Nizamettin Torun: Öğretmenlerin Çığlığını Duyan Var Mı?
28/11/2011 14:57
Türk Eğitim-sen Artvin Şube Başkanı Nizamettin Torun, 24 Kasım Öğretmenler Günü İle İlgili Bir Basın Açıklaması Yaptı. Torun, Açıklamasında Öğretmenlerin Maddi Ve Manevi Sorunlarından Bahsetti.
Nizamettin Torun: Öğretmenlerin Çığlığını Duyan Var Mı?
Türk Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Nizamettin Torun öğretmenler günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı. Torun yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi. "Tarih boyunca kutsal ve fedakârlığın simgesi sayılmış bir mesleğin mensupları, artık 24 Kasımlarda kuru övgüler, adet yerine bulsun kabilinden törenler istemiyor. Türkiye'nin her köşesinde Türk bayrağını, eğitim bayrağını dalgalandıran öğretmen bugün sahipsiz, "beni duyan yok mu?" diye çığlık atıyor Öğretmenlerin yurdun dört bir yanından yükselen çığlığı ne yazık ki Ankara'dan duyulmuyor.
Bu yıl, 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlamıyoruz. Bugün neyi kutlayacağız? Öğretmenler PKK tarafından kaçırılırken, MEB'in hiçbir şey olmamış gibi bir tavır içinde olmasını, ya da kamuoyunun tepkisizliğini mi? Erciş'teki depremde 68 öğretmen hayatını kaybederken, bir kısmı yaralanırken, okullar yıkılırken, Milli Eğitim Bakanı'nın Van'a değil Paris'e gidişini mi? Aldığımız ücretlerin zamlarla, enflasyonla eriyişini mi? Öğretmenlerin eş durumu atamalarının sınırlandırılması sebebiyle ortaya çıkan aile facialarını mı? İş güvencemizin yok edilmesine yönelik çalışmaları mı, elimizden bir bir alınan kazanılmış haklarımızı mı?
Bugün Öğretmenler Gününü kutlamıyoruz, Başöğretmeni özlemle, minnetle anıyoruz ve halimizi kamuoyuna arz ediyoruz. 666 sayılı KHK ekindeki ek ödeme cetvelleri incelendiğinde, eğitim-öğretimin temel taşı olan öğretmenlerimiz ve akademisyenlerimiz açısından herhangi bir iyileştirme yapılmadığını görüyoruz. Son yıllarda maaş ayarlamalarında tek unutulan öğretmenler, akademisyenler ve eğitim çalışanları olmuştur.
Bakanlığımız öğretmenlerin kartopu gibi büyüyen sorunlarını çözeceğine, karşımıza yeni sorunları çıkarmaktadır. Türk Eğitim-Sen'in 22 Ekim-16 Kasım 2011 tarihleri arasında yaptığı ankete göre, ankete katılan öğretmenlerin yüzde 77. 2'si kredi kartına borcu olduğunu, ifade etmiş, yüzde 81. 3'ü mutfak masraflarından tasarruf ettiğini belirtmiştir. 57. 6'sı borçları nedeniyle sağlık sorunları yaşadığını söylemektedir.
Öğretmenlerin yüzde 77'si mesleğe olan sevgilerinin azaldığını ifade etmektedir. MEB'in olumsuz politikaları, öğretmenlere verilen değerin azalması, öğretmenlik mesleğinin itibarının azalması, kadrolaşma, yandaş kayırma, maaşların düşük olması öğretmeni mesleğinden soğutmuştur. Öğretmen MEB'den her şeyden önce dostça, sıcak, eğitim çalışanlarına karşı tarafsız, samimi bir yaklaşım bekliyor; kendi personelini kucaklamasını istiyor.
Türk öğretmeni başka ülkelerin öğretmeninden daha çok tatil yapmıyor, daha az çalışmıyor. Fakat onların kazandığının üçte birini kazanamıyor. Eğitim fakültelerimiz her yıl özel sektöre ucuz işçi, MEB'e mevsimlik ücretli köle yetiştiriyor. Bazı okullarımızda ücretli öğretmen sayısı kadrolu öğretmen sayısına ulaşmıştır. Atanamayan öğretmenlerin sayısı 300 bine ulaşmıştır.
Ancak, Milli, Eğitim Bakanı'na göre; "Atanamamış öğretmen diye uyduruk sorun çıkarmışlar!" Aslında, böyle bir sorun yoktur! Belki 4/C'li sözleşmeli sorunu da uyduruk bir sorundur
Doğu ve Güneydoğu'da KCK, ücretli öğretmen olarak elemanlarını okullara sızdırıyor. Okullarda PKK propagandası yapılıyor. MEB'de görev yapan PKK sempatizanı bir kısım yöneticiler, yeni atanan öğretmenlere, "Elinize PKK bayrağı alıp, onunla bir tankın önünde fotoğraf çektirip bize getirmezseniz buralarda görev yapamazsınız" diyerek tehdit edebilmektedir. Buna karşılık Sayın Bakan MEB'in, " Öğretmenlerin güvenliğini sağlamakla görevli olmadığını" söylüyor.
Öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırılmış, sıradan bir meslek haline getirilmiştir. Bu mesleği sıradanlaştıran, ülkemizdeki değişken eğitim politikaları, siyasi kadrolaşmadır. Bakanlığın öğretmen istihdam politikaları, bu mesleği şu anda bir çıkmaza sürüklemiştir.
Bu Hükümet eğitim sorununu öğretmenle değil tabletlerle çözmeye çalışıyor. Her gelen yeni Bakan öğretmenlere yeni bir hak vermek için değil, kazanılmış bir hakkını elinden almak için adeta bir biriyle yarışıyor.
Eğitim sistemimiz kan kaybediyor. SBS ve YGS'den başka çocuklarımızın, gençlerimizin önüne koyabileceğimiz bir hedef kalmamıştır. Sınava dayalı eğitim anlayışı sürecinde eğitim yerini sadece öğretime bırakmıştır.
Bugün, Milli Mücadele'nin en kritik döneminde öğretmenlerin durumlarıyla ilgilenip, Maarif Müdürlüklerine ve vilâyetlere emirler gönderen, Ankara'da bir Maarif Kongresi toplayan, M. Kemal'i şükran ve minnetle anıyoruz.
Türk Eğitim-Sen olarak, 24 Kasım Öğretmenler Gününün aynı zamanda bir eğitim haftası olarak değerlendirerek, öğretmenlerin, eğitim çalışanlarının sorunlarının, eğitimin-öğretimin tartışıldığı, konferans ve panellerin düzenlendiği bir gün ve hafta olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Eğitim sistemimiz millilikten uzaklaştırılmakta, çok kültürlülük ve farklılıkların kutsanması ve kurumsallaştırılması dayalı bir sistem oluşturulmaya çalışılmaktadır. Milli eğitim, ulus devletten şikâyetçi olanların ve küreselcilerin ilk hedefleri arasında yer almaktadır.
"Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır" diyen Başöğretmenimize söz veriyoruz. "Milletin gerçek kurtuluşu için, milli eğitim davasında mutlak muzaffer olacağız. " Bizler Türk öğretmeni olarak, Cumhuriyetimize "Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmeye devam edeceğiz. Bugün, "Cumhuriyetin fikren, ilmen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyuculara dünden daha çok ihtiyacı olduğunun" bilincindeyiz. "
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 28.11.2011 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle