Türkiye'de Kazım Koyuncu'nun kanser hastalığından dolayı hayatını kaybetmesi ile birlikte yeniden gündeme oturan kansere karşı savaş yürüten bir Hopa'lı mücadeleyi kazanmasını bildi. Hopa'da, 49 yaşındaki Mecit Topaloğlu, 2002 yılının 8 ayında vücudunda baş gösteren ağrılar neticesinde doktora gittiğini söyleyerek, "Benim kanser olayı aklımın köşesinden geçmedi. Bel fıtığı oldum sandım. 96 kilo iken kısa sürede 16 kilo birden verdim. Arkadaşlarımın tavsiyeleri ile Trabzon'da Uzman Doktor Hamdi Albayrak'a muayene oldum, emar çektirince kanser hastalığının soğuk ismi ile tanıştım. Trabzon Numune Hastanesinde ameliyatla bel kemiğimdeki kanserli hücreler alınarak yerine platin takıldı. Ameliyat başarılı geçince doktorumun tavsiyesi ile Ankara'ya, Onkoloji hastanesine yatırıldım. 6 ay kemoterapi tedavisi gördüm. Daha sonra Ankara Numune Hastanesine sevk edildim. Burada Hopalı uzman doktor Murat Albayrak kontrolünde 1 aylık tedavi gördüm. Bu aşamada bir ilik nakli operasyonu geçirdim. Tüm bu tedaviler sonrası sağlığımı topladım ve kanser hastalığından kurtuldum" dedi.
Kansere karşı savaş açan Mecit Topaloğlu hastalığı yenmesinin en büyük etkeninin erken teşhis, moral ve inanç olduğunu söyleyerek "Bana en büyük morali eşim Hacer Topaloğlu verdi. 'Birlikte mücadele edeceğiz. Yeneceğiz bu hastalığı' diye her an benim moralli ve dik durmamı eşim sağladı. Bu bana büyük moral oldu. Bende kendim 'Ben bu hastalığı yeneceğim' diye şartlandım. Sonunda moral ve inanç kazandı. Tabi ki bundan da önemlisi kanser hasatlığını yenmenin en büyük etkeni erken teşhistir. Sayın doktorlarıma teşekkür ediyorum. Teşhisi erken koymaları ve özellikle kendi kanımın alınıp GATA'da bu kandaki kanserli hücrelerin temizlenerek tekrar bana verilmesi beni hayata döndürdü. Tüm bu aşamalarda eşimin büyük morali beni sağlığıma kavuşturdu" dedi.
Mecit Topaloğlu şimdi yaşama daha sıkı sarıldı. İşinin başına geçti ve artık yüzü gülüyor. "Tabii bu arada kontrolleri ve doktorumun verdiği ilaçları da kullanmadan duramıyorum. 1974 yılından bu tarafa ticaretin içindeyim Çocuklarımın annelerine yansıyan moral veren davranışları ve eşimin de çok büyük fedakarlığı bizim yine eski mutlu günlerimize dönmemizi sağladı" derken gözlerinin içi gülüyordu.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 20.07.2005 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle