Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulunca yapılan açıklamada "Gazetecilere yönelik yüzlerce yılı bulan davaların yarattığı baskılar ve birçok meslektaşımıza yönelik olarak gelişen ölüm tehditleri devam ediyor. 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde, basın özgürlüğü önündeki engellerden hükümetin de rahatsızlık duyup çözüm üretmesini diliyoruz" denildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında "Bir yılda basın özgürlüğüne saygıda 127. sıradan 138. sıraya geriledik. Basın özgürlüğü önündeki artan engellerden, salt gazetecilik yaptığı için cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü bulunan meslektaşlarımızın durumundan ve gazetecilere açılan davaların artmasından hükümetin de rahatsızlık duymasını ve çözüm üretmesini diliyoruz" denildi.
Türkiye'de demokrasinin birinci şartı olan basın özgürlüğünün ve hukukun üstünlüğü ilkesinin ayaklar altına alındığına dikkat çeken Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, özgür basının sindirilmeye çalışıldığını vurguladı. Cemiyet'in açıklaması şöyle:
"Türkiye'de özgür basın sindirilmeye çalışılıyor. Cezaevinde 67 gazeteci tutuklu, 2 bini aşkın gazeteci yargılanıyor. 10 bin gazetecinin hakkında soruşturma yürüyor. Gazetecilere yönelik yüzlerce yılı bulan davaların yarattığı baskılar ve ayrıca birçok meslektaşımıza yönelik olarak gelişen ölüm tehditleri devam ediyor.
Sahada görev yapan muhabir, foto muhabiri ve kameraman meslektaşlarımız kolluk güçlerinin ve politikacıların korumaları tarafından hırpalanıyor. Yıpranma hakları ellerinden alınan gazetecilerin sendikasız, iş güvencesiz çalışmalarına hükümet seyirci kalmaya devam ediyor. Bu konuda çaba gösteren meslek örgütlerinin talepleri yok sayılıyor. Yüzlerce meslektaşımız her yıl sistematik olarak işten çıkarılıyor. Siyaset-medya-sermaye ilişkilerinde karşılıklı çıkarlar göz önünde tutularak gazetecinin denetim işlevi baltalanmaya çalışılıyor. 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Gününde, bağımsız ve bağlantısız Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak, basın özgürlüğünün ve düşünceyi ifade özgürlüğünün bireylerin en doğal hakkı olarak kabul edildiği bir Türkiye için tüm meslektaşlarımızı mücadeleye çağırıyoruz. "
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 05.05.2011 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle