Artvin’in Genya ve Cerattepe bölgesinde 20 yıldır devam eden maden karşıtı mücadeleyi yürütenler 6 Nisan’da Cumartesi günü Artvin’de bir araya geldiler. Meydanlara sığmayan kalabalık hep birlikte “Maden’e hayır!” miting yaptı. Artvinliler “Madene hayır” diye haykırdılar.
Rize İdare Mahkemesi’nin 17 Şubat’ta verdiği kararla, Trabzon Bölge İdare Mahkemesi’nin “Yürütmeyi durdurma” kararını bozarak, bölgede maden çalışmalarının önünü açması üzerine Artvinliler miting yapma kararı almışlardı. “Madene hayır” diyen Artvinliler ve çeşitli çevre örgütleri Artvin Merkez Camii Meydanında bir araya gelerek Kafkasör Cerattepe Bölgesi’nde madenciliğe “Hayır” dediler. Siyasi partilerden sivil toplum kuruluşlarına, meslek odalarından sendikalara kadar Artvin’den ve Artvinlilerin yaşadığı diğer illerden binlerce Artvinli yaşama haklarını savundular. Günler öncesinden başlatılan hazırlık çalışmaları ile İstanbul, Bursa, Sakarya, Ankara, İzmit gibi illerdeki Artvinli derneklerinde destek verdiği “Madene Hayır” mitingine ayrıca çevre illerden çevreci derneklerde katkı gösterdiler. Yeşil Artvin Derneği tarafından organize edilen mitinge aynı zamanda CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap’ın ve MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin yanı sıra 10 Milletvekili daha katıldılar.
Miting’in ilk konuşmasını Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan yaparken sırasıyla Yeşil Artvin Derneği Avukatı Bedrettin Kalın, Artvin Belediye Başkanı Dr. Emin Özgün, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Derelerin Kardeşliği Platformu Sözcüsü Ömer Şan, Ankara Artvinliler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Tekin Üstündağ, Sarıbudak Köyü sakinlerinden Ali Rıza Ülker ve Bergamalı Çevre dostu ve çevreci mücadelelerde bulunan Gülden Karabudak konuşma yaptılar.
Merkez Camii meydanına sığmayan binler miting alanına da sığmadı
Artvin’de bugüne kadar yapılmış en önemli çevre mitinglerinden biri olan 6 Nisan “Maden’e Hayır!”mitingi için sabah saatlerinde toplanılmaya başlandı. Artvin Merkez ve ilçelerinden özel araç ve minibüslerle Artvin’e gelen vatandaşların yanı sıra, başta Trabzon, Ankara, İstanbul, Bursa, İzmit ve Sakarya olmak üzere Artvin dışındaki onlarca Artvinli derneklerin kaldırdığı otobüslerle dışarıdaki Artvinliler memleketlerine gelerek Kafkasör Cerettape’deki madencilik faaliyetlerine ve maden çıkarmak isteyen Özaltın ile Cengiz İnşaat firmalarına tepki gösterdiler. Şirketlerin Artvin’i terk etmesini isteyen Artvinliler önce Merkez Camii Meydanında buluştular. Burada toplanan kalabalık sloganlar atarak seslerini gerek Ankara’da madencilik faaliyetlerine karar veren bürokratlara gerekse de maden çıkarmak isteyen şirket yetkililerine seslerini duyurmaya çalıştılar. Toplanma saati ile birlikte yürüyüşe geçen gruba Artvin Belediye Başkan Emin Özgün, CHP Grup Başkan Vekili Nihat Matkap, Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ile konuk 8 milletvekili öncülük yaptılar. Alkışlar ve sloganlar eşliğinde Cumhuriyet Caddesi boyunca miting alanı alanına hareket eden Artvinliler miting alanına sığamadılar. Ara caddelere yayılan vatandaşlar, mitingin başlaması ile birlikte coşku içerisinde hep birlikte “Artvin’de Maden İstemiyoruz!”diye haykırdılar. Mitinge katılan kalabalığın tam anlamıyla miting alanında yerini alması ile birlikte konuşmalar başladı. Konuşmaların ilkini mitingi organize eden Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan yaptı.
Nur Neşe Karahan: Tepkimiz maden şirketleri Artvin’i tamamen terk edene kadar sürecektir.
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan yaptığı konuşmasında Artvin halkının kesinlikle madene izin vermeyeceğini ve burada maden çıkarttırmayacağını ifade etti. Konuşmasında Nur Neşe Karahan; “25 yıldır Artvin'in başına musallat olan madencilik belasını istemediğimizi bir kez daha herkese haykırmak üzere yaptığımız bu çağrıya kulak vererek bugün yanımızda olan, öncelikle uzaklardan gelen siz değerli misafirlerimiz ve Artvin olsun olmasın, bu topraklarda yaşamayı seçen siz saygıdeğer halkımız buraya geldiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyor, "Artvin'de Madene Hayır Mitingine hoş geldiniz diyor, saygılarımızı sunuyoruz. . .
Sayın milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, siyasi parti temsilciler muhtarlar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile ulusal ve yere basınımızın değerli temsilcilerine, hiçbir karşılık beklemeden hem bu miting biraz şenlik havasına büründüren hem de bizleri bu mücadelemizde destekleyen sanatçılarımıza ve bu mitingin organizasyonunda emeği geçenlere çok teşekkür ederiz. . .
Bizler neden buradayız ve neden böyle bir miting düzenledik. Bu soruların cevabı aslında çok basit. Biz doğduğumuz bu toprakları çok sevdiğimiz ve göz göre göre yok olmasını istemediğimiz için buradayız. . Biz Artvin sevdalılarıyız. . Bu nedenle, bilinmesini istiyoruz ki, bu alanda bulunan hiç kimse farklı bir görüşe sahip olduğu için burada değil. , buradaki herkesin bugün için ortak bir görüşü var. . O da Artvin'in çok büyük bir talana, yalana ve felakete gidiyor olduğu ve bunun önüne geçilmesinin zorunlu hale geldiğidir. , tek görüşümüz budur. .
Ne yazık ki Ankara’dakiler, oturdukları yerden verdikleri kararlarla, kendi vatandaşlarının hayatlarını ve yaşam alanlarını alt-üst etmekten çekinmiyorlar. . Ama aslında onlar da ne yaptıklarını bilmiyorlar. , çünkü mader alanlarında yapılanlar ve verilen bazı kararlar tam bir çelişkiler yumağı, örneğin, maden sahaları şehir merkezinin hemen yukarısındaki mahallelerde başlıyor. , burada insanlar yaşıyor, ama görmüyorlar. , örneğin, Hatila Mili Parkı'na bitişik olan ruhsat alanı, 2013 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla Turizm Geliştirme ve Koruma Alanı ilan ediliyor. , uyanmıyorlar. . . örneğin, bir yar Atabarı Kayak Merkezi, bir yanı da Kent Ormanı olan ruhsat sahasında korum altına alınmış bitki ve hayvan türleri var. , imzalanan anlaşmaları hiçe sayıyorlar, suç işliyorlar. .
Soruyorum size!! Suyumuzu, havamızı, toprağımızı ve ormanımızı korum; Devletin görevi değil midir? Ama küçük çocuklar bile bilir ki madenci yapılan yerlerde ne temiz su kalır, ne verimli toprak kalır, ne solunacak ha ne de yaşanacak yer kalır. . En vahim durumlardan biri de Artvin'in Türkiye Cumhuriyeti çatısında yaklaşık 50-60 dönümlük 4 adet atık havuzunun inşa edilecek olmasıdır. .
Sorduğumuz zaman bizi yatırım yalanı ile kandırmaya çalışıyorlar. , Artvinliler olarak bizler, belki de en fazla fedakarlık yapan insanlarız. Unutulmamalıdır ki, Artvin halkı, Çoruh Nehri'ni ve Çoruh Vadisi boyu bulunan en değerli topraklarını barajlar için kaybetmiştir. , insanları zoru göç etmiştir. . Bununla kalmamış, bize ve doğamıza hayat veren bir deremizin üzerine yüzlerce HES projesi planlanmıştır. . Tüm bunlara ilave bir de ilimiz genelinde 325 adet maden ruhsat alanı tespit edilmiş ve bunlardan onlarcası için ihaleler yapılmıştır. , bu müdahalelerden dolayı neler çektiğimizi Ankara’dakiler değil, bizzat burada yaşayan bizler çok iyi biliyoruz. , sormak istiyorum, acaba bu kadar fedakarlık yetmez mi? Gelinen bu noktada, yaşam alanlarımızı tehdit eden tüm bu müdahaleler ile bizce Artvin halkına iki seçenek sunulmaktadır; ya mücadele edin ve Artvin'i madencilikten kurtarın ya da doğup yaşadığınız bu toprakları terk edin. .
Ama bizler her zaman olduğu gibi yine mücadele etmeye karar verdik. , ve mücadeleye devam edeceğiz. , çünkü yanı başımızda ne yazık ki çok kötü ve canlı bir örnek var. . Murgullu hemşerilerimiz beni yanlış anlamasın ama eğer bir-kaç yıl içerisinde Murgul gibi olmak istemiyorsak, bu belayı başımızdan atmamız şart. , çünkü ihaleyi alan şirketlerin Murgul'da nasıl çalıştığını hepimiz biliyoruz ve görüyoruz. .
Oysa, bizler; kent-park, Kafkasör Turizm Merkezi, kayak tesisleri, sağlık otelleri gibi yatırımlar istiyoruz. , bizler üniversitemizin büyümesini, organik tarımın gelişmesini ve ekolojik turizmin büyümesini istiyoruz. , çünkü bu tür yatırımlar süreklidir, yani biz buralarda var oldukça devam edecek faaliyetlerdir. , ama madencilik öyle değil. , yaklaşık 10 yıl sürecek olan madencilik sonucunda şirketler bütün kârı alıp gidecek, bize ise dağlarımızın çukura döndüğü, ormanlarımızın yok edildiği, sularımızın ve toprağımızın zehirlendiği, havamızın kirlendiği, heyelanların arttığı yaşanamaz bir Artvin bırakacaklar. , bir-kaç şirket zengin olsun diye bütün Artvin'i yok etmek hiç kimsenin hakkı değildir. , bunu herkesin bilmesini istiyoruz
Son olarak şunu da bilelim ki, bu sadece başlangıçtır. , bu mitingden sonra Artvin halkının gücünden korkacaklardır ama devamı gelmezse de her koldan yine üzerimize geleceklerdir. , bu nedenledir ki, buradan ayrıldığımızda hepinizin kendine göre çalışmalara devam etmesi zorunludur. , kiminiz mahallenizdeki komşulara, kiminiz arkadaşlarınıza, kiminiz kırsaldaki köylüye, kiminiz öğrencilerinize, annelere-babalara, kadınlarımıza anlatmaya devam etmelisiniz. .
Biz Artvinliler olarak, yaşadığımız çevreye, doğamıza, kültürümüze, yer altı ve yer üstü zenginliklerimize sahip çıkma sorumluluğunun boşuna bir mücadele olmadığına, kararlı olduğumuz sürece eninde sonunda bu mücadeleyi kazanacağımıza inanıyoruz. . 2009 yılında zaten bunu kanıtladık. . Ve belki de Türkiye'nin hiçbir bölgesinde olmayan bu birlikteliğimiz olduğu sürece, bir kez daha karşımıza çıkarılan bu mücadeleyi bu defa sadece Cerattepe için değil, Kafkasör için de, Genya Dağı için de tekrar kazanma başarısı göstereceğimize inancımız tamdır.
Sizleri ve diğer konuşmacıları daha fazla bekletmemek için konuşmama burada son veriyorum. . Bir şenlik havası içinde ve bizlere yakışır şekilde geçeceğinden emin olduğumuz mitingimize tekrar hoş geldiniz diyor, saygılar sunuyoruz. . .
"Artvin'de Maden Çıkmayacak, Artvin'in Yeşili Solmayacak!"ifadelerini kullandı.
Mitinge “Benim İçin Üzülme” oyuncuları da katıldılar
“Maden’e Hayır!” mitinginde bir sürpriz yaşandı. Artvin’in Hopa ve Arhavi ilçelerinde çekilen ve ATV ekranlarında yayınlanan “Benim İçin Üzülme” dizisi oyuncularından Niyazi karakterini canlandıran Tansel Öngel ile Filiz karakterini canlandıran Hande Kaptan’da katıldılar. Her iki oyuncu da sunucular tarafından anons edilerek platforma çıkmaları istendi. Platforma çıkan Tansel Öngel ile Hande Kaptan, konuşma yaparak duygularını dile getirerek kesinlikle Artvin’e maden çıkmasını istemediklerini ifade ettiler. Oyuncuların konuşmaları dakikalarca alkışlandı. Sunucularda oyunculara teşekkür ettiler.
Yeşil Artvin Derneği Avukatı Bedrettin Kalın, hukuksal süreci anlattı
Dizi oyuncularının ardından Yeşil Artvin Derneği’nin avukatlarından Bedrettin Kalın konuşma yaptı. Konuşmasında yaşanan hukuksal süreç hakkında bilgi veren Dernek Yönetim Kurulu üyesi de olan Bedrettin Kalın; “1990'lı yıllarda başlayan bu mücadelede 2000'li yıllarda maden ruhsat haklarını Kanadalı İnmet Mining şirketinin devir alması ile buna karşı hukuksal yollara başvurulması zorunlu olmuştu. Bu kapsamda 2005 yılında Yeşil Artvin Derneği ve Artvin Barosu olarak önce Erzurum İdare Mahkemesinde ruhsatların iptali davası açtık, ruhsatların iptaline karar verildi. Daha sonra Rize İdare Mahkemesinde iki ayrı dava açtık, Rize İdare Mahkemesi açılan davalarda önce yürütmeyi durdurma kararı verdi, sonra da her iki ruhsat alanı için ruhsatların iptaline karar verdi. Bu kararı şirket ve bakanlık temyiz etti. Danıştay temyiz talebini reddederek mahkeme kararını onadı ve karar böylece kesinleşmiş oldu. 2009 yılı sonu itibariyle maden şirketi Artvin'i terk etmek zorunda kaldı.
2011yılında ilgili bakanlık 1344 ruhsat alanının yeniden ihale edileceğini duyurdu,
2012yılı başında ise bu alanlardan ikisinin Genya ve Cerattepe ruhsat alanları olduğunu öğrendik. Mahkeme kararma rağmen ihaleye çıkılması hukuka aykırı olduğundan bu hukuksuzluğu topluca giderek Ankara'da ilgililere anlattık, ancak bu görüşmelerden 1 hafta sonra ruhsat alanlarının ihalesi yapıldı. Oysa ilgili bakan durumu inceleteceğini, yerin altı mı değerli üstü mü değerli buna bakacakları sözünü vermişti. Hiç olmazsa yerin üstündekiler olarak değerimizin ne kadar olacağını anlarız diye bekliyorduk. Bu da olmadı.
Bu fesat karıştırılmış ihalenin yapılması ve ruhsatların verilmesi üzerine Artvin'i temsil eden 258 sivil toplum kuruluşları ve bireyler ile birlikte yine Rize İdare Mahkemesinde dava açtık. Daha önce iki kez aynı alanlarla ilgili iptal kararı veren Rize idare Mahkemesi bu kez yürütmeyi durdurma talebimizi reddetti. İtiraz üzerine Trabzon Bölge İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verince bu kez Rize İdare Mahkemesi alelacele bir duruşma günü verdi.
14 Şubat 2013 günü yapılan duruşmaya Artvin'den yaklaşık 300 kişi katıldı. 2. 5 saat süren duruşmada anlamak isteyen ve vicdanı olan herkesin anlayacağı bir dille yaşanan sorunu anlattık. Ancak uzun süredir yargı vicdanını kaybetmişti. Vicdanını kaybeden yargı sadece zalimlerin sopası olur. Bu nedenle bu ülkede uzun süredir en büyük haksızlıklar ve zulümler artık yargı eliyle yapılmaktadır. Zulümlerin en büyüğü yargı eliyle yapılandır. Çünkü ona karşı başvuracak ve adalet arayacak başka bir yer yoktur. Sonuç olarak mahkeme 3 hakimden ikisinin çoğunluk oyuyla davanın reddine karar verdi.
Yargı esasen milletin egemenlik haklarından birisi olup mahkemeler bu yetkiyi mille adına kullanırlar. Halkın vicdanında yer etmeyen hiçbir mahkeme kararı ya da kanun aslında geçerli değildir, bir anlamı da yoktur. Adalet ancak böyle gerçekleşir. Yargıçla bu haklarını ve görevlerini idrak edemezlerse yurttaşlar onların yerine geçer. Şimdi bu ülkenin yurttaşları burada kendileri ile ilgili kararı doğrudan verecekler: Siz mahkemenin bu kararını doğru buluyor musunuz? Cerattepe ve Genya'da maden çıksın istiyor musunuz? İşte halkın kararı budur ve tek doğru ve geçerli karar da budur.
Biz bunları anlatmak için 40 kişi bir yürek olup Ankara'ya gittik. Siz bizim canımızı
istiyorsunuz bu olmaz dedik. Anlattık. Anlamadılar. Yüreklerinin kulakları sağırdı. Duymadılar. Bizi 40 kişiden ibaretiz sandılar. Biz anlatamadık, şimdi siz söyleyin sağır sultanlar bile duysun. Genya bizim ruhumuz. Verecek misiniz?
Vermeyeceğiz. . . Ferman padişahınsa dağların bizim olduğunu görecekler.
Bundan sonra Emperyalizm ve küresel sermayenin ve onun uşaklarının Artvin'i yol etme planlarına karşı verdiğimiz mücadelede, sizlerin, çocuklarınıza gururla anlatacak bir hikayeniz olacak.
Bu zulme sessiz kalan, ortak olan, pay alanların utançla önlerine eğdikleri başlarını arasından, haramilerin saltanatını yıkana kadar mücadele eden ve kazananları coşkusuyla, başınız dik yürüyeceksiniz.
Omuz omuza olmanın ve aynı halaya durmanın sevinciyle bir araya gelen sizler, mücadeleniz kutlu olsun, mutlulukla son bulsun. ”ifadelerini kullandı.
Meteoroloji Yüksek Mühendisi Celalettin Küçük: Artvin’de maden çıkarılamaz
Mitinge katılan Meteoroloji Yüksek Mühendisi Celalettin Küçük, bir konuşma yaparken, mitinge katılırken Artvin halkına teknik anlamda bilgi vermeyi planladığını ancak, miting öncesi yaptığı görüşmelerde Artvin halkının ve çevreci gönüllülerin kendisi kadar teknik bilgiye sahip olduğunu gördüğünü ifade etti. Konuşmasında Artvin’in ne denli kıymetli bir doğaya sahip olduğuna vurgu yapan Küçük, Artvin’in doğasını, havasını ve güzelliğini bozan bir müdahaleye asla izin verilmemesi gerektiğini savundu.
Artvin Belediye Başkanı Özgün: Artvin’de maden çıkarttırmayacağız
Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün alkışlar arasında geldiği kürsüde etkili bir konuşma yaptı. Yaptığı konuşmasında sonuçları ne olursa olsun asla Artvin’de maden çıkarmayacaklarını iddia eden Başkan Özgün, Artvin’in bu mücadelesinde Artvin Belediye Başkanı olarak Artvin halkını asla yalnız bırakmayacağını vurguladı. Konuşmasında Emin Özgün; “Bizler yaşamımıza göz dikeni yaşamına göz dikeriz. Göz diken o gözleri yerinden sökeriz. Artvin’in yer üstü zenginlikleri yer üstü zenginliklerinden fazladır. Benim oğlum Merkez bankasında çalışıyor. O kadar altın merkez bankasında duracağına benim Cerattepe’mde dursun! Bunlar tüyü bitmemiş yetimin hakkını yer, sonra doymaz Cerattepe’ye göz diker. Onların o gözlerini çıkartacağız. Bir gün bir işadamı bana dedi ki; “ Sayın başkanım seninle yemek yiyelim. ” Dedim, “ Ben tanımadığım erkeklerle yemek yemem. ” Dedi ki “Nasıl olur ben senin hemşerinim. ” Dedim, “ Kardeş ben 14 senedir belediye başkanlığı yapıyorum, beni onca sene aramadın da, beni altınıma, bakırıma göz diktin de hemşerim oldun, kerata. ” Dedim ki; “Buradaki altın, bakır dursun, kokmaz çürümez. Bir gün öyle bir teknoloji çıkar ki benim çocuklarımın çocukları çıkartır. ”
Bu gün öyle bir teknoloji için deyiz ki ben Artvin’den Hopa’ya 6 saate gittiğimi hatırlıyorum. Burada oturuyoruz Amerika’daki maçı izliyoruz. Teknoloji gelişti ama bu teknolojiyle Artvin’ime zarar vermeden, bu madenin çıkması imkansız. Sizleri neyle kandıracaklar biliyor musunuz? “Çocuklarınıza iş vereceğiz”, diyerek. Ne kadar? 10 yıl. Gel kardeşim yer üstü zenginliklerini al. Otel yap turistik, firmalar aç ülkenin değerlerine uzun yıllarca hizmet et. Ama olmaz! Niye olmaz? Bunlar tüyü bitmemiş yetimin haklarını yemeye alışmışlar.
Ben hayatımın 48 senesini Artvin’de geçirdim. Allah izin verirse benim mezarım Şara Mezarlığında olacaktır. Ölene kadar buna müsaade etmeyeceğiz. Ben sizlerle ömrümün sonuna kadar mücadeleyi sürdüreceğim. Bundan kuşkunuz olmasın. Hiçbir aman Artvin’i satmadım satmayacağım. Her zamanda bu mücadelenin içerisinde olacağım. Bundan asla şüphe duymayın. ”şeklinde konuştu.
MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri’de Artvin’in çevre mücadelesine destek verdi
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, mitinge katılmak üzere Artvin’e gelmişti. Alkışlar arasında kürsüye çıkan Özcan Yeniçeri bir konuşma yaparak Artvin’deki çevre mücadelesinin aslında bir yaşam mücadelesi olduğunu ifade etti. Eski bir Artvin göçmeni olduğunu vurgulayan Yeniçeri, Artvin Ortaköy’ün dedesinin ve babasının toprağı olduğunu anlattı. Konuşmasında Yeniçeri; “İnsana rağmen, Artvinliye rağmen maden yada her hangi bir yer altı kaynağı çıkarılamaz. Halka rağmen, hukuka rağmen, ekonomiye rağmen, siyasete rağmen maden olamaz. Önce insan, önce canlı, onca doğa, sonra para ve sonra şirket gelmelidir. İnsan kainatın özüdür. O halde her şey insan içindir. Her şeyi insanlık içinse maden de insan içindir. Kaldı ki maden yalnız insanı değil hayvanı, bitkiyi ve doğayı her şeyi yok etmektedir. Bu yüzden diyorum ki Artvin gibi toprağın altından binlerce kat daha değerli olan doğası ile ünlü ve kıymetli bir ilde maden çıkarılamaz. Sizlerin haklı mücadelesinde sizlerin yanında yer alacağımı bilmenizi istiyorum. Sizlerin mecliste sesi olacağıma söz veriyorum. ”diye konuşarak mitinge destek vermiş oldu.
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan “Ben Artvin’im Dostlar”şiirini okudu
Başkan Özgün’ün ardından CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan konuşma yaptı. Konuşmasının başlangıcında Artvin ile özdeşleşmiş olan “Ben Artvin’im Dostlar”şiirini okuyarak sürpriz yaptı. Mitinge katılan vatandaşlar bu duygulu şiir karşısında duygulanırken Bayraktutan, etkili şekilde konuşmasına başladı. Artvin’i teslim almak isteyen zihniyete asla Artvin’i teslim etmeyeceklerini vurgulayan Bayraktutan konuşmasında; “Tarihte her mücadele eden kazanmamıştır ama şunu bilin ki kazananlar hep mücadele edenlerdir. Bu gün buraya niye geldik biliyor musunuz bugün en büyük sevgilimiz olan Artvin’e sahip çıkmak için toplandık sevgilimize sahip çıkmak için toplandık. Sevgilimize uzanan elleri Cerattepe’ye uzanan elleri kıracak mıyız? Değerli Artvinliler bu mücadeleye başladığımda dediler ki sizlerin tuzu kuru bende onlara buradan sesleniyorum kimin tuzu kuru gelin şu meydanı görün o maden şirketi yetkilileri bugün burada toplananların göz rengi farklıdır ten rengi farklıdır. Ama unutmayın ki göz yaşlarımızın rengi aynıdır göz yaşlarımızın rengi Artvin’dir arkadaşlar. Bu gün Artvin halkı bir şeyin kararını verdi. Cerattepe de çıkartılmak istenen cinayete izin vermeyeceğiz. Dostun düşmanın bunu böyle bilmesini istiyorum önümüzdeki günlerde mücadele trendimizi mücadele azmimizi daha da yükselteceğiz. Artvin’in Artvinlinin kim olduğunu onlara göstereceğiz. ”ifadelerine yer verdi.
Derelerin Kardeşliği Platformu Sözcüsü Ömer Şan: Derelerimizi, yaşam alanlarımızı yok etmek istiyoruz.
Derelerin Kardeşliği Platformu Sözcüsü Ömer Şan, konuşmasında Karadeniz’in tüm yaşam alanlarının, nefes aldıkları ormanların, su içtikleri derelerin, tarım yaptıkları arazilerin yağmalandığına vurgu yaparak, para babalarına Karadeniz’in peşkeş çekildiğini iddia etti. Önce derelerin satıldığını şimdide çok uluslu şirketlere toprağın altının ve üstünün satılarak Karadeniz’in adım adım talan edildiğini anlatan Derelerin Kardeşliği Platformu Sözcüsü Ömer Şan, Karadeniz’i peşkeş çekmek isteyen unsurlarla mücadele etmeye hazır olduklarını ifade etti. Şan, konuşmasında “Karadeniz’i yok etmek isteyen şirketler kavga etmek istiyorlarsa bilmelidirler ki bizlerde kavgaya hazırız. Karadeniz’in hırçın suları ile yıkadığımız yumruklarımızı sizleri Karadeniz’den def etmek için hazırız. Biliniz ki Karadeniz’i vermeyeceğiz. Artvin’i size teslim etmeyeceğiz. ”şeklinde konuştu.
Ankara Çevre Platformu temsilcisi Tekin Üstündağ: Artvin’den korkuyorlar, o yüzden yok etmek istiyorlar
Ankara’daki Artvin Dernekleri ve Artvin Çevre Platformu adına Ankara Artvin Kültür Eğitim ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu üyesi Tekin Üstündağ konuşma yaptı. Konuşmasında; “ Engerek ve çıyanlar sizi aydınlık yüzünden korkuyorlar. Artvin’in engin tepelerinden korkuyorlar, dağlarımızın yüceliğinden korkuyorlar, ormanlarımızda barınan canlı çeşitliliğinden korkuyorlar, derelerimizin coşkun akışından korkuyorlar, karıncaların kolektif yaşamlarından korkuyorlar, arıların birlikten dirlik doğar öğretilerinden korkuyorlar, kısaca Artvin’in kural tanımaz doğasından korkuyorlar, hele hele Çoruh’un hırçınlığından ödlerinin koptuğu önüne kurdukları engeller de belli oluyor.
Hele Cerattepe’nin Genya’nın onlara tepeden tepeden bakmasından korkuyorlar. Cerattepe’nin, Genya’nın Artvin’e olan aşkından korkuyorlar. O nedenle o tepeleri yok etmek için iş makinelerini başlarına yığıyorlar. Paranın kulları, tanrıya ibadet eder gibi tüm bu güzellikleri yok etmek üzere yola koyulmuşlar.
Derelerimizin önüne set çekmeyin, tepelerimizin saçlarını yolup, karınlarını deşmeyin. Doğamızdan kirli ayaklarınızı ve ellerinizi çekin. Bu uyarımızı dikkate alın. Tanrıları para ve altın olanlar, Özaltınlar, Cengizler bu demokrasi meydanından yükselen sese kulak verin. Artvin halkı ve yaşam adına direnenler size Artvin’den defolun diyor. Unutmayın sizi bu doğadan, yaşam alanlarımızdan kovana kadar mücadele bayrağımız yere düşmeyecek, Cerattepe ve Genya mağrur ve heybetli duruşuyla yüksekten bakmaya devam edecektir. Çünkü ol kitap böyle yazar. Bu yüce dik duruşu gösteren yüce insanlar sizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. ”ifadelerini kullandı.
Sarıbudak Köyü sakinlerinden Ali Rıza Ülker’den duygusal konuşma
Mitingte arka arkaya ilginç konuşmacılarda konuştu. Bu konuşmalardan birinin sahibi Genya Dağı’nın eteklerinde kurulu olan Sarıbudak Köyü’nün sakinlerinden 80’li yaşlardaki Ali Rıza Ülker idi. Ülker, zorlukla çıktığı platformda heyecanlı ve duygusal bir konuşma yaptı. Artvin’in kendisinden de yaşlı ormanlarını, havasını, suyunu ve doğasını tehdit eden şirketlere karşı bu yaşına karşın var gücüyle mücadele etmeye hazır olduğunu söyleyen Ülker, mitinge katılan kalabalık tarafından dakikalarca alkışlandı. Ülker, kaleme aldığı yazısını okurken ağladı. Ülker alkışlarla geldiği platformdan alkışlarla indi.
Bergamalı çevreciden Artvin’deki çevre mücadelesine destek
Mitingin son konuşmacısı ise İzmir Bergama’da gönüllü çevreci olan ve oradaki çevresel tepkileri oluşturan çevrecilerden Gülden Karabudak yaptı. Karabudak, konuşmasında Artvin’i daha önce bir kez gördüğünü ve hayran olduğunu dile getirirken, Artvin’in yaylalarını ve Kafkasör’ü gezdikten sonra Çoruh Nehri kıyısına indiğinde Baraj inşaatlarına anlam veremediğini belirterek o baraj inşaatlarını gördüğünde ağladığını söyledi. Konuşmasında ikinci kez ağladığının altını çizen Karabudak, miting alanını dolduran kalabalığa hitap ederek Artvin’i kurtarmak için gerekirse gövdelerin konularak bu mücadelenin yapılması gerektiğini anlattı. Bergama’da gerçekleştirilen mücadele ile ülkemizde sivil insiyatifin neleri başarabildiğini ve dünyaya seslerini duyurmayı başardıklarını anlatan Karabudak, Artvin halkının bu inanç ve kararlılıkla devam etmesi durumunda, kan emici şirketlere karşı mutluk surette zafer kazanacaklarına inandığını vurgulayarak konuşmasını tamamladı. Karabudak konuşmasının sonrasında da Artvin ile ilgili yazdığı şiirini okudu.
Miting de konuşmaların tamamlanması ile birlikte sunucular mitinge katılanlara yemin ettirdiler. Mitinge katılan vatandaşlar sunucular ile birlikte hep bir ağızdan Artvin’de kesinlikle maden çıkarttırmayacaklarına dayalı yemin ettiler.
Mitingin tamamlanması ile birlikte Artvinli yöresel sanatçı Bahadır Ural, İbrahim Özbayrak, Bayar Şahin arka arkaya konser verdiler. Mitinge katılan binlerce Artvinli bu sanatçılarla coşarken, son olarak ta son dönemlerde ülkemizde adından sıkça söz ettiren Marsis grubu sahne aldı. Marsis’in hareketli türküleri ve şarkıları ile binler hem madene karşı duygularını dile getirdiler hem de gönüllerince eğlendiler. Kalabalık konserlerin ardından sessizce dağıldılar.
Miting öncesi ve miting de neler yaşandı
Artvin mitinge günler öncesinden hazırlandı. Artvinlilerin yaşadığı illerdeki derneklerle yapılan toplantılar sonucunda bu mitinge katılımın yüksek olması için karar alındı. Bu amaçla temin edilen otobüsler Artvin dışından yüzlerce Artvinliyi miting için Artvin’e getirdi. Bunun yanı sıra Artvin dışındaki onlarca çevreci dernekte mitinge katılım için geldi. Miting öncesinde Artvin Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı tarafından hazırlanan “Maden’e Hayır! Artvin’ime Dokunma!” yazılı tişörtler maden mitingine katılacak vatandaşlara dağıtıldı. Hatta bazı işyerlerinde günler öncesinden esnaf ve çalışanların bu tişörtleri giydikleri gözlendi. Ayrıca Artvin’deki esnaflara Yeşil Artvin Derneği tarafından miting süresince işyerlerinin kapalı tutulacağına dayalı yazılar asıldı. Birçok işyerinin de iş yerlerini miting süresince kapalı tuttukları gözlendi.
Çarşı Madene karşı!
Mitingte ayrıca pankart ve sloganlarda dikkat çekiciydi. Maden şirketlerini tehdit eden bir çok sloganlar atılırken, ayrıca hazırlanan afiş, broşür ve dövizlerle de madene karşı tepkiler dile getirildi. Ayrıca mitinge katılan bir çok siyasi parti, sivil toplum kuruluşu ve sendikalarda hazırladıkları afişlerle mitinge destek verdiler. Ülke çapında gösterdikleri tepkilerle dikkat çeken Beşiktaş Spor Kulübü taraftarı olan Çarşı Grubu Artvin’deki mitinge de damga vurdu. “Çarşı Maden’e de karşı” yazılı afiş en dikkat çekici afişler arasında yer aldı. Ayrıca Artvin Ülkü Ocakları ile Halkevleri guruplarının birbirlerine yakın yerlerde mitingi takip etmeleri de dikkat çeken bir başka unsurdu. Bu mitinge hangi siyasi görüşte olunursa olunsun, Artvin denilince bir araya gelindiğinin de bir göstergesi oldu. Mitinge çoluk çocuk, genç yaşlı 7 bin civarında insanın katıldığı gözlenirken, sıcak hava ve hafta sonu tatil olması da mitinge katılımı arttırdı. Miting coşku ile başladı ve coşku ile sona ererken, konser ise coşkunun en doruğa çıktığı anlar oldu.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 06.04.2013 tarihinde Tolga Gül tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle