Artvin’in Ardanuç ilçesine bağlı Aydın Deresi üzerinde kurulması planlanan 4, 95 megavat kurulum gücündeki Ardanuç 7-8 HES projesine karşı Rize İdare Mahkemesinde dava açıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan, söz konusu HES projesi için “ÇED Olumlu Raporu” verildiğini kaydeden davanın avukatı Halis Yıldırım, kararının iptali istemiyle 29. 01. 2015 tarihinde Rize İdare Mahkemesi’nde dava açtıklarını kaydetti.
Tek Raporla 2 HES
Bölgede 2 ayrı HES projesinin hayata geçirilmek istendiğine ve bu projelerin sanki aynı projeymiş gibi değerlendirildiğine dikkat çeken Yıldırım, “Projeler, Aydın Deresi üzerinde ardışık olarak konumlandırılmıştır. Yani bakanlık tek bir ÇED Raporu ile iki ayrı HES’i projelendirmektedir. Ayrıca aynı Aydın Deresinde yapımı planlanan Ardanuç 5 HES projesine daha önce de Bakanlık tarafından ÇED Olumlu kararı verilmişti. Bölge halkı bu projeye karşı Rize İdare Mahkemesi’nde dava açmış, Rize İdare Mahkemesinin ret kararı ise Danıştay 14. Daire’nin tarafından bozulmuş bütüncül inceleme konusunda bilirkişi ve keşif yapılmasının ardından dosyanın karara bağlanmasına hükmedilmişti” dedi.
Bakanlık Hukuksuzluk Yapıyor!
Çoruh Havzası ve Ardanuç’taki diğer hiçbir çevresel proje ile toplam etkinin incelenmediği ÇED Raporunda ayrıca birçok eksiklik de bulunduğunu kaydeden Yıldırım, “Ayrıca bilindiği gibi Çoruh Havzası Türkiye’nin sayılı büyük havzalarından olup Doğu Karadeniz Havzasının da komşusudur. Bu iki komşu havzanın ise basından da sıkça takip ettiğimiz üzere en büyük sorunu heyelan ve seldir. Ardanuç 7-8 HES projesinde ise heyelan incelenmesi için Jeotekinik bir heyelan çalışması yapılmamış, sel konusunda da hiçbir çalışma yapılmamıştır. Hâlbuki Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın 2013–2017 yılları için hazırladığı Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planında Artvin Ardanuç İlçesindeki bazı alt havzaların öncelikli çalışılması gereken havzalar olduğunu görmekteyiz. Bölgede yaşayan canlı türleri için yapılan arazi çalışmalarının oldukça yetersiz olduğu anlaşılan Ardanuç 7-8 HES projesi ÇED Raporunda ayrıca bölgenin su kullanımı da yetersiz olarak incelenmiştir. Ayrıca ÇED Raporunda bu şekilde belirlenen can suyunun sabah 2 saat, akşam 2 saat olmak üzere dere yatağına bırakılacağı belirtilmektedir. Bu durumda çevre ekosistemini tehlikeye sokacak başka bir durumdur. Bu ve daha birçok eksikliğe rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Ardanuç 7-8 HES projesinin ÇED Raporuna olumlu kararı verilmiş olması hukuka aykırıdır. Bu aynı zamanda Bakanlığın çevreyi bilime ve hukuka aykırı olarak ranta açtığını da göstermektedir” şeklinde konuştu.
Taşocağına da Dava
Avukat Halis Yıldırım, Ardanuç 7-8 HES’e karşı açılan davanın yanında, Şavşat’ın Küplüce Köyünde kurulması planlanan Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Kapasite Artışına ilişkin olarak hazırlanan ÇED Raporuna karşı da, iptali istemiyle 27. 01. 2014 tarihinde Rize İdare Mahkemesi’nde dava açtıklarını bildirdi.
Açıklamasında Bakanlığın söz konusu tesis için verdiği ÇED Olumlu Raporunda yine birçok eksikliğin bulunduğunu kaydeden Yıldırım, asıl proje için yargı süreci devam etmesine karşın; Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, sürmekte olan dava sürecini görmezden gelerek, aynı projenin kapasite artışı için hazırlanan ÇED Raporuna “Olumlu” kararı verdiğine dikkat çekti.
İvedi Yargılama Usulündeki Hukuksuzluk!
Davada yaşanan bir başka hukuka aykırılığın ise İdari Yargılama Usulü Kanunu’na, ‘İvedi Yargılama Usulü’ başlığıyla eklenen 20/A maddesi ile ÇED kararlarından doğan konulardaki dava açma süresini işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 60 günden 30 güne düşürülmüş olması olduğunu kaydeden Yıldırım, “Hızla hazırlanan ÇED Raporları yine aynı hızla ilan edilmekte ve bu ilanlardan bir şekilde haberdar olmayı başaran ve ÇED Kararlarına karşı dava açmak isteyen yurttaşlar 30 günlük sürede kendilerine ÇED Raporları dahi ulaştırılmamaktadır.
İYUK’da yapılan bu değişiklik başta çevre davaları olmak üzere başkaca birçok konudaki dava açma imkânını kısıtlanmaktadır. İşlem içeriği olan ÇED Raporları veya Proje Tanıtım Dosyaları ilan edilmemekte ve bunlara ulaşmak isteyen vatandaşlara bir aylık sürelerden biraz önce veya sonra cevap verilmektedir. İçeriği yüzlerce sayfa bulan bu raporların incelenmesi ve ilan tarihlerinden itibaren 30 günlük sürede dava açılması ise imkânsızdır. Dolayısıyla yurttaşlar ya dava açmaktan vazgeçmekte ya da içeriğini dahi bilmeden projelere dava açmak zorunda bırakılmaktadırlar. Dava açma hakkını sınırlandıran ve Anayasa’ya aykırı olan 18. 06. 2014 tarihinde İdari Yargılamalar Usulü Kanunu’na eklenen ‘İvedi Yargılama Usulü’ hakkında yakın tarihlerde Anayasa Aykırılık iddiasında bulunacağız” şeklinde açıklamalarını tamamladı.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 14.02.2015 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle