Doğu Karadeniz'deki İhracat Artışı Yüzleri Güldürdü

03/06/2008 20:28

Doğu Karadeniz'den İhracatta Yüzde 32'lik Artış

Doğu Karadeniz’deki İhracat Artışı Yüzleri Güldürdü

Haber: Hayati Akbaş

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan yaptığı yazılı basın açıklamasında, yetki alanlarında bulunan Trabzon, Rize ve Artvin illerinden 2008 yılı Ocak-Mayıs aylarında yapılan ihracatın 555 milyon 242 bin dolar olarak gerçekleştiğini ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 32'lik bir artış yaşandığını belirtti.

2007 yılı Ocak-Mayıs dönemi ihracatını 421 milyon 830 dolar olduğunu hatırlatan Gürdoğan, şöyle konuştu: "Bu yıl Ocak Mayıs döneminde Trabzon'dan 393 milyon 120 bin dolar, Rize'den 137 milyon 732 bin dolar ve Artvin'den 24 milyon 389 bin dolar ihracat gerçekleşti. Bölgeden en fazla ihracatı yapılan sektörler 382 milyon 358 bin dolar ile tarım ürünleri, 116 milyon 41 bin dolar ihracatla madencilik ürünleri ve 56 milyon 842 bin dolarla sanayi ürünleri olarak sıralandı. Ayrıca, Trabzon, Rize ve Artvin illerimizden gerçekleşen ihracatın ürün sıralamasında ise 219 milyon 609 bin dolar tutarında ihracatla fındık ve mamulleri birinci sırayı, 116 milyon 41 bin dolar tutarındaki ihracatla da madencilik ürünleri ikinci sırayı ve 133 milyon 633 bin dolar tutarındaki ihracatla yaş meyve ve sebze ürünleri üçüncü sırayı almaktadır. Bölgeden gerçekleşen ihracatta artış oranları iller bazında sırasıyla, Trabzon ili ihracatında yüzde 33 oranında, Rize ilinden yapılan ihracatta yüzde 25 oranında ve Artvin ilinden yapılan ihracatta ise yüzde 40 oranında artış görülmektedir. " Gürdoğan, 2008 yılı Ocak-Mayıs aylarında 65 değişik ülkeye ihracat yapıldığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: "En çok ihracat yapılan ülke grubu sıralamasında Avrupa Birliği Ülkeleri 1'nci sırada, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri 2'nci sırada yer almakta olup, ülke sıralamasında bölgemizden en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke Rusya Federasyonu, Gürcistan, İtalya, Almanya ve Fransa olarak gerçekleşmiş, İsveç, Finlandiya, Polonya, Avustralya ve Letonya'ya yapılan ihracatta ise belirgin derecede artış yaşanmıştır. "

RUSYA FEDERASYONU'NUN KARARI İHRACATIMIZA BÜYÜK DARBE VURACAKTIR

Yaşanan bu gelişmelere rağmen, Rusya Federasyonu'nun aldığı kararın kendilerini şok ettiğini belirten Gürdoğan, şunları söyledi: "Bölge ekonomimiz ve ihracatımız içinde çok önemli bir paya sahip olan Rusya Federasyonu'na yaş meyve sebze ihracatının Rusya Federasyonu'nca ürünlerde tespit edilen kimyasal kalıntılar nedeniyle 7 Haziran 2008 tarihinden itibaren yasaklanacak olması ihracatımıza büyük darbe vuracaktır. Bölgemiz ihracatının önemli kalemlerinden olan yaş meyve-sebze ürünlerinin Rusya'ya ihracatının yasaklanacak olması firmalarımızın yanı sıra sektörle bağlantılı çiftçisi, toptancısı, nakliye ve ambalaj gibi sektörleri de derinden sarsacak ve ülke ve bölge ekonomisi önemli bir yara alacaktır. " Sürekli yaptıkları uyarılara rağmen Tarım Bakanlığı'nın bu konuyu iyi yönetemediğini ifade eden Ahmet Hamdi Gürdoğan, şunları söyledi: "Sorumluluğun üretici yerine ihracatçının sırtına yüklenmesi, Rusya Federasyonu nezdinde etkin bir dış politikamızın olmaması bu yasaklama kararını tekrar karşımıza çıkarmıştır. Coğrafi yakınlığımız ve pazar büyüklüğü göz önüne alındığında özellikle yaş meyve sebze ihracatında birinci pazarımız olan Rusya Federasyonu'nun belirtilen ürünlere daha önce de aynı sebeplere yasak getirmiş olması Tarım Bakanlığı'nın bu konuda hiçbir çalışma yapamadığını açıkça kanıtlamaktadır. " Gürdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in başkanlığında yapılan iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine yönelik 8'inci KEK Toplantısı'nın hemen sonrası bu açıklamanın yapılmasının yaş meyve ve sebze ihracatçıları üzerinde şok etkisine yol açtığını söyledi.

Rusya Federasyonu'nun yaş meyve sebze ihracatımızda en büyük pazarlarımızın başında yer aldığını anlatan Gürdoğan, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bu pazara güvenerek ihracatçılarımız üreticilerle bağlantılarını yaparak gerek sözleşmeli üretim kapsamında ve gerek alivre alış kapsamında milyonlarca ton ürün bağlantısı yapmıştır. Defalarca yaptığımız uyarılara rağmen Tarım ve Köy işleri Bakanlığı bürokrasisi kalıcı bir çözüm bulma yerine ve tarımda kullanılan kimyasallarla ve bitkisel hastalıklarla ilgili etkin bir denetim uygulayarak üreticileri sertifikalandırma, ilaç kullanımını kontrol altına alma yerine olayın sorumluluğunu tamamen ihracatçının sırtına yüklemiş ve adeta yasaklamaya davetiye çıkarmıştır. Yaş meyve sebze ihracatında kimyasal kalıntı ve hastalık sorununun çözümünün yegâne yolu Tarım ve Köy işleri Bakanlığınca tarla ve seralarda etkin kontrol uygulanarak ilaç kalıntısı ve hastalık bulunmayan alanların sertifikalandırılması ve bu alanların ihracatçıya duyurularak bu alanlardan ürün alınmasının sağlanması yönünde bir uygulamanın tesis edilmesidir. İhracatçı, ürününü satın aldıktan sonra yapılacak kontrol ve analizin hiçbir etkinliği olmayacağı bugüne kadar yapılan uygulamalardan açıkça görülmektedir. Ayrıca, ilk yasaklamanın çıktığı 2005 yılından itibaren Rusya Federasyonu ile kalıcı bir Zirai Karantina anlaşması yapılmaması, olayın sadece alt bürokrasi nezdinde önemsenmeyerek günü birlik politikalarla yönetilmeye çalışılması, bugün yasaklamanın tekrar

RUSYA PAZARINI KAYBEDEBİLİRİZ

Gürdoğan, ülkemiz ekonomisinin kırılgan bir süreçte bulunduğu bir dönemde iç piyasalarda yaşanan durgunluk nedeniyle piyasalardaki nakit akışının sadece ihracattan sağlanan döviz girdisi ile sağlandığını söyledi.

Gürdoğan, şöyle konuştu: "Bunun yanında yaş meyve ve sebze ihracatında birinci pazarımız olan Rusya Federasyonu pazarında yasaklamanın başlaması akabinde bu ülkedeki pazar payımız rakip ülkelerin eline geçeceği gibi bu pazarın tekrar kazanılması da mümkün olmayacaktır. Ayrıca, ülkemizden Rusya Federasyonu'na ihraç edilen ürünler birinci sınıf ekstra kategorisindeki ürünler olmasına rağmen Suriye, İran, Mısır ve Çin gibi ülkelerden gelen düşük kaliteli ve bozuk ürünler için bu ülkelere Rusya Federasyonu'nca hiçbir engel çıkarılmamaktadır. " Gürdoğan, bugün için en büyük dış ticaret hacmine sahip olduğumuz ve ihracatımızın neredeyse 5 katı oranında ithalat yaptığımız bir ülke olan Rusya Federasyonu ile bu şekilde her defasında sorun yaşamamızın hiçbir dünya ülkesinde görülmeyen bir durum arz ettiğini söyledi. "Bütün ülkelerin, dış ticaret hacminde önemli potansiyel ihtiva eden ülkelerle dış ticareti kolaylaştırıcı anlaşmalar tesis etmekte, dış ticaret açığı aleyhinde olması halinde ise gümrük vergileri yönünden ve tarife dışı engeller yönünden tavizler almakta" olduğunu anlatan Gürdoğan, "Ancak, ne hikmettir ki yıllarca en büyük dış ticaret hacmine sahip olduğumuz ve coğrafi yakınlık yanında pazar büyüklüğü açısından gelecekte çok büyük potansiyel ihtiva eden Rusya Federasyonu gibi bir ülke ile dış ticaretimizi kolaylaştıracak bir anlaşma bulunmamaktadır" dedi.

Gürdoğan, bunun için yetkilileri göreve davet ederek, "ivedi bir şekilde konunun Başbakanlık düzeyinde ele alınıp Rusya Federasyonu Devlet Başkanı ve Başbakanı ile görüşme yapılarak bu yasaklamanın kaldırılmasını talep ettiklerini" sözlerine ekledi.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 03.06.2008 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.