Rize Chp İl Başkanı Saltuk Peşini Bırakmıyor

16/06/2020 10:11

Chp'li Saltuk Deniz: Çay Tır'ı Devrilen Firmanın Canı Sıkılmış, Bu İşin Peşini Bırakmayacağız.


Rize Chp İl Başkanı Saltuk Peşini Bırakmıyor

Haber: Hayati Akbaş







CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, Rize'ye giderken devrilen bir TIR'da 21, 2 ton kuru çay olduğu ortaya çıkmasının ardından yaptıkları açıklamalardan TIR'ı devrilen tütün firmasının rahatsız olduğunu belirtti.

"Canınız sıkılmaya devam edecek çünkü bu işin peşini bırakmayacağız" diyen Deniz yazılı açıklama yaptı.

Saltuk Deniz basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

ÇAY TIRI DEVRİLEN TÜTÜN FİRMASI AÇIKLAMALARIMIZDAN CANI SIKILMIŞ. . CANINIZ SIKILMAYA DEVAM EDECEK ÇÜNKÜ BU İŞİNİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ.

Türkiye’nin Çayına ve Çay sektörüne zarar veren ve verecek olan, onun Pazar payını daraltacak olan her türlü girişime karşı çıkacağız, bu tavrımızdan canları sıkılan varsa, şimdiden söyleyelim canları daha da sıkılacak. Çünkü bu işin, bu tür ticaretin peşini bırakmayacağız.

Bu olay sadece devrilen bir TIR ve ortaya saçılan çaylar değildir. Bu olay saçılan Çaylarla birlikte ortaya savrulan konulardır. İthalat adı altında sağlanan büyük rantlardır.

Çay üreticisini yoksullaşmaya mahkûm edilirken çok büyük rantlar oluşturulmaktadır. İthal edilen Çaylar Türkiye’de 100-150 ve hatta daha yüksek fiyatlarda satılmaktadır.

Çaysiad’ın raporlarına göre Sri Lanka’dan 2016 yılında 22, 6 Bin ton olan ithalatımız 2017 yılında 31, 8 bin tona çıkmış ve Sri Lanka’dan en çok çay ithal eden ülkeyiz.

Kendi çayınız iç piyasada(raftaki paketlenmiş kuru çay) 30-40 TL’den zor satılırken, kendi çayımızı pahalı diye yurt dışına satamazken, dışarıdan ithal edeceğiniz çay 100-150 TL’den satılacak ve bu Pazar sürekli olarak büyüyecek ve biz ne oluyor demeyeceğiz!

2008 yılında Türk firmaları yapmış oldukları alımlarla Sri Lanka’da Çay fiyatlarının yükselmelerine neden olacaklar, kendi çay üreticilerimiz yoksullaşmaya ve mağdur olmaya devam edecek ve biz bunlara ses çıkarmayacağız.

Firma sahibi devletimize ve milletimize bağlıyız diyor. Ne zamandan beridir, kendi üreticin varken, kendi ürünün varken dışarıdan mal ithal edip ben devletime ve milletime bağlıyım diyoruz.

Neredeyse Yut dışından çay ithalatı yapıyorum ve en büyük vatansever benim diyecekler. Kimsenin kimseyi vatan hainliği ile suçlamadığı bir süreçte Neyi saklamaya çalışıyorsunuz da hemen bu tür bir söyleme sığınma ihtiyacı duydunuz merak ettik.

Geleneksel olarak Türk çayının dışında aktarlarda ve raflarda bulunan yabancı menşeli çaylar, resmi ithal bile olsa halk arasında “ kaçak çay” diye tanımlanır. (ki buna da Gümrük Komisyoncusu da itiraf ediyor)

Bu çayların vergili getiriliyor olması bu geleneksel tanımlanmayı ortadan kaldırmaz, bu deyim aynı zamanda o çaylara çekicilik yaratıp ve ekonomik değer kazanmasını neden olur. O nedenle şimdiye hiç kimse bunlar kaçak çay değildir dememiştir. Şimdi biz sorunca bunlar kaçak çay değildir deniyor.

Özetle, bizde geleneksel deyimdir Yabancı kaynaklı çaylara , “Kaçak çay “demek. Ayrıca bu resmi olarak getirilen Çaylar Türkiye de paketlenip Sri Lanka çayını temsil eden aslan resimleri ile paketlenip seylan çayı diye pazarlanıyor. Bunların önemli bir kısmı da marka tescili alınmadan pazarlanıyor ve doğal olarak kaçak çay oluyorlar.

Peki bunu biz mi diyoruz 24. 08. 2019 tarihinde Sputnik de yapılan açıklamaya göre “Genellikle aktarlarda satılan ve halk arasında 'kaçak çay' olarak bilinen Seylan çayına ilişkin Sri Lanka Çay Kurulu açıklama yaptı. Kurul, Seylan çayıyla ilgili ticari markayı hibe eden tek organ olduğunu ve kaçak çayların ihbar edilmesini istedi. “

Yani bu çayların kaçak olduğunu biz değil Sri Lanka Çay Kurulu söylüyor.

Yani sadece vergisini verip getirmekle Çayın kaçak olmamasını sağlamıyorsunuz.

BURADA TERS BİR TİCARET VAR BUNUN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUZ,

Türkiye’de yabancı markalar adı altında satılan tüm çayların menşei ve terkibi araştırılsın ve açıklansın. Görelim bakalım içlerinde hangi tür çaylar var.

Bu birkaç gün içinde yapmış olduğumuz araştırmadan sezinlediğimiz şudur, yurt dışından getirilen ve maliyeti (sadece geliş maliyeti ) 8-9 dolar olan çaylar Türk çaylarını (fire olarak dışarıda bırakılan lifler veya toz çaylar yada çaylar) ile karıştırılarak Seylan Çayı adı altında 100-150 TL den satılmaktadır.

İşte kaçak dediğimiz işte Türk Çayına haksızlık dediğimiz uygulama budur. Bunun araştırılması ve ortaya çıkarılması gerekmektedir. Sri Lankalı yetkililerin bile kaç çay dedikleri bu uygulamanın aydınlatılması gerekmektedir.

Suçlama yapmıyoruz. Yetkilileri gerekli çalışmaları yapmaya ve konuyu aydınlatmaya çağırıyoruz.

Bu uygulama ile Türk halkının kendi çayı kullanılarak Seylan Çayıymış algısı yaratılarak damak zevki değiştirilmekte ve yaygın bir doğal talep yaratılmaya çalışılmaktadır.

Bu iş artık öyle bir noktaya gelmiştir Sri Lankalı yetkililer Çay konusunda birlikte çalışalım açıklaması yapmaktadırlar.

YILLARDIR TÜRK ÇAYI PAHALI, BU YÜZDEN ÇAY ÜRETİCİSİNE ZAM YAPAMIYORUZ, ÇAYI İHRAÇ EDEMİYORUZ SÖZLERİ YALANMIYDI?

Bir soru daha soruyoruz? Yıllardır Türk Çayı pahalı bu yüzden yurt dışına Çay ihraç edemiyoruz ve bu nedenle Çay alım fiyatlarına zam yapamayız diye bir söylem vardır.

Sri Lanka’nın çayı ülkemizde 100-150 tl den satılabiliyor da bizim çay yurt dışında nasıl oluyor da aynı fiyatlarda ya da daha düşük fiyatlarda satılamıyor. Ki biz Çay tüketim pazarına daha yakınız?Yoksa Çay üreticilerimiz yıllarca bu yalanlarla mı kandırıldı?

Gelelim devredilen TIR’daki Çaylara. Bunlar daha “ŞÜPHELİ ÇAYDIR”

Bu çayların muayenesi yapılmamıştır, gümrük işlemleri tamamlanıp vergisi ödenip daha kesin ithalatı yapılmamıştır. Teknik olarak bu çaylar zaten ithalatı kesinleşmediği için “şüpheli” çaylardır. Analiz sonucu olumsuz gelirse iade edilecektir.

KAZADA KULLANIM DIŞA KALAN 4 TON ÇAY NEREDE?

Ayrıca kaza sonucu 4 ton çayın kullanım dışı olduğu belirtilmişti. Bu çaylar nerededir. Yollarda savrulmuş halde midir? Saklanmakta mıdır, imha edilmiş midir?

Bunlarında yanıtını bekliyoruz.

Kaza olduktan sonra lütfedip ve hatta Rize 'ye bile gelmeyip bulundukları yerden basın açıklaması gönderenlerin konuya ne kadar ciddi yaklaştıklarını de görmekteyiz.

Kayıtlı sermayelerinin hepsiyle çay ithalat edip te bunların kaza ile devrilmesine rağmen bile gelip çaylarına sahip çıkmayanların açıklamalarını ciddiye alacak değiliz.

Bu kadar rahatlık aslında bu çayların arkasında daha büyük ve güçlü sermaye guruplarının yer aldığının da işaretini vermektedir. Borsa başkanına yapılan teşekkürü de anlamış değiliz.

İLGİLİ FİRMAYA SORUYORUZ

Gümrük komisyoncusu açıklama yapıp bize gümrük işleminin nasıl yapıldığını anlatmaya çalışıyor. Komikleşmek bu kadar olur.

Mal sahibi de vatanseverlik dersi vermeye çalışıyor, siyasi partileri olayı çarpıtmakla suçluyor.

Kazadan 7 gün sonra açıklama yapılmasının şüpheli olmayan hangi yönü var.

Kayıtlı odasında telefon numarası bile olmayanların, olayın olduğu an yada ertesi gün açıklama yapmayanların bizi konuyu çarpıtmakla suçlamak hakkı olamaz.

Soruyoruz bu 7 gün boyunca ne yaptınız. Bir şeyler kapatmaya mı çalıştınız? Merak ediyoruz?

Siz bu çayı hangi marka ile paketleyip satıyorsunuz, Paketlemeyi nerede yapıyorsunuz?

Sri Lanka Çay kurulundan izin aldınız mı? Siz kendiniz paketleyip satmıyorsanız bu çayları kime getirdiniz ?

AÇIKLAMALARIMIZDAN FİRMANIN CANI SIKILMIŞ , YAPACAK BİR ŞEY YOK. .

Biz görevimizi yapıyoruz. Şüpheli gördüğümüz her şeyi sorarız hakkında araştırma yaparız, en yetkili kurumlarda dile getiririz.

Bundan sonra da aynısını yapmaya devam edeceğiz. Alışılsa iyi olur.

Firmanın canı sıkılmış yapacak bir şey yok. Bu çizgimizi aynen sürdüreceğiz.

Biz olayı çarpıtmıyoruz konuyu sorular sorarak açıklamaya ve anlamaya çalışıyoruz.

Her sorduğumuz soruda yeni şeyler ortaya çıkıyor ve bizde onları ortaya koyuyoruz.

Her geçen gün çay ithalatı adı altında yaratılan rantı görüyoruz ve bunu kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

Biz bir tek Türk Çay üreticilerine ve Türk Çay sektörüne karşı sorumluyuz. Bir tek onların çıkarlarını savunuruz.

Bunun içinde kimseden icazet almayız hele de lütfedip Rize’ye gelmeden oturduğu yerden ahkâm kesenlerden icazet alacak değiliz.

Çayımızı korumak zorundayız, çay üreticimizi korumak zorundayız, ÇAYKUR’u ve yerli özel sektör işletmelerimizi korumak zorundayız.

Cumhuriyetin çay politikası ve bizim Çay politikamız tükettiğimiz her şeyi kendimizin üretmesidir. Çay tarımı da bu amaçla bölgeye getirilmiştir.

Çayı bölgeye getiren partinin yöneticileri olarak bizler bu amaca sonuca kadar bağlı kalacağız. Ve Türk çayına zarar verecek her türlü uygulamaya karşı çıkacağız ve hepsini kaçak çay ilan edeceğiz, etmeye de devam edeceğiz. "

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 16.06.2020 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Şehir Plancıları Hopa’nın Haritasın...
 » Hopa’da Gergin Anlar...
 » Makedonyalı Türk Gençler Çaykur'un...
 » Hopa Uluslararası Lojistik Kongresi...
 » Dsi Artvin Bölge Müdürü Yıldız’dan...
 » Tiflis - Trabzon Direkt Uçuşları Ba...
 » Bakan Uraloğlu’ndan Rize - Artvin H...
 » Kemalpaşa Kaymakamı Ayaz Denetime Ç...
 » Kokarca Böceği İstilasına Rize Bele...
 » Başkan Erhan Yılmaz’dan İşadamı İsm...