Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu üyeleri Artvin’de faaliyet gösteren bir grup gazeteci ve gazete sahipleriyle bir araya gelerek Cerattepe Maden Projesi ve Artvin Halkının bu maden projesine karşı yürüttüğü mücadelede gelinen nokta hakkında durum değerlendirmesinde bulundu.
Varyant Restoran’da düzenlenen basın toplantısına Yeşil Artvin Dernek Başkanı Nur Neşe Karahan, Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri Bedrettin Kalın, Hasan Yüksel, Nursal Bülbül, Erdem Karslıoğlu, Bahattin Altuntaş, Nurcan Ay Katırcı, Hikmet Çelik, Artvin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Zeki Alkan, Artvin Faal Gazeteciler Dernek Başkanı İsmet Başer ve basın mensupları katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Yeşil Artvin Dernek Başkanı Nur Neşe Karahan Artvin’de çeyrek asrı bulan maden karşıtı mücadelenin en önemli ayaklarından birini mensuplarının oluşturduğunu söyleyerek basın mensuplarına mücadeleye bugüne kadar verdikleri destek için teşekkür ederek etti.
Karahan Artvin Cerattepe’de ki madene karşı verilen mücadele Artvin halkının önünde zoru bir mücadele olduğunu ifade ederek, “Zor ve sıkıntılı bir sürece giriyoruz. Bu süreçte siz değerli basın mensuplarıyla sohbet etmek istedik. Artvin’de ki herkesi ilgilendiren sorunlarla baş başayız. Hep birlikte mücadele ediyoruz. Hiç kimseyi ayrı gözle görmüyoruz. Çünkü hepimiz Artvin’in insanıyız ve hepimiz Artvin için bir şeyler yapıyoruz” dedi.
Artvin Cerattepe Maden mücadelesindeki son durum hakkında bilgi veren Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Bedrettin Kalın 2015 yılı Haziran ayında açılmış oldukları ÇED Olumlu Raporu İptal Davasının bilirkişi heyeti keşif çalışmasının 14 Mart 2016 tarihinde yapıldığını söyledi.
Bedrettin Kalın – Bilirkişi Heyetinin Raporlarının Da Bu Kadar Gecikmesi Bizi Kaygılandırıyor
Kalın, “14 Mart’ta keşif yapıldı. 14 Mart’tan sonra ki süreçte bilirkişi heyetinin raporlarını bekliyoruz. Bilirkişilerin rapor sunma süresi normalde bir aydır. Şuna iki buçuk ay oldu halen raporların hazırlanmasını bekliyoruz. Son dönemdeki mahkemelerin kararları da halkımızı kaygılandıran kararlardır. Adalete güvenin yüzde 20’lere düştüğünü adalet organları söylüyor. İki hafta önce Yargıtay Başkan Vekili Yargıya güvenin yüzde 20’lere düştüğünü dolayısıyla bu cenazeyi kaldırmaları gerektiğini söyledi. Bu başlı başına çok vahim bir durum. Bu süreçte bilirkişi heyetinin raporlarının da bu kadar gecikmesi bizi kaygılandırıyor” dedi.
Mahkemelere ve bilirkişi heyetlerine belirli yerlerden belirli güç odaklarından baskı yapıldığı endişelerini taşıdıklarını vurgulayan Kalın aksi düşünen kimsenin kalmadığını söyledi.
-Önceden Verilen Mahkeme Kararından Sonra Artvin’de ve Cerattepe’de Değişen Bir Durum Yok
Kalın, “herkes çok net ve açık bir şekilde biliyor ki yargı organları bilirkişiler ve adalet sistemi başlı başına bir baskı altında. Dolayısı ile buradan adalet beklemeden önce biz daha önceki yargı kararlarına güveniyoruz. Elimizde bir yargı kararı zaten var. Önceden alınan yargı kararları da var. Önceden verilen mahkeme kararından sonra Artvin’de ve bölgede değişen bir durum yok. Projede değişen bir şey yok. Dolayısıyla daha önce zararlıydı ama bugün zararı olmayacak diyebileceğimiz bir durumda söz konusu değil. Bir mahkeme kararı bekleniyorsa elimizde zaten alınmış bir karar var. Buna rağmen bir hukuk sistemi var bizde bu hukuk sistemini takip etmek zorundayız. Son davamızı da bu nedenle açtık.
Keşif sürecinde de Artvin halkı bir bütün olarak soruna sahip çıktığını gösterdi. Binlerce insan keşifte yol kenarında kortej oluşturdular. Büyük bir düzenlilik içinde bir sataşma olmadan keşfi izlemeye çalıştılar. Cerattepe bölgesine çıkıp o bölgeyi görüp vicdanı ile baş başa kalıp burada madencilik yapılabileceğini söyleyen hiç kimse çıkmaz. Bilirkişi heyeti o bölgeyi gördükten sonra keşfi bir bütün olarak değerlendirip bilimsel raporları inceledikten sonra burada madencilik yapılabileceğini yazmaları çok zor. Baskılara boyun eğseler bile maden yapılabileceğine dair rapor yazmada çok zorlanacaktır. Tahmin ediyorum bu durumdan dolayı rapor yazmakta zorlanılıyor. Baskı yapıldığı yönünde somut bir bilgimiz yok ama bunlar beklenen şeyler” diye konuştu.
Devam Eden İki Dava Var
Bedrettin Kalın Artvin Cerattepe maden projesi kapsamında halen devam eden iki dava olduğunu söyledi. Kalın, ”ilk ki 2013 yılında alınan ÇED’in iptaline ilişkin davadır. Bu dava kazanmış olduğumuz ama temyiz edilmesi nedeniyle halen Danıştay’da olan davadır. Yani temyiz incelemesi devam eden davadır. İkincisi 2015 yılında 751 kişiyle açılmış olan ve 14 Mart 2016 tarihinde keşfi yapılan davadır.
İkinci ÇED Normal Prosedür Uygulanmadan Bakanlığa Sunulmuştur
Birinci dava 2013 yılında alınmış olan ÇED Olumlu Kararını İptaline ilişkin açılmış bir davaydı. Bu davayı kazandık. ÇED’in iptaline karar verildi. 2009/7 diye bir genelge var. Bu genelge hukuka ahlaka vicdana aykırı bir durum. Deniyor ki bir ÇED raporu bir mahkeme kararı ile iptal edilmişse bu iptal gerekçelerinden bir ya da bir kaçının düzeltilmesi halinde yeni bir ÇED raporu hazırlanır ve bakanlığa sunulur. Bizde izlenen yolda bu genelgeye dayanarak hazırlanan ikinci ÇED. Bu ikinci ÇED normal prosedür uygulanmadan bakanlığa sunulmuştur. ÇED Hazırlandığında ilan edilip halkı bilgilendirme toplantısı yapılır. Halkı itirazları alınır. Değerlendiriliyor. Bakanlıkta inceleme değerlendirme toplantısı yapılıyor. Bu toplantı sonrası nihai haliyle askıya çıkarılıyor. Süreç buyken son hazırlanan ÇED’de bunların hiç biri yok. Son ÇED ilk ÇED’ deki hatalarımızı düzelttik dedikleri ÇED’dir. Bu ikinci ÇED başlı başına bir ÇED değildir. İptal kararı alınmış ÇED’in devamı niteliğindedir. Birinci ÇED’le bağlantılıdır.
Teleferik İçin Ayrı Bir ÇED Olması Gerekiyor
2009/7 genelgesinde deniyor ki bir ya da bir kaç eksikliğin düzeltilmesi halinde yeni ÇED hazırlanır. İptal kararı verilen ÇED bir ya da bir birkaç nedenden dolayı iptal edilmedi. Onlarca sebepten iptal edildi. İptal nedenini anlatan 28 tane madde var. 2009/7 genelgesi kapsamında yeni bir ÇED alınamaz. Bu genelgeye göre yeni ÇED hazırlanması için eksikliklerin giderilmesi lazım. Önceki ÇED’de teleferik hattı diye bir şey yoktur. Teleferik hattı ayrı bir ÇED’i prosedürü gerektiren bir şeydir. Teleferik hattı önce ki ÇED’de olması lazımdı ki ikinci ÇED’de hataları düzelttik diyelim. Böyle bir şey yok. Teleferik hattının ÇED’i bu dava ile hukuktan kaçırılmış durumdadır. Tümüyle yasadışıdır. Teleferik ruhsat sınırları dışındır. Bunun içinde teleferik içim ayrı bir ÇED olması lazımdır. Önceki mahkeme kararı bu alanda madencilik olmaz diyor. Cerattepe projesi 2009/7 genelgesine göre yeniden düzeltilip yapılacak bir şey değildir. Bu kadar önemli bir mesele bu genelgeye indirilemez.
Yeni ÇED bol bol literatür bilgisiyle şişirilmiş bilgilerden oluşuyor. İlk ÇED 500 sayfa iken ikinci ÇED 1500 sayfadan oluşuyor. Sayfa sayısının artmasının sebebi yeni çözüm önerileri değil literatür bilgilerinin doldurulmasından kaynaklanıyor.
“Teleferik Hattı Taşıma Sorununu Çözemez”
Teleferik hattının taşıma sorunun çözecek unsur olarak anlattılar, oysaki teleferik hattı bu projedeki çıkartılacak madeni ya da rezervi taşımaya yetecek bir şey değil. Bunun hesaplarını bu işte uzman birileri hesaplarını yatı, 22 ay süreyle 24 saat taşımayla normal on ay 22 gün 24 saat taşıma ile 176 bin ton maden taşına biliyor. Buda ancak üçte birine denk geliyor. Oysaki projeye dikkat ederseniz yılda 500 bin ton rezervin taşınmasına ilişkindir proje. Yani 324 bin ton neyle taşınacağı belli değil. taşımayacaklar yerinde işleyecekler işin özü bu. Giderek yapılacak iş bu.
Kalın “Tüneller Zamanla Çökecek Çökertilecek Daha Sonra Açık İşletmeye Dönecek”
Yavaş yavaş proje yerleştikçe hatta şöyle diyeyim; açık işletme kapalı işletme diye çok tartışılan konu buydu. Orda bir süre sonra tüneller çökecek. Bunlar kendi aralarında söylenen şeyler, bir süre sonra tüneller çökecek hatta çökmeyen tüneler çökertilecek ve ondan sonra ister istemez, açık işletmeye dönmek sorunda kalacaklar. Bunlar o şirkette konuşulan planlanan şeyler bizim uydurduklarımızda değil.
Damar Beldeydi Köy oldu
Bütün maden çıkartan şirketlerin denediği yöntem budur; halkı bir bicimde ikna edebilmek için belirli kişileri götürüp gezdirip getirirler. O gezip gelenler kamuoyuna açıklama yaparlar aman ne güzeldir. Ama gösterdikleri yerleri gezerler. Trajik olan durum ise siz burada yaşıyorsunuz gidiyorsunuz başka yeri geziyorsunuz, peki Murgul2u neden gezmiyorsunuz. Damar yok mu biz yaşamadık mı? Damar diye bir yer var eskiden belde olan şimdi köye dönüştü bitmek üzere bir yaşam kalmamış. Yakınlarımızda böyle bir örnek varken gidip Bergamaları bir yerleri geziyorlar. Bunlar ikna turlarıdır gerçeği göstermez.
Bundan önceki şirketlerde ikna turları yaptı, araçlarla götürdüler, tüneli galeriyi gezdirip getiriyorlar. Gelenlerde diyor ki aman ne temiz, dünya ölçeğinde elini yere sür yala hiçbir şey yok bu şekilde anlatıyorlardır.
Bizde gittik ama fabrikayı gezmedik fabrikanın hemen üzerinde Madenli köyü diye bir köy var madenli köyü terk edilmiş bir maden kasabasına köyüne dönüşmüş durumda çatlamayan çökmeyen ev kalmamış, çay arazileri çaylıklar üzerinde yürürken aşağıya doğru çöküyor. Evler çatlamış çökmüş, durumda.
“Size Anlattığımız Her Şey Bilim insanlarını Raporlarına Dayanıyor”
Bunlar çok teknik şeyler ben 15 yıldır bu işlerle uğraşıyorum haddim olmayan şeyleri konuşmuyorum gidiyorum bilim insanlarını götürüyoruz onlar raporlar veriyor onları söylüyoruz size anlattığımız her şey bilim insanlarının raporlarına dayanıyor. Ama o adamlar daha önüne koyduğumuz belgeyi okuyamayan telaffuz edemeyen ekoloji demeyi bilmeyen adamlar gidiyorlar orada Bergama’yı gezip aman ne güzeldi diyorlar.
Siyanür ağır metalleri çözen kimyasal, burada arsenik var, kurşun var, kadmin, civa var, alüminyum var siyanürün başlı başına tehlike olmanın ötesinde bunları çözüyor olması sebebedir. Ama siyanür başlı başına havayla solunum yollarına karışıp solunum kanserlere sebep olması da ayrı. Ayrıca suya karışıp kanserlere neden olması da ayrı. Bunların ötesinde bu ağır materyalleri çözüyor olması da ayrı” şeklinde konuştu
Yeşil Artvin Derneği 20 senedir Hiçbir Siyasi Parti ve STK Ayırt Etmeden Topluca Karar Almaktadır
Geçtiğimiz günler Bizim Artvin platformu adi altında kurulan bir oluşumun kuruluş toplantısında açıklama yapan Yeşil Artvin Dernek Başkanı Nur Neşe Karahan, “o günkü toplantıya bizde katılmak istedik ama polis engeliyle karşılaştık. Bizim Artvin diyorlar vatandaşların katılmasına izin vermiyorlar. Bizde dernek amacın anlamak üzere toplantının yapıldığı yere gittiğimizde çok sayıda polis bizi içeri almadı. Sonradan izlediğimiz videolarda sanki bu maden mücadelesi bizim kişisel tekelimizdeymiş gibi bir algı yaratılmaya çalışmışlar. Herkes bunu çok iyi biliyor ki 20 seneden fazla Yeşil Artvin Derneği kuruluşundan bugüne kadar 60’ın üzerindeki insanı tek tek telefonla çağırıyoruz, bunu da bütün siyasi partiler STK’lar, çağırıyoruz birlikte toplantı yapıp birlikte karar veriyoruz. Hiç kimsenin tekelinde böyle bir mücadele olamaz. Ama onların amaçları belli.
Toplantını son bölümünde Yeşil Artvin Dernek Başkanı Nur Neşe Karahan, basın mensuplarına teşekkür ederek, bu süreçte her zaman bizim doğru tarafsız ve şeffaf habercilik ilkesiyle Artvin halkını sesi kulağı oldunuz” diyerek basın mensuplarına teşekkür ederek toplantıyı sonlandırdı.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 29.05.2016 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle