Sağlık Bakanlığı'nın Karadeniz Bölgesi'nde İki Yıldır Yürüttüğü "Kanser Ve Kanser Risk Faktörleri Araştırması"nı Değerlendiren Nükleer Teknoloji Uzmanı Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, "Çernobil Türkiye'de Yoktur Diye Yalan Söylüyorlar" Dedi.
Sağlık Bakanlığı'nın Karadeniz Bölgesi'nde iki yıldır yürüttüğü "Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırması"nı değerlendiren nükleer teknoloji uzmanı Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, "Çernobil Türkiye'de yoktur diye yalan söylüyorlar" dedi.
Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Enerji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Sağlık Bakanlığı'nın Karadeniz Bölgesi'nde iki yıldır yürüttüğü Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırması'nın sonuçlarını değerlendirdi. Doç. Dr. Tanay Uyar, "Yapılan araştırma Isparta'nın temiz, Çernobil'den etkilenmemiş bir yer olduğunu söylüyor. Ama Karadeniz ile Isparta'da aynı oranda kansere rastlıyoruz' diyor. Bu rakamların eşit olması, Karadeniz'in Çernobil'den etkilenmediğini değil, ülkenin her tarafının aynı ölçüde Çernobil'den etkilendiğini gösteriyor" dedi.
Doç. Dr. Uyar'ın araştırma üzerine tespitleri şöyle:
BULUT TÜRKİYE'NİN ÜZERİNE ÇÖKTÜ
"Normalde doktorların bölgeleri birbiriyle karşılaştırıp burada daha az kanser var, burada daha fazla kanser var gibi bir değerlendirme yapmamaları gerekiyor. Çernobil'den çıkan bulutlar önce kuzeye, İsveç'e gitti. Hatta orada bir santralden dışarı sızıntı varmış gibi hissettiler. Ama daha sonra dışarıdan geldiğini tespit ettiler. Ardından da bulut yükseldi ve dönüp Türkiye'nin üzerine çöktü. "
ISPARTA DA KARADENİZ KADAR ETKİLENDİ
"Türkiye'nin yalnızca Karadeniz bölgesi değil, tüm bölgeleri bundan etkilendi. Bakanlığın yaptığı araştırma Isparta'nın temiz, Çernobil'den etkilenmemiş bir yer olduğunu söylüyor. Oysa bu ille Karadeniz'i karşılaştığımızda, bu, kansere rastlamıyoruz' değil, aynı oranda kansere rastlıyoruz' anlamına geliyor.
Bu rakamların eşit olması, Çernobil'e ilişkin yapılan raporlamalara göre, Karadeniz'in Çernobil'den etkilenmediğini değil, ülkenin her tarafının aynı ölçüde kanserden etkilendiğini gösteriyor. Isparta ve Karadeniz'de kanser oranlarının aynı olması, Çernobil'den aynı şekilde etkilendiklerini gösterir. Bunu kanıtlamak için Çernobil raporları ve bulutların gidip Türkiye'nin üzerine çöktüğüne dair uydu fotoğrafları var. "
TÜRKİYE'DE ÖLÇÜM YAPILMADI
"Türkiye'de Çernobil incelemeleri yapılmadı, yalnızca Avrupa bölgesinde yapıldı. Çernobil'den gelen radyasyonun satıh taranarak nerelerde yoğun olarak bulunduğunun ölçümü yapılmadı. Kanser vakaları sigaradandır, Çernobil'den değildir' sözü, Türkiye'nin bütünü Çernobil'den etkilendiği için bana göre anlamsız ve çok da bilimsel olmayan bir tespit. "
ÖLDÜRMEYEN RADYASYON YOKTUR
"Trakya ve Karadeniz'de yaşayanlar 59 milirem, diğer yörelerde yaşayanlar da 50 milirem radyasyon aldı, diyerek insanları birimlere boğuyorlar. Doğal çevreye uyumlu savaş olmayacağı gibi, radyasyonun da insanı öldürmeyeni yoktur. Kısa süreli alırsınız, o nedenle yayılır ki vücudu birden tahrip etmesin. Radyasyon radyasyondur ve maruz kalınmaması gerekir. Hücreler üzerinde etkilidir.
Ben nükleer mühendis olarak mezun oldum. Bizim kitaplarımızda, herhangi bir önlem 10 bin dolardan fazlasını gerektiriyorsa, ama karşılığında bir kişi ölüyorsa, o önlemi almaya gerek yoktur gibi mühendislik hesapları vardı.
Doğal çevreye ve insan sağlığına zarar veren bir şeyle uğraşınca, onun yapılmasını makul kılmak için bu tür sınırlamalar koyuyorsunuz. İnsanı zehirlemenin sınırı olur mu? Zehirlenmemesi gerekir. İnsan doğal çevrede yaşayacak ve bunun da enerji üretim biçimleri var. Dolayısıyla milirem farkı yoktur. Bu, bana sorarsanız insani bir şey değil. "
ÇERNOBİL'DEN ETKİLENENLERİN YARISI TÜRKİYE'DE
"Son yapılan ve Çernobil'in 20'nci yılında açıklanan The Other Report on Chernobyl-Çernobil Üzerine Diğer Rapor' araştırması verilerine göre 3060 bin arasında kişinin kanserden ölümü bekleniyor.
Çernobil'in etkilerinin yarısı Batı Avrupa'ya düşmüş. Peki diğer yarısı nerede? Bu tür bir araştırma Türkiye'de yapılmadığı için diğer yarısının Türkiye'ye düştüğünü göremiyoruz.
Türkiye'de Çernobil üzerine yapılan bu araştırma ise Çernobil'in kanser vakalarında bir etkisi yoktur, Karadeniz ile Isparta arasında fark yoktur' diyor. Bizim argümanımız kaç milirem olduğu falan değil, Çernobil'den tüm Türkiye'nin etkilendiği. Türkiye'de yoktur diye bir yalan söylüyorlar ve onun üzerine birkaç yalan daha ekliyorlar. "
TARTIŞMANIN BİÇİMİ YANLIŞ
"Gazete ve televizyonlar araştırmanın bilimsel olmadığını söylüyor. Sağlık Bakanlığı ise bilimsel diyor. Ama ben zaten tartışma biçiminin yanlış olduğunu söylüyorum. Herkes ulaşabildiği bilgilerle ve bu işten anladığı kadarıyla bir tarafa çekiştiriyor.
Çernobil'in 20'nci yılında, araştırma verilerinin değerlendirildiği toplantıda Türkiye'den ben ve birkaç gazeteci daha vardı. O bilginin burada nasıl olsa olmayacağını ve kimsenin bunu fark etmeyeceğini düşünerek bu şekilde yaklaşıyorlar.
Toplantıya katılıp bilgi verenler de bu detayı bilmedikleri için tartışmayı alakasız bir yerden yürütüyorlar. Ben bunun kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum. "
İNSANLARIN RAHAT ÖLMESİ SAĞLANMALIYDI
"Çernobil'in hemen ardından Türkiye'de tüm ölçümler yapılıp nerelerde kirlenme olduğu tespit edilmeli, insanların hangileri ölecekse onların rahat bir şekilde ölmelerine olanak sağlanmalıydı. Radyasyon buraya gelmişti ve insanlar ölecekti. Bunun nedeninin Çernobil olduğunu söylemek gerekiyordu.
Ukrayna kuzeyde olunca sorun hep kuzeyde diye bakılıyor. Ama makro düzeyde baktığınız zaman bunun bulutlarla tüm Anadolu'ya yayıldığının anlatılması gerekiyordu. Bunu da Atom Enerjisi Kurumu'ndaki insanlar yapacaktı.
Buradaki uzmanların yaptığı çalışmaları, Hayır böyle bir şey yoktur' diyerek kamuoyuna duyurmadığınız zaman bütün yurttaşlara karşı olan sorumluluğunuzu da yerine getirmemiş oluyorsunuz.
Araştırmadaki asıl sorun bu konunun bilinmemesinden kaynaklanıyor. Savunanlar Çernobil'de ne olmuş, radyasyonu nerelere dağılmış bilmedikleri için, kamudakiler de ölçmüşlerse de olmadığını kanıtlamak için çabalıyorlar. Çünkü bir yandan da Türkiye'de nükleer santral kurmaya çalışıyorlar. "
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 05.09.2006 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle