği; ÇED Raporuna konu alanın, Milli Park, Turizm Bölgesi ve Artvin İli havzalarının birleşim noktasında, su toplama havzalarında, adeta bu yerlerin çatısında olduğu, atık malzemenin orman içinde depolanmasının orman varlığı, orman bütünlüğü bakımından telafisi olanaksız sorun oluşturacağı, heyelanlara sebep olacağı, maden cevheri çıkarılması ve atık malzeme yığılması faaliyetinin orman içindeki kaynak sulan ve yeraltı sularının kirlenmesine sebep olacağı,

9- ) Yapılan projede planlanan yeraltı ve yerüstü saha çalışmalarında emniyet tedbirlerinin alınmaması durumunda iş yeri çalışanları ve çevrede yaşayan halk için bir takım olumsuzluklara sebebiyet verebileceği ancak bu sürecin faaliyet aşamasında izlenmesi ve tespit edilmesi gerektiği, henüz faal olarak çalışmayan madencilik, firması için bu tip öngörülerin yetersiz kalabileceği, ancak madencilik firmasının stok sahasında bekletilecek olan pasa malzemeleri arazinin dik ve sarp olması da göz önüne alınarak ciddi şekilde risk teşkil edebileceği, bu malzemelerin stok sahasında bekletilmesi için en uygun yükseklik ve miktarların tespit edilmesinin iş güvenliği açısından öne çıkmakta olduğu, bununla birlikte proje içerisinde yapılan değerlendirmede madenin olduğu alanda hiç bir bilimsel veriye dayanmadan büyük bir heyelan beklentisinin olmadığının belirtildiği, bu durumun iş güvenliği açısından ciddi bir risk teşkil etmekte olduğu,

10- ) Projenin davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından değerlendirilmesi esnasında özellikle madenin işletilmesi sırasında ortaya çıkabilecek Asidik Maden Drenajı hususunda bilimsel ve teknik konular gözetilmeden değerlendirme yapıldığı,

11. Proje sahasının yakınında tarım alanı bulunmadığı, madencilik faaliyetinin tanım alanları yönünden sadece sulama suyunu kirletmesi yönü ile sorun oluşturabileceği, maden sahası Artvin İli su toplama havzasının tepesinde bulunduğu, ÇED Raporunda, madencilik faaliyeti ve atıkların depolanması sürecinde su kaynaklarına zarar verilmemesi yönünde bir dizi önlemden bahsedilmekte olduğu, bununla birlikte, raporda belirtilen önlemlerin su kirlenmesi riskinin tamamen ortadan kaldırmasının olanaklı görülmediği,

12-) Proje kapsamında 'sadece üretim aşamasında çalışacak olan personelin kullanımı sonucunda evsel nitelikli atık su oluşacağı, kullanılan suyun tamamının atık su olarak döneceği kabul edildiğinde; proje kapsamında; üretim aşamasında personelden kaynaklı evsel nitelikli atık su miktarı toplamını 27. 45 m /gün olacağı', ÇED raporunda bu atık suların nasıl ve ne şekilde bertaraf edileceği konusunda taahhütlerin verildiği, bu taahhütlerin gerçekçi ve uygulanabilir olduğu,

13- ) Proje uygulaması bitirildikten soma alanın yeniden ağaçlandırılması için üs toprağın muhafaza edileceği alanın belirlenmiş olduğu, bu toprağın muhafazası konusunda oluşabilecek sorunlar (heyelan ve erozyon) konusunda yeterli önlemlerin olmadığı, önerilen önlemlerin bölgenin yüksek eğimli ve çok yağmur alıyor olması nedeni ile yeterli olamayacağı, depolanacak toprağın çevre orman için tehdit oluşturacak biçimde heyelana uğramasının kuvvetle muhtemel olduğu, bu sorunun ÇED raporunda da ön görüldüğü ancak geçiştirildiği, faaliyet sürecinin ormancılık, ormanların devamlılığın, flora ve faunanın korunması yönlerinden telafisi mümkün olmayan sakıncalar içerdiği,

14- ) ÇED Raporuna konu alan haritalar üzerinde doğru koordinatlarda ve doğru büyüklükte işaretlenmiş olduğu, Artvin İlini kapsar Çevre Düzeni Planında davaya konu alan "orman" olarak gösterilmekte olduğu, plan raporunda bu yerde madencilik faaliyeti yapılacağına yönelik bir ibare bulunmadığı, Planda, ÇED Raporuna konu arazinin etrafındaki Hatila Vadisi Milli Parkı ve Artvin Kafkasör Turizm Merkezi’nin sınırları ile birlikte gösterilmiş olduğu,

15- ) Gürültü analiz ve toz ölçüm raporlarının oluşturulması için yapılan testlerin, yapıldığı gün ve saatler için uygun olabileceği ancak bununla ilgili yapılan deneysel ölçümlerin maden faaliyete geçtikten soma tekrar yapılarak mevzuatta belirtilen ilgili ölçüm değerleriyle tekrar karşılaştırılması ve değerlerin yüksek çıkması sonucunda gerekli önlemlerin alınması hususunda firmaya uyarıların yapılması gerektiği anlaşılmıştır.

Madencilik Ve Projenin Etki Sahasında Kalan Yer Altı Ve Ver Üstü Su Kaynakları Açısından

ÇED raporuna göre Artvin içme-kullanma suyu ihtiyacının Genya Dağı yüzey sularından elde edildiği, içme ve kullanma suyu bakımından yaz aylarında su sıkıntısı çeken bir bölge (Walter yöntemine göre Temmuz ve Ağustos aylan içerisinde, enterpolasyon yöntemine göre bölgede 1000 m yükseltilere kadar, Thornthwaite yöntemine göre ise yağış etkenliğinin yan nemli ve iklim tipinin nemli iklim olduğu, bu durumda da 1000 m yükseltinin altındaki alanlarda yazın çok kuvvetli su eksiği bulunmakta) olması yönünden Genya Dağı su kaynağının Artvin için oldukça önemli olduğu,

ÇED raporunda ayrıca en yakın yüzeysel su kaynağının Nazil Tepe'deki maden yerleşim alanından 4, 5 km uzakta olan ve kuzeybatıya doğru olan Çoruh Nehri, Çoruh Nehrinin çalışma alanındaki ana kollarının Hatilla, Fabrika ve Dalaget Dereleri, Gavut Deresinin Hatilla Deresinin kolu olup çalışma alanındaki diğer bir yüzeysel su kaynağı olduğu, maden faaliyetlerinin 4, 3 hektarlık kısmının Hatilla Deresi havzasında iken, 1, 8 hektarlık kısmının Dalaget, cevher alanının ise Fabrika Deresi Havzası'nda kaldığı, Deriner Barajı ve HES Projesinin yaklaşık kuş uçuşu 8, 3 km doğusunda yer aldığı, anılan derelerin su kalitesi yönünden içme suyu, topografya gereği tarımsal sulama amaçlı kullanıma uygun olmadığını

Proje alanının pratik olarak az geçirimli-geçirimsiz özellikte, zayıf yer altı suyu hareketleri olmakla birlikte su depolama ve iletme özelliğine sahip yaygın bir yer altı suyu akiferi bulunmadığı, inceleme alanının büyük bir bölümünde yüzeylenen volkanik kayaçlarda önemli debili kaynaklara rastlanmadığı, bununla birlikte bölgenin su ihtiyacının Çoruh Vadisinde bulunan ve Deriner Barajının su tutması sürecinde ve mevsimsel özelikleri gereği randımanı azalan kuyulara alternatif olarak Artvin-Merkez-Taşlıca Bölgesi Sitimzara Mevkiinden karşılanmasına yönelik projenin bir kısmının hayata geçirildiği göz önüne alındığında hidrolojik çevrim yönünden maden sahasının alt kotlarında kalan yüzeysel ve yeraltı sularının da önemli olduğu anlaşılmaktadır.

Çoruh Nehri, Hatilla, Fabrika, Dalaget ve Gavut Dereleri ile tamamı maden alanı içerisinde kalan Oluklu, Nasop, Fındıkdibi, Çamdibi, Habaloğlu, Yokuşdibi ve Barbaret kaynaklarının de içme ve sulama suyu kaynaklan olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünüldüğünde yağış-akış-sızma-buharlaşma şeklinde ana hatları çizilebilen hidrolojik çevrimde madencilik faaliyetlerinde 'içme ve kullanma sularım meydana getiren yüzey ve yer altı sularının kirlenmesi' nerede ise kaçınılmaz bir gerçek olduğu, kaldı ki Hattila-Dalaget-Fabrika-Şehitlik-Fıstıklı alt havzalarına sahip yüzeysel su kaynaklarından yer altı sularına beslenim az olduğu, bu beslenim miktarının da boşalımlarla dengelendiği, yeraltı sularının büyük bir kısmının (yüzde 90) Çoruh- Hattila-Dalaget yüzeysel su kaynaklarına döküldüğü bir hidrolojik çevrim modelinde alanın sahip olduğu hidrogeometrik özellikler de (eğim-sızma-akış hızı-yağış şiddeti-YAS seviyesi vb. ) göz önüne alındığında gerek yüzeysel gerekse yeraltı sularında rezervin çıkarılması ve taşınması ile meydan gelecek kirliliğin hidrolik ve ozmotik basınçlarla tüm su kaynaklarında kirliliğe sebep olacağı, ilgili yönetmelikte "yer altı suyu rezervi içeren akifer karakterindeki her türlü formasyondan malzeme temini yasak olduğundan yer altı suyu beslenme havzalarından malzeme alınmasında yer altı suyu kütlelerine zarar verilmemesi şartıyla DSİ tarafından izin verilebilir hükmü" olduğundan, mutlak surette işletmeye geçilmeden önce ilgili kamu kuruluşundan yönetmelikte belirtilen gerekli hükümleri yerine getirmek koşuluyla izin alınması ve işletmenin bu öneriler doğrultusunda sürdürülmesi gerektiği,

ÇED raporundan anlaşılacağı üzere alanın tümü altın, bakır, çinko ve gümüş madenciliğine açıldığı, üretim sürecinde ve somasında üretim teknolojisi, çevre standartları, atık yönetimi, yatak karakterizasyonu (asitli suların çevreye yayılımı), rehabilitasyon (sahanın iyileştirilmesi), işletme sonrası kontrol, risk değerlendirmesi (deprem vb. etkiler için), taahhütnameler gibi konular titizlikle kontrol altına alındığı ve tutulduğu sürece siyanür başta olmak üzere kimyasallar ile maden işletiminin bir tehlike oluşturmayacağı ifade dilmesine rağmen, bölgenin çok büyük bir kısmının %50-60'm üzerinde ortalama eğime ve sarp arazi yapısına sahip olması, işletilmek istenen madenlerin çıkarılması ve işlenmesi sırasında doğal veya doğal olmayan nedenlerle hazırlık aşamasındaki madencilik çalışmaları sırasında yapılan sondaj faaliyetleri ve küçük patlatmaların bile yüzey ve yer altı sularının yer değiştirmesine, pınar ve gözelerin kaybolmasına neden olduğu yönünde yerel halkın şikâyetlerinin bulunduğu bir bölgede maden sahalarının etki alanında bulunan özelikle yer altı su kaynaklarının da benzer şekilde yer değiştirmesine ve su kaynaklarının kirlenmesine sebep olacağı, benzer sorunların planlanan sondaj sıvılarının özellikle yer altı suları açısından etkileri yönünden de ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerektiği,

Dava konusu alandaki cevherin kükürt-sülfür miktarına bağlı asit maden sularının ağır metallerinin düşük pH ile çözünerek yüzeysel ve yeraltı sularına karışması riski su kirliliği yönünden en ciddi sorunların başında (metal zehirliliği) geldiği, buna ek olarak ortaya çıkan gazların havaya karışması ve yağışlarla beraber yeryüzüne inerek sülfürik-nitrik aside dönüşmesi ile oluşan asit yağmurlarının hem su-toprak kaynaklarım hem de bölgedeki bitki örtüsünü olumsuz yönde etkilemesine, su kaynaklarının sadece içme/kullanma amaçlı yararlanılmasını engellenmesi yanında başta balıklar olmak üzere bütün sucul canlıların zarar görmesine neden olduğu, metal kirliliğinin ve asit yağmurlarının maden sahalarının şehir merkezine çok yakın olmasından dolayı insanlar üzerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği, kaldı ki ÇED raporunda Murgul yöresinde en fazla kirlenmenin Damar derede olduğu, bu kirlenmenin Çoruh nehrine kadar izlenebildiği, kirliliğin konsantre tesislerinin ve Kumlu tepede yer alan tumbadan kaynaklanan malzemelerin Damar dereye bırakılmasından ileri geldiği belirtilmesine rağmen su analizlerinde bakır (0, 001-0, 15 ppm)-çinko (0, 03^1, 76 ppm)-kadmiyum (2-89 ppm)-kurşun (0, 02-4, 37 ppm)-demir (0, 01-0, 9 ppm) miktarlarının standartlann 45-400 kat arasında olduğu, bu değerlerin maden işletilmesinde teknolojisi-çevre standartları-atık yönetimi-işletme soması kontrol-risk değerlendirmesi yapılmaması durumunda konsantrasyonlarının hangi değerlere ulaşabileceğini ve özellikle yeraltı sularını (akiferler) ve dolayısıyla tüm su kaynaklarını hangi oranlarda kirletebileceğini göstermesi bakımından oldukça önemli olduğu, bu tür bir metal kirliliğinin boyutlarının canlı hayatı dışında baraj gölleri başta olmak üzere su kaynaklarının ekonomik ve rekreasyonel amaçlı kullanımlarında da sorunlar yaratacağı,

Söz konusu proje şahsında yapılan çalışmalarla cevherleşmenin Sülfltli Zon, Oksidli Zonlar, Oksidli Limonitik Zon, Oksidli Baritik Zon, Oksidli Breşik Zon, Oksidli Ridge Rock Zonu, Az Oksidli Tavan Sedimentleri ve Lapilli Tüfler Zonu ile Oksidli Örtü Zonu 'ndan oluştuğu, cevherleşmenin tamamen sülfürlü cevher minerallerinden (pirit, kalkopirit, kalkosin, kovellin, bornit, tetrahedrit vb. ) oluştuğu, Kimyasal dönüşümün en sık yaşandığı mineral grubunun sülfürler olduğu, Dava konusu alandaki cevherin de sülfürlü minerallerden oluştuğu ve proje çalışmalarında sülfürlü mineraller arasında kimyasal dönüşümün gerçekleşebileceği, bu kimyasal dönüşüm ile AMD (Asit Maden Drenajı) oluşabileceği, ağır metallerinin düşük pH ile çözünerek yüzeysel ve yeraltı sularına karışma riskinin su kirliliği yönünden en ciddi sorunların başında geldiği, Artvin'deki maden sahalarında da benzer kimyasal dönüşümlerin meydana gelmesi ve bölgedeki su havzalarında Asit Maden Drenajı (AMD) ve Asit Kaya Drenajının (AKD) oluşacağı, ÇED raporundaki değerlendirmelerde pasa malzemesi dışında en önemli sorunun Asit Maden Drenajı ve Asit Kaya Drenajı olacağı, ÇED raporunda bu sorunun 'yükleme sahasının sevkiyatın aksaması ihtimaline karşılık iki günlük üretimi alacak büyüklükte 20m*50m ebatlarında hazırlanması, tabana kil serilecek araya membrarı konularak tekrar kil ile kaplanıp sıkıştırılmak suretiyle geçirimsizliğin sağlanması, işletmeye geçildiğinde ana nakliye galerisi, taban yolları, cevher yaklaşım galerileri (stope) ve katlar arasında yapılacak olan rampadan çıkacak olan paşaların ocak ağzında kurulacak olan kırma eleme tesisinde kırılıp çimento karıştırılarak ocak içinde açılmış olan cevher üretimi sonunda oluşacak boşluklara doldurulması (ramble), giriş galerisinin önünde 50 m*100m lik bir alanın kil ile kaplamp üzerine geomembran serilip tekrar üzeri kaplanarak izole edilmesi, bu alanın çevresine kuşaklama kanalı yapılması, pasanın büyük miktarlarda stoklanmayarak sürekli kırılarak yeraltındaki üretim soması oluşacak boşluklara doldurulması, kırılmış olan ramble malzemesine yüzde 10 oranında çimento karıştırılması, böylece ocağın stabilizasyonunun sağlanması, hem de boşluk yüzeylerinin hava ile teması kesilerek yeraltında AKD oluşumunun önüne geçilmesi, üretimin ilk aşamasında yeraltı işletmesinin tabanı olan + 1575m kotuna drenaj boruları konulması, böylece üretilerek beton doldurulmuş olan bütün bu hacme yeraltı suyunun gelişinin engellenmiş olması, yeraltından çıkan suların Ana Nakliye Galerisinden tahliye edilerek karo sahasında inşa edilecek sızdırmazlığı sağlanmış olan havuza doldurulması' olarak özetlendiği, ancak tüm bu işlemlerin yeraltı suyunun miktar, akış hızı, beslenim, boşaltım, bekleme süresi ve seviyesini ne şekilde değiştireceği ve bu değişikliklerin ne tür sorunlar yaratacağı belirtilmediği, cevherleşmenin fay kontrollü olması nedeni ile oluşan AMD bu fay kırıklarından yüzey ve yeraltı sularına karışabileceği,

Bölgenin heyelanlı olduğu göz önüne alındığında karo sahasının etrafının uygun boyutta kanallar ile drene edilerek sahanın dışından gelen yüzey sularının karo sahasına girmesinin engellenmesinin ayrıca karo sahasının tanziminden soma, yağmur sularının kontrolsüz akışım engellemek için rehabilitasyon yüzeyinde oluşturulacak kanallar ile suyun doğru drenajı yapılarak üst örtünün korunmasının sağlanmasının, bu kanalların tabanları erozyona dayanıklı malzeme ile kaplanarak rehabilite edilmiş sahalarda yağış soması oluşacak akış kaynaklı derin yarıkların oluşmasının önüne geçilmiş olunmasının hangi yağış miktarı, süresi ve akış-sızma oranları dikkate alınarak yapıldığının belirtilmemesi de pik yağışlarda tüm önlemlerin yetersizliği sonucunu ortaya çıkarması açısından dikkate alınması gerektiği

ÇED raporuna göre dinlendirme havuzunda katı maddenin çöktürülmesinden soma katı maddeden arınmış olan suyun ortama verilmesinden önce kireç kaymağı ilavesi ile pH'ının düzenleneceği, bu işlem için yapılacak olan çöktürme havuzunun 20m*10m ebadında ve 3m derinlikte, ortadan bölmeli olacağı, yeraltından çıkan suların birinci bölmede katı maddelerin çöktürülmesinden soma arıtma işlemi için ikinci bölmeye aktarılacağı, söz konusu suların Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği ve Su Ürünleri Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak arıtılarak tesiste tekrar kullanılacağı (KET), kullanılamayan kısım olması durumunda gerekli izinler alınarak Gavut Deresine deşarj edileceği, maden sahasında yapımı planlanan çökeltim havuzlarının deprem, taşkın, sızdırmazlık sorunları, sondaj faaliyetleri, patlatmalar, iş kazaları ile deformasyonlarında Artvin ili gibi yüksek eğimli sarp ve engebeli arazilerde özellikle alt kotlarda bulunan su kaynaklarının kirlenmesine neden olacağının bilindiği, ayrıca bu çökeltim havuzlarındaki sıvı-katı atık karışımının kirlilik konsantrasyonlarının kireç kaymağı ile dengelenemediği durumlarda hangi alternatif yöntemlerin uygulanacağı ve bu yöntemlerin çevresel etkilerinin nasıl en aza indirileceği de belirtilmesi gerektiği, su kaynaklarının bu tür asit oluşumları ile kirlenmesinin madencilik faaliyetleri tamamlandıktan soma da yüzlerce yıl devam edebileceğinin unutulmaması gerektiği, ayrıca bu havuzlarda katı-sıvı ayrımı yapıldıktan soma ağırlıkça yaklaşık yüzde 10-30 oranında ayrıştırılan katı maddelerin atık olarak kaldığı ve bu maddelerin uygun bir biçimde bertarafının sağlanması gerektiği, bu konuya ÇED raporunda yer verilmediği,

ÇED raporuna göre çıkarılan bakır cevherinin Murgul'daki flotasyon tesisine taşınması ve orada zenginleştirilmesi planlandığı, bu nedenle Cerattepe'den çıkartılan cevherin tüvenan olarak Murgul'a en ekonomik ve çevreyi en az rahatsız edecek şekilde taşınmasının düşünüldüğü, bu amaçla dört adet güzergâhın belirlendiği ve bu seçenekler üzerinde etüt yapıldığı, mevcut orman yolunun 1, 5 m genişletilmesi ve bazı kısımlarda az miktarda meşelik ve baltalık kesimini gerektirmesi, yerleşim ve görünüm alanları dışında kalması nedenleri Cerattepe / Zeytinlik / Artvin Köprübaşı / Borçka / Murgul Damar Tesis (97 km) güzergâhının tercih edildiği, ancak söz konusu maden sahasının neredeyse tamamen ormanlık olduğu bu bölgede yapılacak olan uzun yol ağının orman ekosistemini parçalayan, sarp arazideki eğimli yamaçların arasındaki bağlantıyı koparan ve dolayısı ile bölgedeki olası heyelan olaylarını tetikleyeceği, özellikle yolların inşa edilmesi sırasında yol şevlerinin belli bir eğimle yapılmaması veya yağış sularını düzenli bir şekilde uzaklaştırmak amaçlı drenaj hendeklerinin yapılmaması gibi yanlış teknikler yağış sularının yollardan içeri sızarak yamaçları ağırlaştırması ile bölgenin heyelanlar açısından daha riskli olmasına neden olacağı, çıkarılması düşünülen cevherin yolun büyük bölümünün düşük yol standartları nedeniyle kamyonlarla taşınması yollarda farklı oturmalar, çökmeler ve drenaj sorunları başta trafik güvenliği açısından da önemli riskler oluşturacağı, taşıma sırasında örtü-şilte gibi koruyucu örtüleri kullanmamasına bağlı olarak kamyonlardan dökülebilecek yüzde 9-10 oranında bakır bulunan malzemenin çevre ve canlı sağlığı açısından tehlike oluşturabileceği,

Cevherleşme sahasında tespit edilen cevher zonlarından Sülfıtli Zonda, Oksidli Zonlarda, Oksidli Örtü Zonunda bakır ve altının bir arada bulunduğu, Söz konusu cevherleşmenin üretim işleminin Cerattepe sahasında değil de ETİ BAKIR A. Ş. ' ne ait Murgul Bakır İşletmesinde yapılacağı, bakır altın ayırma işleminin proje sahasında yapılmayacağı, bu nedenle ayırma işlemden doğabilecek kirlilik bakımından bölge için bir risk bulunmadığı,

Maden sahasından çıkacak paşanın işletme sahasının neresinde biriktirileceği ve bu birikintinin heyelana neden olmaması için nasıl kontrol altına alınacağının belirsiz olduğu,

Maden galerilerinden çıkacak atık suyun çöktürme ve kireçleme ile arıtımının içindeki metal konsantrasyonunun sınır değerin altına çekmek için yeterli olup olmadığının belirsizliğini koruduğu, Maden faaliyeti sona erdikten soma galerilerden akmaya devam edecek olan asidik ve metal yükü fazla atık suyun nasıl ve kimler tarafından kontrol edileceğinin belirsiz olduğu,

Patlatmak maden çıkarma işleminin bölgedeki yüzeysel su rejimini olumsuz etkilemesi mümkün olmasına rağmen ÇED raporunda konuya açıklık getirilmediği, Maden sahasında kurulacak kırma eseme tesisinde yılda 480 000 ton mıcır üretileceği belirtilmiş ve bu mıcırın beton üretiminde kullanılacağı ifade edilmiştir. Ancak betonun maden sahasında mı üretileceği, yoksa mıcırın Artvin'deki hazır beton santraline taşınarak burada mı üretileceği raporda açıkça ifade edilmediği,

Cerattepe-Murgul arasındaki yolun sadece genişletileceği ifade edildiği, yolda oluşabilecek hava kirliliği emisyonunu azaltmak için ne türlü önlemlerin alınacağının belirtilmediği,

9 Murgul'da 'cevher zenginleştirme atığının ne olacağı ve nasıl kontrol edileceğinin belirsiz olduğu,

Eğimin dik ve bölgenin bol yağış alması nedeniyle bölgenin heyelan riski yüksek olan bir yer olduğu, bu risk işletmenin Artvin İl merkezinin hemen yukarısında olmasından dolayı daha fazla önem arz etmekte olduğu, dolayısıyla maden işletme alanında pasa depolanması, yüzeysel bitki toprağının depolanması ve yüzeysel yağmur suyu ile arıtma suyunun kontrolünün oldukça önemli olduğu ve bu konuların ilgili teknik kişilerle çözüme kavuşturulması gerektiği,

Neticede; davaya konu ÇED Raporunun, yukarıda sıralanan önemli eksiklikler ve belirsizlikler içerdiği sonuç ve kanaatini belirtir iş bu rapor tarafımızdan otuz beş sayfa ve dört suret olarak hazırlanmıştır.

Mahkemenin takdirine arz ederiz. ”

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 11.10.2014 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Şehir Plancıları Hopa’nın Haritasın...
 » Hopa’da Gergin Anlar...
 » Makedonyalı Türk Gençler Çaykur'un...
 » Hopa Uluslararası Lojistik Kongresi...
 » Dsi Artvin Bölge Müdürü Yıldız’dan...
 » Tiflis - Trabzon Direkt Uçuşları Ba...
 » Bakan Uraloğlu’ndan Rize - Artvin H...
 » Kemalpaşa Kaymakamı Ayaz Denetime Ç...
 » Kokarca Böceği İstilasına Rize Bele...
 » Hopa’da 2’nci Lojistik Çalıştayı Dü...