Bundan üç yıl önce bir Kasım günü, annemin cenazesinde, gök delinmiş gibi yağan Hopa yağmurunun altında elini öpmeye davrandım Cavit amcanın. Öptürmedi, 'başın sağ olsun' dedi. Ben hemen yanıtladım: 'Senin de. . . Hepimizin de. ' Cavit amcanın yüzünde iki yıl önce kaybettiği güzel oğlunun acısı o günkü gibi duruyordu.
Cavit Koyuncu, babamın ve amcamın arkadaşı. Hopa'da herkes onu sever. Cavit amcanın oğlu ise Hopa'nın, Karadeniz'in, sonra İstanbul'un, sonra da bütün Türkiye'nin sevdiği Kazım Koyuncu. Bir parçası babaannem 'Lütfiye dadi' ölünce, bir parçası nenem Makbule ölünce eksilen dilimizi, sesimizi, ağıtlarımızı ve sevdalarımızı yeniden yeşillendiren insan.
İstanbul'da konserlerde, savaş karşıtı eylemlerde, Irak'ın işgaline karşı etkinliklerde, Barışa Rock'ta bir de İstiklal Caddesinde rastlaşırdık bazen onunla. En son, hasta olmuştu ama henüz ona çok yakışan uzun ve dağınık saçları vardı. İstiklal Caddesinde bir akşamüstü plakçıdan çıkarken rastlaştık. Benim yanımda, yine Hopalı bir arkadaşım, Ada Müzik'ten İlker vardı. Seslendi hemen 'Nasılsın Kazımiçkimi?'. . . Sarıldık öpüştük ikimiz de. 'İyiyim abi' dedi, 'Çalışıyorduk, sıkıldım çıktım arkadaşları dolaşayım dedim. . . '
Ayaküstü kısa sohbet sırasında, selam verenlere selam veriyordu bir yandan Kazım. O kalabalık ve ışıklı caddede çok dostu vardı. Bu büyük şehirde de çok seveni. Nitekim bundan tam beş yıl önce, yaşama gözlerini yumduğunun ertesi günü Harbiye Açıkhava Tiyatrosunda binlerce kişiyle yapılan törenden sonra, tulum ve cenazeyle birlikte Taksim'e doğru akan kalabalık oradan da İstiklal Caddesine girdiğinde, Cadde'nin bütün müzik dükkânlarında Kazım Koyuncu'nun şarkıları çalıyordu. Şarkılar bizimle birlikte sanki yürüyordu, Taksim'den Tünel'e. . .
Ölümünden beş yıl sonra, bugün İstanbul'da hüzünlü bir yağmur yağıyor. İstiklal Caddesindeki tüm plakçılar yine onun şarkılarını çalıyor. Üç gün öncesinden başladı, resimleri, videoları dolaşıyor bilgisayarlarda. Gazetelerde fotoğrafları var. Kulaklıklarda Kazım'ın sesi. . . Cadde'de yürüyüş yapılacak, aydınlık yüzlü çocuklar onun şarkılarını çalacak. Pançol'da mezarı başında toplanıp "Kazimişi gzas vorert" (Kazım'ın yürüdüğü yoldayız) diyecek her yerden hemşerileri.
'Kimsin sen?' diye sormuşlar adama. 'Lazım' demiş. 'Peki, Laz olmasaydın ne olurdun?' diye üstelemişler. 'Çok mahcup olurdum' demiş. Öyle kıymetlidir herkesin dili, kültürü, kimliği. Birinin diğerine zararı yoktur farklı dilden şarkıların. Hepsi birbirine yakışır. Bugünlerde yeniden savaş nutukları atılıyor, gencecik insanlar ölüyor. Arkalarından atılan hamaset nutukları yeni acılara çanak tutuyor. Kazım'ın ne demek istediğini herkes anladı bu ülkede ve Lazı, Kürdü, Türkü, Hemşinlisi, Çerkezi bağrına bastı onu. Bir devlet anlamamış. . .
Halkların kardeşliği, eşitlikten, özgürlükten, adaletten, çok dilli, çok kültürlülükten geçer. Kazım Koyuncu olmak, halkının sesine sahip çıkarak halkların kardeşliğini pekiştirmektir. Ben üç isimli, üç dilli köyüm Azlağa'da 100 yaşına yaklaşan 'dadi'lerin onun kendi dilinden şarkısını dinlerken nasıl gözlerinin parladığını unutamam.
Kazım Koyuncu kısacık yaşamında umutlu bir ezgi ve bir kardeşlik bayrağı gibi dalgalandı bu topraklarda. O yüzden hiç unutulmayacak. Hopa'da olduğu kadar, Diyarbakır'da da, İstanbul'da da anılacak.
Barışa, kardeşliğe yol vermeyenler, kadim bir inat uğruna bugünü ve yarınımızı karartanlar ise tarihin çöp sepetinde yerlerini alacaklar. . .
Gelin, Kazım'a verelim kulağımızı, o yeşil dilimde hala şöyle diyor:
Va Mişkunan (Bilmiyoruz)
Bilmiyoruz bilmiyoruz Ne söyleyeyim şimdi Bilmiyoruz bilmiyoruz Gelecek günler bizim için Nasıl olacak Bilmiyoruz bilmiyoruz Yarına ne diyeceğiz? Biliyoruz Yollarda şarkılar söyleyeceğiz Gelinler bize çocuk büyütecek Çocuklarımız şarkılar söyleyecek Dilimiz ölmeyecek ölmeyecek ölmeyecek Bilmiyoruz bilmiyoruz Yarına ne diyeceğiz Bilmiyoruz bilmiyoruz Korkuyoruz Yaşlı kadınlarımız hep ölüyor Artık bulunmuyor kukumboli Bilmiyoruz bilmiyoruz. . .
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 25.06.2010 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle