Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun (taek), Çernobil'in Ardından 1988'de Hazırladığı Rapora Göre Türk Halkının, Kaza Sonucu Aldığı Radyasyon Dozu, Doğal Radyasyon Dozuna Nazaran Oldukça Küçük.
TAEK, 1988'de hazırladığı, 'Türkiye'de Çernobil Sonrası Radyasyon ve Radyoaktivite Ölçümleri' adlı raporu, yedi kitaptan oluşan 'Çernobil Serisi'ne dönüştürdü. Türkiye'nin Trakya bölgesinde, Bulgaristan ve Yunanistan sınırı boyunca bir kısım köy arazisiyle Doğu Karadeniz bölgesinin bazı kesimleri radyoaktif bulutun geçiş süresinde fazla yağmur aldığından, bu kesimlerde yaşayan yaklaşık 100 bin insan, ülke ortalamasının üzerinde radyasyon dozuna maruz kaldı.
Radyoaktif bulut içinde nispeten yüksek miktarlarda bulunan iyot131, sezyum134 ve sezyum137 radyonüklidleri yeryüzüne indikten kısa bir süre sonra da besin zincirine dâhil oldu. İnsanlar, radyoaktif buluttan, buluttaki radyoaktif maddelerin solunumuyla, toprak üzerinde toplanan radyoaktif maddelerle ve besin maddeleriyle radyasyona maruz kaldı.
Rapora göre insanlar günlük hayatta değişik kaynaklardan radyasyon alıyor. Türkiye'de doğal radyasyon kaynaklarının ortalama dozu 1 mSv. Çernobil sonucu alınan dozsa, doğal radyasyona nazaran oldukça küçük. TAEK'e göre, doğal radyasyon dozunun meydana getireceği kanser ve genetik riskin yanında Çernobil nedeniyle maruz kalacak kanser ve genetik risk küçük kalacak.
100 bin kişide bir ölüm nedeni
Kazadan sonra Türkiye'de, bir insanın çeşitli yollardan ve özellikle kazadan sonraki bir yıl içinde tükettiği besin maddelerinden aldığı radyonüklidler nedeniyle kazayı izleyen 50 yıllık sürede maruz kalacağı toplam radyasyon dozu 0. 594 mSv olarak bulundu. Çernobil kazası nedeniyle ortaya çıkabilecek kanser riski değerleri hesaplandığında, kritik bölgedeki 100 bin kişilik kritik nüfus için bir kanser ölümü bekleniyor, üreme çağındaki nüfus içinse özürlü doğum beklenmiyor.
Karadeniz'de kanserin arttığı iddiaları üzerine yapılan Bilimsel Kurul ve TBMM araştırmalarında da benzer sonuçlar dile getirilmişti.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 02.10.2006 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle