Geçen yıl ekim ayında bağırsak kanseri teşhisi ile ağır bir ameliyat geçiren Hemşin kavalının eski kuşak son icracılarından Remzi Tatar, 7 Mayıs sabahı Hopa Kemalpaşa Kaya köyü Şana mahallesindeki evinde 63 yaşında vefat etti.
Çocukluğunda ve gençliğinde çoğu Hemşinli erkek gibi çobanlık yaparken öğrenmiş kaval çalmayı. Anlatıldığına göre kendisi köyün tepesinde koyun otlatırken kaval çalar; onun sesi ile köydeki gençler horon oynarmış. Karadeniz Kavalı olarak bilinen ve bizim Hemşin Kavalı dediğimiz; artık neredeyse ancak üç beş kişi tarafından çalınabilen, genellikle şimşir ağacından yapılan 6 delikli dilli kavalı, Hopa Hemşinlileri'ne özgü tarzda çalan bilinen en önemli kavalcıydı.
Çoğu yaşıtı artık kaval çalmayı bırakmışken o her zaman yanında en iyisinden bir kaval bulundurur ve kimi Şana'nın tepelerinde bir pınar başında; kimi Makriyal'da (Kemalpaşa) bir düğünde; kimi İstanbul'da Vova'nın prova veya stüdyo kayıtlarında (ki ilk kez Vova albümünde onun çalışıyla bir albüme girmiş oldu otantik Hemşin kaval ezgileri- Hemşin horonu, heydane, ince xharxhan, ağırbar) Kimi de geçen yıl Temmuz ayında olduğu gibi, "Kederli ortak tarihimizin önemli tanıklarından" müzik insanı Gomidas Vartabed adına Erivan'da yapılmış konser salonunda kendine has artistik duruşuyla kaval çalardı. Erivan'da bir akşam Arto Tunçboyacıyan'la aynı mekânda bulunmuştuk, onun kaval çalışını dinleyen Arto doğaçlama bir iki dörtlük söyleyivermişti Remzi Axhparig (ağabey) adına.
"Dağların sesi soluğu Remzi Baba
Kavalını keyifli bir üfle bakalım
Kalbimize, gönlümüze güzel sesler
Üfle Hemşinli Remzi Baba"
ÖMRÜMÜZÜN EN GÜZEL RAŞA'SI
Nerden bilebilirdik ki o akşam Remzi babanın kavalı eşliğinde hep beraber söylediğimiz Raşa ömrümü(üz)n en güzel Raşa'sı olacak.
Şimdilerde Hopa'nın bazı Hemşinli gençleri heves etseler de kaval çalmaya, geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz bir başka usta kavalcı ve enteresan insan İbrahim Balkaya (Çxhalur İbrahim)'dan sonra Remzi Tatar (Bidze)'ın ölümü ile Hemşin kavalı yetim kaldı
Kim bilir belki de Tanrı o güzel ezgileri yalnız kendisi dinlemek için erkenden aldı onları yanına. Şimdi ikisi de Makriyal'ın tepelerinde Covele'nin yakınında Karadeniz'e bakan iki yamaçta yatıyorlar "Covele'in oğnuke / Kukuliim kukuli" Covele'nin tepelerinde / Yalnız gezen garip bir kuş gibi
Şimdiden sonra her kim o dağlara çıkar mutlaka bir kaval ezgisi duyacaktır İnce bir yol havası ğharğhan havası' Raşa' haydane heydane'
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 09.06.2009 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle