TEMA Vakfı Rize Temsilcisi Nevzat Özer, hidroelektrik santrallerinin (HES) yaratacağı etkiler ve sorunlar ortadayken, bu projelerin tartışılmadan uygulamaya konulmasını kabul etmenin mümkün olmadığını bildirdi.
Özer, yaptığı yazılı açıklamada, Rize'de 62 HES projesi geliştirildiğini, böylece ildeki vadilerde akmakta olan bütün derelerde, kaynağından denize kadar tünellere alınmak suretiyle elektrik enerjisi üretilmesinin planlandığını belirtti.
Bu planlamada çevresel boyutun ciddi bir şekilde değerlendirilmediğini savunan Özer, Rize'nin uluslararası öneme sahip doğa koruma alanlarından birisi olduğunu vurguladı.
Doğu Karadeniz yöresinin bütün dünyada biyolojik çeşitlilik açısından korumada öncelikli 200 ekolojik alandan biri olarak gösterildiğini, bölgeye bu özelliği kazandıranın ise binlerce bitki türüne ve yaban hayatına ev sahipliği yapan Fırtına, Senoz, Hemşin, İkizdere, Çağlayan, Arılı gibi derin vadiler olduğunu da ifade eden Özer, şunları kaydetti:
''Bu vadiler ne yazık ki HES'lerin tehdidi altındadır. Planlanan HES'ler her geçen gün küçük su kaynaklarını da kapsayacak şekilde artmaktadır. Karadeniz vadilerinin ekolojisinin temel unsuru olan su, ortamdan uzaklaştırılmaktadır. Bu durumun yaratacağı zincirleme etkiler, ekolojik, ekonomik ve sosyal sorunlar ortadayken, bu projelerin tartışılmadan uygulamaya konulmasını kabul etmek mümkün değildir. Doğal varlıkların hızla yok olduğu günümüzde büyük bir ekolojik zenginliğe sahip dereler ve vadiler üzerinde yürütülecek faaliyetlerde ÇED raporuna bile gerek olmadığının söylenmesini anlamamız mümkün değildir. Bu karar yeniden değerlendirilmelidir. Kentte inşa aşamasına gelen 20 HES projesinden 16'sı için 'ÇED gerekli değil' denilmektedir. Bu kararlara dayanak oluşturan tanıtım dosyaları ise son derece yetersiz, yanlışlık ve tutarsızlıklarla dolu birer belge durumundadır. ''
Özer, projelerin sosyal ve kültürel etkisinin sorgulanmadığını, oysa projelerin vadilerde sosyal yaşam ve kültürel yapıyı etkileyebileceğine dikkati çekerek, yörede yaşayanların karar sürecinden dışlanmasının, ilgili kuruluşların görüşlerinin dikkate alınmamasının, uluslararası önemdeki bölgede telafisi güç zararlar meydana getireceğini savundu.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 12.07.2009 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle