Rize İdare Mahkemesine Yeşil Artvin Derneği tarafından açılan ‘olumlu ÇED kararının iptali’ kararını haklı buldu ve ÇED kararını iptal etti. TBMM'de konuşma yapan Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan; "müjdeler olsun Artvin Cerattepe hakkında mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi” dedi.
Ankara’da bulunan CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’da Mecliste söz alarak kürsüden Orman Bakanı, Enerji Bakanı ve Maden firmasına ‘bu işten vazgeçin’ dedi. CHP Milletvekili Bayraktutan: “ Halkın gücünün karşısında hiçbir güç duramaz!” dedi.
Bayrak tutan TBMM'de yaptığı konuşmada; “Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben bugün tahkim üzerine konuşmayacağım bu maddede. Neden? Çünkü tahkim üzerine, milletvekillerimiz gerekli muhalefet şerhlerini yaptılar, konuştular.
Başka bir konuyu yüce Meclisle paylaşmak istiyorum. Biraz önce, daha önce burada onlarca kez konuştum -Türkiye Büyük Millet Meclisinde- Artvin´de maden çıkartılmasına ilişkin, Cerattepe´ye ilişkin. Biraz önce, birkaç saat evvel yürütmeyi durdurma kararı çıktı Rize İdare Mahkemesinden. Bu bizim için çok önemli. Bakın, şu ana kadar bana 50´ye yakın mesaj geldi, şu saatlerde Artvin´de caddelerde, sokaklarda insanlar konvoy yapıyorlar. Bir kentin kimliğini, bir kentin coğrafyasını, bir kenti canavarların elinden -açık konuşayım- kurtarmanın keyfini yaşıyor Artvin. Artvinlinin bu kutsal mücadelesini, bu başarısını yüce Meclisten bir kere daha kutluyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu mücadeleye ilişkin olarak Artvinliler Rize İdare Mahkemesinde olumlu ÇED kararının iptali için bir dava açtılar. Bu dava yirmi beş yıla yakındır süren bir süreç. Daha önce Rize İdare Mahkemesi, Artvin´de maden çıkartılmamasına ilişkin kesinleşmiş, Danıştay’dan geçmiş olan bir karar verdi. Tahkimi bir kenara bırakın. Bu ülkede mahkeme kararlarının bile tanınmadığı, bir anlamda keenlemyekûn ilan edilmiş olduğu bir süreçle karşı karşıyayız. Bu mahkeme kararının varlığına rağmen, "Artvin´de maden çıkartılmaz. " şeklindeki mahkeme kararının kesim hükümle tescil edilmiş olmasına rağmen, ne yazık ki ilgili şirket maden çıkartmayla ilgili şeylerine devam etti.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanla -Orman Bakanıyla- bundan birkaç gün evvel bir görüşme yaptım. Burada yapmış olduğum sözlerde de söylemiştim. Ben avukatlık yaptığım yıllarda şöyleydi: 6831´i yani Orman Kanunu´nu ihlal edenlere ilişkin olarak devletin bir gücü vardı. Devlet bu kanunu ihlal edenlerin yani ağaç kesenlerin karşısına dikilir, biz de avukatlık yapıyorken o orman suçu işleyen kişilerin avukatlığını yapardık. Şimdi devir değişti arkadaşlar.
Bakın, Artvinliler yirmi güne yakındır ormana çıkıyorlar, ormanda nöbet tutuyorlar Orman İşletme Müdürlüğü, Orman Bölge Müdürlüğü ağaçları kesmesin diye. İnanmadığınızı tahmin ediyorum, abarttığımızı da düşünebilirsiniz. İnanılmayacak bir şey yani Artvinliler nöbet hâlinde. Siyasi parti ayrımı filan da yapmıyorum, sizinkiler de var işin içerisinde yani bu anlamda gerçekten dik duruş sergileyen, sizden de var, iktidar partisinden arkadaşlarımız da var, MHP´den arkadaşlarımız var, Cumhuriyet Halk Partililer var. Siyasal kimliklerini kenara koyuyorlar, diyorlar ki: "Ağaçlarımızı kesmeyin. "
Sayın Bakana -Sayın Veysel Eroğlu´na- dedim ki: "Sayın Bakan, bakın, aynı İzmir´de yaşanan cinayetin bir başka boyutunu Artvin´de yaşatmak istiyorsunuz. İzmir´de binlerce zeytin ağacını kestiler. Ya, bir bekleyin, şu yürütmeyi durdurma kararı bir çıksın. Eğer tersi çıkarsa, biz hukuka ve kanunlara saygılıyız, gereğini yaparız. Ama, bu karar çıkmadan, bir an evvel ağaç kesmedeki aceleciliğinizi anlayamıyorum. " Sayın Bakan -Orman Bakanı- çok derin bir terminoloji içerisinde neden ağaç kesmeleri gerektiğini bana anlattı.
Değerli arkadaşlar, bir kere daha söylüyorum, Artvinliler ağaçlar kesilmesin diye gündüz gece demeden ağaçların başında nöbet tutuyorlardı. Ama, bir şeyi öğrendik bu akşam: Bu ülkede hâlen -hani derler ya "Berlin´de hâkimler var. " diye- hâkimlerin olduğunu öğrendik, Rize´de bir mahkemenin olduğunu öğrendik. Rize İdare Mahkemesinin Başkanını ve yargıçlarını içtenlikle kutluyorum. Rize´de, burada yapılan keşifle, burada yapılacak olan bir maden çıkartma faaliyetinin bir kenti komple yok edeceğine ilişkin bir tabloyu ortaya koydular, bir fiilî durumu ortaya koydular. Aslında, verilen karar, bu yürütmeyi durdurma kararı bir ihsası reydir. İleride verilecek olan bir nihai kararın da hangi doğrultuda yapılacağına ilişkin gerçekten bir karar verdiler.
İki gün evvel İçişleri Komisyonunda Sayın Bakana seslendim: "Bakın, Artvinliler cumhuriyetin hiçbir döneminde devletle ve güvenlik güçleriyle karşı karşıya gelmediler. Bunu da, karşı karşıya getirme beceresini ne yazık ki sağlayacaksınız. Eğer bir tek Artvinlinin burnu kanarsa bunun bedeli ağır olur. " dedim. Artvinliyi devletle karşı karşıya getirmeyin. Artvinliler orada ormanlarını korumak için, ağaçlarını korumak için sabahlara kadar nöbet tutular; gelip de kimseye kimlik sormadılar, asayiş timleri kurmadılar değerli arkadaşlarım, böyle şeyler yapmadılar, bayrağı tartışmadılar, vergi toplamadılar, para basmadılar, "Ben devlet kuruyorum. " demediler Artvinliler. (CHP sıralarından alkışlar) "Cumhuriyete, Gazi Mustafa Kemal Atatürk´e, cumhuriyetin değerlerine bağlıyız. " dediler. Bunları anlayın.
Biz Artvin´de madeni istemiyoruz. Başka türlü mü konuşalım? Türkçe anlatıyoruz, istemiyoruz. Bu ihalenin nasıl yapıldığını biz biliyoruz. Buradan defalarca anlattım, ihaleye nasıl fesat karıştırıldığını da anlattım. Yapmayın bu işi, Artvinliler bu cinayeti istemiyor. Artvin´e gelenler bilir, bir kentin tepesinde beynimizi, varlığımızı, varlık nedenimizi ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz. Eğer orada ağaçları keserseniz orada kent diye bir şey kalmaz değerli arkadaşlarım. O nedenle, siyasal kimliklerini kenara koyarak diyorlar ki: "Yapmayın, bu cinayete, bu kıyıma ´Dur. ´ deyin. " O nedenle, bu akşam ki Rize İdare Mahkemesinin kararı hem Artvin için hem o coğrafya için hem oradaki tabiat için, flora için, fauna için çok önemli. O nedenle, bu verilen karar bizleri bir anlamda, kısmi de olsa rahatlattı.
2. KONUŞMA
Değerli milletvekilleri, biraz önce ifade etmiş olduğum, idare mahkemesinin yürütme durdurma kararındaki bir ibareyi sizinle paylaşmak istiyorum. Bundaki temel gerekçeyi yani bilirkişi raporundaki temel gerekçeyi kendilerine gerekçe olarak tesis ettiler. "Burada temel bir tercih yapılmalıdır. Ya Artvin ili yerleşim alanının bir kısmından ve nitelikli korunmaya ayrılmış alanlarından vazgeçilecek ve 4. 406 hektar alanda madencilik yapılmalı veya bu alan içinde herhangi bir şekilde madencilik yapılmasına izin verilmemelidir. " şeklinde bilirkişi raporu var.
Şimdi, değerli milletvekilleri, iktidar partisinin milletvekillerine sesleniyorum, bakın, 27 Mart 2002 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi oturumunda bizim de hemşerimiz olan, şu anda görev yapan değerli Bakan Faruk Çelik şöyle bir konuşma yapıyor, Sayın Bakan burada yok, siz iletirsiniz çok sevinirim. Bu mahkeme kararının gerekçesine teşkil eden dayanak ile Sayın Bakanın iktidar olmadan önce muhalefet milletvekiliyken yapmış olduğu konuşmayı buradan paylaşıyorum. Artvin´i savunmak için illa da burada olmaya gerek yok, bu tarafta da olsa savunulabilir, burada olunca demek ki buradan daha farklı görünüyor Artvin. Sayın Bakan diyor ki: "Yüzde 60 eğilimli, heyelanlı bir bölge olan Artvin ilimizde bu maden çalışmaları heyelanları daha da artıracaktır. Artvin ilinin ortadan kalkmasına sebep olacak sonuçların ortaya çıkma ihtimali yüksektir. " Sayın Bakan konuşuyor burada, devam ediyor. "Değerli milletvekilleri, Hükûmet, Artvin ilini ortadan kaldırmaya değil, Artvin ilini geliştirmeye dönük politikalar ortaya koymalıdır. Bu nedenle, yöre halkını ve yöre insanının sesine kulak vermelidir. Yöre halkı Artvin´in geleceğini; eğitim kenti olmasının sağlanmasında, eğitim ve orman fakülteleri çalışmasının tamamlanmasında, her ilçede yüksekokul açılması hedefinin gerçekleşmesinde ve tarım ürünlerinin geliştirilmesinde görmektedir. " En ilgincini de sonunda diyor: "Değerli milletvekilleri, ekolojik olmayan bir yatırımın uzun vadede ekonomik olmayacağının artık tartışılmaz bir gerçek olduğunun hepimiz tarafından bilinmesi gerekir. "
Sayın Faruk Çelik´i kutluyorum, kendisine de buradan seslendim, bu konuşmayı daha önceden de yaptım, "Sayın Bakanım, bu konuşmanızın arkasında mısınız?" dedim. Sayın Bakan "Evet, arkasındayım, altına imza atıyorum. " dedi. Bir Artvinli hemşehrimi buradan kutlamak da benim için önemlidir. Ben, Kabinen başka bakanlarına sesleniyorum, Enerji Bakanına sesleniyorum: İhale burada duruyor.
Değerli arkadaşlar, bir ihale düşünün, o ihaleye 1 kişi girebiliyor. Koşullar burada, savcılığa suç duyurusunda bulundum, hiçbir önemi yok, artık bir hukukçu olarak hukuka da inanmıyorum. Orman Bakanına yalvarıyoruz "Etmeyin, eylemeyin, şu yürütmeyi durdurma kararı çıkacak. " diye, "Hayır, bir an evvel ağaç kesimine başlamamız gerekir, böyle böyle bir tablo var. " diyor.
Değerli arkadaşlarım, halkın gücünün önünde hiç kimse duramaz. Halk, yasalardan da daha öte. Yani, bu ülkede yasaları değiştirmek önemli değil, kafaları değiştirmek önemli. Bakın, Murgul´da bu madenle ilişkili olarak bir siyanür havuzu girişimi oldu, bütün bir Murgul halkı ayağa kalktı ve buna ilişkin işlemi yapan Cengiz Group -hani, o, milletle özel bir ilişkisi olan bir beyefendi var ya onlar- bu kararlarını geri aldılar. Demek ki, halkın önünde hiçbir güç durmuyor.
Şimdi bu doğrultuda, sizin bir bakanınızın gelip bu Meclis kürsüsünden -çok değil, iktidar olmadan evvel yani bundan yaklaşık on iki sene evvel- bu şekildeki bir maden çıkartmanın cinayet olduğunu haykırdığı bir tabloda bugün "Hayır, bugün her şey normaldir, biz burada maden çıkartabiliriz. " diyebilir misiniz değerli arkadaşlarım? Bakın, bu kenti Artvin´e gelenler, görenler bilirler, yüzde 60, yüzde 70 eğilimli olan bir kent değerli arkadaşlarım. Bütün sulama kaynaklarımız kentin üzerinde, ağaçlarımız orada, yaşam alanlarımız oradan aşağı doğru geliyor. Siz diyorsunuz ki: "Efendim hiçbir şey olmaz, biz bu kenti yok edelim. " Hayır arkadaşlar, buna müsaade etmeyeceğiz. Bize bedeli, Artvinlilere bedeli ne olursa olsun bu girişime, bu cinayete seyirci kalmayacağız. O anlamda, bu akşam verilen karar -bugün, çok tesadüf oldu, aslında ben başka bir konuda konuşma yapacaktım ama- idare mahkemesinin vermiş olduğu bu karar, biraz önce de ifade ettiğim gibi, şu anda -telefonla da konuştum- Artvin´in caddelerinde, sokaklarında bir bayram havası içerisinde kutlanıyor. İnanıyorum ki bu yürütmeyi durdurma kararı bir ara karardır ama arkasından nihai karar da gelecektir. Ben, ülkemizde bütün bu karamsar tabloya rağmen, biraz önce de ifade ettiğim gibi bu mahkemenin kararını bizi rahatlattığına, Artvinlilerin bu mücadelesinde çok önemli bir kilometre taşı olduğuna inanıyorum. İnanıyorum ki bu kararla tahkimden öteye, mahkeme kararlarına herkesin uyması gerektiği gerçeğini, herkesin bir gün bir mahkemeye ve hâkimlere ihtiyacı olduğu gerçeğini de ortaya koyacaktır.
Şimdi, maden şirketinin sahipleri şunu düşünüyordur: Acaba biz nerede hata yaptık? Acaba nerede problem vardı?
Buradan, işin asıl büyük ortağına sesleniyorum, o kim olduğunu biliyor: Lütfen bu işten vazgeç. Bakın, bu ülkede her şey para değil. Nereye götüreceksiniz öbür tarafa doğru? Biz, asıl büyük ağabeyin, ortağın kim olduğunu biliyoruz. Onu da yeri ve zamanı geldiği zaman açıklayacağız” ifadelerine yer verdi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 22.11.2014 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle