"Benim İçin Üzülme"

Levent Yazıcı

Yaşam - 10/11/2012

Benim İçin Üzülme

Ağırlıkla Hopa’da çekilecek “Benim İçin Üzülme” filminin Galası Hopa'da yapıldı. Bu dizi film Hopa'da son yıllarda azalan sanat faaliyetlerini bir parça hareketlendirmiş oldu. Film yayınlandığı akşam sokaklarda kimse kalmadı. Hopa’nın hemen her evinde “Benim İçin Üzülme” filmi misafir olmuştu. Bazıları ilk başlarda kabullenmese de seyretmeden edemedi. Filme bir çok sebepten dolayı şüpheyle bakıldığını inkâr etmemek gerekir. Son yıllarda malum olayların etkisiyle Hopa Türkiye’nin en çok konuşulan ilçesi oldu.

Siyasi sebeplerden dolayı bazıları bu filme destek vermek istemese de, film ekibinin samimi davranışı Hopa'da sıcak rüzgarlar estirdi. Bir çok kişi alenen söylemese de bu filmin etnik değerlere dokunacağı, kafatası milliyetçiliği arttıracağı, kimine göre bir “tarikatın”, kimine göre “yabancı” güçlerin küllenmiş yaraları ateşlendirmek için oynanan bir oyunun parçası olduğu söylendi. Hopa köprü görevini yaptığından bir çok kültürün gelip geçtiği memleket oldu. Eski tarihlerde de aynı misyonu üstlenmiş bir kentti. Son yılların korku ve baskılı dünyasında her kişi de farklı fanteziler oluştuğundan tamamını burada yazmak çok yanlış ve yersiz olur. Zaten filmin ilk bölümünün seyredilmesinin ardından, farklı fantezilerden vazgeçildi. Akıllarda kalan şüpheler çok aza indi. Film aslında o kadar korkulacak bir şey olmadığı anlaşıldı. Bu filmde aslında insanlar ekmeğinin peşinde koştuğu, güzel eser bırakmak olduğunu anlamaya başladı. Zaten her dizi filmin iyi yanları ve kötü yanları konuşuldu. Yine de çoğu yayınlandı.

Filmin ilk izlenimine bakacak olursak; çekim kalitesi, etkileyiciliği bakımından çok güzel olduğu, emek verenlerin ellerinden geleni yaptıkları belli oluyor. Kırsal bölgelerde olup bu kalitede görüntü çekmek kolay olmasa da bence başarılı bir çekim olmuş.

Konuyu ilk bölümde anlamak mümkün değil ancak, Karadeniz insanının pratik zekasını, komik tarafını ve olaylar karşısındaki davranışlarını iyi bir gözlemci tarafından yazılıp, kurgulanmış olduğu belli. Film ekibinde bu konuda sır vermeseler de ileriki bölümlerde bu konuyu daha güzel örneklerle işleyeceklerini söyledi. Rakıyı masanın bir ucundan diğer ucuna göndermeleri, gizli-gizli yudumlamaları, derme çatma asansörde bile çocuk kilidinin yapılıyor olması bunlara güzel bir örnekti.

Mahsun KIRMIZIGÜL’ün önceki filminde de gördüğüm atlı karşılama sahnesi de etkileyici olmuş. Gerçekten de ekibin müthiş bir emek verdiği görülmektedir ki izlenme oranları da yüksek oldu. Filmin kalabalık oyuncusu olması bir yönden iyi. Fakat olayların bir çok açıdan alınması ve kişilerin seyirciye tanıtılması ilk bölümde biraz zor oldu. Filmin sonlarına doğru konu ve kişiler kavrandı.

Yerel halkın en çok hoşuna giden sahne ise koşarak şahin tepesinden Kara göle gitmesi. Buda Karadeniz insanının ne kadar dürüst davrandığını gösterir. İlk anda kabullenmesi zor oldu.

Silah konusunda da eleştiri yapmak isterim ama maalesef bu konu olmazsa filmin geleceği açısından çok büyük riskler olacağı kanısındayım ki kendileri de aynı kanıda oldukları için olayı toparlamada en etkili bölüm olmuştur.

Mahsun KIRMIZIGÜL’ün Doğu Karadeniz’i seçmesindeki en büyük etkenlerden birinin doğal güzellikler olduğu bir gerçek. Filimde de bu özellik alabildiğine kullanılmış. Filimdeki emek ve özveri, Gala gecesinde gözyaşlarını tutamayan ekibin duygularından anlamak zor olmasa gerek.

Gerçektende dizi filimden ziyade sinama filmi gibi olmuş. Başarılarının devamını dilerim.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz köşe yazısı sitemize 10.11.2012 tarihinde Levent Yazıcı tarafından girilmiştir. Metnin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, köşe yazısı metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu yazarın iznine tabidir.