Artvin'in Ardanuç İlçesi Güleş Köyü'nde bir evde yaşayan 9 kardeşten özürlü olan 4 kardeşin verdikleri yaşam mücadelesi herkese örnek teşkil edecek cinsten. Onların rahatsızlıkları doğuştan kaynaklanıyor. Aslında anne ve babası yakın akraba olmamasına rağmen aynı aileden 4'ünde kas ve ilik yetersizliği sebebiyle bedensel özürlülük araştırılması gereken konu. Bu ailede tam 4 özürlü var. Yaşar Küçük (33), Özcan Küçük (30), Züleyha Küçük (28) ve Hacer Küçük (20). Ancak en büyük iki kardeş diğer ikisine göre daha şansız. Çünkü onlar bacaklarını hiç kullanamıyorlar. Onlarda ki kas ve ilik ölümü diğer kardeşlerine göre daha yoğun olduğu için tekerlekli sandalyeye muhtaçlar.
İşte onların hayat hikâyesi.
Güleş Köyünde yaşayan 9 kardeşten en büyüğü olan abla Yaşar Küçük'te (33) hastalığın belirtileri küçük yaşlarda başlamış. Henüz ilkokul çağına geldiğinde yürüyemez duruma gelen Yaşar Küçük o günden beri tekerlekli sandalyeye muhtaç. Ancak o hayata hiç küsmemiş. O ellerini kullanarak muhteşem tığ işlemeleri yaparak hem evdeki kızlara çeyiz yapıyor hem de satarak aile bütçesine katkıda bulunuyor. Okumayı çok istemiş. Hastalık buna engel olmuş. Okuma yazma bilmiyor ama elleri çok iyi okuyor ve eksikliğini yaptığı güzel eserlerle kapatıyor.
Özcan Küçük (30) o da ablası kimi kas ve ilik ölümünü en yoğun yaşamış. Ama o ilkokulu bizzat kendi ayakları üzerinde tamamlamış. Okulun son sınıfını sürüne sürüne de olsa okumuş ve ilkokul diplomasını almış. Daha sonra hastalık onu iyice bitirmiş ve o da ablası gibi tekerlekli sandalyeye muhtaç olmuş. O da üretmeye çalışmış. Köylük yerde yapacağı çok fazla bir şey olmasa da bir başkalarının yardımıyla da olsa evinin ve köyünün sorunlarını kamu görevlilerine aktararak sorunlarını çözmeye çalışmış. Her şeye rağmen hayata küs değil. Bir akülü araç istiyor. Çünkü o denli aktif ki köylü ona üstü açık Allah'a en yakın köyün muhtarı lakabını takmış. Bu sebeple akülü araca ihtiyacı var. Bir başkasına fazlaca bağımlı olmadan köyünde ve Ardanuç'ta rahatça dolaşıp işlerini halledebileceğine inanıyor. Fakat akülü araba alacak kadar parası yok. Kolay değil 11 nüfuslu ailede bütçeyi idare etmek. Belki bir gün birisi duyarda akülü araç alır diye bekliyor. Akülü araba için soyunarak eylem yapmak istiyor ama köylük yerde çobandan başka kim görebilir diye bu eylemi yapmaktan vazgeçiyor. Yine her şeye rağmen hayata küsmüyor yaşamaya devam diyor.
Züleyha Küçük (28) kendinden büyük olan kardeşlerine göre daha şanslı. Çünkü o yürüyebiliyor. Hatta ve kendi ihtiyaçlarını zorlansa da yapabiliyor. Kimseye yük olmasa da kimseye çok fazla katkısıda olmuyor. Hastalığını doğuştan kalça çıkıklığı biliyordu. Küçük yaşlardan beri yürümede ve merdiven çıkmada zorlanıyor. İlkokulu tamamlayabilmiş olsa da köyde ortaokul olmadığı için eğitimini tamamlayamamış. Fakat, Artvin Zihinsel Özürlüler Derneği'nin yaptığı organizasyonla İstanbul'a giderek hayatında ilk kez doktorla tanışınca hastalığıylada tanışmış. Kas ve ilik yetersizliği. Hücre ve kas ölümü kısmen olduğu için daha az zararla atlatmış. Bunu duymasına rağmen hayata küsmemiş. Bazen kardeşleri köy işlerine gidince evde kaldığı zaman üzülse de yine de yaşam güzel diyerek bir gün tıpta ki gelişmelerin olacağına tam olarak yürüyebileceğine hatta merdivenleri rahatlıkla çıkabileceğine inanıyor.
Hacer Küçük (20) özürlü kardeşler içinde en küçüğü. O da hastalığını daha önce bilmiyormuş. Doktora gidemediği için ilk kez ablası Züleyha Küçük gibi hastalığını yeni öğrenmiş. Diğer kardeşleriyle aynı kaderi paylaşmış. İlkokulu ablası gibi tamamlasa da ortaokuldan sonra okuyamamış. Aslında eğitimini tamamlayarak doktor olmayı ya da bir öğretmen olarak insanlara yardımcı olmayı istemiş. Ama engelli olmasından çok maddi engeller yüzünden okuluna devam edememiş. Yine de kardeşleri için, birbirlerine destek olabilmek için hayata sımsıkı tutunmuş. Oturduğu yerden başkasını yardımı olmadan ayağa kalkamasa da yine de mücadeleye devam diyor.
Güleş köyünde 11 nüfuslu ailesinden 4 tane engelliye bakan cefakâr baba Fahri Küçük (60) ilerlemiş yaşına rağmen çocukları için ayakta durmaya çalışıyor. Çiftçiliğin dışında hiçbir gelirinin olmamasına rağmen evinin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan baba Fahri Küçük çocuklularının durumu için, "Çok zor şartlarda yemeden yedirmeye çalışıyoruz. Atamazsın satamazsın mecburuz bakmaya. Geçimimiz çok zor. En büyük derdim onların tedavilerini yaptıramamak. Şartlar uygun olsa onları belki tedavi ettirir belki de daha rahat yaşamalarını sağlayabilirdim. Buna da şükür deyip yaşamaya devam ediyoruz. Birbirimize destek olarak eksiklerimizi tamamlayıp hayata sımsıkı sarılıyoruz. " diye konuştu.
Onlar herkese ibret hayat öyküleri ile herkesi şaşırtmaya devam ediyorlar. Dördü birbirini tamamlayarak bir insan olarak yaşıyorlar. Her zaman el ele kucak kucağalar. Sağlam kardeşler yürüyemeyenleri taşıyarak destek oluyor. Bazen bir kardeşin sırtında bazen diğerinin sırtında zaten hayatta bu değil mi?
Omuza binen tüm yüke rağmen yaşamaya devam diyerek güzel bir ders oluyorlar.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 02.08.2005 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle