Turist sayısındaki azalmaya bağlı olarak turizm çeşitleri de değişiyor. Deniz, güneş ve kum turizmi yerini yavaş yavaş dağ-yayla turizmine bırakıyor. Bunun en canlı örneği Doğu Karadeniz'de yaşanıyor. Artvin-Rize ve Trabzon il turizm müdürlükleri geçtiğimiz yılın ilk altı ayına göre bu yılın aynı döneminde kentlerine gelen turist sayısında yüzde 2530 oranında artış olduğunu ifade ediyorlar.
Güneyden kuzeye
Turizm Bakanlığı'nın yılın ilk altı aylık verilerine göre ise geçen yıla göre bu yıl yabancı turist sayısında yüzde 2'lik azalma dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, bu yüzde 2'lik azalma aslında daha fazla. . . Gelen turist sayısındaki azalma en fazla taşımacılık sektörünü etkiliyor. Şubat ayından itibaren ön hazırlıklara başlayan turizm taşımacıları, Nisan-Mayıs ayında başlamasını bekledikleri hareketliliği bulamayınca umutlarını Haziran ve Temmuz aylarına ertelemişti. Ancak başta Dünya Kupası heyecanı olmak üzere, Irak'taki ve Lübnan'daki olumsuz gelişmeler, yabancı turistin rotasını Türkiye'den bir başka ülkeye çevirdi. Türkiye'ye gelen yabancı turistler de, güneyde ve Ege'de cazip fiyatlara rağmen, daha kuzeyde daha güvenli, doğayla baş başa turizmi tercih eder hale geldi.
Trabzon, Rize ve Artvin'e 2000 kişilik turist grubu sadece rafting amacıyla geldi. Rize Turizm İl Müdürlüğü de, grup için İkizdere'de rafting yarışları tertip etti. Rize İkizdere, Artvin'de yayla şenlikleri, Yusufeli'nde Rafting dışında yayla turizmi, trekking, çadır turizmi amacıyla da Karadeniz bölgesini tercih eden yerli ve yabancı turist sayısında önemli oranda artışlar sağladı.
Yerli turist baş tacı
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB), batı ve güneyde bu sezon turist sayısındaki azalmayı kabul ediyor ve bu durumun bu yıla özgü olduğunu ifade ediyor. Turizm Taşımacıları Derneği Genel Başkanı Sümer Yığcı ise, yabancı turist sayısındaki azalmanın korkunç boyutlarda olduğunu belirterek, "Artık yerli turist zamanı. Yabancı gelmeyince yerli turistlerin taşınmasına ağırlık verdik. Geçtiğimiz birkaç yılda turizm taşımacılarının otobüsleri tamamen yabancı turistlerle doluydu, artık tamamen yerli turistler var. Yollarda yabancı turist taşıyan otobüs sayısı da azaldı" şeklinde konuşuyor.
Sektörün tanınmış firmalarından Mini Tur da iyi bir dönem geçirmediklerini ifade ediyor. Firmanın yönetim kurulu başkanı Mehmet Öksüz, "Turisti taşıyacak otobüs sıkıntısı çekerken, şimdilerde araçlarımızın yarısını yatırmak zorunda kalıyoruz. Eğer yarı yarıya işler düşmüşse şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Ülkeye turist çekmek bir devlet politikasıdır. Ancak özel sektör de, üzerine düşeni yapmalıdır. Zaten servis taşımacılığı işi darboğazda. Turizm taşımacılığının aynı akıbete uğramaması için, devlet, turizmci, taşımacı her kime görev düşüyorsa, bu görevi layıkıyla yerine getirsin" şeklinde serzenişlerini dile getiriyor.
Turistik tesis inşaatlarına ne demeli?
Bütün bunlar olurken, güneyde ve batıda hızla gelişen turistik tesis inşaatları var. Türkiye'nin gelecek yirmi yılda dünya turizminin çekim merkezinde olması ve yatak sayısındaki düşüklük yeni otellerin yapılmasını hızlandıran bir etken. Ancak nicelik kadar nitelikli tesis sayısı da üzerinde durulması gereken bir başka konu. . . Tesis sayısını artırmanın derdinde olan işletmeciler, bu tesislerde turiste hizmet edecek personelin yetişmesi hususunda hiçbir şey yapmıyor. Nasıl olsa turizm-otelcilik okullarından gelir diye personel konusunu önemsemeyenler, bu okulların yetersiz kalması üzerine, köylerden minibüslerle adam topluyor.
Tarlada, bağda-bahçede çalışan gençleri minibüslerle, bol yıldızlı tesislerine götüren işletmeciler, onları on-on beş gün içinde sözde eğiterek turistin karşısına atıyor. Bu tür sorunlar, turizm sektörünün bir ayağını boşlukta bırakıyor. Turistleri, son derece modern koşullarla, gidecekleri yerlere taşısanız da, gittiği yerde göreceği olumsuz davranışlar, eksi puan olarak Türk turizminin hanesine yazılıyor. Bu durum, sektörde kopukluk olduğunu da gözler önüne sermesi açısından da dikkat çekici. . . -P2006 yılının Türkiye'sinde turizmde en canlı günleri yaşadığımız bu günlerde, ne turistik tesisler ne turistik taşımacılar hallerinden memnun. Ege ve Akdeniz'de tesislerin doluluk oranı geçen yıllarla kıyaslanmayacak oranda düşük olduğu ifade edilirken, tesislerde yerli turist sayısının da yabancıdan daha fazla olduğu gerçeği koca bir gerçeklik olarak önümüzde duruyor. Bunun yanında, doğaya kaçan, alternatif taşıma yollarıyla seyahati seçenler, turizm taşımacılarını kara kara düşündürüyor.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 13.08.2006 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle