Başıboş bulunan yavru yaban hayvanlarının yakalanıp koruma altına alınması yerine rahatsız edilmeden doğal ortamında bırakılması ve bölgeden uzaklaşılması gerektiği bildirildi Doğa Koruma ve Milli Parklar 12. Bölge Müdürü Bulut: "Yaban hayvanları çok hassas bir yapıya sahip olup strese girdiklerinde ölümle karşı karşıya kalmaktalar.
Çok hassas yapıya sahip olan yaban hayvanlarının strese girdiklerinde ölümle karşı karşıya kalabildikleri, bu nedenle asla evlerde beslenmemesi gerektiği bildirildi.
Doğa Koruma ve Milli Parklar 12. Bölge Müdürü Mustafa Bulut yaptığı açıklamada, başıboş karaca, ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi, ceylan, geyik, vaşak türü memeli yaban hayvanı yavrusu görüldüğünde ilk akla gelenin onları yakalayarak korumak olduğunu belirterek, "Bu, yavru yaban hayvanına faydadan çok zarar getirir. Çünkü yavrunun annesi, büyük ihtimalle yakın bir yerde besleniyor veya avlanıyor olabilir. Bundan dolayı da sizi görür ve yavrusuna yaklaşmaktan korkar" dedi.
Anne yaban hayvanı beslenirken sıklıkla yavrunun yuvada hareketsiz şekilde annesinin gelmesini beklediğini ifade eden Bulut, "Bu davranış onu yırtıcı ve dış ortamdan gelebilecek tehlikelerden korur. Yavrusu alınan yaban hayvanları o bölgeyi terk etmemekte, 3 gün içinde yavrularını bulurlarsa onları tekrar sahiplenmektedir. Bu nedenle yavru yaban hayvanı görüldüğünde yapılacak en doğru iş, onu rahatsız etmeden bölgeden uzaklaşmaktır" diye konuştu.
"Yaban hayvanı evde beslemek uygun değil"
Bulut, yaban hayvanlarını evde beslemenin uygun olmadığına dikkati çekerek, şunları söyledi: "İnsanlara alışabilmelerine rağmen her zaman yabanıl içgüdülerini korurlar. Bu nedenle yavru yaban hayvanları büyüdüklerinde insanlar için zararlı olabilmektedir. Aynı zamanda insanlarla yakın temasta bulunan yaban hayvanlarının tekrar doğaya dönmeleri ve doğal yaşama uyum sağlamaları güçleşmektedir. Bunlara ek olarak yabani ortamda bulunan bazı hastalık ve parazitler bu hayvanlar ile yakın temasa geçilmesi durumunda insanlara da bulaşmaktadır. "
Bölge müdürlüklerinin sorumluluk alanındaki Artvin, Giresun, Gümüşhane, Rize ve Trabzon'da karaca, ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi, vaşak, kızılgeyik olmak üzere birçok memeli yaban hayvanı yaşadığını kaydeden Bulut, şöyle devam etti:
"Bölgemizde çoğunlukla karaca vakalarına rastlıyoruz. Bu hayvanların yavrularını bulan vatandaşlarımız, iyi niyetle hayvanı bulunduğu ortamdan almakta, evde bir süre bakmakta ve sonra müdürlüğümüze teslim edilmektedir. Bu iyi niyetli bir davranış olmakla birlikte yaban hayvanı yavrusu açısından uygun değildir. Çünkü yaban hayvanları çok hassas bir yapıya sahip olup strese girdiklerinde ölümle karşı karşıya kalmaktadır. Onun için bu yavruların yeri doğadır, annesinin yanıdır. "
Yaralı ya da terk edilmiş yavru yaban hayvanı görülmesi halinde mutlaka Orman ve Su İşleri Şube Müdürlüklerine haber verilmesi gerektiğini vurgulayan Bulut, "Şube Müdürlüklerine teslim edilen yaralı veya güçten düşmüş yaban hayvanları, veteriner hekimler kontrolünde gerekli tedavileri yapıldıktan sonra habitatına uygun doğal yaşam alanlarına bırakılmakta, doğaya bırakılamayacak olanlar ise rehabilitasyon merkezlerine, hayvanat bahçelerine ve üreme istasyonlarına yerleştirilmektedir" ifadesini kullandı.
247 yaban hayvanı tedavi edildi
Bulut, bölge müdürlüğü olarak 2013 yılında 247 yaban hayvanını tedavi ettiklerini belirterek, "Bu yılın ilk altı ayında ise 70 kanatlı, 58 memeli olmak üzere 128 yaban hayvanını tedavi ederek doğaya, hayvanat bahçesine ve rehabiltasyon merkezlerine gönderdik. Çalışmalarımızın geniş kitlelere duyurulması amacı ile 2 bin 500 poster, 10 bin broşür bastırarak köylere, yaylalara, sivil toplum kuruluşlarına, kamu kurum ve kuruluşlarına dağıttık. Bunun yanında bilgilendirme ve bilinçlendirme toplantılarımız devam ediyor" dedi.
Bulut, yaban hayvanlarının doğada izinsiz olarak yakalanmaları ve bulundurulmalarının, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu hükümlerine ve Merkez Av Komisyonu kararlarına göre yasak olduğunu belirterek, yasağa uymayanlar hakkında 60 bin liraya varan para cezaları uygulandığını kaydetti.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 24.07.2014 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle