Artvin'de maden ve çevre mücadelesinde ki çabalarıyla adından sıkça bahsettiren ve Erol Çağal son olarak Resimlerin Diliyle Eski Artvin Albümü kitabıyla gündeme geldi.
Bilgi birikimi ve arşivleri ve araştırmalarıyla Artvin'in yaşayan kültürü olarak tanınan Erol Çağal
Şavşat Şatlel Tarihî Kilise Camii ve Şehitlik Kabristanından bahsederek; "Tarihî kilise yıllarca Cami olarak kullanıldığı için ayakta kalmayı ve korunmayı başarabilmişti. Ancak 1990'lı yıllarda Cami olmaktan çıkarıldığı ve kendi kaderine terk edildiği için tarihi eser bilinci olmayan hayalperestlerin de iştahını kabartmış, her tarafı kazma darbesi almış ve ne yazık ki ilgisizlikten eski kitabeli kabirler gibi üzerinde ceviz ağacı bitecek kadar virane bir hâle gelmiştir.
Kadirşinaslık Türk milletinin en önemli hasletlerinden biridir. Nitekim hürmetin en iyisine layık olan atalarımız "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır" zihniyetine sahip imişler! Sofrasında yemeği yenilen bir kimsenin, yiyen kimse üzerinde bir -ekmek hakkı" teşekkül eder; bu eski ikramları unutup, vefasızlık, hainlik veya kalleşlik edene, yediği ekmeğin hatırına riayet etmeyene ise "Nankör!" derler.
Eğer bu topraklarda böyle mutlu, böyle serbest, böyle rahat yaşıyorsak, bu esenlik hali bizden önce Allah yolunda, vatan-millet için, din-iman için çarpışmış mücahitlerimiz, aziz şehitlerimiz, mübarek gazilerimiz sayesindedir ancak! Bu bakımdan bizim onlara çok borcumuz var, çok! Çünkü bu memleketin, her karış toprağı şehit kanıyla sulanmış bu mukaddes toprakların asıl sahipleridir onlar! Hal böyle iken, onların üzerimizde çok büyük haklarının ve hatırlarının olması da tabii bir durum olsa gerektir!
Türk tarihine ve kültürüne çok büyük bir hizmette bulunmuş olan bir ilim adamı feryadı-ı hâlimize nasıl tercüman oluyor ikiniz?! Diyor ki: "Şehir şehir dolaşmakta olduğum Avustralya'da en çok dikkatimi çeken, kiliselerin zenginliği ve sosyal hayata kamilen hakimiyeti olmuştur; bir de çok net, buram buram tüten milliyetçilik duygusu ve tarih şuurları! Her kasaba anıt, her parkta bir plâket veya kitabe, savaşta ölenler için göze çarpıcı bir eser. Üzerlerine İngilizce "Lest we forget!" utulmayalım diye yazılmış. Ölenlerin isimleri, künyeleri bir bir hak edilmiş abidelerin duvarlarına. Ve herkes de bizim Gelibolu'yu biliyor, kayıplarını biliyor. Mezarlıkları da gayet iyi muhafaza olunuyor, mezarlar çökmüş değil, isimler belli, duvarlar sağlam, kabirlerin üzerlerinde demet demet taze çiçek buketleri; demek ki sık sık ziyaret olunmaktalar!
Onlar böyleyken bizler ne yapmışız? Maalesef yürekler acısı bir durum! Mezarlıklar istilâya uğramış, gecekondu olmuş,
İstimlâk edilmiş! Türbeler yıkılmış, kapatılmış, tozlu, harab, yağmalanmış; camilere el konulmuş, halıları, levhaları, minberleri, mihrapları, çinileri, hatta kubbe kurşunları çalınmış, en değerli eserler yıktırılmış, avluları yok edilmiş; tarih sevdirilmemiş, ecdat kötülenmiş, gerici-yobaz gösterilmiş; vatan hainleri şirin gösterilmiş, kahraman/aştırılmış; saraylar 'yağmalanmış, arşivler satılmış, şehirlerin (özellikle Türklüğün izini taşıyan) tarihi binaları yıkılmış, yerlerini soğuk beton yığınlar almış; vakıf eserler yağmalanmış, kütüphaneler kapatılmış, en değerli kitaplar kaybolmuş; bir sürü yolsuzluk, hırsızlık, hainlik, düşmanlık, kadirbilmezlik, şarlatanlık, dalkavukluk, nemelâzımcılık, vefasızlık, şuursuzluk. . .
Milli kültürümüz mahvedilmiş, tarihimiz yağmalanmış, tarihî şuur sıfır! Takip yok, hesap soran yok! Suçlu ortada, ev Sahibinden baskın, arsız, yüzsüz. Bu rezalete kimler, ne zaman dur diyecekler acaba? Şarkın eski aslanları nerede uykudan ne zaman uyanacaklar?
Evet, sadece bu sözleri söyleyenin değil, bu sözlere konu olan bütün tarihi ve kültürel eserlerimizin, vazgeçilmez değerlerimizin lisân-ı hâllerini dile getiren bu sesleniş, Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Tarihine sahip çıkmayan milletler, başka milletlerin avı olurlar!. . " ihtarını kendisine öncelikli vazife telakki etmesi ve Ata'sının izinden şaşmaması gereken bütün duyarlı Türk gençliğinin kulağına küpe olmalıdır aslında" ifadelerine yer verdi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 14.06.2015 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle