Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu üyesi Av. Bedrettin Kalın, son günlerde bazı basın yayın organlarında çıkan haberlerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu üyesi Av. Bedrettin Kalın, Cerattepe’ deki maden çalışmalarına karşı mahkeme sürecinin devam ettiğini belirterek şunları söyledi, “Bilindiği üzere ikinci ÇED’le ilgili davamızı 2015 yılında açmıştık. Bu davanın 2016 yılında keşfin ardından Eylül ayında da duruşması yapıldı. Mahkemenin hazırlamış olduğu kararda davanın reddine ilişkin karar verilmişti. Zaten duruşma sırasında mahkeme heyetini reddetmiştik. Ancak oradaki usule de uyulmaksızın dosya doğrudan Danıştay 14. Dairesine gönderildi. Hem hakim’ired talebimizle ilgili Danıştay 14. Dairesinin bir karar vermesi gerekiyor, hem de davanın esasıyla ilişkin bir karar vermesi gerekiyor. Yani red kararını temiz etmiş olduğumuz için bu konuda bir karar verilmesi gerekiyor. Bütün temiz taleplerimizi aynı zamanda yürütmeyi durdurma talepli açıyoruz” dedi.
Kalın: Yürütmeyi Durdurma Talebi Başlı Başına Bir Karar Değildir
Kalın, “yürütmeyi durdurma talebi başlı başına bir dava değil. Bu bir ara karar niteliğinde bir karardır. Hem davacılar yönünden hem de davalılar yönünden bizim kazandığımız davalarda da, bizim lehimize yürütmeyi durdurma kararı verildiği zaman. Bu davayı kazandığımız anlamına gelmiyordu zaten. Davanın esasına ilişkin yargılama, daha sonra yapılır, mahkeme daha sonra yada yüksek mahkeme Danıştay daha sonra bir karar verir.
Yargılama Esasa İlişkin Danıştay Tarafından Halen Devam Ediyor
Nitekim bu son davada da aynı zamanda yürütmenin durdurulması talebiyle, birlikte kararı temiz etmiştik normal olan buydu. Danıştay 14. Dairesi, bu talebimizi reddetti. Yani yürütme durdurma talebimizi reddetti ama yargılamanın esasına ilişkin yargılama daha doğrusu temiz talebimizin esasına ilişkin temiz incelemesi Danıştay tarafından halen daha devam ediyor. Bununla ilgi henüz bir olumsuz karar yok.
Bunu böyle Zanneden Aklı Evveller Olabilir
Danıştay’ın yürütmeyi durdurmayla ilgili vermiş olduğu, olumsuz karar davada da, aynı şekilde karar vereceği anlamına gelmez. Onun öyle zanneden aklı evveller olabilir. Nitekim bizim 2013 yılında, ruhsatın iptali için açmış olduğumuz dava var ihalenin feshi için açmış olduğumuz dava var. Bu iki davayı da biz kaybettik. Ama biz kaybettiğimiz her iki davada da yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Ama bir yürütmeyi durdurma kararı verildi diye davayı biz kazanmadık. Nitekim burada da aynı şekildedir Danıştay adil bir yargılama yapılırsa yürütmeyi durdurma kararını vermek için yeterli bir sebep görmeye bilir. Ama davayla ilişkin temel incelemesini esasa ilişkin temel incelemesini yapar, o zaman ayrı bir karar verir yada vermeye bilir.
Yürütmeyi Durdurma Kararları Doğa Tahribatı İçin Çok Önemlidir
Dolayısıyla yürütmeyi durdurma kararları bizim açımızdan çok önemli çünkü yürütmeyi durdurma kararları aynı zamanda Cerattepe bölgesinde herhangibir işin yapılmaması engelleyen kararlardır. Yanı yargılamalar idari yargıda çok uzun sürüyor. Bu arada şirketler doğayı zaten tahrip ediyor. Bu tahribatın önüne geçecek şeyde yürütmeyi durdurma kararları oluyor.
2007 yılında Karar Geciktiği İçin bin 700 Ağaç Kesilmişti
2007’li dönemlerde de yürütmeyi durdurma kararı geciktiği için bin 700 tane ağaç kesilmişti. O ağaç kesimi devam ediyordu yürütmeyi durdurma kararı geldiği için o faaliyet öyle durdurura bildi.
Doğayı Önemsemeyen Tahribata Yol Açan Kararları Büyük Sevinçle Buna Yol Açanlar Duyursun
Bizde Cerattepe bölgesinde hiç bir şey yapılmasını istemediğimiz için orada da ki doğa felaketine, çevre felaketine sebep olunmaması için, çok önemsediğimizden bu tür yürütmenin durdurulmasına yönelik kararları halka duyuruyoruz. Adil ve çevreye saygılı adalete ve insan haklarına, insanları sağlıklı bir çevrede yaşamalarına özen gösteren ve bu hakları tanıyan Danıştay kararlarını, yürütmeyi durdurma kararlarını büyük bir coşkuysa karşılıyoruz ve bunuda halkla paylaşıyoruz. Bunun karsısında olan çevreyi ve doğayı önemsemeyen hem tahribata yol açan kararları büyük bir sevinçle duyurmak isteyenlerde olabilir. Onu da, onlar duyursun. Bu vahşeti insan hakları yıkımını çevre kıyımını coşku ve sevinçle kim duyurmak istiyorsa onuda gitsin onlar duyursun” dedi.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 12.05.2017 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle