Saadet Partisi Artvin İl Teşkilatı Aylık Mutat Toplantısını bu kez Hopa ilçesinde yaptı. Hopa iş merkezi bodrum katında yapılan divan toplantısına Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi Dursun Ali Düzenli, Araklı Belediye Başkanı Ümit İsmail Çebioğlu ile Artvin merkez ilçe ve ilçe teşkilatı katıldı.
Toplantının açılışında kısa bir konuşma yapan Araklı Belediye Başkanı Ümit İsmail Çebioğlu 2 dönem Araklı belediye başkanlığın yaptığını ifade ederek, "Ben halkın takdirini kazanan bir belediye başkanı olarak bir dönemden sonra 2. dönem belediye başkanlığına beni halkım getirdi. Eğer ben başarısız olsaydım beni kimse 2. kez makam koltuğunda oturtmazdı" diyerek Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın hapisten çıktığı anda ilk olarak Araklı belediyesine gelip kendisiyle 3 saat görüştüğünü ifade ederek şunları söyledi: "Milli görüş politikamızla bizi tekrar iktidar yapacağını bir kez daha söylüyorum. Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan beni kendi saflarına almak için çok uğraştı. Ancak başaramadı. Başaramazda. Çünkü Saadet Partisi olarak milli görüş politikamızla söylediğimiz her sözün arkasında durarak iktidara doğru yürüyoruz. Türkiye'nin acilen iktidar değişikliğine ihtiyacı vardır. Bunu hepimiz biliyoruz. Türkiye de biliyor" dedi.
Bu konuşmanın ardından Saadet Partisi Hopa İlçe Başkanı Ferit Sevinç konuşma yaptı. Ferit Sevinç milli ekonomik çözümün temel prensipleri anlatarak şunları söyledi:
"İMF'den ülkemizi iflasın ve sefaletin eşiğine getiren İMF anlaşmaları bir an evvel iptal edilmelidir. Kendi gücümüzle kalkınma, borç ve faiz batağına saplanmadan ülkemizin zengin kaynaklarını harekete geçirerek, denk bütçe uygulaması, Devletin gelir ve giderlerini dengeleyip borçlanmaya gidilmeden, yeni para politikası, Dolara dayalı sömürü para politikası terk edilerek (Halk ve adaleti esas alan yeni bir para politikası uygulanmalıdır.
Doğrudan ve dolaylı vergiler esnasında belini bükmeye devam ediyor. Değil ilerlemek ayakta kalmak esnaf için en büyük başarı haline geldi. Yaşanmakta olan "GİZLİ KRİZ" esnafın belini büküyor, siftahsız günlerin sayısı giderek artıyor.
Türkiye de 2004 yılı itibariyle her bir vatandaş ya da doğan her bir bebek 6. 208 YTL borçlu doğuyor. AKP hükümetinin iş bayına geldiği 2002 Kasımında Türkiye iç ve dış borç stoku yaklaşık 215 milyar dolardı. Aralık 2005 itibariyle bu rakam 350 milyar dolara yükselmiştir. AKP hükümeti bu borçlanma karşısında suni bahar havaları estirerek halkın kandırılmasına devam etmektedir.
2002 sonunda 100 milyon doları cebinden alıp gelen bir yabancı fazla değil sene sonra 211220 milyon dolara elini kolunu sallaya sallaya çıkıp gidebiliyor. Böyle bir kazanç AB ve ABD'de doların yıllık getirisi %1 ve ya %2'dir. Bu akıllara durgunluk veren rakam Türkiye'nin resmi yollardan nasıl soyulup fakirleştirildiğinin göstergesidir. Bu yıl halkımızdan yaklaşık 100 katrilyon lira vergi toplanacak bu verginin yaklaşık 66 katrilyon lirası faizciye gidecek.
Enflasyonun öneminin bütün ceremesi dar gelirli mağdur ve zaten ezilmiş insanların sırtına yükleniyor. Halkın geçim sıkıntısı artınca esnafında işi azalıyor. Satış yapamıyor. Sattığı malın parasını tahsil edemiyor, fakat vergisi cebren alınıyor, ödeyemeyince cezalar yükseliyor. Ver kurtul mantığı ile ülkenin tüm stratejik kurumları blok satışla yoğunluklu olarak yabancıların eline geçiyor. (Telekom, Petkim, Tüpraş, Seydişehir alüminyum gibi. ) Bütün bunlar İMF ve dünya bankasının düze çıkardığı tek bir ülke yoktur, batırdığı ülke çoktur, işte gerçekler. Ve soruyoruz? İktidarı ve kamuoyunu etkileyen çevrelerin dediği gibi Türkiye kalkınıyorsa rakamlar iyiyi gösteriyorsa bu rakamlar nasıl açıklanacaktır.
Türkiye kalkınıyorsa iyiye gidiyorsa bu topraklar üzerinde yaşayan insanların %95'i bunun neden hissetmemektedir. İhracat artıyor deniliyor oysa ithalatımız daha fazla artıyor böylece dış ticaret açığı daha da büyüyor, ödemeler dengesi iyice bozuluyor, 2005 yılı dış ticaret açığı Cumhuriyet tarihinde rekor seviyesine ulaşarak 45 milyar dolar seviyesine yükseliyor.
Halkımız AKP'yi büyük umutlarla %35 oy oranı ile 367 sandalye ile tek başına iktidara getirdi, aradan 3 yılı aşkın bir sürenin geçmesine rağmen sorunlar çözülmediği gibi katlanarak arttı. Oysa bu sürede Türkiye ayağa kalkabilirdi. AKP halkın kendisine verdiği yetki ve iradeyi İMF'ye teslim etti. Kadroları, maaşları yatırımları, bütçeyi İMF'nin belirlediği ülkede hükümetten ne beklenebilir.
Türkiye'nin ticaret merkezi olmasının engellenmesi Türkiye'ye gerek bölgesindeki ülkeler gerekse tüm İslam ülkeleriyle ticaretini geliştirip çok büyük kazançlar elde edecekken bu ülkelerin ticaret merkezi haline gelebilecekken malesef engellenmekte ve ülkemiz İMF'ye mahkum hale getirilmektedir.
BUNLAR HAYAL DEĞİL GERÇEKTİR. İNANDIK VE BUNLARI YAPTIK.
Kaynak paketleri sayesinde İMF'den bir kuruş borç almadan ülkenin öz kaynakları harekete geçirilerek 11 aylık kısa bir sürede halkımıza 30 milyon dolar kazandırılmıştır. Ülke ekonomisini kemiren iç ve dış borç yükü çözüm noktasına taşınmıştır. Rant ekonomisinden reel ekonomiye geçilmiştir. Denk bütçe hazırlanmıştır.
Büyüme hızı artmış istihdam patlaması yaşanmıştır. Gelir dağılımındaki çarpıklıkların giderilmesinin yolu açılmıştır. Zirai ürün ödemeleri %312 artırılmıştır, çiftçi bu dönemde altın çağını yaşamıştır. Esnafı destek için 13 hamle yapılmış esnafa ve KOBİ lere verilen kredilerde 7 hamle gerçekleştirilmiştir.
1 Temmuz 1996'da 100 alan memur 1 Temmuz 1997'de 256 almaya başlamıştır. Asgari ücret %100'den fazla artmıştır. 1 kilo yaş çay bedeli ile 4 ekmek alınır, durumuna getirilmiştir. 100 milyon alan Bağ-Kur emeklisi 300 milyon almaya başlamıştır. Fakir fukara fonuna rekor miktarda ödenek aktarılmıştır. Öğrenci bursları rekor seviyeye yükselmiştir.
İşçiler ilk defa sokağa dökülmeden toplu sözleşme imzalanmıştır. Çekiç güç gönderilmiştir. Kıbrıs'ın kalkınması için hayati projeler başlatılmıştır. Yeni bir dünyanın ilk adını olan D8 kurulmuştur. Enerji, Madencilik, Bayındırlık, İskân yatırımları patlamış 120 milyar dolarlık yeniden büyük Türkiye projelerine start verilmiştir.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 20.03.2006 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle