14 Mayıs Çiftçiler günü dolayısıyla Artvin'de görev yapan yerel gazete mensuplarıyla, Artvin Ziraat Odası Başkanı, Ziraat Odası Meclis Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri kahvaltıda bir araya geldi.
Artvin'in elit restoranlarından biri olan Çardak Restoran'da düzenlenen kahvaltılı toplantıya Artvin Ziraat Odası Başkanı Köksal Portakal, Ziraat Odası Meclis Başkanı Cemal Ulutürk, Başkan yardımcısı Mustafa Gerez, Yönetim Kurulu üyesi Ekrem Uçar, Demokrat Çoruh Gazetesi Sorumlu Müdürü Sevgi Boydağ, Serhad Artvin Gazetesi Muhabiri Ayten Öztürk, Dost Artvin Gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü Akın Avcı, Artvin Söz Gazetesi İmtiyaz Sahibi Yaşar Kars, 08 Haber gazetesi muhabiri Hakan Aydın, Demokrat Çoruh gazetesi muhabiri Adem Güngör katıldı.
Sohbet şeklinde geçen kahvaltılı toplantıda Artvin Ziraat Odası Başkanı Köksal Portakal, 14 Mayıs Çiftçiler gününün bayram havasında kutlanması gerekirken buruk bir havada kutlandığını belirtti. Çiftçilerin içinde bulunduğu durumun 1980'lı yılların sonrasında uygulanan yanlış devlet politikalarının sonucu olduğuna değinerek Avrupa Birliği uyum programı çerçevesinde Türkiye çiftçisinin bitirilme noktasına getirildiğini, kendi kendine yeten bir ülke konumundan her alanda dışa bağımlı bir ülke konumuna düştüğünü kaydetti. Köksal Portakal ayrıca Türkiye'nin genel gündemi ile ilgili yaptığı açıklamalarda, et ithalatının Türkiye'de ki bir ithal et lobisi tarafından izninin çıkacağı bilinerek açık denizlerde ki gemilerde hayvanlar olduğunu ve bu iznin çıkması ile birlikte Güney Amerika ülkelerinden bile Türkiye'ye hayvan satmak isteyen şirketler olduğunu söyledi. Et fiyatındaki suni düşüşün çiftçinin geleceği açısından çok tehlikeli olduğunu belirterek iki, üç yıl sonra et fiyatları 60 veya 70 lira olacak. Hayvan yemine yüzde 250 zam gelirken önlem almayan devlet, et fiyatlarına gelen yüzde 40'lık zam gelene kadar müdahale etmeliydi diye konuştu. Portakal, Artvin'de sanayide bir kişiye iş verebilmek için 150 bin liralık bir yatırım gerektiğini tarımda ise 40 bin lira olduğunu belirtirken Artvin'in geleceği açısından turizm ve eğitim kadar tarımında önemli olduğunu belirtti.
Uygulanan Politikalar BOP İle Bağlantılı
Artvin Ziraat Odası Başkanı Köksal Portakal Artvin ile ilgili yaptığı değerlendirmelerde, Artvin'in yüzde 9 tarım alanına sahip olduğunu ve bununda üçüncü ve dördüncü sınıf tarım alanı olduğunu söyledi. Portakal, zaten yeterli olmayan yüzde 9'luk tarım alanının yüzde 50'sinin HES projeleriyle tamamen ortadan kaldırılacağını dedi. Bu uygulanan politikaların Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile bağlantısı olduğuna değinen Portakal, küresel ısınmadan en son etkilenecek bölgelerin Rize, Batum ve Artvin olduğunu kaydederek bunun bir göç ettirme politikası olduğunu söyledi.
Artvin'in Gelişimi İçin Organik Tarım En Önemli Unsurdur
Artvin Ziraat Odası Başkanı Köksal Portakal, Artvin'in gelişimi için turizm ve eğitimin çok önemli olduğunu belirten yetkililerin organik tarımı daha çok ön plana çıkarmaları gerekmektedir diye konuştu. Biz siyaset yapmıyoruz. Bunun adı siyasetse de çiftçimizin geleceğini kurtarmak içindir dedi. Başkan Köksal Portakal konuşmasının devamında, " 1970'li yıllarda kendi ürettiği ürünlerin kendi insanının beslenmesine yeten nadir ülkelerden biri iken, bugün tarımsal ürün ithal eden bir ülke durumundayız. 1980'li yıllardan itibaren sanayi toplumu olacağız derken Tarım sektörümüzü de kaybettik gözden kaçırdığımız nokta ise Tarımsal kalkınmasını gerçekleştiremeyen hiçbir ülkelerin sanayi kalkınmasını gerçekleştiremeyeceği idi. Yani çiftçinin (üreticinin) cebine azda olsa para girmeye başlamış, üretici üç yıllık zararının bir kısmının telafi etmeye başlamıştı. Bunu gören ithalat lobileri hükümete et ithaline izin verilmesi için baskı yapmaya başladılar. Tarım Bakanımız başta olmak üzere Tarım Bakanlığı yetkilileri defalarca et ithaline izin verilmeyeceğini beyan etmesine rağmen 2010 yılının Nisan ayı içerisinde et ithalatına izin verdiler.
Ülkemizdeki et fiyatlarının ortalamasının en büyük sebebi 2008-2009 yıllarında yaşanan kuraklıkta Devletimizin üreticiye yeterli desteği vermemesi ve bunun sonucu olarak, yaklaşık 4 milyon küçükbaş ile 1 milyon büyükbaş damızlık hayvanın, zararın neresinden dönersem kardır mantığı ile üretici tarafından çok ucuz fiyatlarla kasaba verilmiştir. Bu gün yapılacak ithalatla belki şu anki et fiyatları aşağı çekilebilir. Fakat iki-üç yıl sonra et fiyatları bugünkünün en az 2-3 katı olur. Biz Ziraat Odası olarak diyoruz ki et ithalatı yapmak yerli üreticiyi iflas ettirmekle eşdeğerdir.
Eğer yurtdışından ithalat yapılacaksa bu kasaplık hayvan veya et şeklinde değil üretim materyali olarak damızlık hayvan ithal edilmeli, bu hayvanlar üreticiye dağıtılmalı ve üretim materyali olarak kullanılmalıdır.
Biz Ziraat Odaları Birliği olarak, 22 Kasım 2009 tarihinde yayınladığımız basın bildirisinde bu konudaki çözüm önerilerimizi kamuoyu ile paylaştık. Buna rağmen yetkili makamlar ithalat lobilerinin etkisinde kalarak, Et ve kasaplık hayvan ithalinde izin verdiler. Gelecek yıllarda ülkemizin böyle sorunlarla karşılaşmaması için önerilerimiz;
1 -Hayvan üretimine acilen destek verilmelidir.
2-Kısır olmayan ve ciddi bir hastalığı bulunmayan dişi hayvanların kesimine müsaade edilmemelidir.
3-Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makas alınacak tedbirlerle daraltılmalıdır. .
4-Kaçak ve kontrolsüz kesimler önemli, bunun için aynen büyükbaş hayvanlara olduğu gibi, küçükbaş hayvanlara de kimliklendirilmelidir.
5-Üretim materyalinin düşmesi için meralarımız ıslah edilmeli ve üreticiye açılmalıdır.
6-Buzağı, kuzu ve oğlak gibi yavru hayvanların ölümüne neden olan hastalıklarla mücadele edilmelidir.
7-Dünya silah ticareti gibi gıda ticaretinin yapılacağı yöne doğru kaymaktadır. Bu konjöktürde Türkiye üreticisini koruyacak ve gıda güvenliğini sağlayacak tedbirleri mutlaka almalıdır.
8-Üretimi artırmak için gerekirse sıfır faizli krediler verilmelidir.
9-Türkiye kesinlikle et ve canlı hayvan ithal etmemeli, ithal edilecek hayvanlar kesinlikle damızlık olmalı ve üretimde kullanılmalı, ülkemizdeki hayvan ırklarının ıslahı için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
10-Komşu ülkelerden kaçak hayvan girişi mutlaka önlenmelidir. "ifadelerine yer verdi.
Kahvaltılı toplantı soru cevap şeklinde geçen sohbetle sona erdi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 14.05.2010 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle