Türklerde yıllarca süre gelen yayla geleneği Berta köyünde tüm hızıyla devam ediyor. Yaylacılığın bitme noktasına geldiği şu yıllarda Ortaköylüler ( Bertalılar ) inatla bu geleneği sürdürmeye ve yaşatmaya kararlı. Her yıl Eylül ayının sonunda inilip sessiz kalan yaylalar Temmuz ayı gelmesiyle şenlenmeye bacalar tütmeye başladı.
Sırasıyla Büyük Dağ, Bikinala, Kaçhal derken Duganala yaylası da misafirlerini ağırlamaya başladı. Büyük Dağ, Bikinala Yaylası, Kaçhal Yaylası, Duganala Yaylası artık şenlendi.
Artık yaylaya çıkan vatandaşlarımızı her gün yoğun bir mesai bekliyor. Bu yaylalardan biri de Duganala yaylası. Yaylada yoğun bir iş bekliyordu. Kimi evini tamir etti, kimi ise çeperlerini, kimi getirdiği eşyalarını yıkayıp astı kimi ise ahırını temizledi. Kısacası herkes başladı 2 aylık maceranın bir kolundan tutarak çalışmaya. Çalışmaktan yorulanlarda demledikleri çayları içerek yudumladılar yana yana. Ne demeli bilinmez, serinlemek için köşe bucak kaçan insanları düşündükçe insanın imrenesi geliyor tabi ki. Ha birde hayatlarının son demine gelmiş yaşlı amca ve ninelerin içlerinde yaşadıkları yaylaya çıkma coşkusunu gördükçe söylenecek bir söz bulunamıyor.
2 aylık serüven başladı
Kışın karların kırıp zarar verdiği yayla evlerini onarmak bir yandan, 2 ay kalınacak süre içinde kullanacakları araç gereçleri getirmek gerekiyordu. Öte yandan, hayvanları otlatacak nahırcıyı bulmak derken yoğun bir iş temposuyla yaylacılar karşı karşıya kaldılar.
Yoğun iş temposundan yorulan yaylacılar yemyeşil çiçeklerle bezenmiş soğuk yayla suyuyla yapılmış çaylarını demleyip kana kana yudumlarken koyu sohbete dalıyorlar.
Yaylaya çıka hayvanların bayramı sayılırdı ilk günler her taraf yem yeşil otlaklar ve çiçeklerle bezenmiş yaylalar hayvanlar için bir ödüldü adeta.
Kısaca yayla şenlendi çocuklar sevindi. Duganala yaylası kucak açtı gelen misafirlerine.
Halen Duganalarda kar bulmak mümkün
Ülkemizin birçok yeri sıcakla boğuşurken Duganalanın yaylasında ise halen kar ihtişamıyla duruyor. Temmuz ayı olmasına rağmen yükseklerde hala karların erimediği lankerlerin olduğu ilginç olsa gerek bu mevsim için. Bu ilginç olay yaylacıların ise en büyük neşe kaynağı. Çünkü yaylanın serinliği onların ömürlerine ömür katıyor. Onlar ne serinlemek için bir ağaç gölgesi, nede Antalya plajları arıyorlar. Onların serinlemeye ihtiyacı yok.
Daha uzun yıllar bu gelenek sürsün
Dileriz ki bu yayla geleneği yıllarca sürdüğü gibi bu hızla yine hep devam eder.
Fazla lafı uzatmadan sizleri yaylanın güzellikleri ve halkın yoğun iş akışını resimlerle sizlere sunalım.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 25.08.2009 tarihinde Tolga Gül tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle