Dkib Y.k.başkanı Ahmet Ahmdi Gürdoğan'dan Döviz İsyanı

26/08/2009 16:35

Dövizdeki İktidarsızlık İhracatçıyı Bitirme Noktasına Getirdi.

Haber: Hayati Akbaş

Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, döviz kurlarında yaşanan istikrarsızlığın ihracat kesimini bitme noktasına getirdiğini ileri sürerek Hükümet ve Merkez Bankası'nın bu konuda acil ve etkili tedbirler alması gerektiğini söyledi.

Gürdoğan, dolarda yaşanan düşüşün ihracata etkisiyle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Yaşanan küresel krizin bütün ülke ekonomilerini olumsuz etkilediğini belirten Gürdoğan, Çin örneğinde olduğu gibi, döviz kuru politikalarını rasyonel ve sektörün ihtiyaçlarına göre düzenleyen ülkelerin krizin olumsuz etkilerinden ihracatçılarını koruyabildiğini ve ihracatta artış trendini yakalayabildiğini kaydetti.

DOLAR KURUNUN BİN 500 TL'NİN ALTINA DÜŞMESİ İHRACATÇIYI KAYGILANDIRIYOR

Uluslararası piyasalarda kısmi iyileşme sinyallerinin görüldüğü ve buna paralel olarak ihracatta önümüzdeki dönemde artış trendi yaşanacağı yönünde ümitlerin belirlendiği bir dönemde dolar kurunun bin 500 TL'nin altına düşmesi ve bu değerin önümüzdeki günlerde daha da düşme ihtimali taşımasının Türkiye ekonomisini ve dış ticaretini tekrar kaygılı bir döneme sokacağını iddia eden Gürdoğan, "Döviz kurlarındaki kısa sürede meydana gelen önemli yüzdesel artışların ihracatçılara pek bir fayda sağlamadığı, piyasada bu çıkışlara anında karşılık bulunduğu aşikârdır. Döviz kurlarının dengede kalmayarak, istikrarsız bir şekilde seyir izlemesi ve bu ani çıkışların ardından gelen sert düşüşler ihracatçılarımız üzerinde soğuk duş etkisi yapmakta ve telafi edilemeyen maliyetlerle karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır. Ayrıca, düşük kur ihraç gelirlerinde azalma yanında rekabetçi fiyat sunamamanın sonucu ihraç pazarlarımızın rakip ülkelere kaptırma sonuçlarını doğurmakla birlikte aynı zamanda ithalatı da finanse etmek anlamı taşımaktadır. Bu da gittikçe büyüyen dış ticaret açığı ve büyüyen cari açık demektir" dedi.

ACİL TEDBİRLER ALINMALI

Geçmiş dönemlerde aynı senaryo ile defalarca yüz yüze kalan ihracatçıların, yüksek faiz-düşük kur politikasının hezimetini çok ağır bedellerle ödemek zorunda kaldıklarını hatırlatan Gürdoğan, "Bu nedenle beklentimiz Hükümetin ve Merkez Bankası'nın döviz politikasında geçmiş süreçte yapılan yanlışlardan ders çıkarması ve benzer senaryonun tekrarlanmaması için gereken rasyonel tedbirleri almasıdır" diye konuştu.

PİYASALARDAKİ SPEKÜLATİF HAREKETLERLE MİLYONLARCA İNSANIN EMEĞİ ÇALINIYOR

Türkiye'de paraya para kazandırma konusunda çok açık oyunlar oynandığını ve piyasalarda oluşturulan spekülatif hava ile milyonlarca insanın emeğinin çalındığını ileri süren Gürdoğan, "Yaratılan bu spekülatif hava ile dünyanın hiçbir ülkesinde örneği görülmeyen şekilde paradan para kazanılmakta, üretici ve ihracatçı bu sistemle cezalandırılmaktadır. Bu nedenle, kriz ortamında tersine seyir izlemeye başlayan döviz kurları karşısında yükleri katbekat ağırlaşan ihracat sektörümüzü destekleyici politikaların ivedilikle uygulanması zorunluluk arz etmektedir" diyerek bu destek unsurlarını şu şekilde sıraladı:

DÖVİZ KURU ÜZERİNDEKİ BASKI KALDIRILMALI

"Rekabet edebilirlik konusunda gelişen ve gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi özellikle sanayi ve tarım ürünleri sektöründeki imalatçıların ve ihracatçıların farklı teşvik enstrümanlarının geliştirilmesi suretiyle desteklenmelidir. Kur riskinden kaynaklanan zararların telafisi açısından ülkemizde kur riski sigorta sisteminin kurulmasını sağlayacak bir yapı tesis edilmelidir. Döviz kurundaki düşüş riskine karşılık sadece ihracatçılara uygulanabilecek bir sabit döviz kuru sistemi uygulamaya konulmalıdır. Küresel kriz ortamında üretim, ihracat ve istihdamı artıracak bir döviz kurunun belirlenmesi ve bunda psikolojik sınır olan 1 ABD dolarının 1, 600 TL değerinin altına düşmesini önleyecek ekonomik tedbirler alınmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından döviz kurları üzerindeki baskının kaldırılarak kurların ithalatı kısıtlayıcı ve üretim ve ihracatı teşvik edici bir dengede oluşması sağlanmalıdır. Özellikle ithal girdi kullanan sektörler için yerli girdi ve hammadde kullanımının teşvik edilmesi amacıyla, bütün sektörlerde ihracatçılarımıza dünya fiyatları eşdeğerinde yerli malı teminini sağlayıcı bir sistemin kurulmalıdır. "

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 26.08.2009 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.