Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu son günlerde Artvin ve ilçelerinde artan heyelan ve taş düşme olaylarını tetikleyen ana etkenlerini açıkladı.
İklim değişikliği ile birlikte mevcut yağışların gelecekte daha çok artacağını belirten Tüfekçioğlu, Artvin ve ilçelerinde artan heyelanları tetikleyen ana ana etkenlerini ve heyelana ve sele karşı alınacak önlemleri açıkladı. Artvin’in iç kesimlerinde yolların dik olması ile birlikte rusubat tünelleri yapılması gerektiğini ve sahil bölgelerinde ise Karadeniz Sahil Yolunun bariyer oluşturduğunu acilen yolların altından alt geçitler yapılması gerektiğini söyledi.
Son günlerde heyelanları tetikleyen ana etkenlerini açıklayan Tüfekçioğlu “Son dönemlerde gerçekten ciddi bir artış oldu. Bu artışta önemli etken olarak baktığımız zaman Ekim, Kasım ve Aralık dönemlerinde ciddi bir kuraklık yaşadı tüm Türkiye. Tabiki suyunu kaybeden yamaç malzemeleri daha çok dağılma, donma etkisiyle de büzülme gibi etki gösteriyor. Bunun hemen arkasından yaklaşık vadi tabanında 30 santim yukarlarda, 1 metreye kadar karlar gelince karın arkasından da bir hafta yağışlar devam edince kar erimesi artı yağışlar ikisi birleşince de yamaçlardan ciddi anlamda malzeme gelmeye başladı. Özellikle kar suyu ile yağmur suyu birleştiği zaman çok ciddi tehlike oluşturuyor. Hem sel etkisi yapıyor hem de heyelan etkisi yapıyor. Heyelanların ana etkeninin kar yağışı arkasından da yağışın olması ve yağışın kar erimesini hızlandırması diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Heyelanlara ve sellere alınacak önlemleri açıklayan Tüfekçioğlu “Sahillerin heyelanların karakteristiği ile iç kesimdeki heyelanların karakteristiği farklı. İç kesimlerde özellikle yollar çok dik olduğu için buralarda yamacın özellikle gevşek malzemeden oluştuğu yerlerde rusubat tünelleri yapmaları gerekiyor. Yolun tünelle geçmesi lazım. Çünkü ciddi anlamda can güvenliğini tehdit ediyor. Yine yazın şiddetli yağışlarda kuru dereler birdenbire aktif hale geliyor. Orada birikmiş taş, toprak her şeyi yola indirip can kaybına mal oluyor. Sahil kesimin de ise zaten heyelan ve sel muhakkak şekilde göz önünde bulundurması gereken ana aktör. Şehrin yerleşimde, ilçenin yerleşiminde, köyün yerleşimde, köylerde ev yapmada, yolların planlanmasında duvarlarla yamacın desteklenmesi gerekiyor. Sahile indiğimiz zaman Karayollar’ının özellikle yapmış olduğu yeni yol bütün ilçelerin önünde bariyer oluşturmuş durumda. Bunların alt geçitlerle bu bariyerin kaldırılması gerekiyor. Eğer Karayolları sahil yolunun altında alt geçitler yapıp ucunu açık tutarsa hem yaya geçidi olarak işlem görür hem de sel anında suyun şehir içerisinde birikmesini engellemiş olur. Dere yataklarının genişletilmesi gerekiyor. Vatandaşın canını, malını direkt tehdit ediyor. Vatandaşın da bu anlamda duyarlı görmüyorum. Vatandaşlarımız hala heyelanlı bölgeye ev yapmaya kalkıyor. Dik yamacın altına evini kuruyor, oradaki dağı inceledin mi? Dağın jeolojik yapısına baktın mı? Sağlam mı orası? Gidip evini kuruyorsun. Oradan her an bir kütle kopabilir” dedi.
Sahil bölgesinde çay bahçelerine ev yapılmaması gerektiğini belirten Tüfekçioğlu “Vatandaşlarımızın ilk dikkat etmesi husus; Yüzde 50’den fazla eğilimi olan yamaçların alt kısımlarına özellikle çay bahçelerinin altına evler yapmamaları gerekiyor. Özellikle çaylıklar heyelanları artırmada çok ciddi etki yapıyor. Arhavi’de devam eden bir projemiz var. Çaylık, fındıklık ve meralık ormanları karşılaştırıyoruz. Özellikle suyun toprağa girmesi bakımından baktığımız zaman çaylıklar hem teras şeklinde olmaları hem çayın altında organik madde birikmesi hem de grip yapısının olması nedeniyle yani çay, yağışın hemen hemen tümünü toprağa aktarıyor. Eğer orası derin bir topraksa ve eğim de yüksekse çayın kök sistemi, kazık kök olduğu için yatay kökleri çok fazla yok ondan dolayı yamacı sağlamlaştırmada yetersiz kalıyor” ifadelerini kullandı.
İklim değişikliği ile birlikte gelecekte mevcut yağışların daha çok artacağını belirten Tüfekçioğlu “Vatandaşın bunu bilmesi, buna göre hareket etmesi ona göre evlerini, bahçesini, yolu düzenlemesi, planlaması gerekmektedir. Derin kök yapan elma, armut, kızıl ağaç gibi çay bahçelerinde bulundurmaları gerekiyor. Su kanallarını özellikle muhakkak açık tutmaları gerekiyor. Yollar çok ciddi anlamda su biriktiriyor, yol sularını tarlalara, bahçelere akmaması gerekiyor, bunu engellemeleri gerekiyor. Çünkü tarlanın göçmesine, heyelanın başlamasına su sebep oluyor” şeklinde konuştu.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 04.03.2023 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle